Ersin Faralyalı'nın ardından - Deniz Sipahi / Milliyet Ege

09 Temmuz 2008 04:09 / 2319 kez okundu!

 

“Dostlar Kulübü...” Babamın da dahil olduğu bir arkadaş grubuydu. Kendilerini böyle tarif etmişlerdi. “Dostlar Kulübü...” Her çarşamba toplanırlar, önceden belirlenen gündem maddesi üzerine tartışırlardı. Hep siyaset, ekonomi d

Bu dostlukların yayılmasına karar vermişlerdi, ailelerin de birbirlerini tanımalarına, anne babaların kurdukları bu samimi zincirin çocuklara da geçmesini istemişlerdi.

“Dostlar Kulübü”nün o unutulmaz hafta sonu gezileri...

Faralyalı ailesinden önce Haluk ve Dilek Faralyalı ile tanıştım.

Bu kulübün önemli iki üyesiydiler.

İlkokul yıllarında tanıdığım bu müthiş çifti unutmam elbette mümkün değil.

Haluk Bey kibar, entelektüel, vefakar, toplumsal olaylara duyarlı, içinde insan sevgisiyle dolu dolu olan bir kişiydi.

Dilek Hanım da öyle...

Çocukları çok seven, güzel konuşan, pozitif düşünen bir insandı.

Ersin Faralyalı da zaman zaman toplantılara gelir, müthiş enerjisiyle girdiği ortama renk katardı.
Siyasetle ilgiliydi, Türkiye’nin sorunlarını konuşmayı severdi.

Dünyayı takip eder, sivil toplum örgütlerinin önemini her fırsatta dile getirirdi.

Ersin abiyle ilk tanışmamız da o yıllara dayanır.

O Robert Kolejli olmanın etkisiyle bana takılırdı. Ben Saint Joseph’te okurken, “Dünyada Fransızca mı kaldı...” diye laf atmalarını hiç unutmuyorum.

Yıllar içinde o Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı oldu.

Ben de üniversitede okurken gazeteciliğe başladım.

Stajyer bir gazeteci olarak EBSO Başkanı’na istediğim anda ulaşmak, özel bilgiler almak, yakın çevresini tanımak benim hep en önemli avantajım oldu.

Sonra TOBB başkanlığı...

Ardından bakanlık dönemi...

Herhangi bir bilgiye ulaşmak istediğimde hep onun rehberliğini talep ettim.

Her seferinde yardımcı oldu, isteklerimi kırmadı. Birkaç kere Yatağan’daki santrale beraber gittik. Enerji Bakanlığı döneminde santralin desülfrizasyon sistemini bitirmek ve yeni yatırımlar için bir model yaratmak istiyordu. Çünkü enerjinin gelecekte en önemli gündem başlıklarından biri olacağını çok iyi biliyordu.

Bakanlığı döneminde önemli adımlar atıldı ama Türkiye’nin siyasi istikrarsızlığı ve ekonomik dalgalanmalar istediği gelişmelerin olmasını engelledi.

Demirel’e yakınlığı, TOBB’daki eski başkanlığı Faralyalı’yı hep danışılan kişi yaptı.

Siyasete nokta koyduktan sonra da bu böyle oldu. Hürriyet’te olduğum dönemde daha sık görüşmeye başladık.

Mavişehir’deki Mario Plaza’da her buluşmamızda “Bu gece Türkiye’yi kurtarmak yok...” derdik ama her seferinde konu ülkenin sorunlarına gelir ve işin içinden çıkamazdık.

“Dostlar Kulübü...”

Benim hayatımın en önemli dönüm noktalarından biri oldu.

Gazeteciliği tercih etmem, memleket meselelerine daha küçük yaşlardan itibaren ilgi duymam, dostlukların hayattaki en büyük zenginlik olduğunu anlamam hep “Dostlar Kulübü” sayesindedir.

Oradaki her baba dostu hayatımın herhangi bir evresinde karşıma çıktı ve bana yol haritamda yardımcı oldu.

Faralyalı ailesinin çoğunu tanıdım ve güzel günlerimiz geçti.

Haluk ve Dilek Faralyalı’yı bir kez daha anıyorum.

Ersin abiye Allah’tan rahmet diliyorum.

Ruhu şad olsun...

Mekanı cennet olsun...



Deniz Sipahi

Milliyet Ege

09.07.2008

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.