Forum7. Sanat-İzmirSinema  Yeni Konu 

DARBE-TELEKİNETİK AKSİYON

30 Mayıs 2009

deepblueeagle

PUSH-CHRIS EVANS-DAKOTA FANNING 

Amerikan sinemasından bu kez telekinetik bir aksiyon. Film hızlı ve sürükleyici, efektler çok etkileyici. İyi bir sine-masal. Oyunculuklar çok iyi.

Günümüzün en iyi çocuk oyuncusu Dakota Fanning var filmde. Kendisi henüz 15 yaşlarında olmasına rağmen 25’inde yılların usta oyuncusu gibi oynuyor. Ve de inanılmaz bir büyüleyiciliği var. İzlemekten gözünüzü alamıyorsunuz. Doğuştan oyuncu. Doğuştan yıldız tozu ile doğmuş. Dakota 20’sine gelmeden Oscar bile alabilir.

Düşünün bir, ilk önemli filminizde Sean Penn ve Michelle Pfeiffer ile oynuyorsunuz (I am Sam-Benim adım Sam-zihinsel özürlü bir baba kızının velayetini almaya çalışıyordu 2001 yılında hatırlarsanız, işte o kız, baba Sean Penn The Beatles dinliyordu ve kızına Lucy Diamond adını vermişti, Lucy in the Sky with Diamonds şarkısı nedeniyle, avukat olarak da Pfeiffer’i tutuyorlardı), daha sonra sırasıyla Charlize Theron, Reese Witherspoon, Brittany Murphy gibi yeni kuşağın güzel ve yetenekli ablaları ile daha sonra da Mike Myers, Denzel Washington ve Robert De Niro gibi ağabeylerle, bir de Spielberg size şans veriyor, sonra da Dünyalar Savaşı’nda (War of the Worlds) Tom Cruise’un kızı oluyorsunuz! 

Pes pes! Drew Barrymore veya Winona Ryder 25 yılda bu kariyeri yapamadılar. Dakota bunları 5-6 yılda yaptı. 20’sinde Oscar’ı alıp sinemayı bırakır ve Broadway’e geçip yine aynı ünlü oyuncularla tiyatro yapmaya başlar, tiyatro daha ciddi bir sanat dalı ne de olsa, ve daha eski, tiyatroyu da 25 yaşında bıraksa, sonra ne yapabilir acaba, belki evlenip çocuk yetiştirir, belki de bir sahil kasabasına yerleşip takı yapar satar, başka ne yapabilir. Çocuk yaşta ünü taşımak kolay değil, onun gibiler bir süre sonra ün yükünü taşıyamayıp alkole veya uyuşturucuya kapılıyor. Belki de Greta Garbo gibi sislerin gölgelerin arkasına sığınır ve bir efsane olarak kalır. Bardot gibi hayvan hakları savunucusu olabilir. Aman ileride Kathleen Turner gibi şişmanlamasın da.

Dakota belki Güney Dakota’ya yerleşip Hannah Montana ile birlikte Idaho patatesi yetiştirir!

Dakota Fanning bu filmde çok da şanslı. Telekinetik güçleri var, geleceği görüyor. Acaba kendi geleceğini görebildi mi? Üstelik, mini etekle, barbi bebek boyalı saçları ile Hong Kong’da bol adrenalinli macera yaşayıp hiç sıkılmadan 90 dakika geçiriyor. Yanında da Amerikan sinemasının en yakışıklı, havalı erkeklerinden olan Chris Evans var. Üstelik o da telekinezi ile silahları havada uçurabiliyor, her şeyi yerinden oynatabiliyor. Ne şanslı kız Dakota! Bu arada, filmdeki duruşu, havası, giyimi ile 30 yıl öncesi Taksi Şöförü’ndeki (Taxi Driver) Jodie Foster’i anımsatıyor.

Chris Evans, Amerikan sinemasının en yakışıklı iki erkeğinden biri. Diğeri de Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar’daki Bradley Cooper (Scarlett’in sevgilisi idi filmde). İkisi de yakışıklı, fit vücutlu, havalı, çekici, tam Amerikan beyazı erkekler. W.A.S.P yani (beyaz anglo sakson püriten). Chris Evans’ı geçen sezon Keanu Reeves ile iki detektifi oynadıkları Sokağın Kralları’nda (Street Kings) izlemiştik. İki sezon önce ise bize göre Amerikan sinemasının en güzel kızı olan Scarlett Johansson (rakipleri Megan Fox ve Adriana Lima olabilir) ile "Çocuk Bakıcısının Günlüğü- Dadım Aşık"'ta oynamıştı. Scarlett antropoloji mezunu çocuk bakıcısı idi. Lüks bir semtte bakıcılık yapıyordu. Chris Evans ise komşu çocuğu Harvard öğrencisi. Görüldüğü gibi Scarlett’in rol arkadaşları en yakışıklı esas oğlanlar (Barcelona’daki Javier Bardem hariç, o iyi oyuncu ama yakışıklı değil, ama yine de Penelope Cruz’un sevgilisi). 

Filmin sürpriz iyi oyuncusu ise, Dakota’nın Hong Kong’lu rakibi şirin medyum kız Emily rolünde Ming-Na.

Filmin konusu fantezi bilimkurgu gerilim romanları yazarı Dean R. Koontz’un romanlarından fırlamış gibi. Devletin deneyleri sonunda başkalaşan insanlar. Doğaüstü, normal dışı yetenekleri olan ve normal yaşayamayan zavallı insanlar! Bunlar bir şekilde kaderin cilvesi ile mutlaka deney ortamından normal yaşama geçerler. Yani bizim gibi sıradan insanların arasına.

Fakat filmde telekinetik güçler, biliciler, görücüler, şifacılar, bir gerilim veya kozmik yaşam konseptinden ziyade aksiyonun hizmetinde kullanılıyor. Birçok insan, bir valizi ve içindeki şırıngayı, ilacı bulmak için güçlerini birbirinin üzerinde kullanıyor. 

Her polisiye/aksiyon/gerilim/korku filminde böyle bir merak unsuru olur. Bu filmdeki valiz gibi. Bazen bir belge, bir harita, bir disk, bir formül, bir alet, bir makine, bir hayvan olabilir. Ne olduğu pek de belli değildir. Bu filmde de valiz neden önemli anlamıyoruz. Hem başroldeki gençler, hem Amerikan devlet örgütü Divisions (Birim) hem de Hong Kong’lu güç odakları valizin peşinde. Valizde ilaç var. İlaç telekinetik gençlere iyi geliyor. Bir panzehir yani. Herhalde. Dakota ile Chris ilacı buluyorlar ve soya sosu ile değiştiriyorlar!

Filmlerde böyle merak unsuru nesnelere MacGuffin deniyor. Bu ismi Hitchcock bulmuştu. MacGuffin filmde film boyunca başroldedir ama neden önemli olduğu anlaşılmaz. Her şeydir ama anlaşılmaz işte. Yani bir filmde anlamadığınız herşeye MacGuffin diyebilirsiniz. Örneğin, casus filmlerinde herkes tek bir mühürlü sayfa peşinde koşar, ve önemli olan aksiyondur, bizi germektir, bir dolu teknik söz söylenir, nanoteknolojiler, ultra çözünürlüklü ekranlar, kuantum mekaniği, uçan dalan arabalar, hiçbirşey anlamayız, ama sinemasal görüntüler insanın ağzını açık bırakır, veya Yıldız Savaşlarındaki kırmızı, mavi kılıçlar, veya Bernard Cornwell romanlarındaki kutsal kase gibi, ya da Asteriks’de Hopdediks’in (Oburiks) içine düştüğü kazan gibi. Bu filmde de valiz bir MacGuffin. Yani tanımlanamayan nesne (Ufo’nun uçmayanı).

Filmin konusu şöyle. Normal dışı güçleri olan gençler asker olarak yetiştirilmek isteniyor. Güçlerini sınamak için devletin ajanları tarafından avlanıyorlar. Devlet bir ilaç geliştiriyor, insanlara normal dışı güçler verip onları kullanmak için. Ama öldürücüdür ilaç, ancak, bir tanesi kaçıyor deneklerin. Daha sonra iki medyum, bu kızı ve ilacı bulmaya çalışıyorlar, devletten ve kötü adamlardan önce.

Medyumların bazıları nesneleri oynatıyor, bazıları geleceği görüyor, bazıları sesiyle camları kırıyor, bazıları koklayarak peşinde oldukları kişileri buluyor, bazıları hafıza siliyor, bazıları nesnelerin şekillerini değiştiriyor, bazıları kişisel tarihinizi değiştiriyor.

VİZYONDAKİ DİĞER FİLMLERLE İLGİLİ BİLGİ ALMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ: 


ARKADAŞIMIN AŞKI-KATE HUDSON



HANNAH MONTANA-SMILEY MILEY



MELEKLER VE ŞEYTANLAR-TOM HANKS

Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0