Editörün laneti
22 Kasım 2012 12:18 / 1280 kez okundu!
Günlerdir Hürriyet’le telefonda konuşuyoruz. Kâh gülen biz kâh hüzne bakışan cümlelerimiz. Görüntülü olmayan bu sohbetlerimiz sırasında birbirimizin harflerini tamamlama heyecanındayız. Hürriyet sokaktaki kedilerine çatı kurmaya çalışırken ben yazın bakılıp kışın her ne hikmetse bırakılan bücürleri anlatıyorum. Geçen sene yirmiye yakındı bunlar Hürriyet!..
Kaçan cümleler aslında. Noktası yerinde ağızdan, gönülden kayıp giden cümleler. Avutuyoruz kendimizi. Mesele kediler değil sadece. Denize düşse gölgen İzmir mangal keyfinde. Hani diyorsun kül komşuya benzer. Önce ateş olur yanarsın birlikte sonra sakinleşir demlenirsin hayat karşısında. Olmuyor. Sesli konuşamıyorsun yanındakiyle. Olmadık bir öfke var. Anlaşılmaz öteki durumu. Niye?
Haklı çıkma, temize çıkma serpintisinde yağmur bile. Şimdi diğer yazıda ah özledim nidalarında anlatırım seni? İnsan özelliği. Çelişkiler baştan çıkartmakta. Nice yıldır özlediğin ötekiler birilerinin örtülü hali. Korkak, sinmiş, ayağının altına alıp ezesi var işin açıkçası.
Oh diyor biri arabada yanındakiyle dillenirken. Oh ölürler inşallah. İnanıyor gerçi. Hayır "yaradana" anlamında. İyi de hani öfke yenilirdi sevginin, acının yanında. Yok yanlış alıntı oldu. Malum mozaik ürünleriz. Oraya kadar her şey iyi zaten. Sorunun başladığı benin abam senin ninen durumundan ötede gerçi.
Anlamın yittiği günler. Ölü bedenler, ölü bacaklar mevsimi. Altmışüç gün…yine yazayım 63…g-ü-n…dörtlerin gecesini okudun mu diye sordu “çocuk”…solmuştu muhtemel öncekinden. İç organları, aşkı, sevgisi solmuş dili durgunlaşmıştı.
Hürriyet milletin mangalından bize ne?
Anladım “et” kokmakta ortalık.
Büyük bayram bu anlayışla yaklaş.
Bizi bilmeseler bile anlayışla…
İffet DİLER
22.11.2012
Son Güncelleme Tarihi: 22 Kasım 2012 13:05