'Tabiat insanı' Ramadan Güldür'ün ardından

09 Ağustos 2014 02:43 / 1398 kez okundu!

 

 

Bu yazımda Ramadan Güldür'ü  yazmak istiyorum.

Yazıya başlarken bütün insanların tüm farklılıklarıyla eşit ve özgür yaşadığı bir dünya özlemimizi dile getirmek istiyorum. Hepimiz farklıyız, rengimizle, kökenimizle, inancımızla, düşüncelerimizle, beklentilerimizle. Bu farklılıklarımızı zenginlik olarak gördüğümüz zaman hiç bir sorun yok hatta yaşam daha renkli, daha keyifli olabilir, asıl tehlike farklılıklarımızdan birbirimize hegemonya kurmaya, buradan düşmanlık üretmeye kalkışmamızda ortaya çıkıyor. Bütün dünyada da böyledir, ülkemizde de. Anadolu denen bu coğrafyada, yüzyıllardır farklılıkların zenginlik kabul edildiği dönemlerde barış, düşmanlığa dönüştüğü dönemlerde ise büyük kırımlar ve yıkımlar yaşandı. Barış içinde yaşamamız farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmemizle mümkün.

Farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğunun farkına varabilmek için birbirimizi tanımaya ihtiyacımız var. İşte ben de Romanları- Çingeneleri Ramadan Güldür sayesinde tanıdım.

Ramadan Güldür; kendi kültürünü, kendi ana dilini bilen, ancak bunu başkalarından kendisini ayrıştırmak için kullanmayan, tüm insanların eşitliği ve özgür yaşamını özleyen bir insandı.

Ramadan Güldür; yıllarca sigortasız çalıştırıldığı maden ocaklarında gençliğini tüketen, emeğin sömürüsünün ne olduğunu yaşayarak gören bir insandı o yüzden emeğin yüce değer olduğunun farkındaydı.

Ramadan Güldür; tedavisi olamayan bir hastalıkla ansızın yürüme yeteneğini kaybetmesi ve tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşamında, hayatın her alanında var olmaya çabalayan  bir neferdi. Bundan üç yıl önce Halkların Demokratik Kongresi (HDK)nin kuruluş kongresi için Ankara'ya gidişimizi hatırlıyorum. Çok zorluklar çekliği halde sevgili eşiyle birlikte hiç yakınmadı, hiç yüksünmedi, anadilinde kongreyi selamladı, Romanların sözcüsü oldu.

Ben Ramadan'ın hiç yakındığını görmedenim, kendi yoksunluğunu hiç söz konusu etmedi, o hep başkalarının mağduriyeti, yoksunluklarını dert etti, hep eşitlik, özgürlük ve adalet için çabaladı.Onu tanımış olmaktan  hep çok mutlu oldum, önce Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP)'nde ardından Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nde birlikte siyaset yapmaktan çok keyif aldım, Ramadan bizi hep çoğalttı, hep zenginleştirdi. Ramadan'ı 22 Mayıs'ta kaybettik. Başımız sağ olsun.

Ramadan, Çingeneleri tanıyayım diye bana Ali Mezarcıoğlu'nun Çingenelerin Kitabı'nı hediye etmişti. Bu kitapla Çingeneler hakkında (siz Roman deyin fark etmez) çok şey öğrendim. Yazarının emeklerine sağlık. Kitaptaki Çingeneler için en güzel niteleme "tabiat insanı" nitelemesiydi. Ahmet Haşim de Çingeneleri "insanın tabiata en yakın şeklidir" diye tanımlamış.

Ramadan da bir tabiat insanıydı, tabiatın renklerinden birisiydi ve tabiata karıştı.

Ama biz ne yazık ki onu inançlarına, tabiatına uygun biçimde toprağa veremedik.

Rahat uyu sevgili dostum ve bizi affet....

 

Arif Ali CANGI

27.07.2014

 

Son Güncelleme Tarihi: 09 Ağustos 2014 22:02

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.