'Müttefiklerimiz yenilince biz de yenilmiþ sayýldýk'

18 Mart 2014 12:28 / 3046 kez okundu!

 

'Müttefiklerimiz yenilince biz de yenilmiþ sayýldýk'

 

Karþýmda bir fotoðraf var: Savaþý çarpýcý biçimde ironikleþtiren bu fotoðrafta, Osmanlý Ordusundaki Alman subaylar, Çanakkale dönüþü savaþýn bitimine yakýn günlerde görülüyor - Haziran 1917

Aklýma "Müttefiklerimiz yenilince biz de yenilmiþ sayýldýk" sözü geldi. Tüm çocukluðumuzu karartan milliyetçi tarih anlayýþlarýnýn simge sözüydü bu. Sanki Çanakkale ve diðer cephelerde yenilen sadece müttefikimiz olan Almanlar olmuþ, aslýnda direnen ve kazanan da Osmanlý... Ancak iþte kör talih, müttefiklerimiz yenilince biz de gitmiþiz okkanýn altýna. Alman topuna oturmanýn bedeli aðýrmýþ, Alman gemilerine Osmanlý bayraðý çekip Kýrým, Sivastopol'u bombalayýp Rusya'ya savaþ ilan etmenin bedeli de... Bu arada savaþ þartýna baðlanan Alman altýnlarý, çöken Osmanlý hazinesine umutsuz ve geçici bir soluk aldýrmýþ ya, Enver Paþa için o sýra önemli olan o.

 

Peki gerçek nerede?

Çanakkale Savaþý sýrasýnda da, o günlerde de Osmanlý Ordusu'nun Genel Kurmay Baþkaný'nýn bir Alman generali Fritz Bronsart von Schellendof PaþaÇanakkale’yi savunan Osmanlý V. Ordusu’nun baþýnda da yine Alman Generali Liman von Sanders vardý.  Bir çok cephede üst düzey komutanlýklar onlarýn elindeydi... Enver Paþa Alman gemilerine Osmanlý bayraðý çektirip Kýrým'ý bombalatmýþ ve bizi Almanlarýn yanýnda Ruslarla savaþa sokuvermiþti. Böylece de bir savaþ durumunda verilmesi sözleþmeye baðlanmýþ altýnlardan oluþan Alman kredisi devreye girmiþ, çökmüþ Osmanlý hazinesine umutsuz kýsa bir soluk getirmiþti.

Alman subaylar 1918'de çekip gidince, bu fotoðrafý çeken kiþi (Robert Kolej'den tercümanlýk için koparýlýp götürülen zat), önce taltif edilerek Ýstiklal Madalyasý verilmiþ, polis yapýlmýþ, sonralarý da (1927'lerde) madalyasý elinden alýnýp divan-ý harb'de yargýlanmýþ ve canýný zor kurtarmýþ, ömrünün son dönemlerini Söke'de küskün olarak geçirmiþtir...

 

Tercümanlýðýný yaptýðý makina mühendisi kökenli Alman subayý, Çanakkale'de çekilen yüzlerce cam negatifi alýp ülkesine götürdü. Alman subayýndan elinde kalan fotoðraflarý ömür boyu saklayan kýrgýn Robert Kolejli'nin subay þapkasý, ölümünden sonra çocuklarýn elinde oyuncak olmuþtu.

 

Cam negatifler ve kimi basýlmýþ fotoðraflar; taa ki bir gün torunu ondan kalan kutularý açýncaya dek, gün yüzü görmedi.

 

Hepimiz gibi bu topraklarda yaþayanlar da bir gün çocukluðunu resmi tarih kitaplarýnda býrakýp büyüyecek, olgunlaþacak elbette. Ýþte o zaman Çanakkale Savaþý'nýn gerçeklerini keþfetmeye baþlayacak. Savaþta asýl kumandanýn kimde olduðunu, ana hesaplarýn ne olduðunu, Ýngiliz ordusundaki Kýbrýslý Türk ya da Hintli Müslüman ile Osmanlý askerinin acý karþýlaþmalarýný, Anzaklarýn dramýyla, Osmanlýnýn trajedisini, Almanlarýn planýyla Enver Paþa'nýn "cinlik"lerini, Türk'üyle Kürd'ün birlikte savaþýp birlikte ölündüðünü, belki ancak o zaman öðrenebileceðiz.

 

Öðreneceðiz ki, Çanakkale'deki þehit sayýsýný abartarak, Mustafa Kemal'e orada yapmadýðý roller ve payeler bahþederek, boðazlardaki Alman askeri varlýðýný (toplarýný ve üst düzey subaylarýný) gözlerden saklamaya devam ederek Çanakkale'yi, Mustafa Kemal'i yüceltemeyiz. Ýkisinin de bu sahte yüceltmelere ihtiyacý yok zaten. Tersine orada tüm insanlýk için savaþ karþýtlýðý adýna yüce dersler var. Oradaki dramlarý, trajedileri Avustralyalýlar, Anzaklar kadar anlayamýyorsak, bu coðrafyaya fazla "yakýn" oluþumuzdandýr. Üstelik içimizdeki þovenler, abartmacýlar ve "Vatan Millet Sakarya" gazcýlarý yüzünden de Çanakkale gerçek yerine bir türlü oturmuyor. Çanakkale üzerine kurulan sahte söylemler de bu yüzden hala etkili.  

 

Bu ülkenin gerçek tarihçileri, memur olmayan akademisyenleri bu alana el attýkça, belki o zaman gerçeklerin perdesi biraz daha aralanacak.

 

O zaman iþte Çanakkale'yi, Sarýkamýþ'ý yeniden anlayacaðýz. Bu savaþlarý, 1915'deki Ermeni Tehciri'ni örtmek isteyenlerin, 100. yýlýn yaklaþmasý sebebiyle, onlarý bugün dahi kalkan olarak kullanmak istemelerinin ardýndaki itici gücü anlamlandýracaðýz. Gerçeðin bozulmasýna artýk izin verilmemelidir. Bu, sadece bu savaþlarda ölmüþ binlerce kiþinin anýsý için deðil, bugün Anadolu'da ve Diaspora'da yaþayan milyonlarca Türk, Kürt, Ermeni, Rum vatandaþýmýzýn da ruh saðlýðý için gereklidir.

 

O dönemlerde yapýlanlar hiçbir etiðe sýðmazken, biz hala þoven tarih anlayýþlarýnýn etkisinde yelken açmaya, Çanakkale'yi kötü politikalarýmýza, devletçi, þoven duruþlarýmýza alet etmeye devam mý edeceðiz?

 

Dünya estetik aþamasýna geçerken biz ahlak savaþlarýyla daha ne kadar zaman yitireceðiz?

 

Etik'ten Estetik'e geçme zamaný bizde hala gelmedi mi?

 

Yüzleþmek için 100 yýl daha beklemeyelim...

 

Bu coðrafyanýn iyileþmeye ihtiyacý var.

 

"Müttefiklerimiz yenildiði için biz de yenildik" döneminden artýk çýkalým, herkesin kazanabileceði çözümler arayalým. Barýþý korumak kiminde kurmaktan daha zor olsa bile... 

 

Çanakkale Savaþý'nýn, ölenlerini ve ölemediði için sonradan Ýstiklal mahkemelerinde sürünmüþ isimsiz kahramanlarýný bu duygularla anýyorum.

 

Ýlhami MISIRLIOÐLU

18.03.2014

 

Son Güncelleme Tarihi: 19 Mart 2014 01:04

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.