ÇÖZÜME VİCDANİ KATKI

04 Nisan 2011 11:01 / 1861 kez okundu!

 


Ne zaman ki Kürt olmadan Kürtlerin, Roman olmadan Romanların, Çerkez olmadan Çerkezlerin, Alevi olmadan Alevilerin, Ermeni olmadan Ermenilerin, ötekileştirilenlerin, mağdurların hakkını savunabilir duruma gelirsek, sorun çözülmüş olacak.

-----------------------------------------------------------------------------------------

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) iki haftadan bu yana Kürt sorunun demokratik çözümü için sivil itaatsizlik eylemleri sürdürüyor.

Sivil itaatsizlik ülkemiz açısından pek alışık olmadığımız bir hak arama yöntemi. Sivil itaatsizlikle, Vicdani Retcilerin askere gitmeme eylemleri ve Ovacık Altın Madeni’ne karşı Bergama Köylülerinin yürüttükleri eylemlerle tanıştık. Vicdani Retciler, hapis yatma pahasına askere girmemekte direndiler, Ovacık Altın Madeni’ne ilişkin yargı kararının uygulanmaması üzerine Bergama Köylüleri “devlet haklarımızı tanımıyorsa, biz de kendimizi saydırmıyoruz” diyerek nüfus sayımına katılmadılar ve bu yüzden yargılandılar, ceza aldılar.

Sivil itaatsizlik eylemine bu kez Kürt sorunun demokratik çözümü için başvuruluyor. BDP bu eylemlerde dört talebi dile getiriyor. Bunlar; (1) Askeri ve siyasi operasyonların derhal sona erdirilmesi, (2) Anadilde eğitim ve anadilin kamusal alanda kullanım hakkının anayasal güvence altına alınması, (3) Kürt halkının meclisteki temsiliyetini engelleyen yüzde 10 seçim barajının kaldırılması, (4) Ayırım-sız tüm siyasi tutuklularının serbest bırakılması.

Sivil itaatsizlik eyleminin en belirgin yanı, şiddetin reddedilmesi, toplumun ortak adalet anlayışına uygun haklar için kamu vicdanına çağrı yapılması. Bu eylemler sürecinde kamuoyunun en çok dikkatini çeken Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in Polis Panzeri’nin üzerine çıkması oldu. Panzere çıkmasına karşı çıkan görevlilere, zekice söylediği “panzerin belediyenin araçlarından bir farkının olmadığı” yolundaki sözleri ilgi uyandırdı.

Başlatılan sivil itaatsizlik eylemi sürecini, Kürt sorunun çözümü konusunda, korkunun değil güvenin hedeflendiği, şiddetin değil sözün etkili kılınmaya çalışıldığı dönemin başlangıcı olarak görebiliriz. Ancak güven ortamının oluşması o kadar kolay olmayacak, on yıllardır süren çatışma, kaybedilen onbinlerce canın yarattığı güvensizliği ve önyargıları bir anda ortadan kaldırmak zaman alacaktır. Bütün zorluklarına karşın barışın egemen kılınması için bunu başarmak zorundayız. Öncelikle temas kurmak, selamlaşmak, hal hatır sormak, sohbet etmek, insan sıcaklığını hissetmek gerekiyor.

Eylemler kent merkezlerine kurulan Demokratik Çözüm Çadırlarında düzenlenen etkinliklerle sürüyor. Çadırlar, demokratik çözüme ilişkin söyleşilerin yapıldığı, buluşma merkezleri haline gelmiş durumda. Çadırlar Kürtlerle her gün dolup taşıyor. Bu yeter mi? Yetmez, zira sorun yalnızca Kürtlerin değil, bu ülkede yaşayan herkesin, hepimizin sorunu, hatta Kürtlerden çok Türklerin sorunu. O yüzden şimdi Kürt kardeşlerimize misafirliğe gitme zamanı, tokalaşma, kucaklaşma, sohbet etme zamanı.

Eminim ki, eylemin hedeflediği dört talepten en az birisi sizin adalet anlayışınıza uygun bir haktır. Öyleyse, vicdanınızın sesini dinleyin ve henüz gitmediyseniz, yarın en yakınınızdaki Demokratik Çözüm Çadırını ziyaret edin, selam verin, sohbet edin, anlamaya çalışın, empati kurun. Bakın o zaman yaşanılan gerginliklerin, düşmanlıkların ne kadar anlamsız olduğunu göreceksiniz ve sizin için çözümün kapısı açılmış olacak.

Sözün özü, başkasına havale etmeden bizim de birey olarak, vicdanı olan bir insan olarak yapabileceklerimiz var. Ne zaman ki Kürt olmadan Kürtlerin, Roman olmadan Romanların, Çerkez olmadan Çerkezlerin, Alevi olmadan Alevilerin, Ermeni olmadan Ermenilerin, ötekileştirilenlerin, mağdurların hakkını savunabilir duruma gelirsek, sorun çözülmüş olacak.

İzmir’de demokratik çözüm çadırı, Agora’da kurulu, tarihi kalıntıların yanı başında, düşmanlıkları geride bırakmaya uygun bir yerde. Oraya gidin, Agora kalıntılarına bakın insanlığın binlerce yıllık tarihini düşünün ve barış için, eşitlik için, özgürlük için, birarada yaşama dair bir adım atın.


Arif Ali CANGI

03.04.2011


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.