KÖRELME TUTKUSU

10 Ocak 2011 17:01 / 3082 kez okundu!

 


Soruya veya soruna doðru yanýtý vermekten ne kadar uzaktaysak bilgiçlik o kadar artýyor. Bu bilicilik son günlerde gençlere karþý saldýrganlaþan hükümetin tutmuyla alabildiðine arttý. Bak gördün mü demek solcu modasý haline geldi. Sanýrým bu durum solda sýðlaþmayý da yeni bir aþamaya getiriyor.

Gözlemlerimizin çok olmasý. Hükümetin beklentimiz doðrultusunda hareket etmesi, doðruyu bulduðumuzun, hareket etme yönümüzün bizi baþarýya götürecek yol olduðunu göstermez.
Bulunulan en kötü insanlýk hali, vazgeçilmez doðru kabulümüzü mutlaklaþtýrmaktýr.
Yanýlýyor olabilileceðimizi düþünmeden, mutlak ile yol izlediðimizde yeniden üretim ve kendimizi test etme olanaðýmýzdan yoksun kalýrýz. Daha da vahimi tahkimatý, yani bilgi, görgü, eylem yüklenmeyi de buna göre yaparýz.
Yanlýþý pekiþtiririz.
Temeli insan ve deðiþim olan bir fikrin takipçisi olarak yol almaya çalýþýyoruz. Soru ve yanýt cümlesi kurduðumuzda tarihi ile, sosyolojisi ile, fiziksel durumuyla insana özen göstermeliyiz.
Laf olsun diye insan, torba dolsun diye deðiþim demenin psikolojik karþýlýðý vardýr. Toplumsal olarak bir anlam ifade etmeyeceði de ortadadýr.
Gerçeðin ne olduðunu biliyor olmak, bir anlamda dünyanýn insan ihtiyacýný da ortadan kaldýrmak deðil midir? Yaptýklarýndan þüphe duymayan, gerçeðin kesin ifadesini bulduðuna inanan insanlýðýn dünyada iþine.
Solcular olarak, aðzýmýz kulaklarýmýzda þüphe etme özgürlüðünün anlam ve önemi üzerine söz söyleriz. Kolay gerçekleþmediðini de biliriz ve o konuya da deðiniriz. Nereye kadar?
Hepimiz için sonradan bunu da nasýl yaptým diyebildiðimiz, þüpheye sýnýrý dar tuttuðumuz insanlýk haline düþtük.
Yeniden ve yeniden kendi dar gruplarýmýza çekildiðimizde ve tahkimatý kendi mutlakýmýza yaptýðýmýzda hep azaldýk. Azaldýkça saldýrgan olduk. Saldýrganlaþtýkça azaldýk.
Toplum bizi sosyal bir vaka olarak algýlamaktan vaz geçip, psikolojik sorunlarý olan küme olarak algýlamaya baþladý ve kendimizle baþbaþa býraktý.
Bu durumda üretilecek yeni fikrimiz olmadýðýna göre, onu savunacak mühimmat gereksinimi doðdu. Son günlerde ortaya çýkan boya, tuvalet kaðýdý ve aþaðýlama sözcükleri bunun ürünü.
Süleyman Sýrrý Önder'in “Saðdýç Emeði” baþlýklý yazýsýný okuyunca þýppadanak bilgeliðe ulaþma ve hiçten eleþtirme kolaycýlýðýnýn kristalize olduðunu gördüm. Birden fazla arkadaþtan gelen maillerle yazma gereði doðdu. Çünkü Önder bu iþe kuþ kondurmuþ oldu.
Yarattýðý metefor sorunlu. Saðdýçlýk toplumsal bir geleneðe dayanýr. Bilinenin (doðru ve yanlýþ) aktarýlmasýna dayanýr. Bilginin aktarýlmasý ile sonlanmaz. Bir kez saðdýç olunca devamlý saðdýç olarak anýlýrsýn. Bu bir. Ýkincisi; bu geleneðin yanlýþ olduðunu yazýda olduðu gibi aþaðýlayarak anlattýðýn toplumun yanýtý, Oxford vardý da öðrenmedik mi olur?
Bakýn internet olunca Fas'tan kuma, gelin getiren bir toplumda yaþýyoruz.
Toplumun geleneklerini, göreneklerini, inançlarýný aþaðýlayarak, onlarý yok sayarak varýlacak bir yer yok. Yanlýþ olduklarýný söylemek baþka. Söyleyelim söylemesine de kadýnýn metalaþmasýndan, yoksuluða, cahilliðe, insanlarýn saðdýç bilgisine gereksinim duymayý da toplumun yaratmadýðýný bildiðimizi, asýl bildiðimizi unutmadan yanlýþtýr diyelim.
Solun bir bölümü uzun zamandýr, toplumla, insanlarla birlikte politika yapmanýn yollarýný arýyor. Ancak onlarýn desteðini kazandýðýnda, onlarý düþündüklerine ikna ettiklerinde, projelerini yaþama geçirebileceklerine inanýyorlar. Toplumun deðiþim isteðinin olduðu da ortada. Bu deðiþimi týkayan deðiþikliklerin tamamý olmasa da bir kýsmýnýn deðiþmesine "yetmez ama evet" diyerek sahip çýkýyorlar.
Olmasý gereken sol politika budur fikrini esas alarak yola çýkýyorlar.
Bu deðiþim, toplum deðerlendirilmesinin doðruluðunu ve yanlýþlýðýný tartýþmak mümkündür.
Tartýþma bu hareketin temel varsayýmlarýna, solun kavramlarýna yapýlacak atýflarla, deðiþimi, insaný dikkate alarak yapýlýrsa her iki tarafý çoðaltýr. Sýðlaþtýrýrsa gereksizleþir.
Dünyanýn herhangi bir yerinden bulunduðumuz çoðrafyaya bakar gibi bakalým sorunlara. Bu çoðrafyadan Þili'ye, Venezualla'ya, Brezilya'ya veya baþka bir dünya noktasýndaki insan ve toplumsal hareketlere bakar gibi bakalým içinde bulunduðumuz sorunlara.
Kendi öznelliklerimizden sýyrýlmayý, nesnel deðerlendirmeler yapmayý becerebilmeliyiz.
Beceriksizliðimiz, önyargýlarýmýz, kafamýzý kumdan çýkarmama, mevcuda inanmamýz baþýmýza çok iþ açtý. Çok yalnýz kaldýk. Kavgalar ettik. Acýlar çektik. Birbirimizi veya birini kýyarak yaþamak önümüzü kesmeye, ayaðýmýza dolaþmaya neden oluyor, olacaktýr.
Yeni yönlere bakma, bildiðimizin yanlýþ, en azýndan eksik olduðu duygusunu yitirdiðimizde, bulunduðumuz yerin de körelticisi oluruz.



Nurettin Akbaþ

08.01.2011



Son Güncelleme Tarihi: 15 Ocak 2011 01:45

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.