Adalet nedir? Yalanlarla yan yana yaşar mı? Peki bizim ülkemizde adalet var mı?

11 Temmuz 2013 00:21 / 1318 kez okundu!

 


İnançlarını, hükmetmeye, büyük ve çok katlı inşaatlara, AVM’lere, ranta, savaşa ve sömürüye ya da köleliğe ve boyun eğmeye yatırmış olanlar için zor bir soru.

Yalanlarla ülke yönetenler için zor bir soru. Tüm vicdanlılar için ise kolay ve açık.

Toplumun büyük çoğunluğu için eşit-özgür bir gelecek.

Adalet nedir? Ne anlama gelir. Adalet yoksunluğunun hem de ulvi dinsel inançlara sığınarak tavan yaptığı zamanlar yaşanıyor. Evet eskiden de bu ülkede adalet sadece egemenler ve onlara bağımlı olanlar için vardı. Kısıtlıydı. Eskiden de yalanlar vardı. Sistem ancak böyle kalabilirdi, kalabilir. Ne var ki, dengeleyen bazı etkenler de vardı. Yani sona gelinmemişti. Bugün adalet duygusunun tamamen yok edilme aşamasına gelinen yerdeyiz. Üzerine birkaç söz paylaşmak istedim.

Gezi Parkı direnişi, yok edilme aşamasına gelmiş olan ADALET duygularının isyanıdır. İsyan birdenbire oluşmaz. Su gibidir. Dolar bardak, taşar. Dolar nehirler taşar. Yani kendini biriktirir. Ve sonunda yeter der taşar. İnsan vicdanı da böyledir. Biriktirir. Kimi zaman acı çeker, üzülür, kızar, öfkelenir ama biriktirir. Ve sonunda YETER der.

Taksim çıkışı böyleydi. Bu çığlık ülkenin her bir yanından başka çığlıklarla cevaplandı. İnsan vicdanları adalet arıyordu. Vicdanlar ’’Adalet İstiyoruz hemen Şimdi’’ diye haykırdı.

Bu temiz, her tür kişisel çıkar arayışından uzak İTİRAZ, adalet ve vicdan yoksunu anlayışlarca ezilmeye, yok edilmeye çalışıldı. Genç kayıplar verildi. Kem küm edenler, koltukları sallananlar, kibrin teslim aldıkları ve evet efendimcilerin bir kısmı bile, çok açık olmasa da ’’Biraz sert değil miyiz? Şöyle yapılamaz mıydı?” gibi yaklaşımlar sergilediler. Her tür zorbalığa rağmen, DİRENİŞ kazanıldı. Adalete nasıl yansıyacak, yaşayarak göreceğiz.

Adalet! Hünkarın bütün söylevlerine bakın, benzer, yakın, yalanlarla dolu. Temelsiz, kışkırtan, ötekileştiren, öç, intikam ve nefret içerikli açıklamalar göreceksiniz. Bu tutum ve anlayış adalet kavramıyla bağdaştırılabilir mi? Bu açıklamalar BAŞ’a yakışır mı?

Taksim direnişinin ilk günlerini hatırlayalım. Ağaçlara ’’Sarılanların’’ nasıl ezilmeye çalışıldığını görmüş olmalısınız?

Sonraki günlerde güvenliğimizi sağlamakla görevli polis teşkilatının nasıl bir güvensiz ortam yarattığını bütün dünya yaşadı.

Parkın nasıl boşaltıldığı, Türkiye tarihinin unutulmazları içinde şimdiden yerini aldı bile.

Parkın yetkililerce birkaç kez ’’Halk’’a açıldığı, ’’Halk’’a kapatıldığı son günlerde, göstericiler her gün olduğu gibi kendilerini korumakla görevli olanlarca hırpalanır, aşağılanırken eli palalıların nasıl korunduğu gizlenememiştir.

Polislerce kollanan eli palalı adamın cüretkar saldırganlığı, adalet dağıtıcılarınca da, nerdeyse onaylanınca, artık hiç kimse, vicdan taşıyan hiç kimse, bu sürecin adaletinden söz etmesin. Etmemeli.

Evet, toplumsal yaşamın her alanı adaletsizliklerle doludur. Ne var ki, Taksim direnişi, egemenlerin önüne, sevgi yoksunlarının, imanı para ve rant olanların önüne, bir toplumsal gerçeği de koymuştur. ’’Adalet’’ değerini hapsedebilirsiniz ama yok edemezsiniz. Bir gün size de lazım olacak olan bu değerin taşıyıcıları, insanlık var olduğu sürece buna izin vermez. Vermeyeceğiz.

Herkes bilmeli ki, adalet, ağaçlara sahip çıkmaktır, ağaçları sulamaktır. Adalet düşene el uzatmaktır. Adalet ekmeği, acıyı ve sevinci paylaşabilmektir. Adalet gerektiğinde, hayvanlar için kapının önüne bir tas su koyabilmektir. Adalet eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve dayanışmadır. Adalet her tür farklılığı benimseme ve karşılıklı, içtenlikli, çıkarsız, temiz saygıdır. Adalet dil, din, ırk, renk, cinsiyet hiçbir ayırım yapmaksızın gerçek anlamda İNSAN olabilmektir.

Tüm beyin ve yürekleriyle adaletli bir toplumsal düzen isteyenler, farklı mücadele biçimleri ve yollarını tarif etseler, benimseseler de, tüm haksızlıklar karşısında birlikte olabilecekler olarak, bu anlayış ve inançlarıyla, yaşanası bir geleceğe, onurlu bir geçmiş bırakacaklardır.

Ya onlar? En başta, en büyük yalancı? İnançlarını egemenlik, hükmetme, sömürü ve para için kullananlar? Geride ne bırakacaklar? Yalancılık, baskı ve zulüm ile donatılmış kirli-onursuz yaşam hikâyeleri. Ne yazık ki, çocukları bile onları iyi anamayacak.

ADALET NE PEKİ?


Sedat ÖZGÜVEN

09.07.2013


Son Güncelleme Tarihi: 12 Temmuz 2013 15:50

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.