Diyarbakýr Anneleri Türkiye'ye Ne Kattý? - Cengiz ALÐAN

04 Ocak 2021 17:47 / 2149 kez okundu!

 

 

Pek çoðu daha önce kendisinin de HDP’ye oy verdiðini söyleyen anneler babalar, bugün artýk “Baþlarým sizin Kürdistan davanýza!” diye seslerini yükseltiyor ve PKK’nýn ABD uþaðý bir örgüt olduðunu, çocuklarýný Amerikan çýkarlarý uðruna heba ettiðini belirtiyor. Yýllarýn sol siyasi partilerinin görmediði bir gerçeði Diyarbakýr Anneleri iki cümlede özetleyiveriyor.

 

****

 

Diyarbakýr Anneleri Türkiye’ye Ne Kattý?

 

Diyarbakýr Anneleri Türkiye ye Ne Kattý

 

Pek çoðu daha önce kendisinin de HDP’ye oy verdiðini söyleyen anneler babalar, bugün artýk “Baþlarým sizin Kürdistan davanýza!” diye seslerini yükseltiyor ve PKK’nýn ABD uþaðý bir örgüt olduðunu, çocuklarýný Amerikan çýkarlarý uðruna heba ettiðini belirtiyor. Yýllarýn sol siyasi partilerinin görmediði bir gerçeði Diyarbakýr Anneleri iki cümlede özetleyiveriyor.

Hikaye Aðustos 2019’da, bir annenin kaçýrýlan oðlunu bulmak için Halklarýn Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakýr Ýl Baþkanlýðý önünde oturma eylemi yapmasýyla baþladý. Sur ilçesinde yaþayan anne Hacire Akar, bir hafta önce niþanýný yaptýðý oðlu Mehmet bir anda ortadan kaybolunca polise baþvurdu. Eve döndüðünde oðlunun telefonunu inceleyen Hacire Ana, HDP’den çok sayýda mesaj geldiðini gördü ve soluðu HDP il binasýnýn önünde aldý.

Bu konuda tecrübesi vardý çünkü daha önce bir oðlu ve bir akrabasý HDP aracýlýðýyla daða çýkarýlmýþ ve ölmüþlerdi. Ýl binasýnda hiç de hoþ karþýlanmayan Hacire Ana binanýn camlarýný taþla kýrarak oðlunu alana kadar oradan ayrýlmayacaðýný feryat figan ilan etti. Ýl yöneticilerinin saldýrýlarýna da aldýrmayan Akar binanýn önünde geceli gündüzlü oturma eylemine baþladý.

Terörle Mücadele Þube Müdürlüðü de bir yandan araþtýrmasýný sürdürüyordu. Dördüncü günün sonunda polisin sýký takibi ve Akar’ýn kararlý direniþi sayesinde Mehmet bulundu, annesine teslim edildi. Olayla ilgili bir il ve bir belediye yöneticisi gözaltýna alýndý. Daða insan götürmede HDP’nin rolü ortaya çýktý. O andan sonra Kürt annelerinin yüreðine 40 yýldýr ateþ düþüren bu sorunda kökten deðiþiklikler oldu. Kývýlcým bir kere çakýlmýþtý.

Mehmet kurtuldu, evlendi, hatta bir de bebeði oldu. Annesi olmasa o da abisinin ve binlerce Kürt gencinin akýbetine uðrayacak, belki þu anda çoktan öldürülmüþ olacaktý. Akar’dan cesaret alan ve devletin de kendilerini tavizsiz desteklediðini gören baþkalarý da kendi çocuklarýný istemek için HDP binasý önünde birikmeye baþladýlar. Bugün 180’den fazla aile, yaklaþýk 500 gündür orada direniyor ve 20’den fazlasý çocuklarýna kavuþtu.

Aslýnda Akar’ýnki ilk deneme deðildi. 2014’te henüz Çözüm Süreci devam ederken, yine baþka anneler Diyarbakýr Belediyesi önünde oturarak evlatlarýný istediler. Fakat HDP’den çok sert tepki gördüler. Önce “iþ birlikçi hain” diye aþaðýlandýlar. Demirtaþ bu annelerin MÝT’ten para aldýðýný iddia etti. Belediye görevlileri anneleri saçlarýndan sürükleyerek uzaklaþtýrmaya çalýþtý. Hatta o dönem belediye baþkaný olan Kýþanak’ýn (ki kendisi de bir anne) emriyle, temizlik bahanesiyle, ailelere böcek muamelesi yapýlarak köpük sýkýldý, çadýrlarý yýkýldý. Devlet desteðini de arkalarýnda bulamayan aileler kýsa sürede daðýldýlar.

 

Peki Deðiþen Neydi?

Öncelikle, bir tek cesur çýkýþýn bile yýllarýn ataletinden sýyrýlmayý tetikleyebileceði görüldü. Anneler korku duvarýný yýktý. Daha önce hem örgüt korkusundan hem de ses ederlerse daðda evlatlarýnýn baþýna bir iþ gelmesi kaygýsýndan harekete geçmeleri zordu. Ama þimdi sonuç alabileceklerini gördüler.

Üstelik açýlým zamaný hükümetin (her ne kadar henüz FETÖ devletten temizlenmemiþ olsa da) samimiyetle elini taþýn altýna koyduðunu, süreci baltalayanýn PKK olduðunu net biçimde görmüþlerdi. Çocuklarýn isteneceði adres de artýk netti: PKK’nýn siyasi temsilcisi HDP.

Çeþitli siyasi partiler Diyarbakýr Anneleri’ne “yanlýþ adrese” baþvurduklarýný, evlatlarýný istemek için AK Parti’nin önünde oturmalarýný söyleseler de anneler gerçeði biliyordu. HDP’nin ön kapýsýndan giren arka kapýdan daða gönderiliyordu. Yakalanan veya teslim olan çoðu militanýn itiraflarýnda bunu apaçýk gördük. Yani annelerin direniþinin ilk somut sonucu ailelerdeki korku eþiðinin aþýlmasý ise ikincisi de HDP’nin PKK’ya “askerlik þubesi” görevini yerine getirdiðinin görülmesiydi.

Diyarbakýr direniþi kararlýlýkla devam ettikçe büyüdü, þehrin sýnýrlarýný aþtý. Örneðin Þýrnak’ta aileler, uzun zamandýr her perþembe, ellerinde Türk bayraklarýyla teröre karþý yürüyüþ yapýyor, eylemi HDP binasý önünde PKK ve HDP’ye lanet okuyarak bitiriyorlar. Þýrnaklý aileler de çocuklarýný doðru adresten, HDP’den istiyor. Ýzmir’de, küçük de olsa benzer bir eylem sürüyor. Hatta Almanya’da bile kýzý PKK tarafýndan kaçýrýlan bir anne uzun zamandýr parlamento binasý önünde eylem yapýyor. Daha önce çoðunlukla devleti suçlayan aileler artýk doðrudan PKK-HDP’yi suçluyor ve hesap soruyor. Terörle yaþadýðýmýz 40 yýlda bu daha önce olmuþ bir þey deðildi.

Ailelerin eyleminin ürettiði çok önemli sonuçlardan biri de PKK’ya eleman akýþýnýn büyük oranda kesilmesi oldu. Ýçiþleri Bakaný Süleyman Soylu’nun sýk sýk açýkladýðý rakamlara göre örgüte katýlým sayýlarý son yýllarda neredeyse yüzde bire kadar düþmüþ durumda (2014’te PKK’ya katýlým 5 bin 600 civarýndayken 2020’de sadece 52’de kaldý). Bu durum örgütün hem yurt içinde eylem yapma kapasitesini azaltýyor hem de kalan elemanlarýyla iletiþim kurmakta zorlanmasýna neden oluyor. Lojistiðin kesilmesinde de önemli rol oynuyor.

Bunu da yine örgütün Kandil’deki üst düzey yöneticilerinin basýna yansýyan ifadelerinden anlýyoruz. Bu kiþiler sýk sýk eleman bulmakta zorlandýklarýndan, sivil alanda kendilerine desteðin sýfýra yaklaþtýðýndan, hatta bazý þehirleri “tamamen kaybettiklerinden” þikayet ediyorlar.

 

“Baþlarým Sizin Kürdistan Davanýza!”

HDP binasý önündeki aileler basýna verdikleri demeçlerde bir gerçeðin altýný daha açýk biçimde çiziyor. Pek çoðu daha önce kendisinin de HDP’ye oy verdiðini söyleyen anneler babalar, bugün artýk “Baþlarým sizin Kürdistan davanýza!” diye seslerini yükseltiyor ve PKK’nýn ABD uþaðý bir örgüt olduðunu, çocuklarýný Amerikan çýkarlarý uðruna heba ettiðini belirtiyor. Yýllarýn sol siyasi partilerinin görmediði bir gerçeði Diyarbakýr Anneleri iki cümlede özetleyiveriyor.

Daha önce oy verdikleri HDP milletvekilleri yanlarýndan geçerken “Verin benim çocuðumu. Avrupa’da gezen, kolejlerde okuyan kendi çocuklarýnýzý daða gönderin” diye haykýrýyor. Yani olayýn sýnýfsal boyutunu da çok iyi analiz ediyorlar. Yoksul ailelerin umutsuzluða sürüklenmiþ, bazen uyuþturucu, bazen aileye isyan, bazen tamamen düzmece piknik, kamp vb. yalanlarla kandýrýlýp götürülen çocuklarýnýn neye hizmet ettiðini görüyorlar.

Ailelerin turnusol kaðýdý iþlevi gören eylemlerinin iþaret ettiði bir gerçek daha var. Ýkinci yýlýný yarýlamak üzere olan oturma eylemine “Cumhur Ýttifaký” bileþenleri dýþýndaki hiçbir siyasi parti, STK, sendika, meslek odasý vb. bir kez olsun destek vermedi. Yýllarýn sözde insan haklarý örgütleri “dostlar alýþveriþte görsün” babýnda bile ziyaret etmeye yanaþmadý.

Kayyum atamalarýna karþý çýkmak için Ýstanbul’dan kalkýp Diyarbakýr’a giden belediye baþkanýnýn aklýna, HDP binasý önünde oturan annelere bir bardak çay ikram edip dertlerini dinlemek gelmedi. Seçim kazanma gayretiyle gerçeðe gözünü tamamen kapatan siyasi aktörlerin hiçbiri, HDP’ye ters geleceðini bildikleri için, annelere destek anlamýna gelebilecek tek söz etmedi.

Gün aþýrý Demirtaþ’ý savunan açýklamalar yapan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Baþkaný Kýlýçdaroðlu bir kez olsun Diyarbakýr Anneleri’ni aðzýna almadý. Sanatçýlar, aydýnlar, yazarlar da dut yemiþ bülbüle döndüler. Türkiye’yi uluslararasý mahkemelerde yargýlatmak için bildiri yayýnlayýp dünyaya duyuran imzacýlardan kimse de çýkýp, en azýndan “Dertleri ne bu ailelerin?” diye sormaya bile tenezzül etmedi. Oysa 40 yýllýk terör sorununun çözümünde annelerin üstlendiði rol net olarak ortaya çýkmýþtý. Böylece terörün bitmesini gerçekten isteyenlerin ve bu mücadelenin önüne taþ koyanlarýn kimler olduðu da anlaþýlmýþ oldu.

Diyarbakýr Anneleri’ne destek olanlar muhafazakar hükümetin üyeleri, yýllarca “faþistlikle” itham edilen Milliyetçi Hareket Partililer (MHP), devletin her kademeden yöneticileri, yine muhafazakar çevreyi destekleyen kimi sanatçý, yazar ve aydýnlar oldu. HDP binasý önündeki merdivenlere oturup analarý dinlediler, gazetelerdeki köþelerinde izlenimlerini yazdýlar, TV programlarýnda dertlerini anlattýlar.

Destek bir de þehit ailelerinden ve çocuklarý Batý þehirlerinden kaçýrýlan, kandýrýlan ailelerden geldi. Daðda terörle mücadelede belki de karþý karþýya gelen asker ile PKK’nýn kaçýrdýðý militanýn anneleri, HDP önünde yan yana, teröre ve onu yaratan, destekleyen, sürdüren aparatlara karþý birlikte ses çýkardýlar. Ýþte bu ayný zamanda Türkiye’nin bütünlüðünün de teminatýdýr. Denizli’den, Trabzon’dan gelen þehit ailesiyle, Þýrnak’tan, Hakkari’den gelen, çocuðu daða kaçýrýlmýþ aile el ele, omuz omuza terör örgütü ve uzantýlarýyla amansýz bir mücadeleye giriþebildi. 40 yýldýr yalanlarla, manipülasyonlarla yanlýþ yönlendirilmiþ insanlar annelerin direniþi sayesinde acýlarýný ortaklaþtýrabildi.

 

Devletin Rolü

Elbette bütün bunlar sadece Diyarbakýr Anneleri’nin mücadelesiyle olmadý ama kapýyý açan onlar oldu. Öte yandan devlet, zamanýnda gösterdiði þefkat elinin geri çevrildiðini kamuoyuna açýkça göstermiþ oldu. Böylece demir yumruðunu indirmenin haklý ve meþru gerekçesini de daha iyi anlatma fýrsatý buldu. Çukur eylemleri sonrasý viraneye dönen þehirleri yeniden ve eskisinden daha iyi inþa etti. Vatandaþlarýna ve onlarýn çocuklarýna daha müreffeh bir yaþamýn anahtarýný sundu. Ýþ olanaklarý, yatýrýmlar, yollar, havaalanlarý, kültür ve spor faaliyet alanlarýný yaygýnlaþtýrarak gençlere yeni bir hayat vizyonu gösterdi.

Bir yandan da terör tarihi boyunca baþarýlamamýþ olan ikna çalýþmalarý yürütüldü. Ýstihbari faaliyetlerden elde edilen bilgilerle çok sayýda gence ulaþýldý. Onlarýn hayatýný tehlikeye atabilecek her noktada titizlikle çalýþma yapýp, örgütten kaçarak adalete teslim olmalarý saðlandý (900’e yakýn genç ikna edilerek teslim oldu). Teröristlere daðda örgüt yöneticileri tarafýndan anlatýlan “Teslim olursanýz iþkence yaparlar, öldürürler, hapiste süründürürler” gibi yalanlarýn tamamý çürütüldü. Teröre bulaþmamýþ ve örgüt hakkýnda iþe yarar bilgiler verenler devletin korumasýndan yararlandý ve kamusal hayata geri dönebildiler.

Annelerin direniþi, son olarak, örgütten kaçanlarýn itiraflarý sayesinde diðer gençlerin de örgütün gerçek yüzünü görmesine vesile oldu. Daðda yaþanan tecavüzler, kanlý infazlar, özgürlük vaadiyle götürülüp beyni yýkanmýþ robotlara dönüþtürülen gençlerin dramý ilk kez bu kadar açýklýkla topluma anlatýlabildi. Teslim olan pek çok militan HDP binasý önünde bekleyen ailelerin çýðlýðýndan etkilenerek kaçtýðýný samimiyetle ifade etti.

Ýþte bütün bunlar o bir tek annenin, Hacire Ana’nýn kararlý direniþiyle baþladý. Çýð gibi büyüdü ve dünyanýn belki de en vahþi terör örgütünün korkulu rüyasý haline geldi. Þimdi PKK yurt içinde kýpýrdayamaz hale gelmiþse, eli kolu baðlanmýþ, ne yapacaðýný þaþýrmýþ haldeyse, bunda Diyarbakýr Anneleri’nin çok önemli bir payý vardýr ve bu mücadele dünya çatýþma çözümü literatüründeki þerefli yerini mutlaka alacaktýr.

 

Cengiz ALÐAN

kriterdergi.com

01.01.2021

 

Son Güncelleme Tarihi: 09 Ocak 2021 14:30

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.