Nuh'un Gemisi'ni Ýnþa Etme Zamaný - Ý. Mýsýrlýoðlu

31 Ekim 2007 12:58 / 2032 kez okundu!

 

Yaþ günümde yüzümü kýzartan kutlama yazýlarýna karþý borcumu ödemek amacýyla en iyi bildiðim iþi yaptým. Yani bir yazý yazdým ve toplu deðerlendirme iyi olur diyerek bazý pencerelerimi açýp sizinle paylaþmak istedim. Neydim, ne oldum, nelerden beslendim, nereye gidiyorum?

Küresel, toplumsal ve kiþisel dünyamýzdaki tufanlara, çatýþmalara ve girdaplara karþý acaba yeni bir Nuh’un Gemisi mi inþa etmeliydi insanlýk? Kiþisel olarak her birimiz ne yapabilirdik? Yalnýzca bunlar bile yýllarýmýzý almaya yeter aslýnda. Güneþ Doðu’dan yola çýkýyor ise bize de iþe Doðu’dan baþlamak düþer. Üstelik doðru sorularý sormak bazen doðru yanýtlarý bulmaktan daha zorken, bunu yapmaya çalýþacaðým.

Doðu – Batý diyalektiði

Yurt dýþýnda yaþadýðým yýllardan (1982-1992) beri, 800-1100 arasýnda Baðdat odaklý olmak üzere Doðu'nun, dünyanýn merkezi olabildiðini, Batý'nýn Reform ve Rönesans'ýna bir anlamda harç olduðunu gördüm. Farabi'nin, Ýbni Sina'nýn, Ýmam Gazali'nin, Ýbni Rüþd'ün ayýrdýna vardým. Bu kültürlerle yol ayrýmýmýzýn aslýnda Gazzali ile baþladýðýný, Ýbni Rüþd sonrasýnda hýzlandýðýný, Türkiye Cumhuriyeti ile de bu kültürden tamamen kopulduðunu anladým. Basit biçimde Kemalist devrimlere kýzmak yerine süreci araþtýrýp, anlamayý tercih ettim. Sorularým yeni sorularla karþýlaþtý... 900 - 1000 yýllarýnda Baðdat'ý dünyanýn merkezi yapan neydi? Abbasiler, Emeviler kadar toprak fethetmediði halde, bilimde, felsefede ve sanatta muhteþem bir derinleþmeyi nasýl baþardýlar? Bilgiyi aramak için o günün Ýslam alimlerini Çin'den Bizans'a götüren neydi? Çin’in dünya’daki önemini, oraya Avrupa’nýn ben-merkezci gözlüðüyle baktýðýmýz için mi bugünlere kadar keþfedemedik?. Emevi Sultanlarý Arap milliyetçiliði yaparken Abbasi Sultanlarý Ýranlý, Türk, Süryani ve Yahudi bilginlerini iç çembere nasýl ve neden almýþlardý? Bizans’ýn, Pagan geçmiþinden utanýp gömdüðü Aristo metinlerini alýp, üstüne þerhler yazýp bilimde, felsefede, güzel sanatlarda, týpta, matematikte, astronomide mesafeler katedip sonra kimi bilim adamlarýný Avicenna, Averros adýyla batýya terk etmenin kýrýlma noktalarý neredeydi? Hoþgörünün en çok olduðu çaðlar þiddetin en hesapsýz yürüdüðü çaðlarla paralel mi gitmiþti? Adem-i merkeziyet ne zaman ve neden terk edilmiþti?

Kültürler tarih içinde nasýl bir sarmal ile ilerliyordu? Mezopotamya, Finike, Mýsýr, Yunanistan, Çin, Baðdat (Mezopotamya, Finike, Anadolu, Ýran, Arabistan, Mýsýr), Endülüs, Ýtalya-Avrupa, Ýngiltere-Amerika... Þimdi sýra neredeydi? Bu inisiyatifi alanlar nasýl ve hangi itici güçlerle almýþlardý? Þimdi "sýra" neredeydi? Küresel Isýnma döneminde Dünyanýn Merkezi olmak bugün için nasýl bir anlam taþýmaktaydý? Doðu dünyasý için yeniden inisiyatifi ele almak mümkün müydü? Anadolu coðrafyasýnýn buradaki rolü ne olabilirdi? Daha yüzlerce soruyla uzatýlabilir bu konu…

Hem islam’ý bilmemek hem de toplum mühendisliðine soyunmak!

Yaptýðým araþtýrmalarda bunlara yanýtlar olarak yeni sorularla karþýlaþmaya devam ediyorum. John M. Hobson’un, Batý Medeniyetinin Doðulu Kökenleri adlý kitabý (Yapý Kredi Yayýnlarý) þu sýralarda bu konularda bana epeyi yol gösterici oldu.

Ýslamiyet'i algýlamaktan uzak kiþilerin, kendi toplumlarýný yeniden yapýlandýrma hayalleri kurmasýný çok çeliþkili buluyorum.

Tanrý düþüncesi konusunda çeliþkiler içinde olup, mevcut dinler dýþýnda kalýp, felsefe ile dinin alanlarýnýn ve deðerlendirmelerinin yeni bakýþ açýlarý peþinde koþan birisi olmak ama ayný zamanda Ýslamiyet’in küçümsenmesiyle mücadele etmek, benim bulunduðum noktayý tanýmlamaya þimdilik yetiyor.

Dünyada “devrim” diye vaaz edilen çoðu fikrin uygulamada canavara dönüþtüðünü, toplumlarda büyük hafýza kayýplarýna yol açtýðýný gören; bu topraklarda büyük deðiþimler deðil, toplamýnda büyük diye söylenenleri de aþabilecek küçük küçük deðiþiklikler peþinde olan; Marksizm’i eleþtiren ama hala Marksizm’i önemseyen birisi olarak kalmaya çabalýyorum.

Doðu’ya bakýþý, Marksizm’in aþil topuklarýndan biridir!

Marksizmin en zayýf yanlarýndan birisini Doðu konusundaki deðerlendirmeleri olarak görüyorum. Avrupa-merkezci bakýþ açýsýnýn etkisinde kalarak yaptýðý Doðu Despotizmi yanlýþ saptamalarý ile Marksizm, Çin’i, Hindistan’ý, Ýslam dünyasý’ný doðru yere oturtmak fýrsatýný kaçýrmýþtýr. Ýslamiyet’e sadece “uyuþturucu bir din” gözüyle bakanlarýn, Marks’ý, sözleri deðiþtirilemez bir peygamber yerine koymasý ise ne büyük çeliþki.

Ben Marksizm’den yararlanan, çevrecilik, kadýn, þiddet, diktatörlük konularýnda yeni ve ileri þeyler söyleyen bir çizgi arayýþýndayým. Parti gibi olmayan partiler ve gerçek anlamda sivil toplumculuk arayýþlarýna katký peþindeyim.

Belki bu çizgiyi hiç bulamayacaðým ama olsun arayýþý içinde olmak yeter. Hedefe varýlamasa da bazen çýkýlmýþ yol her þeydir!

Teori ve pratik nasýl birlikte olur?

10 yýla yakýn Tarih Vakfý’nda boþ laf deðil iþ yapmayý bu nedenle tercih ettim ve resmi tarihe alternatif oluþturma çabasýna kendimce katkýda bulundum.

Hepimizin yerel olmayý baþarmasý, yerel dili keþfetmesi gerekiyor. Bunun rahle i tedrisinden geçenler ancak ülke çapýnda söylenecek ve dinlenecek söz söyleme þansýný yakalayabilir diye düþünüyorum.

Tam da bu nedenlerle doðduðum topraðýn sitesi www.ercis.net için 2 yýla yakýndýr uðraþýyorum. Burada, fincancý katýrlarýný ürküttüðüm çok açýk. Her gün birileri bunu bana anýmsatmaya devam ediyor. Kürt ve Türk milliyetçiliðinin çatýþma bölgesinde yurtseverlik, demokratlýk ve gerçek Doðu düþüncesini keþfetme ve geliþtirme bazýnda bir gri bölge oluþturmaya çabalýyorum. Zor oluyor ama iyi gidiyor. Kürt ve Türk milliyetçiliðinin parsa topladýðý alandan toprak almanýn da bir bedeli var elbet. Bereket ki milliyetçilik dýþýnda da düþünme ve davranma biçimleri olduðuna, yörenin insanlarý yeni yeni inanmaya baþladý. Ayda 50.000 týklama alan site þu an ayda 250.000 týklama alarak, benzeri sitelere arasýnda ulaþýlmaz bir yere gidiyor.

Küresel düþünüp yerel davrananlarýn yöredeki çekim merkezi olan ve kurucularýndan olduðum www.izmirizmir.net sitesini ise anlatmaya gerek yok. Çok kýsa zamanda geldiði nokta yeterince fikir veriyor zaten.

Bir süredir Van’daki Doða Gözcüleri Derneði’ni desteklemeyi sürdürüyorum çünkü bu dernek hem yerel hem çevreci. Van Gölü çevresindeki endemik bitkilerin, göçmen kuþlarýn ve göldeki inci kefalý denen özel balýðýn korunmasý için çalýþan bu dernek dolayýsýyla yöre insanýnýn çýkarýna ama onun bilinç düzeyinin üstünde olan konularda onlarla diyalog imkaný buluyorum. Öðretici ve geliþtirici bir süreç…

Ömer Madra’yý, Açýk Radyo’yu önemsiyorum çünkü hem çevreci, hem kültürel renklerin çoðulculuðuna içten inanýyor, savaþ karþýtlýðýnda samimiler, üstelik de demokrat!

Toplum Gönüllüleri Vakfý’nda Ýbrahim Betil’in gençlik için yaptýðý gönüllü çabalarý anlamlý buluyorum ve yardýmcý olmaya çalýþýyorum.

Üniversite gençleri ile eski bir ÝGD’li olarak hiç baðýmý kesmedim. Kurduðum ya da katkýda bulunduðum kimi sözlük tarzýndaki sitelerle (www.yyusozluk.com; www.uludagsozluk.com; www.sozlukege.com; www.mrmrsozluk.com), onlarý anlamayý, onlardan öðrenmeyi ve gençliðe tarih bilinci anlamýnda bir farkýndalýk kazandýrmaya katký yaparak, onlarla birlikte ilerlemeyi baþarmaya çalýþýyorum. Bunun için de çaðýn en önemli güçlerinden olan interneti daha doðru deðerlendirmek, bu alanda daha etkin kullanmak gerektiðine inanýyorum.

Gerçi Ýzmirliler henüz kendi sözlüklerine (www.sozlukege.com) yeterince sahip çýkmadýlar ama Van Gölü ve çevresi kendi sözlüðünü (www.yyusozluk.com) alýp götürmeye baþladý bile.

Genç Siviller hareketi’ni hem genç, hem de Doðu’nun farkýnda hem de demokrat olduklarý ve sanaldan çýkýp somuta dayandýklarý için çok önemsiyor ve destekliyorum. Onlarýn bundan haberi yok, o ayrý! (www.gencsiviller.com)

Küresel düþünüp yerel davranmak

Özetle, düþünme biçimimi, yazýp çizdiklerimi ve yaptýðým tüm iþleri bir Nuh’un Gemisi portalýnda toplamak için uðraþýyorum þu sýralar. Hastalýðým ve ameliyatým bunu biraz geciktirdi.

Amacým medyada etkin, özgün, güçlü bir ses oluþturacak; haber, yorum, eðlence içerikli; reklam taþýyabilecek büyük bir internet portalý kurmak. Bunun pek de kolay bir iþ olmadýðýnýn bilincindeyim ama ne yapayým ki zor iþleri de seviyorum.

Ýçerik üretme, içeriðe ulaþma ve proje oluþturma alanlarýnda belirli baþarýlar elde etmiþ olmakla birlikte kodlama ve grafik tasarým alanlarýnda hala destek arayýþýndayým.

Portal’ýn Kapsamý

• Bu portal, Türkiye’nin politik ve toplumsal hayatýna hoþgörülü, demokratik bir müdahale denemesi olacaktýr.

• Bu portal önemsenmiþ yerelin örselenmiþ evrenselle baðýný alenileþtirecek, anlaþýlýr kýlacak, güçlendirecektir.

• Bu portal, Batý’ya giden gemideki akýlcý Doðu’nun yolcularýný barýndýracak, Doðu’nun yeniden keþfine ýþýk tutacaktýr.

• Bu portal, medya dünyasýna baðýmsýz, özgün bir ses olarak girecektir.

• Bu portal, arkasýna bir kalas dayanmýþ içi boþ Hollywood dekorlarýna benzeyen binlerce site ortasýnda, içeriðin ve içerik üretmenin hala önemli olduðunun alçakgönüllü bir iþareti olacaktýr.

• Bu portal, binlerce genç için þimdiden bir çekim kaynaðýdýr.

• Bu portal, çocuklarýn internet dünyasýndaki güvenli adresi olacaktýr.

• Bu portal kentler dünyamýzýn ana damarý, baþvuru kaynaðý olacaktýr. Kentleri besleyecek, kentlerden beslenecektir.

• Bu portal, Türkiye’nin internet dünyasýnda geri kaldýðý iddiasýnýn gözden geçirilmesine mütevazý bir katký olacaktýr.

• Bu portal, büyük bir reklam medyasý yaratarak kendi devamlýlýðýný güvenceye alacaktýr.

Neden “Nuh’un Gemisi”?

Evimde, sessiz sedasýz bu satýrlarý yazarken, koltuk deðnekleriyle tutunduðum hayatý hala deðiþtirmeye çabalayan iflah olmaz biri olduðumun bilincindeyim.

Doðduðum topraklar binlerce yýl önceki tufanlarýn izini taþýyor. Yazýlý taþlar bunu anlatýyor, tüm arkeolojik bulgular tufaný doðruluyor. Elbette halklar bu olguyu efsanelerle, öykülerle, destanlarla bugünlere taþýmayý baþarmýþ.

Van Gölü’nün, tufan sonrasýnda Nuh’un Gemisi’ne iskele olarak geride bir avuç ilahi su diye býrakýldýðýna inanýlýyor benim diyarýmda. Van Gölü Tübitak’ýn bile çözemediði biçimde 100 yýlda bir yükseliyor ve çevre topraklarýný yutuyor. Çocukluðumda harman yerimiz olan topraklar þimdilerde gölün altýnda kaldý. Halk diyor ki, ‘bu yükseliþler kýyamet alameti, madem ki Nuh’un bu coðrafyaya yayýlmýþ çocuklarý din, dil, etnik farklýlýk diyerek birbirlerini öldürüyor, madem ki eskinin insaniyetlik örnekleri gittikçe azalýyor, o halde bu bozulma yeni bir tufaný getirebilir.” Yýlanlar evlere hücum ettiðinde insanlar anlar ki göl yükseliyor… Þu sýralar yýlanlar her anlamda aktif…

Mesele þudur: Biz bu efsaneden ne öðrenebiliriz? Eðer biz insanlarýn korkularýndan inanýþlarýndan koparsak onlarý anlamaktan uzaklaþýrsak, onlarý kendimizden uzaklaþtýrmýþ oluruz. Eðer biz onlarýn arayýþlarýnda, ne çook uzakta ne de gerisinde deðil hemen yaný baþýnda, belki bir adým önünde olmayý baþarabilirsek, onlardan öðrenip öðrendiðimize þerh yazýp (yorumlayýp), sonra onu, onlarla yeniden paylaþabilirsek belki deðirmen taþlarýný kýpýrdatmayý baþarabiliriz.

Bu nedenle belki, yaklaþan küresel felaketten, içinde olduðumuz toplumsal ve politik çýkmazlardan, doðuþtan bunaldýðýmýz kiþisel girdaplardan kurtulabilmek mümkündür diye hala arayýþ içindeyim.

Özetle kiþisel, dünyasal ve evrensel tufanlardan en az zararla çýkmak için, yerel kardeþlik çaðrýsýnýn evrensel e-gemisi (Noah’s Arc) Nuh’un Gemisi’nin inþasýna kendi tahtamý yontuyorum þu sýralar.

Bir gün herkes bu geminin hem sahibi hem yolcusu olacak!

Dünyada kimse bu çabaya ilgisiz kalamaz diye umuyorum.

Bugün 54 yaþýna girdim ve ol hikayem budur!

Ý. Mýsýrlýoðlu

31-10-2007 Ýstanbul

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.