Fransız medyası çözüm sürecine sessiz
01 Mart 2013 09:01 / 2326 kez okundu!
Ülke düzeyinde her gün 35 gazetenin dağıtıldığı Türkiye’den bakınca Fransa gibi bir ülkede biri ekonomi, diğeri spor içerikli 2 gazete de dahil, ulusal planda toplam sekiz gazetenin varlığı epeyce şaşırtıcı gelebilir. Aralarında Fransa’nın en çok satan günlük gazetesi Ouest-France’ın da olduğu 53 yerel-bölgesel gündelik gazetenin yer aldığı basın yelpazesinde gündemi çoğu zaman ulusal çapta yayınlanan bu 6 gazete belirler: Muhafazakâr sağ Le Figaro, merkez sağ Le Parisien, Katolik La Croix, merkez sol Le Monde, sol Libération, solun solu L’Humanité.
Teslim etmek gerekir ki, başta ve özellikle AFP olmak üzere uluslararası haber ajansları bültenlerinde yoğun biçimde açlık grevleri, bu eylemlere son verilmesinde Abdullah Öcalan’ın rolü ve Erdoğan hükümetinin çaresizliği ele alındı. Ancak 18 Kasım’da sona eren açlık grevlerini, “PKK ile Türkiye arasında diyalog umudu” başlığıyla ulusal basında ilk kez işleyen 20 Kasım tarihli La Croix gazetesi ve İstanbul muhabiri Delphine Nerbollier oldu. Yazar bu riskli çekişmeden Öcalan’ın kazançlı çıktığını ve grevcilerin anadillerinde kendilerini savunma hakkını elde ettiklerini yazdı. Aynı konuyu Diyarbakır’a gidip bizzat araştıran Libération Dış Haberler Servisi şefi ve şu anda Fransa’daki en iyi Türkiye uzmanı Fransız gazeteci Marc Semo’ydu. Yazar 29 Kasım’da yayınlanan “Hapisten bir Kürt gururu çıktı” başlıklı makalesinde, kendiliğinden gelişen bu hareketin Erdoğan hükümetinin uzlaşmaz tavrını “birazcık” olsun kıpırdattığını savundu. İki ay önce “şantaja boyun eğmeyeceğini” söyleyen Recep Tayyip Erdoğan’ın asgari bir jest yaparak, belki “Apo”nun tutukluluk koşullarında herhangi bir değişikliği kabul etmediğini, ancak Kürt sorununun müzakere yoluyla çözümünde kişiliğin temel rolünü teslim ettiğini ileri sürdü.
Türkiye’nin, PKK’nin silah bırakması için Öcalan ile müzakerede olduğu haberi 31 Aralık’ta Le Parisien gazetesinin sitesinde AFP kaynaklı bir haber olarak yayınlanırken, Le Figaro ve Le Monde’un muhabirleri, Laure Marchand ve Guillaume Perrier, aynı gün 7 Ocak’ta açılım haberini farklı başlık ama benzeri yaklaşım ve referanslarla okurlarına aktardılar. Marchand “Ankara PKK ile diyaloğa açılıyor”, Perrier ise “Ankara Kürt isyanı PKK’nın tarihi şefine temkinli el uzatıyor” başlıklarını kullandı.
Vahşet ve Açılım
9 Ocak’ta 3 Kürt kadın militanın vahşice öldürülmesine geniş yer ayıran Fransız basını 10-11 Ocak baskılarında oy birliğiyle vahşetin amacının, kökü nereden gelirse gelsin Türkiye’deki barış görüşmelerini sabote etmek olduğunda hemfikirdi.
10 Ocak’ta öğleden sonra yayınlanan Le Monde’da Perrier imzalı yazı katliamdan önce kaleme alındığı için, “Türk hükümetiyle PKK arasında bir barış anlaşması belirleniyor” başlığını taşıyordu. Semo ise 10 Ocak aynı akşam üzeri Libération sitesinde cinayetlerin Türkiye ile PKK arasında süren açık müzakerelere etkisini irdeliyordu. 11 Ocak tarihli Fransız basını, taşra basını dahil yaşanan vahşete çok uzun yer ayırarak neden ve olası failleri sorguluyordu. Bu arada büyük bölge gazetesi Ouest-France 9 Ocak baskısında ulusal gazetelerden önce Bruno Ripoche’un kaleminden çıkan “Türkiye: Devlet ve PKK görüşüyor” yazısında ülkede gerçek bir barış umudunun doğduğunu belirtiyordu.
“Cinayetler darbe vurdu”
L’Humanité ve Le Parisien aynı, “Paris’in göbeğinde üç Kürt militan öldürüldü” sözlerini manşet olarak seçerken, Libération “Kürt politikası Paris’i kana buladı” ifadesini yeğlemiş. Semo ayrı kaleme aldığı bir makalede, Ankara ve Öcalan arasındaki diyaloğun bazılarını rahatsız ettiğini savunuyor. Avrupalı bir diplomattan şöyle bir aktarma var: “Öcalansız bir savaş mümkün, ama onsuz bir barış imkânsız.” Le Figaro ise “Esrarengiz Kürt militanların cinayeti” başlığıyla Paris’te süren soruşturmalara, Marchand’ın İstanbul haberinde de PKK içi hesaplaşmalara değinmiş. Ayrıca IFRI (Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) Çağdaş Türkiye bölümü sorumlusu Dorothée Schmid ile yapılan bir söyleşide Kürt topluluğunun içine kapalı oluşu anlatılmış.
Le Monde 12 Ocak baskısında İstanbul muhabiri aracılığıyla cinayetlerin Ankara- PKK diyaloğuna bir darbe vurduğunu yansıttı. Gazete ayrıca soruşturmanın “Terörle Mücadele Servisi”ne devredildiğini anlatan bir yazıya da yer verdi. L’Humanité ise 14 Ocak baskısında Françoise Germain- Robin imzalı “Hiddet, yas ve dayanışma” yazısında Avrupa’nın çeşitli kentlerinden toplanan 15 bin Kürdün 12 Ocak’ta Paris’te katıldıkları anma mitingini anlattı. Gazete ayrıca yaşamlarını yitirenlerin aileleriyle dayanışma adına Paris’e gelen Leyla Zana ile gerçekleştirilmiş bir söyleşiyi de yayımladı.
Fransız basınında bu tarihten sonra katil zanlısı olarak tutuklanan Ömer Güney’e dair kısa haberler dışında başka hiçbir şey çıkmadı. AFP, örneğin “İsyancıların silah bırakmaya hazır oldukları” başlıklı yeni bültenler yayınlasa da Fransız basını şimdilik gerek cinayet, gerek Türkiye’deki barış görüşmeleri etrafında belli bir sessizliği sürdürmeyi tercih ediyor. Son iki haftada Paris’e gelen Ahmet Davutoğlu veya Egemen Bağış’ın ziyaretleri de Fransız gündelik basınında hiç yankılanmadı.
Uğur HÜKÜM
ugur.hukum@gmail.com
Taraf, 27.02.2013