Batı'nın bin bir yüzü - Öznur Küçüker Sirene
21 Mart 2022 12:09 / 741 kez okundu!
"Savaş deyince, insanın aklına ilk önce kan ve zulüm gelir. Ukrayna savaşına ise bir de Batı’nın ikiyüzlülüğü damga vurdu."
****
Batı’nın bin bir yüzü
Öznur Küçüker Sirene
Savaş deyince, insanın aklına ilk önce kan ve zulüm gelir. Ukrayna savaşına ise bir de Batı’nın ikiyüzlülüğü damga vurdu.
ABD Başkanı Joe Biden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için “O bir savaş suçlusu” ifadesini kullandı. Ancak 2003 yılında Irak'a saldırmak için kitle imha silahlarının varlığını bahane eden -ve yıllar sonra bütün iddialarının külliyen yalan olduğu ortaya çıkan, Irak'ı kan gölüne çeviren- ABD eski Başkanı George W. Bush için hiç kimse “O bir savaş suçlusu” demedi. Hatta daha sonra, ABD'nin 2001'de işgal ettiği Afganistan'a 30 bin yeni asker göndereceğini açıklayan Barack Obama'ya Nobel Barış Ödülü bile verildi. Obama ödülünü alırken “bazen barış için savaşmak gerekir” dedi. Kimse “Bu nasıl barış ödülü?” diye de sorgulamadı.
Biliyorsunuz, Batı’nın en sevdiği sihirli kelimeler: “İnsan hakları, özgürlük ve demokrasi.” Oysa 2011 yılında Suriye iç savaşı patlak verdiğinden beri Batı ülkelerinin Suriyeli mültecilere karşı insanlık dışı muamelelerine şahit oluyoruz. Yunanistan’ın botlarını şişlediği göçmenler için kimse gözyaşı dökmedi. Ancak bugün Ukraynalılar için “ama onlar da bizim gibi mavi gözlü, Avrupalı, Hıristiyan” lafları havada uçuşuyor. Almanya'nın başkenti Berlin’e gelen Ukraynalı mülteciler, Almanlar tarafından tren istasyonunda çiçeklerle karşılanıyor. Avrupa’yı bugün “ya Ukraynalıların başına gelen yarın bizim de başımıza gelirse?” korkusu kapladı. Şam'da, Bağdat'ta, Kabil'de masum insanlar, çocuklar öldürülürken, Avrupalılarda böyle bir korku oluşmamıştı çünkü bombalar Avrupa’ya düşmüyordu.
Batı, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlar konusunda birlik olmakla övünürken Rusya devleti kadar savaşla hiçbir alakası olmayanları da ırkçı ve faşist kararları ile mağdur ediyor. Rus sanatçı ve kuruluşların sözleşmeleri feshediliyor. Avrupa'da okuyan Rus öğrencilerin üniversite kayıtları silindiği gibi Rus yazar Dostoyevski'nin üniversitelerde okutulması da yasaklanıyor. FIFA, Rusya'da maç oynanmayacağını, karşılaşmalarda Rusya bayrağı ve marşının kullanılmayacağını açıklıyor. Netflix Rusya’daki projelerini durduruyor. Rus RT televizyonu ve Sputnik haber ajansı AB ülkelerinde ve İngiltere'de yasaklanıyor. Batı ülkelerinde, Rus oligarkların mal varlıklarına el konuyor. Sanatçının, sporcunun, gazetecinin, öğrencinin, zenginin, hiç kimsenin es geçilmediği bu yeni “yaptırım, sansür ve yasak” düzeninde, Rus kedileri bile unutulmuyor! Uluslararası Kedi Federasyonu, Rusya'da yetiştirilen hiçbir kedinin Rusya dışındaki hiçbir soy kütüğüne kaydedilemeyeceğini açıklıyor.
Bir başka ikiyüzlülük örneği vermek gerekirse, Avrupa, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki Ermeni güçler tarafından işgal edilmiş toprakları kurtarılırken kullanılan Türk yapımı SİHA’lara “katil drone’lar” başlıklı yazılarla tepki göstermişti. Bugün ise, aynı Avrupa, Ukrayna’nın Rus güçlerine karşı başarı elde etmesine yardımcı olan Türk yapımı SİHA’lara methiyeler düzüyor. Aynı şekilde, Türk yapımı SİHA'lar Dağlık Karabağ'da kullanılıyor diye SİHA'larda bulunan kamera sistemlerinin Türkiye'ye ihracatını yasaklayan Kanada, şimdiyse Ukrayna'nın da satın aldığı Türk SİHA'larının kamera ihtiyaçlarının karşılanacağını açıklıyor.
Sonuç olarak AB liderleri Ukrayna’daki trajediyi tartışmak için Versailles Sarayı’nın şaşalı atmosferinde bir araya gelirken, olan sadece masum halka ve çocuklara oluyor. Doğu ve Batı Avrupa ilk defa birlikte hareket edebildiklerini düşünürken, sağduyulu halkları ise çarpık dünya ve AB sisteminde hiç de yerinde gitmeyen bir şeyler olduğunu ilk kez bu kadar net olarak görebiliyor. Batı, Rusya’ya yaptırım uygularken aslında kendi çöküşünü de hızlandırıyor
Öznur KÜÇÜKER SİRENE
dirilispostasi.com
18.03.2022
Son Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2022 01:43