Yeni paradigmaya doğru

22 Mart 2013 08:35 / 1950 kez okundu!

 


Bundan yaklaşık 100 yıl önce İttihat ve Terakki ile başlamış ulus-devlet projesi süreci bugün itibariyle çok farklı bir paradigmaya doğru ilerliyor. Yaklaşık 100 yıldır bu topluma ezberletilen ama ne tarihsel ne de sosyal olarak geçerliliği olmayan düşünce kalıplarının nasıl birer birer yıkıldığını görmekteyiz. Bize öğretilen kutsallar; vesayet rejimi geriledikçe yok olmaya mahkum oluyor fakat bir yandan da özellikle beyaz Türklerde çok derin travmalar yaratıyor.

Bu değişim sürecinden psikolojik olarak en fazla etkilenen kesim beyaz Türklerdir. Çünkü bugüne kadar ezberledikleri düşünce kalıplarının doğru olmadığını gördükçe kendilerini koruma iç güdüsüyle hareket etmeye başlıyorlar. Güneş dil teorileriyle, marşlarla ve olmayan iç-dış mihrak kavramlarıyla eğitilmiş sözde aydınlanmacı beyaz Türklerin, son 15 yıldaki değişimi kavraması ve bunu idrak etmesi çok zor. Bu ciddi anlamda bir süreç alacaktır. Son Nevruz kutlamalarından sonra sosyal medyadaki gösterdikleri tepkilere bakılacak olursa, tamamen bir akıl tutulması yaşadıkları muhakkak. Militarist devlet anlayışı, kah güneş-dil teorileriyle kah kart-kurt tarzı sözde sosyolojik açıklamalarla, topluma ne giyeceğini ne düşüneceğini dayatan, aynı zamanda ne üreteceğine de karar veren devlet anlayışı çok ciddi anlamda gerilemiştir. Militarist devlet anlayışı ciddi anlamda demokratik devlet anlayışına doğru bir değişim içindedir.

Bu sürecin ilk önemli adımının anayasa referandumu olduğunu söyleyebiliriz. İkinci önemli adımın ise 21.03.2013 tarihinde Kürt sorununda alınan akıl almaz virajdır. Dönem dönem demokratikleşme ve sivilleşme yolunda atılan adımları da görmemezlikten gelemeyiz. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacak diyebiliriz. Elbette bugünden yarına barışın gelmesi beklenemez, bu kolay bir süreç değil. Tüm ezberlerimizin, kutsallarımızın yeniden gözden geçirilmesi gereken bu süreçte aslında 100 yıl önce temelleri atılmış ulus-devlet projesinin de artık değişime uğradığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bundan yaklaşık 30-35 yıl önce Anadolu’da boy göstermeye başlayan Anadolu sermayesi zamanla ciddi bir şekilde güçlenerek İstanbul sermayesinin gücünü kırmıştır. Bunun sonucu olarak da periferide yaşayan kesim iktidarı belirleme gücünü de elde etmiştir.Şimdi ise yeni bir sermayedar grup geliyor o da Kürt sermayesi. İç savaştan batıya kaçan Kürtler zamanla merkeze yaklaşmış ve belirli bir sermaye birikimine kavuşmuşlardır. Anadoluda’ki muhafazakar-mütedeyyin kesimin çevreden merkeze gelerek hem merkezi değiştirmesi hem de kendilerinin değişmesi sonucunda devletin paradigmalarında değişim yaşanırken şimdi de aynı şekilde Kürt sermayesinin de merkeze gelerek hem kendisi hem de merkezi değiştirecek güce ulaştığını söyleyebiliriz. Kürt sorunun çözüm aşamasındaki en önemli unsur göçle batıya gelmiş olan kesimlerin beyaz Türkler üzerinde yarattığı travmadır. Aynı travma muhafazakar kesim ile karşılaştıkları zaman da yaşanmıştı. Hani homosapienslerin neandertanları görmesi gibi, "neren çıktı bunlar, biz Türkiye’yi Filiz Akın’ın filmlerindeki gibi sanıyorduk" diyen bir ruh halindeler. Sosyal medyada kullandıkları nefret söylemi bunun en güzel örneğidir. Hem Ermenilere hem Kürlere hem de muhafazakarlara karşı kullanılan dil tamamiyle ırkçı bir söylemdir ve işin ilginç tarafı bu dili kullanan insanların ciddi bir kısmı kıyılarda oturanlardan oluşuyor.

Sonuçta;Türkiye’nin zencileri artık toplumsal değişimin göbeğine oturmuştur. Ulus-devlet projesini aşan yeni bir yapılanmaya doğru gittiğimizi net bir şekilde görmemiz gerekiyor. Hatta Ortadoğuda başlayan değişimin Türkiye’de yaşanan değişim ile en üst seviyesine ulaştığını, silahın yerini demokratik mücadelenin aldığını ve yeni bir ortadoğunun oluştuğu aşikar. Diğer yandan Türkiye son 15 yılda zincirlerini kırmışçasına vesayet rejiminden Kürt sorununa oradan türban sorununa kadar pek çok kangrenleşmiş sorunu çözdükçe devletin temel paradigması da çözülerek yeni bir paradigmayı oluşturma yolunda ilerlemektedir.


Serdar AKSOY

21.03.2013

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.