BÝR T.C. DEVLETÝ KLASÝÐÝ: AYNI FÝLMÝ EÞME’DE GÖRDÜK

22 Haziran 2011 16:06 / 2701 kez okundu!

 


Dulkadir köyünü gördünüz mü?

Bir zamanlar Dulkadiroðlu Beyliðine baþkentlik etmiþ. Þimdi köyde (Kütahya’nýn Tavþanlý ilçesine baðlý) yalnýzca 50 kiþi yaþýyor.

Dulkadir köyünün yaný baþýnda Eti Gümüþ A.Þ. nin iþlettiði siyanürlü kimya tesisi var. Bu tesisin atýk havuzundaki setlerden biri 7 Mayýs 2011 tarihinde patladý. O günden beri ülke gündeminden düþmedi felaket haberleri. Ve tabii devlet yetkilileri “sorun yok!” demeleri de.

Ama þimdi baþka bir þey oldu. Ben bu olayý irdelemek istiyorum.

13 Haziran 2011 günü bir Dulkadirli, madenden köye akan sudan su içen bir ördeðin anýnda öldüðünü gördü. Anýnda köyde yaþayanlara haber verdi. Fakat ördeðin ölüm haberi duyulana dek baþka ördekler, birinin ineði, birinin iki koyunu, sekiz tane civciv de sudan içmiþti. Ýnek, iki koyun, yedi ördek, sekiz civciv vs hemencecik hakkýn rahmetine kavuþtu. Yetmedi, yalnýzca elini yýkayan dört yurttaþ da fenalaþtý ve hastaneye kaldýrýldý. Artýk köylüler diken üstündeydi ve olay basýn yoluyla dünyaya duyuldu. Hayvanlar siyanürlü suyu içmiþ ve anýnda ölmüþtü, insanlar deri yoluyla aldýklarý siyanürden hastanede tedaviye alýnmýþtý. Bütün bunlar atýk havuzu patladýðý için deðildi!

Eti Gümüþ A.Þ. nin genel müdürü Ergün Kýlýç, siyanür zehirlenmesini delikanlýca kabul etti. “Dün sabah tesislerin sýnýrlarý içerisindeki bir vananýn kimliði belirsiz kiþiler tarafýndan açýlmasý sonucunda Dulkadir Köyü'ne kýsa süreli su verildi. Kýlýç "Bizim ve Dulkadir Köylülerinin kullanma suyu olarak kullandýklarý suyu 2 ay önce kuyulardaki çökme nedeniyle kesmiþtik. Vananýn kimler tarafýndan açýldýðýný araþtýrýyoruz, bu bir sabotajdýr" dedi.

Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý yetkilileri köye gitti, sudan numune aldý. Aldýklarý numuneden siyanür ve arsenik, kadmiyum, antimon bakýsý yaptýrdý. Sonuç korkunçtu. . Ýzmir Hýfzýssýhha Enstitüsü Müdürlüðü tarafýndan yapýlan 14.06.2011 tarihinde alýnan su numunesi analizinde Siyanür olmasý gerekenden 221 kat, Arsenik 52 kat, Kadmiyuým 16 kat, Antimon 14 kat yüksek bulunmuþtu. Her þey ayan beyan ortada deðil mi? Salýnan siyanür aðýr metalleri çözmüþ ve yaþam alanýna bulaþtýrmýþtý.

Tesisin içindeki vanayý kim açabilir? Biz tesise girmek istediðimizde kapýsýndan içeri bile sokulmamýþtýk. Orada tesisin güvenlikçileri kuþ uçurtmuyor. Ama tesisteki vana açýlmýþ, siyanürlü su köye salýnmýþ. Bu kesin. Genel müdür zaten bunu kabul ediyor. Peki vanayý kim, neden açmýþtýr? Bu sorular yanýt beklemektedir. Bu sorularýn doðru yanýtýný sittin sene öðrenemezsiniz! Zira bu bir T.C. devleti klasiðidir.

Devam edelim. Köy muhtarý ve bazý köylüler siyanürlü suyun köye bilerek verildiðini ima ediyorlar. Diyorlar ki, “Eti A.Þ. bizim evlerimizi ve tarlalarýmýzý satýn almak istiyor, biz de onlarýn istediði fiyattan satmak istemedik.” Eti A.Þ nin genel müdürüne bu durum da soruluyor. O da yine delikanlýca konuþuyor: “Vali bey köylülerin ev ve arazilerini satýn almamýzý istedi, biz 150 bin liraya almak istedik ama köylüler 500 bin istedi.” Buradan ne çýkar? Köy muhtarýnýn ve bazý köylülerin ifadelerinin gerçeði yansýttýðý çýkmaz mý? Eti Gümüþ A.Þ o iþletmeyi çalýþtýrmaya devam ettiði sürece, zaten 50 kiþinin kaldýðý köyde felaket haberlerinin bitmeyeceði, devlet ve þirket açýsýndan hep bir baþ aðrýsýnýn devam edeceði belli deðil mi? Sakýn bu baþ aðrýsýndan bir an önce kurtulmak istenmiþ olunmasýn?

Ve Ýlçenin kaymakamýndan, Vilayetin valisinden ve Çevre Bakanlýðýndan gereken açýklama geldi: “Dulkadir köyünün suyunda sorun yoktur. Zehirlenmeler siyanürden deðildir…” Biz de “inandýk” tabii.

Biz bu filmi Kýþladað’da görmüþtük. “Kýþladað altýn madeninde Haziran 2006 yýlýnda meydana gelen siyanür kazasý sonrasý zehirlenen 2000’e yakýn Eþmeli’nin zehirlenmesinde de ayný oyuna þahit olmuþtuk. Yetkililer o zaman da siyanür zehirlenmesinde ‘arsenik’ aramýþlar (!), tepki gelince kanlarda siyanür yok deyip çýkmýþlardý. Týpký Kýþladað’da olduðu gibi buradaki durumda da bakanlar, valiler ‘hiçbir sorun olmadýðýný, herhangi bir tehlikenin kalmadýðýný’ açýkladýlar hemen.” (Evrensel)

Eti Gümüþ tesislerini örnek gösterip “atýk havuzundan su da içeriz, yýkanýrýz da” diyen Al ve Özgöbek soyadlý milletvekillerini Dulkadir köyünün suyunu içmeye davet etmek gerek.

Ve yetkililere sormak gerek: Bize ne zaman doðruyu söyleyecek siniz? Kütahya’da insanlarýn yaþam alanlarýnýn yok olmasýna daha ne kadar göz yumacaksýnýz?


Muammer SAKARYALI

22.06.2011

Son Güncelleme Tarihi: 26 Haziran 2011 13:39

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
08 Temmuz 2011 01:19

Merih Yücel


Yerin altýndaki kaynaklarýmýzý vahþi yöntemlerle çýkarýp, pazarlamak isteyenler , yaþamýn en büyük düþmanlarýdýr. 60 -70 yýl önce bu ve benzer yöntemlerle maden çýkarýlan yerlerde hala bir ot bile bitmiyor ve tek canlý yaþayamýyor. Örnek: Madra daðýnda gömülen 4 milyon ton atýk curuf 75 yýl sonra erozyonla açýða çýkýp, derelere oradan da Manyas gölüne karýþtý. Kurþunlu atýklar þimdi ölüm saçýyor. Derelerden su içen hayvanlar, balýklar ölüyor. Yöredeki zehir bütün canlýlarý etkilliyor. Besin zincirinin son halkasý insanda aðýr metaller yavaþ yavaþ birikir ve ileride büyük tahribatlara neden olur. Kýbrýs Lefke'de 35 yýl önce iþi biten siyanürcü þirketin býraktýðý maden alaný atom bombasý atýlmýþ gibi. Çölleþmiþ ve uzun yýllar boyunca da çöl kalacak topraklar. Zavallý doða, her organizmanýn bir tane olan zavallý yaþamý ve o yörenin tüm ekosistemleri, size kolay gelsin. Bu aç gözlü yaratýklarla uðraþmak çok zor. Bu insan denilen canlý sizlerin gözyaþlarýnýzla süslenip, gözünü ve cebini doyuruyor.



















06 Temmuz 2011 18:43

Merih Yücel

Artýk yöntem deðiþmiþ. Kamulaþtýrma iþe yaramýyor. Köylüler dava açýyorlar. Bu köylülerden kurtulmak lazým!...
27 Haziran 2011 22:36

msakaryalý

Muammer Bey, son derece duyarlý bir yazý. Son dönemde bu haberleri izledikçe içim hayretten öfkeye oradan isyana dönenip duruyor.Vananýn açýlmasýný sabotaj olarak niteleyen o zat-ý muhtereme yalnýzca vananýn varlýðýný sormak istiyorum ve ardýndaki abukluðu. O adama bu iþ için kaç para kazanýyorsun ki zehire avukatlýk yapýyorsun diye soruyorum, hem de yüksek sesle, dinledikçe saçmalamalarýný. Bazen yaþamdan umut kesiyorum böyle böyle. Yine de günaydýn olsun bu sabaha. Yýldýz Ýlhan
22 Haziran 2011 23:38

S.AÞKIN

Devletin her yurtdaþýna eþit olarak yaklaþmasý gerekirken, maalesef kýlýcýn keskin yüzü her zaman güçlüden, paradan yana oluyor. Gariban kýlýcýn sadece acýsýn duyuyor ve sýrtýný görebiliyor. Ýnsanlarýn kazandýðý parayla / verdiði vergiyi oranlarsak her zaman oradaki köylü daha fazla vergi veriyordur. Arada bir baþka tezat da var.
Oradaki köylü devletten korkar. Bu korku onlara göre devlete olan saygý ve devletin kutsallýðýndan gelir. Ama devlette oradaki maden þirketinden korkar. Anlamsýz bir tezatlýk… Onlara göre Dulkadir’linin ölmesin veya çevresinin viran olmasýnýn önemi yoktur. Çünkü nemalanalar orada yaþamýyor. Bunlar giderler oradaki havuzun yanýnda su da içerler. Ýçerler ama bardaktaki su oranýn suyu olmaz. 25 sene önce devletin en yetkilileri karadenizde çay içmiþlerdi.
Hedef belli 2023. Osmanlý 600 yýl yaþamýþ. TC. 100 yýl. Sonrasý: bitmiþ bir Anadolu.
Bir TC filmi: THE END

Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.