Bize zihniyet değişikliği lazım

18 Ağustos 2014 15:04 / 1151 kez okundu!

 

 

Yeni Türkiye’de, yeni bir hayat düşünülüyorsa insanımızın birbirine ve hayata bakış açılarını değiştirmeleri lazımdır. Vatandaşınızı dinliyorsanız buyurun paylaşalım.

1- Üniversite hocaları, Bir bilim insanı edası ile tarafsız bir gözle olaylara yaklaşmalı, insanlarımız arasında ayırım yapma gibi adi bir yaklaşımı varlık dünyasından çıkarmaları, kimisinin sahip olduğu Kemalizm, kimisinin beslediği ırkçı ağırlıklı ayrıştırıcı milliyetçilik düşüncelerinin üzerine bir sünger çekmeleri, kapılarının öğrencilerine açık, halkla selamlaşmayı beceren bir tarzı benimsemeleri, kayıtsız şartsız kabul etmeli ya da özür dileyerek üniversitedeki görevlerinden ayrılmalıdırlar. Mahkeme duvarı suratlı öğretim üyeleri bu ülkeye yüktür.

2- Devlet memurlarımız, klasik bir usül ile buruk bir yüzle devlet dairesine git gel yapıp, vatandaşa “Bu gün git, yarın gel” mantığıyla iş yapan memurların devletin yakasından bir an evvel düşmeleri lazım. Devletin başı, biz millete hizmetkarız dediği halde memurların millete efendi gibi davranmaları kabul edilir gibi değildir. Hele bürokratlar her fırsatta halkın içinde olup, gerekirse ilgililer arasında kendi kurumuyla ilgili memnuniyet anketleri alarak sonuçlarına göre kendine çeki düzen vermelidir.

3- Siyasetçilerimiz, Öncelikle ve özellikle vekil adaylarının seçimi liderlerin iki dudakları arasından çıkan karardan kurtulmalı, bir sonraki seçim döneminde de aday olabilir miyim endişesinden uzak bir tarzda vekillerin sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekir. İktidar çevreleri bireysel menfaatlerden vazgeçmeleri lazımdır diye düşünüyorum. Hele hele ideoloji ve ırkçılığa dayalı siyaset tamamen abesle iştigal oldu, unutmayalım.

4- Diyanet mensupları, din adamları toplumun ruhani liderleridir, yani ruhen mutlu olmamız için bize rehberlik yapan kimselerdir, dolayısıyla formel eğitimden sonra daimi öğretmenlerimizdir, Allah’ın emri gereği haftada bir gün Cuma hutbesini dinlemek münasebetiyle onları dinliyoruz. Dolayısıyla bu kimselerin toplum hayatındaki rolü bir başka olup toplum huzuru üzerinde paha biçilmez role sahiptirler. Camiye namaz kılmak amacıyla git gel yapan namaz kıldırma memurlarına ihtiyacımız yoktur.

5- Sivil toplumumuz, dernekler vakıflar aracılığıyla toplumda hasıl olan ihtiyacı temin ve tedavi etmek için çalışmalar yapılmalı, toplumun her ferdi muhakkak en az bir dernek ya da vakfa üye olmalı, örgütlü bir toplumun oluşması için motive edici kamu spotları yayınlamalıdır. Ne hikmetse öğretmenlerimizin bir kısmı hala sendikaya üye olmaktan bile çekiniyorlar, bu korkak toplumdan bir başarı ve huzur nasıl elde edilir, tabi sendikaların siyasi duruşları da bu konuda itici bir rol oynamaktadır. Teklifim o ki, reşit duruma gelen her vatandaşımız için bir dernek aidatı 10 TL devlet tarafından verilmelidir.

6- Aile kavramına önem vermeliyiz. Batı batı diye neredeyse her türlü pisliklerini hayata geçireceğiz, bireysellik derken aileyi unutacak duruma geldik. Usulümüzde evliliklerde ailelerin rızası aranırken batı kanunlarına göre nikahı sadece evlenenlerin rızasına bağladık, unutmayalım kilisede kıyılan nikah için evli çiftlerin babaları tarafından dualarla kutsanmadan kıyılmaz, İslam toplumu olarak bu değerleri kaybettik, aile ta ilk baştan darbe alıyor. Eğer toplumumuzda kaynana, kayın baba varsa aile de olmalı, dualarından da mahrum bırakılmamalıdır.

7- Kürt cenahı alışkanlıklarını değiştirmelidir. Dağda bağda çocukları olan aileler, ovada hava cıva atıyorlar. Ayrıca birileri birilerinin adına iş adamlarında alenen haraç kesiyor, karşı çıkanları da cezalandırılıyor. Asıl paralel devlet budur, bir avuç kimseler de bu kırk haramiler usulü toplanan paraları babalarının malı gibi kullanıyorlar. Bu beladan kurtulmak lazım, bir yandan bu kimseler bu alışkanlıklarından vazgeçmeli, diğer yandan devlet bu defacto vergi tahsilinin önünü kesmelidir. Böyle bir uygulamanın olduğu bir ülkede, bir bölgede huzurdan bahsedilebilir mi?

İşte yeni Türkiye budur, eğer böyle ciddi konularda inanarak ve isteyerek bir zihniyet değişikliği olmazsa gerisi laf-ı güzaftır. İnanın sağduyulu her vatandaştan “amenna, doğru söylüyorsun” sesini duyar gibiyim.

Haydi kolay gelsin, “Bakalım Mevlam neyler, ne eylerse güzel eyler”.

Selam ve dua ile…

 

Eyüphan KAYA

18.08.2014, Diyarbakır

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.