15 TEMMUZ PORTRELER
18 Temmuz 2019 17:21 / 787 kez okundu!
15 Temmuz üçüncü yılını doldurdu. Henüz dumanı üstünde. Önemini tam olarak anlamamız kolay değil. Zaman ilerledikçe, ne kadar tarihsel bir değeri olduğu daha fazla açığa çıkacak. 15 Temmuz yeni Türkiye'nin doğum günüdür.
Halk hala büyük bir arzuyla sahip çıkıyor. Meydanları dolduruyor. Hayata karşı duranlar bunu kaldıramıyor. Fevrileşiyor. Ağızlarından kin, nefret ve haset dökülüyor. Herkes Mersin'e giderken onlar tersine gidiyor. Tarihin çöplüğüne doğru.
****
15 TEMMUZ PORTRELER
15 Temmuz üçüncü yılını doldurdu. Henüz dumanı üstünde. Önemini tam olarak anlamamız kolay değil. Zaman ilerledikçe, ne kadar tarihsel bir değeri olduğu daha fazla açığa çıkacak. 15 Temmuz yeni Türkiye'nin doğum günüdür.
Halk hala büyük bir arzuyla sahip çıkıyor. Meydanları dolduruyor. Hayata karşı duranlar bunu kaldıramıyor. Fevrileşiyor. Ağızlarından kin, nefret ve haset dökülüyor. Herkes Mersin'e giderken onlar tersine gidiyor. Tarihin çöplüğüne doğru.
Tarihsel olaylar tarihsel kişilikler önderliğindeki halk kitleleri tarafından yaratılır. 15 Temmuz'un kitlesel desteği tartışılmaz. O, lanetlenmişler dışındaki bütün bir halkın ayağa kalkışıdır. Sanki evlerine hiç gitmemişler gibi hala meydanlardalar.
15 Temmuzun (1) numaralı portresi elbette cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. O, abdestini alıp, niyet namazını kılıp, yanında torunları dahil tüm ailesiyle birlikte, ışıkları söndürülmüş bir uçakla halkının önüne düşmek üzere yola çıkandır. O, halkı, onur ve şeref için direnmek üzere meydanlara çağırandır.
İkinci önemli portre, dönemin başbakanı Binali Yıldırım'dır. Tayyip beyle birlikte kellesini ortaya koyandır. Eğer darbe başarılı olmuş olsaydı büyük ihtimalle bu ikisi bugün 'demokrasi şehidiydi'. Çok şükür Allah o günleri göstermedi.
Üçüncü sıraya koyacağım isim Ömer Halisdemir'dir. O da, darbeci generali alnından vurup ülkenin kaderini değiştirirken, hainlerin kurşunlarıyla cennete doğru yola çıkandır. Onun kabri hiç bir zaman ziyaretçisiz kalmayacaktır. Bu millet, daha çok Ömerler doğuracaktır. Halisdemir, 15 Temmuz'un Hasan Tahsin'idir.
Daha resimleri yapılıp şan ve şeref müzesine asılacak çok kişilik vardır. Hepsini bir yazıda yazmak mümkün değil. Kitaplar yazıp her birinin resmini işleyerek oraya koymak lazım. En başta 251 şehit; 2196 gazi; Meclis binasında bombaların altında dimdik ayakta duran vekiller; darbecilere karşı canla başla savaşan yurtsever asker ve emniyet mensupları, özel harekat merkezinde bombalanarak şehit edilen özel harekatçılar; günlerce ülkenin bütün meydanlarında demokrasi nöbeti tutanlar... Say say bitmez. Koca bir ülke ayağa kalkmış, 'müstevlilere' ve içindeki hainlere karşı, özgürlüğünü ve bağımsızlığını savunmuş.
Tabi 15 Temmuz portreleri yalnızca yüzlerinden nur damlayan güneşli portreler değil. Bir de ibreti alemlikler müzesine asılacak karanlık portreler var. Onların adını anmaya gerek yok. Onlar darbecilere değil de darbeye direnenlere çemkirenler. Cami basıp ezan ve sala okuyan hocayı dövenler; zamanında 'darbe olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım' demiş olup da buna cesaret edememiş olmanın ezikliğini sinesine çekerek sinsice sıvışanlar. Ve de onların şürekaları.
15 Temmuz darbeler tarihinin bir dönüm noktasıdır. Dünya halklarının hayranlığını kazanmıştır. Bundan sonra sadece ülkemizde değil, dünyanın hiç bir yerinde 'hadi darbe yapalım' deyip de yönetime el koymak o kadar kolay olmayacak. CIA'in, bütün denenmiş darbe stratejilerinin iflas ettiği tarihtir 15 Temmuz. Anlamayana davul zurnadır. Kulaklarının dibinde çalındı haberleri yok. Ömrü billah bir daha asla göremeyecekleri bir halk hareketinden nasibini almayan kadersizlere yazıklar olsun.
Firuz TÜRKER
17.07.2019
Son Güncelleme Tarihi: 18 Temmuz 2019 18:02
