4+4+4=12 etmez, çünkü…
28 Şubat 2012 11:27 / 2994 kez okundu!
Bir çağrışım: Anam ilkokul 3’ten ayrılmaydı. Babası, “Başıma öğretmen mi olacaksın, okumayı öğrendin işte, kız çocuğu dediğin evinde olur, bu kadar yeter” demiş. Kocası askerdeyken mektup bile yazamamış, “kocasını özledi” ayıplamasına muhatap olmamak için.
Fakat 53 yaşındayken “aşk ağlatıp dert söyletince” kâğıt kalem istemiş torunundan; 12 Eylül 1980’de devrimcilikten tutuklu olan oğluna mektup yazacak ve ona, “Oğlum senin iki yaşındaki halini rüyamda gördüm, kucağımdaydın, bebeklik kokunu duydum. Mümkün ise giydiğin kirli bir fanilayı bana yolla, onu senin yerine koklayacağım.” diyecek. O kargacık burgacık yazılmış mektup elimde.
Bu ve benzer çağrışımlar arasında durmadan hesap yapıyorum, 4+4+4=12 etmiyor. Üstelik matematik öğretmeniyim. Çocuklar üzerinden “28 Şubat post-modern darbesi”nin hesaplaşması yapıldığı için mi, eleştirdikleri “toplum mühendisliği”ni kendileri de yaptıkları için mi bilemiyorum, hesap tutmuyor. O yüzden 4+4+4=12 Etmez, çünkü… diyorum.
1-) 4+4+4= 12 etmez!
Çünkü, “8 yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitim”, kesintili ve zorunlu olmayan hale geliyor. Zorunlu ilköğretim 4 yıla indirilmiş oluyor. İsteyen ikinci 4 yılı “Açık öğretimle” tamamlayacakmış. Sonra da isteyen Liseye gidecekmiş. Sonuç olarak zorunlu temel eğitim 4 yıla indiriliyor!
Öyleyse, niye (temel ve zorunlu) eğitimi “12 yıla çıkarıyoruz” diyorlar? 2010 yılında kendilerinin yaptığı 18.Eğitim Şurasında alınan “tavsiye kararı” var da ondan. Ayrıca 12 yıl lafı, “çalınan minareye iyi bir kılıf”.
Hasılı, anamı ilkokul 3’ten ayıran babasıydı, şimdi kızları 4’ten ayıran Devlet baba olacak. Bilinsin ki anam, babasını bu konuda hiç affetmedi.
2-) 4+4+4= 12 etmez!
Çünkü, ucuz çocuk emeği ve çalışan çocuklar piyasasının genişlemesine yol açılacaktır. Yani 11 yaşında ilköğretim 1.kademeyi bitiren yüz binlerce çocuk çalışmaya ve çalıştırılmaya başlanacaktır. Zira tam bu tartışmalar olurken, kaşla göz arasında 3008 sayılı Meslek Eğitimi Kanunuyla “çıraklığın yaşı 11 e indiriliyor” ve “ilköğretim birinci kademe mezuniyeti” şartı konuyor. Bu bir tesadüf müdür?
Çocuğun gelişimi, ihtiyaçları, eğitimi ve hakları yok sayılıyor. Bu durum, Türkiye’nin imzaladığı İLO (uluslararası çalışma örgütü) sözleşmelerine de ters. Ama ne gam! Vahşi kapitalizme esnekçe çalıştırabileceği, bol ve ucuz işgücü lazım. Çocuğun ihtiyaçları, hakları da neymiş!
3-) 4+4+4= 12 etmez!
11 yaşındaki çocuk meslek seçemez. (İlkokul 5 yıl iken de seçemiyordu.) Bu seçimi ailesi yapar. “Çocuklar kendi mesleğini seçecek” diye kaba saba yalan söylenmez ki. Bu yaklaşımın Çocuk gelişimi biliminde, çocuk eğitimi biliminde ve çocuk hakları sözleşmesinde yeri yoktur. Yaklaşım ÇOCUK ODAKLI değildir. Hesaplaşmanıza çocukları alet etmeyin, ayıptır! (“İlk 4 yıllık zorunlu eğitimden sonra…Çırak çocuk yetiştirme eğitiminde programa Bakanlar Kurulu karar verecek”miş. Bakanlar kuruluna müfredat yetkisi ne demek? Hepsi pedagog galiba bakanların.)
4-) 4+4+4= 12 etmez!
Çünkü bu formülde okulöncesi eğitim yok! Okulöncesi eğitimi hesaba katmayan bir sistem baştan aşağı yanlış demektir. Bir yığın bilimsel çalışma gösterdi ki, insan kişiliğinin temeli yüzde 80 ölçekte 0-6 yaş döneminde oluşuyor; 5 yaşında dürtülerini denetleyebilen (oto kontrol) bir çocuk hem mutlu, hem başarılı, hem stabil beraberlikler kurabiliyor; beynin en hızlı geliştiği en çok öğrendiği bir dönem okulöncesi dönemi; dili de matematiği de iyi öğrenmenin temeli de bu dönemde oluyor; temel davranımlar da 7 yaştan sonra “çakma” duruyor… Daha sayayım mı? Sizin “çağdaş, esnek, bilimsel” sistem önerinizde bütün bunlar niye yok? Okulöncesinde soran, sorgulayan, problem çözen davranışları kazanan bir çocuğu “biat” ettirmek zor olduğu için olabilir mi?
5-) 4+4+4= 12 etmez!
Çünkü bu üç tane 4 alt alta veya yan yana toplanmaz. Aynı kategoriden çoklukları ifade eden miktarlar olmadığı için matematik kuralına da terstir. Gelin delikanlıca, “Çocuklar üzerinden 28 Şubatla hesaplaşıyoruz” deyin; “Sosyal devleti tamamen geri çekiyoruz” deyin; “İmam hatiplerin orta kısmını fiilen oluşturacağız” deyin.
6-) 4+4+4= 12 etmez!
Çünkü bu konuyu topluma daha önce söylemediniz, şimdi de toplumla ve toplumun ilgili birimleriyle tartışmıyorsunuz. Dayatıyorsunuz. Demokratik tutum bu değil. Baktım, hükümet partisinin programında da yok. Topluma vaat etmediğiniz, dolayısıyla seçimlerde onayını almadığınız bir konu bu. Bir oldu bittiyle eğitimi yeniden yaz boz tahtasına çeviriyorsunuz. Tıpkı sizden öncekilerin yaptığı gibi. Varolan sorunlar demetine bir düğüm daha atıyorsunuz. Çocuklara kıymayın.
7-) Bugün eğitim sistemimizin bir çok sorunu var. Bunları yıllardır eleştiriyor ve önerilerde bulunuyoruz. Yalnızca okul boyutuna ilişkin herkesin paylaşacağı bir şey söyleyeyim: Okullarımızda kendi (Türkçe) ana dilini okuma ve anlama, bu dilde okuyan ve yazan olma işi becerilemiyor; okullarda fen ve matematik öğretilemiyor (son uluslararası sınavda sondan üçüncüydü Türkiye); okullarımızda yabancı dil öğretilemiyor; okullarımızda zorbalık ve tehdit unsurları ortadan kaldırılamıyor; “çocukların kanlarının gen haritasını çıkartarak vatana millete hayrı olmayacak çocukların yok edilmesini söyleyen” müdürler, “çocukları mezar taşları gibi gören” anlayışlarla sistem gitmiyor, okullar dökülüyor. Devlet okullarının büyük çoğunluğu böyle, diyeyim ve iyilere haksızlık etmeyeyim.
Fakat sizin 4+4+4=12 formülünüz bu sorunları çözer mi? Bu sorunları çözmeye dönük bir niyet ve içerik var mı? Yasa tasarısının her yanında bu sorulara yanıt aradım. Ne gezer, yok. Bu defa gerçekten bağcı dövmek istiyorsunuz, üzüm yemek değil. Ama bu ülkenin çocukları üzüm yemek istiyor, hem de organik olanından.
Muammer SAKARYALI
28.02.2012