PAHALILIK VAR
04 Haziran 2022 15:44 / 655 kez okundu!
Evet var. Ama sebebi de var. Pahalılıktan can havliyle feveran edenlerin sıkıntılarını anlıyorum (çünkü ben de çekiyorum) ama hak vermiyorum. Ben katlanıyorum, siz de katlanın diyemem. Ama bunun neden böyle olduğunu yazabilirim. Çünkü bu pahalılık neden var, buna kafa yormak gerektiğini düşünürüm. 'Sorumlusu Tayyip'tir' basitliğine, bayağılığına, ucuzluğuna düşmek istemem.
****
PAHALILIK VAR
Evet var. Ama sebebi de var. Pahalılıktan can havliyle feveran edenlerin sıkıntılarını anlıyorum (çünkü ben de çekiyorum) ama hak vermiyorum. Ben katlanıyorum, siz de katlanın diyemem. Ama bunun neden böyle olduğunu yazabilirim. Çünkü bu pahalılık neden var, buna kafa yormak gerektiğini düşünürüm. 'Sorumlusu Tayyip'tir' basitliğine, bayağılığına, ucuzluğuna düşmek istemem.
Allah aşkına dünyaya bir bakın. Emperyalistlerin orda burda yaktıkları savaş ocaklarının ateşi Avrupa'nın göbeğine de düşmüş. Hem Rusya hem Ukrayna dünyanın tahıl depoları. Bu ikisi savaşa tutuşmuş ve tüm dünya açlık tehlikesinin pençesinde. Gıda sıkıntısı tehdidi bununla da sınırlı değil. Dünyanın tedarik zinciri organizasyonu bozulmuş. Şu anda dünyanın hangi ülkesinde pahalılık yok? Elinizi vicdanınıza koyun da düşünün.
Bunun yanında dünyamız üç senedir pandeminin pençesinde. Tarım üretimi dünya çapında azalmış. Gıda fiyatları her yerde yükselmiş. Bunların üstüne karaborsacılar, spekülatörler, yalnızca ülkemizde değil, dünyanın bütün ülkelerinde bu sıkıntıları fırsata çevirme derdine düşmüş. Nasıl olmasın pahalılık?
Benim kuşağımdakiler hatırlar; Türkiye'de, AK Parti'nin 15 Temmuz'a kadar olan 15 yıllık iktidarı dışında ne zaman yoktu pahalılık? Sadece pahalılık olsa yine iyi. Ya yokluklar, ya kuyruklar. Ya tezgah altı satışlar.
Emperyalistler AK Parti iktidarını devirme derdine düşünce ülkemize de saldırılar başladı. Bu yalnızca FETÖ ve PKK tarafından uygulanan fiili saldırı değil. Aynı zamanda ekonomik ve siyasal saldırı. Zincir marketler de zaman zaman bu oyunun bir parçası olup oradan nemalanmaya çalışıyorlar. Amaç, bütün suçu iktidara yıkıp onu zayıflatmak ve devirmek. Allah göstermesin bu iktidar devrilir de size 'bunlar kötü, onlar gitsin biz gelelim' diye gaz verenler gelirse asıl o zaman görürsünüz pahalılık neymiş, yoksulluk neymiş, hele hele yokluk da görürüz. Elinizdekinin kıymetini bilin de şimdiki halinize şükredin demeyeceğim. İster edin, ister etmeyin. Öyle bir durum olursa hep birlikte sonuçlarına katlanacağız nasıl olsa.
'Ne malum öyle olacağı' itirazlarını işitir gibiyim. Hele ki muhalefet militanları, kendileri bile inanmadıkları halde benim tersimi söyleyecekler. Çünkü onların gözü Türkiye'ye ne olmuş, halk nasıl daha fazla sıkıntı çekermiş bunları hiç görmüyor. Gözlerini iktidar hırsı bürümüş, her türlü yalanı söylüyor, entrikayı çeviriyorlar. Bu kafa karışıklığını yaratmaya çalışan muhalefetin arkasında kim var? Joe Biden söyledi ben demeyeyim. Bu Amerika ve onun hınk deyicisi Avrupa ülkeleri neden Türkiye'deki iktidarı değiştirmek istiyor, ne zorları var? Çünkü kendi dediklerine harfiyen uyacak birlerini işbaşın getirmek istiyorlar.
Getirirlerse ne olacak? O kadarına da kafa yorun biraz canım. Geçmişi düşünün. Onların karşısında dik duramayanların yönettiği Türkiye'yi, IMF'li günleri hatırlayın. 'IMF bizi yaktı geçti' manşetlerini mesela. Türkiye öyle bir sömürü ağına düşer ki o zaman görürsünüz Hanya'yı Konya'yı.
'Ne bu pahalılık' diye feveran etmekle pahalılık kalkmaz. 'Meteorolojiye, ne lan bu sıcaklar' diye çemkirmekten hiç farkı yok bunun. Çünkü karşımızda her türlü musibete olduğu kadar pahalılığa karşı da mücadele etmeye çalışan bir iktidar var. Bu iktidar ki, pandemi süresince elinden geldiği kadar her kesime destek vermeye çalıştı. Geçmişi düşünün. Böyle durumlarda hep para babaları kayrılır, halk avucunu yalardı.
Ne yapsın iktidar? Gıdada KDV'yi düşürür, fırsatçılar onu da iç etmeye çalışır. Marketleri denetler, cezalar keser. Aşırı fiyatlar oluştuğunda devlet reyonları açar, üreticiden temin ettiği gıda maddelerini orada ucuza satar. Stokçuları sıkıştırır. Zam yapıp da indirime girdik oyununa karşı yasa çıkarır. Gelirlere, devletin imkanları çerçevesinde ağır hayat şartlarını hafifletebilecek zamlar yapmaya çalışır... Daha da saysam bir sayfa daha doldururum.
Şimdi, 'pahalılık var, yandık bittik Allah, kavrulduk' diye bağıranlar ne yapıyor biliyor musunuz, kendi ayağına sıkıyor. Bir kere böyle bağırılıyor diye birden ucuzluk doğmaz. Ne olur peki? İktidar yıpratılır. Yani yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi halkın yararına mücadele vermeye çalışan bir iktidar, tam da onu devirip halkın iyice ümüğünü sıkmak isteyenlerin planladığı gibi zayıflatılır. O düşünce de kalanlar hop, kucağa . Şimdi iğne battı diye kıyameti koparanlar o zaman kazık batınca görürler neyin ne olduğunu.
Şimdi ben bu kadar yazdım ya; hala çıkıp da dangalakça 'ama şöyle de böyle de' diye bin dereden su getirip bu sefil propagandaya alet olmayı sürdürmek isteyenler elbette çıkacaktır. Onların ya gözü kördür, ya da vicdanları da körleşmiştir ve akıl izana uzaktırlar. Onlar için diyeceğim olamaz. Doktor demiş; 'ne yerlerse yesinler'.
Ben İran rejimini tasvip eden biri değilim. Ama bir de işin gerçeği var. İran halkı yıllardır her türlü saldırıya, baskıya, ablukaya karşı ekmeğini katık edip direniyor. 'Mollalar baskı yapıyor da sesini çıkaramıyor' lakırdısını geçcen. O Batının uydurması. Olsa olsa bir avuç batıcıdır sesini çıkaramayan. Ki bunun bile bir haksızlık olduğunu kabul ederim. İran halkının büyük çoğunluğu rejiminin arkasında durmasa, güçlüklere göğüs germese o rejim orada, hem de batının saldırısına rağmen ayakta kalabilecek ha? Şaka mı bu?
Yani bizim İran halkından ne eksiğimiz var. 'Bir serencam bin nasihat' demişler. 15 Temmuz'u görüp de aklı başına gelmeyenden daha da hiç ümit beklemeyin. Kayıptır o, kayıp... Benim nazarımda bir hükmü yoktur.
Firuz TÜRKER
29.05.2022
