Ýzmir yeniden ilericiliðin motoru olabilir

02 Mart 2013 14:51 / 2141 kez okundu!

 


Ýzmir nereye gidiyor? Ýzmir taþist mi? Ýzmir Kürtlerle barýþýlmasýný istemiyor mu? Bu sorular son zamanlarda epeyice kafalarý karýþtýrdý, yanlýþ algýlar oluþturdu ve belki de bu algýlarý besledi... Meselemize yeni bir gözle bakmanýn zamanýdýr... Bence en büyük ortak bölenimizi kurcalamaktan hepimiz yorulduk, en küçük ortak katýmýzý büyütmeye geçelim artýk.


Yýllarýn Ýzmirlisiyim; 8 yýl Bayýndýr, Buca Lisesi; 1970 sonrasý Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi; 1974 sonrasýnda GSB (Genç Sosyalistler Birliði), 1976'da ÝGD (Ýlerici Gençler Derneði), Kýrmýzý Karanfil Müzik Festivali 1978, 1979... 1980'e kadar... Sonrasý büyük göçmenlik... Karanfil'e yurt dýþýnda devam...

Þimdi annem, babam ve 5 kardeþim Ýzmir'de yaþýyor. Ben de hem onlarla hem de ve birtarihtebizdevardýk dediðimiz yüzlerce arkadaþým, yoldaþým, dostumla zaman zaman birlikte oluyorum burada... Ki bir kýsmý ile yollarýmýz farklýlaþmýþ da olsa çoðuyla en az kardeþ kadar can dostlarýz. 1992'de Hollanda dönüþü Ýstanbul'a yerleþtim ama Ýzmir ile baðým hep canlý kaldý. Ýzmir'in her daim daha iyi daha ilerde olmasýný arzuladým... 2007 de Hürriyet ve Pervin Mýsýrlýoðlu ile birlikte kurduðumuz, Ýzmir'de siyah ile beyaz arasýnda özgürlükçü gri bir alan açmaya çalýþan, bu alanda da gökkuþaðý gibi Ýzmir'in her rengine yer veren bir internet portalý olarak www.izmirizmir.net bunun en iyi örneðidir. Yine 3 yýla yakýndýr baþarýyla hamallýðýný yürüttüðümüz çok seslilikte Türkiye'ye örnek olmakta olan Ýzmir küçük Millet Meclisi, Ýzmir'e katkýmýzýn en bilinenleri...


Ýzmir hem hepsi hem hiçbiri...

Ýzmir'in görünen çoðunluðu barýþseverdir ama onun anladýðý "barýþ" acaba tam olmasý gereken, ihtiyacýmýz olan barýþ mý?...
Yani barýþseverlik anlayýþýmýz sakin sakin tartýþýlmalýdýr...

Ülkenin bir barýþmaya ihtiyacý olduðu tartýþýlmaz ama bunda Ýzmir'in rolünün ne olacaðýný konuþmalýyýz. Daha iyisini yapmak için ise elele vermeliyiz.

Geçmiþimizden, arþivlerden istenirse kan da çýkarýlabilir karanfil de... Biz geçmiþten barýþ ve karanfil çýkarmalýyýz...

Herkül Milas'ýn bir kitabýný yayýnlamýþtýk Tarih Vakfý'ndayken: "Daha Ýyi Türk Yunan Ýliþkileri Ýçin Yap Yapma Kýlavuzu"

Barýþma sürecinde bu tür kitaplara ihtiyaç var... Bunu geliþtirmeliyiz, Kürt, Ermeni Alevi barýþmalarýna uyarlamalýyýz.


Barýþma sürecine Ýzmir aðýrlýk koyarsa dengeler deðiþir

Bir ara taþlama iþine girmiþ olmasýna raðmen Ýzmir taþist deðildir. Bir sürü aþamayý atlayýp onu alelacele faþist diye damgalamak da doðru deðil. Ancak þu kesin, yönünü yitirmiþ Ýzmir, çýkýþ yolunu arýyor. Ülkesindeki büyük barýþmalara gerçek bir katký yapmak istemesi ve bunu mutlaka yapmasý da çok önemli bu yüzden.

Ýzmir deyince ister istemez akla önce CHP geliyor... Uzun süredir Ýzmir'de iktidar çünkü. CHP'nin kaderi þu an Ýzmir ile birlikte örülü, deðiþecekse birlikte deðiþecek. CHP'ye raðmen deðiþim olmaz mý? Olur ama bu deðiþim çok acýlý ve sancýlý olacaktýr, her iki taraf için de... Þu anki süreç sanki biraz böyle...

CHP'de Kürtlerle gerçekten barýþma yanlýsý olanlar artýk daha öne çýkmalýdýr. Geçmiþ yaklaþýmlarýn tutarlý bir eleþtirisine ihtiyaç var ve biz bunu kolaylaþtýrmalýyýz. Neden Ýzmir ve barýþ meselesi bu kadar önemseniyor, tartýþýlýyor? Çünkü barýþma sürecine Ýzmir aðýrlýk koyarsa tüm dengeler deðiþir.
Bugün deðilse ne zaman?

Kafalardaki imaj eskiden baþka türlüydü; bir zamanlar Ýzmir ilericiydi, yeni giriþimler hep Ýzmir'den çýkardý, Ýzmir demokrattý, Ýzmir özgürlükçüydü... Ýzmir barýþseverdi... Kabul etmeliyiz ki bunlar geride kaldý ve Ýzmir eski statükolarýn hala sürmesi için çabalayan ve bu yüzden de aðýr aðýr kaybeden bir yer haline geldi.

Ýzmir neden ilericiydi çünkü liman kentiydi, bu yüzden yeniliklere açýktý, hoþgörülüydü; ayrýca çok ulusluydu: Ýzmir'de Levantenler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Türkler birlikte yaþýyorlardý. Bir tür melez bir kentti Ýzmir, ki melezlik iyidir, güzelliðin sentezlenip ileri taþýnmasýdýr...Yeni bir melezlik arayýþýnda olmalý Ýzmir! Ancak limanlarýn yerinde þimdi ne var? Yeni fikirler nasýl yayýlýyor, Ýzmir biraz da bunu keþfetmeli... Sanal alem limanlarýn yerini aldý bir anlamda. Ýzmir geçmiþteki ilericiliðinin kökenlerini , kaynaklarýný yeniden gözden geçirmeli, anýmsamalarýný ve sanal dünyadaki yerini zamanýn ruhuna uyarlamalýdýr.

Bir süredir Ýzmir yanlýþ ilericilik açmazlarýnda çok zaman kaybetti; saflýk, birörneklik, bir tür beyaz Türklük, ilericilik adýna kutsandý oysa bu bir tür yanlýþ muhafazakarlýktýr ve Ýzmir de, Türkiye de bundan zarar görmeye devam ediyor.


Eskinin statükocularý, belki þimdinin maðdurlarýdýr

Bugünün en maðdurlarý belki de eskinin statükosunu hiçbir þey deðiþmemiþ gibi sürdürmek isteyenlerdir. Ýzmir'in eriyen çoðunluðundan söz ediyorum... 90 yýllýk statükolarýný yitirdiler; batýcýydýlar ama sýrf baþka bir parti yapýyor diye, aslýnda kendilerinin de rahatlýkla yapabileceði þeylere karþý durmak biçimindeki yanlýþ muhalefet yüzünden, neredeyse batý karþýtlýðýna kaydýlar; onlara yardýmcý olmalýyýz...

Ýzmir taþist de deðildir faþist de! Ancak kafasý karýþmýþ, yolunu yitirmiþ Ýzmir çýkýþ yolunu arýyor. Bu yolu, DTP konvoyunu Ýzmir'de göbeði açýk genç kýzlar taþladýðýnda
DEMOKRATÝK TAVIR MANÝFESTOSU yayýnlayarak göstermiþtik Ýzmirizmir.net olarak... Doðudaki taþ atan gençleri hapse atýp batýdakileri övmenin ikiyüzlülük olduðuna deðinmiþtik. Hayat bizi doðruladý...


Bergama sorumlumuz Birgül Güler Ayman

Geçen gece Ýstanbul'da Birgül Güler Ayman kardeþimizin kulaklarýný çýnlattýk. Ezginin Günlüðü'nün eski solisti müzisyen Hüsnü Arkan ile birlikteydim. Kendisi 35 yýllýk arkadaþýmdýr. Yeteneðinden etkilenip onu ilk kez Maden - Ýþ salonunda yüzlerce emekçinin önünde konsere çýkardýðým için hep mutluluk duydum. Geçen akþam onunla hasret giderirken o anýmsattý. ÝLD'li Birgül hanýmý 34 yýl önce ÝGD'nin yeni Bergama sorumlusu olarak benimle tanýþtýrdýðýný söyledi. Ki Birgül Haným da böyle diyor zaten. O zamanlar ÝGD, Atatürkçülerle, sosyalistleri, komünistleri birlikte bünyesinde taþýmayý amaçlayan bir örgüt olarak kurulmuþtu. Ancak sonradan Komsomol olmaya çalýþarak yanlýþ yaptý... Ýþte o dönem, ÝGD bölge sekreteri gibi çalýþtýðým sýralarda Birgül hanýmla tanýþmýþýz...

ÝGD'yi bazý yönlerden eleþtirebiliriz ama Kürt sorunu konusunda deðil... Hatýrlatmalýyým ki o günlerin hemen öncesinde Ýzmir'de çýkardýðýmýz LÝSELÝ Gençlik dergisi "Kürtlere kendi anadillerinde eðitim hakký" istediði için ilk sayýsýndan sonra kapatýldý ve yazý iþleri müdürü Emin Hamarat bir yýlý aþkýn hapsedildi. Pervin Mýsýrlýoðlu ve izmirizmir.net'in Almanya sürgünü yazarý Ali Rýza Üleç ise 3 gün okullarýndan uzaklaþtýrma aldýlar... Yani zaman, bu insan hakkýný da taa o gün dile getirmiþ olanlarý haklý çýkardý, bunu tanýmamak için kýrk bin takla atanlarý deðil...

CHP'nin ve kendinin görüþlerini dürüstçe dile getiren Birgül Güler Ayman yanlýþ mý yaptý? Evet, yanlýþ! Cumhuriyetimizin yanlýþ ezberlerine takýldýðý, CHP'nin bilinen açmazlarýna düþtüðü, çýkmazlarýný savunduðu için evet yanlýþ. Dünyayý, Türkiye'yi ve Ýzmir'i okuyamadýðý için yanlýþta ýsrar ediyor; ki onun yanlýþlarýnda geçmiþteki bizlerin de hatalarýnýn payý var... Kemalizm'le Marksizm'in yanlýþ yorumlarýný birbirine karýþtýrarak savunmamýzýn izleri ortada... Ýki çizgiyi yakýnlaþtýran; otoriterlik, tek particilik ve devletçilikti, etkisi hala sürüyor. Bazýlarýmýz dönmüþ o yoldan ama anlaþýlan kimimiz muhafazakarcasýna "çizgimiz"i koruyor.

Ancak yine de sayýn Ayman'ý yanlýþ yerden eleþtirmek de yanlýþtýr. Onu sanki "Kürtlerle Türkler eþit deðildir ve olamaz!" demiþ gibi eleþtirmek haksýzlýk olur. "Türk ulusuyla Kürt milliyetini eþit görmek yanlýþ" demiþtir Ayman. Eðer eleþtireceksek bu sözlerin dayandýðý düþünceyi eleþtirmeliyiz. Yoksa Birgül Güler Ayman, 89 yýldýr dayatýlan ve bir bölümümüzün hararetle inanmak zorunda kaldýðý bir görüþü tekrarlamýþtýr, o kadar.


CHP'liler 6 Ok'larýný tartýþma ve aþma cesaretine sahip mi?

Galiba iðneyi kendimize biraz daha batýrmalýyýz... Ýzmirliler nerede yanlýþ yapýyor? Yanlýþ ulus, millet, milliyet ve milliyetçilik anlayýþlarýnýn peþinde gitmekte ýsrar ediyor. Bu kavramlarý yeniden tartýþmalýyýz.

Bunlarýn demokratik olmayan yollarla "tanýmlandýðý" tek parti zamanlarýnda, bazý kimliklerin topluma zorla dayatýlmasý geçmiþte bize yýkým getirdi. Yanlýþlarda ýsrar edilmemeli; örneðin Atatürk baþka bir üst kimlik amaçladý diyelim, arada yanlýþ uygulamalar da yapýldý ve toplumun çoðunluðunca benimsendi. Bu yanýyla Cumhuriyetin, "yeni devlete ulus yaratma" projesi tümden baþarýsýz sayýlamaz çünkü sistem buna samimiyetle inanan ve kendini öyle gören önemli bir çoðunluk yarattý. Ancak bu üst kimlik Kürtler için tutmadý. Kürt kimliðini inkar, asimilasyon ve yok sayma, olmayýnca yok etme yollarýnýn tümü denendi ama olmadý. Artýk o çizgide ýsrar edilemez... O zaman TC VATANDAÞLIÐI üst kimliðinde birleþeceðiz. Daha iyi bir ortak payda tanýmý bulana kadar elbette...

Kendimize iðne batýrmaya devam edelim. Laiklik anlayýþýmýzý sorgulayalým...

Ýzmir'de "Dinin devlet eliyle yönetilmesi"ni laiklik sanan buna samimi olarak inanan bir kesim hala etkin...

Eski Türkiye'nin siyasetleri ve özellikle simge olarak Ýzmirlilerin çoðunluðu, yanlýþ bir laiklik savunuculuðu yaparken; AKP'ye, laik sandýklarý bir sistemi kendi elleriyle armaðan ettiler. "Dinin devlet eliyle yönetilmesi" olan "laikçi" sisteme kendi statükocu bakýþlarý nedeniyle yapýþýnca, bu sisteme karþýt laflar edenleri de yanlýþ biçimde "þeriat getirecekler" diye damgaladýlar. Bu politika gerçeði yansýtmýyordu. Gerçekliði yansýtmayan politikalarýn iþi çok zor. Camileri kendi "devlet müslümanlýðý" bakýþýyla yöneten, Alevileri "görmeyen", gayrimüslimleri ise baský altýnda tutan Diyanet'i ve onu üreten yanlýþ laik sistemi diþe diþ savunarak onu Ak Parti'ye adeta hediye ettiler. O zamanlar onlarý uyaranlarý da dinlemediler. Ve bu güne böyle geldik. Hükümetten hiç Diyanet aleyhine ya da mevcut laiklik anlayýþýna karþýt laflar artýk neden duyamýyoruz? Çünkü Ak Parti fazla sesini çýkarmadan þimdilerde kendisine laiklerin sunduðu bu laik olmayan hediyeyi hazmetmekle meþgul... CHP'lilerin önemli bir kýsmý bu konuda özeleþtiri yapmak için neyi bekliyor?

Bizim kuþaklarýn kafasý "devrim" ve "devrimcilik"konusunda da çok karýþýktýr. Ýhtilal, inkýlâp, devrim sözcüklerini yanlýþ zamanda ve yanlýþ yerlerde bol bol kullanmýþ ama gerçek anlamlarýný tarihsel bir anlayýþla çözümleyememiþ, çözdüðü noktalarda da meseleyi daha geniþ bir topluluðun malý yapamamýþ bir kuþaktan geliyoruz. Düþünün ki, 27 Mayýs hala kimi yoldaþlarýmýzýn beyninde ve yüreðinde "devrim" olarak yaþýyor... Ýzmir'de de bir bölüm CHP'li kardeþimiz, darbelere tümden karþý çýkmayarak, makbul darbe savunuculuðu yaparak, Silivri avukatlýðýna soyunarak sosyal demokratlýðý býrakýn demokratlýk pozisyonlarýný dahi tehlikeye attýlar ve hala Silivri yolundan dönüþ yapamýyorlar. Bu konuda da onlara yardýmcý olmalýyýz. Dostça eleþtiri önemli bir yardým sayýlmalý elbette...

Ýzmir'de, devletçilik politikasýný sosyalistlik sanan bir kuþaðýn uzun sürmüþ etkisi var... Eski bir çok yoldaþýmýzýn da týkandýðý noktalardan birisidir bu. CHP'li arkadaþlarýmýzýn bir bölümü en azýndan, bu dertten hala mustarip... Kapitalizmin bir ara kullandýðý politikayý, her dönemlik bir ok olarak benimseyip, üstelik bu yanlýþý baþka ortam ve zamanlarda tekrarlamýþ sosyalist ve komünistlerle de kendini bir anlamda ayný paralelde sanmak, yanlýþý yanlýþ olmaktan çýkarmýyor.

Ýzmir'de milliyetçiliði, ulusalcýlýk adý altýnda meþrulaþtýranlar yok mu, var; bir kesimde bu yeni çizgiye "yurtseverlik" diyerek kurtulmaya çalýþýyor ama bu kesim, aslýnda solcu olmayýp bir tür milliyetçi muhafazakar sað çizgiye evrilmekte olduðunu artýk fark etmek zorunda... CHP diðer oklarý gibi bu okunu da, güncel tartýþmalara çeliþkili yanýtlar vererek deðil, güçlü ve gerçek bir yenilenmenin basamaðý olarak, farklý ortamlarda tartýþmayý artýk planlamalýdýr.


Cumhuriyetçilik mi önemli demokrasi yandaþlýðý mý?

Ýzmir'de cumhuriyetçiliðin çok önemli ve en önemli olduðuna samimi olarak inanan bir kesim var; oysa Saddam Irak'ý, Çavuþesko Romanya'sý, Pinochet Þili'si birer CUMHURÝYET idi ama oralarda DEMOKRASÝ yoktu; buna karþýlýk Hollanda, Ýsveç, Ýngiltere cumhuriyet deðil meþrutiyet ama buralarda DEMOKRASÝ var; þimdi biz neyi istemeliyiz? Ýçi boþ, demokrasisiz, vesayetçi, otoriter bir cumhuriyet mi yoksa gerçekten demokratik bir hukuk cumhuriyetini mi?

CHP'li arkadaþlarýmýz hem Ýzmir'de hem Türkiye'de oklarýný tartýþmak ve cesurca zamanýn ruhuna uyarlamak görevinden artýk kaçamazlar. Çünkü onlarýn, güncel bir çok konuda, toplumun önemli bir kesimiyle zýt duruma düþmesinin temel nedenlerinden biridir bu


Ýzmir taþist de deðildir faþist de!

Yolunu yitirmiþ Ýzmir çýkýþ yolunu arýyor. Biz arþivlerden güller karanfiller çýkarmaya devam edelim...

Kýrmýzý Karanfil Müzik Festivali 1978 - 1979 Nötron bombasýna karþý yapýldý ama yurt dýþýnda da 3 kez tekrarlandý. 1984 de bir açýlýþ konuþmasý yapmýþtým... Hapisteki oðluna kendi dilinde seslenemeyen ananýn 5 dakika aðlamasýnýn, geçmiþte ekilen rüzgar olduðunu söylemiþtim. Bu gün durdurulmaya çalýþýlan fýrtýnanýn temelini burada aramalýyýz...

1978 de Ýzmir'de kitlesel bir Newroz kutlamasý yapýlmýþtý... Orada yaptýðým konuþma dikkat çekmiþti. Ve özgürlük ateþleri, karanlýkta çakmaklarla da olsa orada yakýlmýþtý.

Duvarlara yazý yazmak, Ýzmir'de yaptýðýmýz en iyi iþlerdendi. Herkesten farklý yazýlar yazardýk. Kargacýk burgacýk yazýlama yapmayý herkesten önce býrakmýþ, planlý, ön çalýþmalý þablon yazýlamaya geçmiþtik. Ama cami duvarýna yazmamak prensibimizi de yaþama geçiren bizlerdik. Baþkalarý o duvarlara yazarsa gündüz gözüyle gidip silerdik. Abdest alan halk, "yahu bu adamlar sosyalist falan ama herkesten deðiþikler" derdi. Bu algýyý yaratmak çok önemliydi ve bugün nasýl bir yol izlenmesine gerektiðine de hala iþaret ediyor sayýlýr...


Ýzmir'i yeniden ilericiliðin motoru yapmak mümkün mü?

Ütopyasý yara almýþ, çökmüþ insanlarýn yeni ütopya arayýþýnda olmasý doðaldýr. Bu hem dünya, hem ülke hem de Ýzmir için geçerlidir. Ama þu anda acil olan Ýzmir'dir.

Ýzmir'i yeniden ilericiliðin motoru yapmak mümkün mü? Benim gönlüm bunu istiyor. Ütopya ararken, eski ütopyalarýmýzý sorgularken; küresel ýsýnma artýyor, özellikle yakýn coðrafyamýzda politik çalkantýlar büyüyor ve yüreklerimizde yeni fýrtýnalar patlýyor. Yeni ütopya arayanlar buralardan yola çýkmalý... Yeþil, özgürlükçü, demokrat, ilerici bir yeni yönelim belki buradan doðacak. Ki onun bireyi önemseyen, dindarlarla barýþýk, kendi ülkesinin geçmiþini hazmetmiþ ve mutlaka bir tür feminist çizgiye evrilmesi zamanýn ruhuna uygun olur.

Bunu yapmak için herkesin tek bir partide toplanmasý da gerekmez. Sivil toplum, medya ve partiler dahil, herkes bulunduðu yerde güzel þeyler yapabilir.


En büyük ortak bölenimizi kurcalamaktan, en küçük ortak katýmýzý büyütmeye geçmeliyiz artýk

Hem dünyayý hem ülkeyi hem de Ýzmir'i doðru okumak çok önemli.
Eskinin en büyük devi ile yeninin en büyüðü, birlikte köprüleri ve paralý otoyollarýný iþletecekler; KOÇ ile ÜLKER'in bu yeni ortaklýðýný (ihale bugün iptal edilmiþ de olsa) Ýzmir de CHP de doðru yorumlamalýdýr. Olumlamak olumlamamak baþkadýr ama süreci okuyamamanýn sonucu vahim olur.

Yetmez ama EVET diyerek olumlu adýmlara destek veren ama olumsuzluklarýn da karþýsýna dikilmeyi beceren; bu sayede de dindar demokrat kesimden hatýrý sayýlýr bir destek bulan yeni tür siyasetleri özlüyorum...

Siyah ve beyaz arasýnda bunalan Ýzmir'imin yeniden griyi keþfetmesini özlüyorum; izmirizmir.net in, 6 yýlda Ýzmir'de açtýðý gri alaný ve bu gri alanda rengarenk gökkuþaðý yaratmasýnýn kýymetinin bilinmesini umut ediyorum...

Baþörtülü yazarlarýmýzýn kafalarýndaki örtüyle deðil, onun altýndaki fikirlerle ilgilenmeyi önemseyen bir Ýzmir'i özlüyorum.

Ýzmir'in þu anki çoðunluðunun azýnlýða düþmesini diliyorum, Ýzmir'in þu anki azýnlýðýnýn bu haliyle çoðunluk olmamasýný istiyorum, %10'luk haksýz barajlarýn kalkmasýný, demokratik koalisyonlarýn gelmesini istiyorum. Daha adaletli sistemleri savunmak için bir örgütlenmenin adýnda "adalet" olmasýnýn bile yeterli olmadýðýný yaþam gösteriyor bize. Yaþamýn gösterdiði boþluklar özgürlükçü ve demokrat bir yapýyla doldurulmazsa, onu birileri dilediði gibi doldurur, dolduruyor.

Ýzmir'de doðaya saygýlý, özgürlükçü, önyargýlara teslim olmayan, çok kültürlü, "tekçi" de olmayan, demokrat, dindarlarla barýþýk ve gerçekten laik bir yapýnýn, abartmadan söylersem, en azýndan önemli bir azýnlýk haline gelmesini arzuluyorum.


Nuh'un Gemisi felsefesine ve hareketine ihtiyaç var

Nuh'un Gemisinden çýkmýþ ve bu topraklara yeniden yayýlmýþ olanlarýn, din, dil ve etnisite farký gözetmeden bu toprakta oluþturacaklarý hukuksal eþitliðe dayanan kardeþlik, tüm coðrafyaya örnek olacaktýr.

Mozayik, ebru, çimento... Anadolu'daki karmaþýk kardeþliðimiz genellikle bu tür sözcüklerle anlatýlýr. Ben "aþure" sözcüðünü tercih ediyorum. Toplumumuzun çok kültürlü yapýsýný en iyi anlatan tatlý; içindeki malzeme çok çeþitlidir, tatlý piþince yok olmazlar, kendi renklerini ve tatlarýný korurlar ama artýk aþure diye bir tatlý oluþtururlar ki onun tadý hem bileþenlerinden gelir hem de yepyeni kendine özgü bir tat olur. Ýþte bu nedenlerle Aþure kardeþliðinin en iyi kardeþlik olduðuna inanýyorum... Çünkü orada hem kimse kimseyi zorla asimile etmiyor hem de ortaya yeni bir üst kimlik çýkýyor.

Bu yüzden Sünni kardeþim Alevinin hakkýný savunuyor, "Cemevi tanýnmazsa, benim secdeye gelen alným ak olmaz" diyor;

Bunun için Alevi kardeþim "artýk baþýn örtüsüyle uðraþmaktan vazgeçiniz, baþýn içindeki fikirlerle uðraþýnýz" diyor;

Bu yüzden demokrat ve özgürlükçü Türkler, "Kürt vatandaþlarýn dillerine basarak Türkçe'yi yüceltemeyiz" diyor;

Bu yüzden Kürtlerin ezici çoðunluðu, "biz kardeþlik deðil hukuksal eþitlik istiyoruz, artýk zorla asimilasyon politikasýna son verilmeli" derken bile "baðcýyý dövmek deðil üzüm yemek" isteðinin altýný çiziyor...


Yeni anayasa, aþure kardeþliðinin hukuksal ifadesi olmalýdýr

Yeni tür bir kardeþlik için yeni anayasa þart; ilk kez yapýlacak sivil ve özgürlükçü bu anayasayý yalnýz biz deðil bu geniþ coðrafyanýn tüm halklarý sevinçle karþýlayacak, örnek alacaktýr. Bu coðrafya bölünmenin parçalanmanýn deðil, özgürlük ve eþitlik temelinde, doðanýn tahribine ve erkek egemenliðine de dayanmayan yeni bir hukuksal sözleþmenin ufkuyla aydýnlanacaktýr. Ýzmir bu çabanýn tam içinde olacaðýný, düzenleyicisi olduðumuz ve 600 kiþiyle rekor kýran Yeni Anayasa Platformu toplantýsýyla aslýnda gösterdi. Yani güveneceðimiz yeni Ýzmir bu doðrultuda geliþiyor.

Bu anayasayý kim yapacak? "Hiç bir þey eskisi gibi olamaz, toplumdaki bu deðiþimi görmeliyiz" diyenler yapacak elbette. Kendi 6 oklarýný cesurca sorgulayanlar, Alevileri, Kürtleri, Gayrimüslimleri kucaklayanlar, ucube diyerek heykel yýktýrmayanlar, kimseye kendi yaþam biçimini dayatmaya kalkmayanlar bu topraklarda da, Ýzmir'de de daha uzun yaþayacak, yanlýþta ýsrar edenler ise eriyip tarihe karýþacaklardýr...

Ýzmir ve Ýzmirlilik yeni kendineözgülükler yaratarak, yeni eþitlikçi meclisler kurarak ve onlarý yaþatarak tarihe geçecektir.

Bunu yapacak olanlar da farklý fikirlerde de olsalar burada yan yana hoþgörüyle tartýþýp, birlikte yaþayýp þiddeti tarihe gömmeyi baþaranlar olacaktýr.

Ben bir Türk olarak Kürtlerin ayrýlýk hakkýný rahatça savunuyorum çünkü az önce konuþan bir Kürt arkadaþýmýz birlikte yaþama istemini benden daha güzel olarak dile getirdi.


En büyük ortak bölenimizi kurcalamaktan yorulduk, en küçük ortak katýmýzý büyütmeye geçelim artýk.


Sevgiler.


Ýlhami MISIRLIOÐLU

(1 Þubat 2013 Ýzmir küçük Millet Meclisi oturumundaki özet konuþmamýn tam metnidir)



Son Güncelleme Tarihi: 07 Mart 2013 00:47

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.