Suyu arıyoruz

07 Temmuz 2009 23:34 / 1468 kez okundu!

 


"... Yer üstünde de durum farklı değildi. Ağaçların yerine dikilen beton ısındıkça yağmur kuruyor, konacak dalları kalmayan serçeler küsüp düşüyordu yere. İzmir bile esintisine hasret ninelerin oturduğu taşlarda anılar dinliyordu çaresiz..."

***

27-28 Haziran’da İstanbul ilklerinden birini daha yaşadı.Gerçekten hayata dair soruları olanlar bir araya geldi. Haliç üniversitesi’nin konferans salonunda buluşanlar Türkiye’nin farklı renkelerine aynı cümlenin içinde yer verdiler. Hayattayken farkında olmanın ne kadar önemli olduğunun göstergesiydi yapılan konuşmalar. Sinop veya Konya, Allianoi, Macahel, Munzur, Karadeniz dereleri, Hasankeyf… işin özü SU… 

İnsan, yok oluşa dur diyebilecek. Sadece kendi zamanını değil yıllar sonrasının hayalini kurabilecek.Geçmiş ve gelecek konuşuldu. Yaşayanlar neler yaptıklarını anlattılar. Bir sazlığı korumak aynı anda kuşları çağırmaktı çünkü. Tek bir ağaç dalının kesilmesi köklerindeki bitkinin, çiçeğin vedası anlamına geliyordu. İşini aşını bırakıp memleketine geri dönen vardı içlerinde. Yanıt bulup çözümlere hazırlanmak önemliydi. Zaman azalmıştı. Yer, gök, deniz ve güneş kızgındı doğanlara. Yer altı suları çekip gidiyordu. Domatesleri sulamaktansa tüketiyordu bereketini. Uyarmışlardı komşuları derinlere inmeyin küstüreceksiniz kuyunuzu. Dinleyen kim? Parası olan fazlasını bekledi. Hep diplere, açtıkça açıldı dünya’nın mahremiyeti. 

Yer üstünde de durum farklı değildi. Ağaçların yerine dikilen beton ısındıkça yağmur kuruyor, konacak dalları kalmayan serçeler küsüp düşüyordu yere. İzmir bile esintisine hasret ninelerin oturduğu taşlarda anılar dinliyordu çaresiz. Nedense –ne yapmalıyız?- sorusu yerine “sen kimsin?” demek kolayına geliyordu bazılarının. Sinop zor sözcüğünü çıkarmıştı sözlüklerden. İkizdere, derelerin kardeşliği, Munzur mücadelenin, direnişin paylaşmanın yollarından biri olduğunu anlatıyordu. Allianoi, Hasankeyf iki kızkardeş… Birinin okulu diğerinin suyu tutsak edilmek isteniyordu. Kaplumbağ Rafet geldi sahneye. Göçü anlattı. Bilimin, insanın evinden sökülmeye, karanlığa sürüklenmeye çalışıldığını yazdı ışıklara. Samsun nasıl dert içindeyse Gediz parmaklarını uzatmakla kalmayıp çözüm arayışlarını paylaşıyordu flamingoların. Gözleri Macahel’de, Fındıklı ve Çağlayan’da buluştu bir çocuğun oyunuyla. Aynı şarkıyı söylemeye başladılar birbirlerinin olunca…” çadırımın üstüne HES dedi damladı….” Artık birlikteyiz, hazırız yolculuklara. İlki Ağustos ayında, Macahel’de. Mutlaka gelin. 15-16 Ağustos günleri festivalin, soruların, insanların buluştuğu günler olacak.




İffet DİLER
2009/İZMİR
 

www.dogadernegi.org
www.allianoi.org
www.tudef.com
www.hasankeyfgirisimi.com
www.findiklidereleri.com
www.macahel.org.tr 

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.