Öylesine dolu ki içim... Çiðdem Þahin

08 Nisan 2009 01:05 / 1747 kez okundu!

 


Ýçinizdeki sesi dinleyerek okuyacaðýnýz günü umutla bekliyorum. Kaç gündür kalemime dokunamýyorum. Oysa öylesine dolu ki içim, acýmasýz insanlarýn yaptýklarýný kaleme almak ve sokaktaki hayvanlarýn sesi, çýðlýðý olmak için yazýyorum...

***

Deðerli okurlar, bir okuyucuman çok duygulu bir mektup aldým... Benim defalarca yazdýðým bir konuda... Hiç anlatmayayým, siz okuyun isterseniz... Aynen aktarýyorum... Bu arada okurum iþi gereði kimliðinin açýklanmasýnýn doðru olmayacaðýný söylediði için ismini veremiyorum, üzgünüm... 

ÖYLESÝNE DOLU KÝ ÝÇÝM... 

Ýçinizdeki sesi dinleyerek okuyacaðýnýz günü umutla bekliyorum. Kaç gündür kalemime dokunamýyorum. Oysa öylesine dolu ki içim, acýmasýz insanlarýn yaptýklarýný kaleme almak ve sokaktaki hayvanlarýn sesi, çýðlýðý olmak için yazýyorum...

Ey insanoðlu aðaçlarýn altýnda büyüdün ama aðaçlarý sulamadýn… Ormanlarý kestin, biçtin, yaktýn yok ettin, peki ne oldu þimdi? Her yerde binalar yükselttin, geçim zorlaþtý, iyice kibirli oldun, iyice sinirli… Neden? Çünkü ayaklarýn topraða deðemiyor artýk… Çocukken okþadýðýn köpekçikleri, kedicikleri acýmasýzca vurdun… Gökyüzündeki kuþlarý avlanma yasaðýna raðmen avladýn… Hayvanlarý katlettikçe doða da sana isyan etti… Masumlarý da pençesine düþüren hastalýklar ortaya çýktý. Eko-sistemi bozdukça tabiat verdiklerini geri almaya baþladý… Ýnsanoðlunun aksine doða ana yavaþça alýyor intikamýný, yavaþça yok ediyor yeryüzünde yaþamý... Yaþam kaynaðýmýz suyumuz bitecek bir gün… Ýnsan bir terminatör; yok eden, parçalayan… Bugün teknoloji uðruna havamýzý, suyumuzu, doðal kaynaklarýmýzý, denizimizi, derelerimizi yok ediyoruz, her aðaç yandýkça insan yanýyor… Geliþme adýna yapýlan buluþlarla kanseri çaðýrdýk evlerimize, sakat doðdu çocuklarýmýz… Gencecik topraða verdik ne fidanlarý... Soruyorum hangi kazanç bu insanlarý geri getirebilir… Gidenler keþke dönebilseydi...

Her sabah yolumu bekleyen köpekçik… Adýný Garip koydum; ayaðýna sopa ile vurmuþlar; tek ayaðý ile yürümeye çalýþýyor… 4 yavrusuna sakat da olsa bakýyordu… Ben de hem ona hem yavrularýna... Bir sabah iþe giderken yine yemek vermeye gitmiþtim yanýna; oradaydý ama yavrularý yoktu… Acýyla gözlerime bakýyordu Garip, anneydi köpek de olsa… Belli ki yavrularý için kaygýlanýyordu. Sordum çevredekilere, götürüp atmýþlar yavrularýný bir dere yataðýna… Ýnsanoðlu vicdanýný mi yitirdi yoksa dinlemiyor mu artýk vicdanýnýn sesini… Merhameti kalbinde hissedemiyorlar mý insanlar... Hayvan sevgisi olmayan insanýn yüreðinde insan sevgisi olur mu diye soruyorum... Hiçbir þey avutmuyor artýk beni...

Belediyeleri unutmak istiyorum…Unutmak istiyorum gördüklerimi, duyduklarýmý… Köpek baþýna para veren, beynine niþan alýp bir atýþta yere sermeyi marifet bilen; zehirli etlerle canlar alan Rize belediyesini… Görevi sokak hayvanlarýna aþýlarýný yapmak, onlarý korumak olan ama gerçekte acýmasýzca sürdürülen bu katliama alet olan, yardýmcý olan sözüm ona veterinerleri görmeye dayanamýyorum.

Yolun ortasýnda köpeðe vurup kaçan þoförün aksine, yaralý arkadaþýný yolun kenarýna çekmeye çalýþan köpek görüntüleri geliyor gözümün önüne, sizin köþenizden verdiðiniz linkten izlemiþtim videosunu Çiðdem haným; herkes gibi ben de aðlamýþtým insanlýðýmdan utanarak; biz insanlarýn vicdanýna neler oluyor böyle anlayamýyorum... Etraftan duyduðum, bulduðum, öðrendiðim anneleri öldürülmüþ sokakta biçare kalmýþ, korunmaya muhtaç çaresiz köpek ve kedi yavrularýna þimdiye kadar hep evler buldum bakýlacaklarý; bir yuva sahibi yapmak için her yolu denedim... Ama ya benim göremediklerim? Mahallenin çocuklarýnýn elinden son anda kurtardýðým yaralý güvercin geliyor aklýma; kanayan kanatlarýna aldýrmadan sallayarak savurmalarý hayvancaðýzý, yavrucaðýn ciyak ciyak baðýrmasý; ben orada olmasaydým, düþünmek bile istemiyorum sonunu... Hem ben her yerde olamam ki; bu insanlar neden bu kadar kötü...

Çocukluk dönemime ait hüzünlü bir anýmý hatýrladým þimdi de... Yemek artýklarýný verdiðim mahallemizin sokak köpeklerinden birisiydi… Benim sesimi duyar duymaz gelirdi… Susarak, gözlerime bakarak severdi beni… Dokunamazdým o zamanlar hiçbir hayvana… O da çekindiðimi hissederdi… Yaklaþmazdý… Bir gün evimin önünde acý bir inilti duydum. Pencereden baktýðýmda o gözleriyle adeta beni sevdiðini bildiðim Lessi yerde kanlar içinde yatýyordu… Yanýna gittim, ne olduðunu sorduðumda komþulardan biri evin ilerisinde yolda Lessi’ye bir arabanýn çarptýðýný söyledi… Zavallý köpekçik oradan bizim kapýya kadar benden yardým istemek için gelmiþti… Bir hayvanýn gözyaþý dökebileceðini ilk kez orada Lesse aðlarken görmüþtüm. Veterineri getirdim, kurtaramayýz dedi; acý çekmeden ölmesi için iðne yaptý. Lesse’nin o yaralý inleyen hali ve döktüðü göz yaþlarý günlerce gözlerimin önünden gitmedi... O arabasýyla hýz yapýp Lesse’nin canýna kýyan kiþi, ona bu ýstýraplarý çektiren kiþi, verdiði bu acýdan dolayý bir kez olsun vicdan azabý çekmiþ midir diye merak ediyorum...

Güya insanýz biz, yürek taþýyan, vicdan sahibi… Ama hayvan bile kýyamazken baþka bir canlýnýn yavrusuna, bizler, ah bizler, yok edici bizler, canlý canlý derede boðuyoruz köpek yavrularýný; elimizde sallaya sallaya kýrýyoruz bir güvercin yavrusunun kanatlarýný... Umut etmek istiyorum yarýnlardan, geleceðe bu tabiatý olduðu gibi, tertemiz, kirlenmemiþ býrakabilmeyi istiyorum... Çocuklarýmýn ormanlarda gezinebilmesini, masmavi gökyüzüne bakarak, derelerden paçalarýný sýyýrarak geçebilmesini, kana kana su içebilmesini pýnarlardan... Týpký kendi çocukluðumda olduðu gibi... Þimdi büyüdüðüm yer bir il oldu; bir metropol… Büyüdüðüm yere yabancýlaþtýðýmý hissediyorum… Yok olduðunu hissediyorum çocuk gülüþlerimin… Kimim, neredeyim, hangi hisler içindeyim bu satýrlarý yazarken içimde kopan fýrtýnalarý anlatabilecek miyim...

Nasýl bir hisle yazdým bu yazdýklarýmý? Ýnsaným; sadece insan kalmaya çalýþan bir insan…

Duyarsýz kalacaksanýz siz de okumayýn yazdýklarýmý... En azýndan yakýn çevrenizi deðiþtirme gücünüz varken bunu yapmýyorsanýz, üþeniyorsanýz unutun anlattýklarýmý; hiç olmamýþ sayýn... Öyle ya bir tepki yaratmayacaksa okumanýn ne anlamý var böyle hüzünlü iç karartýcý þeyleri... Yüreðinizde bir kýpýrtý uyandýrmayacaksa... Sadece üzülüyorum demenin bir anlamý yok; uzaktan sevmenin, acýmanýn, iç çekmenin, gözyaþý dökmenin... Bu yüzden duyarsýz kalacaksanýz gerçekten okumayýn yazdýklarýmý... Bir fidan dikmeyecekseniz topraða, biçare bir hayvana bir dilim ekmek vermeyecekseniz, boþ yere canýnýzý sýkmýþ olmayayým ben...

Ama yine de var umudum… ‘Belki de’ der beklerim… ‘Ýnsanoðlu terminatördür belki ama yine de parçaladýklarýný bir gün toparlamaya kalkacaktýr elbet’ der beklerim... 

Açýk Gazete.com

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.