Kayyum atanmasını zorunlu hale getirdiler

19 Eylül 2016 00:13 / 1159 kez okundu!

 

 

Malumunuz 103 belediye HDP/PKK zihniyeti ile idare ediliyor. Bu Kayyum atanan 28 belediyeden 24’ü DBP, 3’ü Ak Parti, Biri de MHP’li olduğunu unutmayalım.

Seçilmişlerin suç işleme lüksü var mıdır? Bakan da olsanız, Vekil de olsanız, Belediye Başkanı da olsanız yasal çerçevede işinize baktığınız sürece saygınsınız, aksi halde kendi işiniz dışında başka başka işlerle uğraşırsanız hakkın seli bir gün sizi alır götürür.

DBP’li belediye başkanların odasına yakın odada kalan kandilin adamları Başkanlar üzerinde gereğinden fazla baskı kuruyorlardı zaten. Bu cesareti de tabanı olmayan belediye başkanlarını seçtirerek yapıyorlar. Adamlar diyor ki seni başkan yapan biziz ayağını denk al. Maaşını al keyfine bak, zaten adamlarımız belediye imkanlarını gerektiği gibi kullanıyorlar.

Bunu ilk olarak Diyarbakır B.Ş.Belediye başkanı Osman Baydemir “Hak aramada silahlı mücadele zamanı geçmiştir” deyince bir bayanı başkan vekili olarak yanına atadılar ve manevra alanını daralttılar.

Hiç düşündünüz mü? Ne diye hiç tanımadığınız, nerden geldiğini bilmediğiniz kimseleri ne için getirip aday ediyorlar. Asıl nedeni bu bir gün Belediye Başkanı bir yanlışa “dur” derse hemen yanı başındaki odadan bir ses; “hop, hop, haddini bil, sen kendi imkanlarınla mı bu makama geldin? kim seni aday yapmışsa onun direktiflerine göre hareket etmek durumundasın, biz burada eşek başı mıyız?” Bu sesi duyan Başkan sıkıysa dediğini yapmasın. Peki tabanı olan birisine bunu yapabilir mi? Yapamaz tabi.

Bu kayyum atanan 28 belediyenin hepsini tanımam ama bildiğim bir çoğu Kayyum atamayı çoktan hak etmişlerdi. Çünkü bunların bir çoğu Belediye imkanlarını teröre destek için kullandılar. Bir yandan binlerce Kürt çocukları, diğer yandan yüzlerce asker,  polis şehit düştü. Bu belediyelere kayyum çoktan atanmalıydı.

Kimse buralara atanan kayyumu “milli iradeye darbedir” düşüncesiyle sulandırmasın.

Vatandaş olarak bu konuda uyanık olmamız lazım, bunun üzerinde siyaset yapıp sözüm ona işi Kürt/Kürdistan meselesine bağlayan olursa onları dinlemeyin, onlara sırt çevirin, onlar yalancı ve yanıltıcı algıyı oluşturmak için görevli kimselerdir.

Bir önceki yazımda kayyum olarak atanan Kaymakam, Vali yardımcılarının başarılı olma şanslarının az olduğunu söylemiştim. Keşke yanılsaydım. Diyadin belediyesinin Kürtçe isim tabelasını indiren acemiyi gördünüz, teessüf etmemek elde değil. Elin oğlu iki kelime Kürtçe ile vatandaşın oyunu kapıyor, bu beyefendi de iki kelime Kürtçe'yi oradan indirerek vatandaşı öteliyor, yahu adam, sen o iki kelimeye iki kelime daha eklesene, o kadar mı becerin yoktur.

Kendisine candan teşekkür ederim ki, iç işleri bakanımız Süleyman Soylu hemen müdahale etti ve “Kürtçe de, Türkçe de bizim dilimizdir” diyerek, “o tabela tekrar oraya asılacak” deyip kullandığı söz bizi teselli etti.

Muhterem okuyucularım ülkemizde kirli bir politika yapılıyor, bakıyorum Hükümetin eleştirisi üzerinde Cumhurbaşkanına saldırılıyor, İŞİD/Kobani diyerek öz vatanında Kürtler öldürülüyor, Belediye Başkanları teröre silah ve lojistik destek veriyor, hukuk bir gün kendilerine “dur” deyince de milli iradeye müdahale ediliyor yaygarasını koparıyorlar.

Geçti Bor'un pazarı, artık bu siyaset tutmaz haberiniz olsun! Bu halk size oy verdi, imkan verdi, ama siz başka işlerle uğraştınız, artık yeter!

Selam sesini yükselten hakşinas kimselere.

 

Eyüphan KAYA

19.09.2016, Diyarbekir

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.