Ermeni Diasporasý, Ermenistan’ýn mý yoksa Türkiye’nin mi diasporasýdýr?
19 Ekim 2009 00:50 / 1978 kez okundu!
Sözlük Yazýlarý - 7
Bu yazý 23-07-2008 tarihinde Uludað Sözlükte yazýlmýþ bir yazýnýn gözden geçirilmiþ, güncellikler eklenmiþ biçimidir.
http://www.uludagsozluk.com/e/3709803/
Diaspora nedir?
~ Fr/Ýng diaspora bir ulusun ve özellikle Yahudilerin dünyaya daðýlmasý < EYun diaspōrá saçýlma, tamamen yayýlma ß EYun diá baþtan baþa + EYun speírō, spor- saçma, tohum ekme " dia+, sperm (Kaynak: Niþanyan sözlüðü)
Ermeni Diasporasý
Osmanlýnýn, Ýttihat Terakki`nin yaptýðý `Ermeni Katliamý`yla tüm dünyaya hallaç pamuðu gibi daðýtýlmýþ Ermenilerin, Ermenistan dýþýndaki varlýðýna verilen addýr. Diasporalarýn en bilinenlerindendir.
Bu diaspora bir bütün deðildir. Ýçinde Türk ve Türkiye düþmanlýðý taþýyanlar da vardýr, küçük bir özür ile Türkiye ile barýþmaya hazýr olanlar da, haksýzlýklarýn giderilmesini, bu topraklarda kalmýþ mallarýnýn bedelinin ödenmesini bekleyenler de, büyük Ermenistan hayal edenler de...
Çeþitli düþünceler içindeki bu topluluktan birileriyle yurt dýþýnda tanýþýrsanýz, hiç Türkiye'ye gelmeden Türkçe konuþtuklarýný görürseniz þaþýrmayýn. Bazýlarý "bizim evde Türkçe konuþulurdu. Annem babam baþka dil bilmezdi. Evde kendiliðinden öðrendik bu dili" diye anlatýrlar size. Yeme içme kültüründen, esprilere, kimi adetlere kadar ne kadar Anadolu koktuklarýný anladýðýnýzda birden yüreðinize bir daralma gelir, boðazýnýz düðümlenir. Size güvenirlerse konuþurlar. Her ailenin geçmiþinde acý öyküler gizlidir. Bunlarý da çoðunlukla komþu komþusunun tavuðunu öldürmüþ gibi anlatýrlar. Bu sizi daha da yýkar. Ýþte o zaman Diaspora gerçeðini anlarsýnýz. Bu insanlarýn atalarýný kendi öz yurtlarýndan kovanlarla akrabalýðýnýzý anýmsarsýnýz. Acý duyarsýnýz. Bilmeden nasýl yetiþtirildiðinizi, ‘Ermeni mezalimi’ denince sadece Ermenilerin yaptýklarýný -ki yapmýþlardýr; o dönem bu çatýþmalarda 100.000 de müslüman öldürülmüþtür- öðrenerek büyüdüðümüzü, bu nedenle bu cahilliðin tüm hayatýmýza, tüm satýrlarýmýza nasýl sýzdýðýný yavaþça anlamaya baþlarsýnýz. Nereden bileceksiniz ki bazý gerçekleri sonradan, iþin baþýndaki adamýn (Talat Paþa) günlüðünden öðreneceksiniz... Ki bu sayý bile 600 000 ile 800 000 arasýndadýr- elinizden bir þey gelmez o an, kahrolursunuz. Karþýnýzda duran Diaspora Ermenisi de, ilk kez kendi gerçeðine üzülen bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaþý görerek bir anlamda tedavi olur. Bu onun için de belki ilktir...
Bulgaristan gerçeði
Diaspora gerçeði, toptan bir çuvala doldurularak, nefret edilerek anlaþýlamaz. Diaspora'nýn kýzgýnlýðýný, acýsýný ya da nefretini ise anlamaya çalýþmak gerekir, bu gerçek öðrenilmelidir.
Örneðin, 1989 yýlýnda pasaport alýp Bulgaristan'dan kaçmaya çalýþan müslümanlar için, (Bulgaristan Türkleri) Jivkovcu zihniyet þöyle diyordu: "Turist olarak çýkanlar, ülkeden ayrýlanlar, göç edenler...." Yani kimse onlarý göndermiyor, onlar kendileri gitmek istiyorlar, demek istiyorlardý. Oysa hemen ardýndan Sosyalizmin de ne yazýk ki adýný kirleten, demokratik olmayan rejimin çökmesiyle gerçekler açýða çýkmýþtý. Anlaþýlmýþtý ki, asimilasyon var, katliam var, mallarýna el konularak zorla ülkeden atma operasyonu var...
Bulgaristan’dan dýþarý “gidenler” için doðal bir hedef vardý: Türkiye. Yani ayrýca Diasporaya ihtiyaç yoktu. Gelenlerin bir kýsmý sonradan geriye döndü. Artýk `AB vatandaþý` olmak için Bulgar pasaportlarýný haklý olarak yenilemeye gidiyorlar çünkü kendilerinin oluþturduðu bir parti artýk iktidarýn koalisyon ortaðý. Orada haklarý var, alýnanlar geri veriliyor, verilemeyenlerin karþýlýðý ödeniyor.
Bir de bu yaþananlarýn 100 katý kadar bir korkunçluðun bir zamanlar bu topraklarda yaþandýðýný varsayýnýz. O zaman Ermeni diasporasýnýn ne demek olduðunu daha iyi anlayabiliriz. Bu diasporayý asýl kimin yarattýðýný (Osmanlý, Ýttihat ve Terakki) ve Ermenilerden býrakýn özür dilenmesini, býrakýn mallarýnýn ya da karþýlýðý kadar paranýn geri verilmesini, onlardan bir kuru özrün bile çok görüldüðünü anlamak için geç deðil.
Türkiye Cumhuriyeti’nin hatasý
Osmanlýnýn yol açtýðý bu korkunç trajediyi halýnýn altýna süpürerek bizim cumhuriyetimiz bir anlamda ona sahip çýkmýþ oldu ve büyük bir hata yaptý. Üstelik yeni cumhuriyetin vatandaþ kimliðini bir anlamda Ermeni ve Kürt karþýtlýðý üzerine oturtmuþ oldu. Sonra da okullardaki eðitim ile bir resmi tarih oluþturdu. Herkesi tek tip düþünmeye zorladý. Uzun yýllar böyle geçti... Son dönem bu hatadan nasýl kurtulacaðýmýzý kara kara düþündük. Ancak bugünlerde saðduyulu kimi adýmlar atýlabiliyor ama zorluklar da büyük.
Bir yanda soykýrým sözünün þehvetine sýðýnanlar, bir yanda girilmiþ bu çýkmazdan nasýl çýkýlacaðýný bilemeyenler, çýkmaya çalýþanlarý engelleyenler, bugün olsa ayný katliamý yine yapacaðýný tekrarlayanlar, bugün baþka halklarý asimile etmeye çalýþarak, topraklarýndan sürerek Türkiye'nin alnýna yeni lekeler sürmeye uðraþanlar, bu kirli savaþý ve eski kirlilikleri gizlemeyi sürdürmek için darbelerden, suikastlardan çekinmeyenler var. Hatta yol gösterici, demokratik kimi konferanslarda konuyu ele almaya çalýþanlarý da “Bizi sýrtýmýzdan hançerlediler” diye hedef gösterenler, Diaspora’yý, Türkiye’yi, Ermenistan’ý en iyi anlayan dürüst aydýnlardan olan ve bugünkü açýlýmýn mimarlarýndan sayabileceðimiz Hrant Dink’i hedefe koyan, onun ölümünün yolunu döþeyen, sonrasýnda da konunun üstünü örtenler var.
Bu nedenlerle en iyi niyetlilerimiz bile diaspora denince bunu ancak resmi tarihin verileri içinde ve onun kelimeleriyle anlýyor, anlatýyor. ‘Empati’ye en ihtiyaç duyulan noktada, ondan çok uzak durmak hala yaygýn bir tavýr ne yazýk ki... Ne acý deðil mi?
Son söz
Geçtiðimiz günlerde Taraf gazetesinin yönetici ve yazarlarýndan Yasemin Çongar harika bir yazý yazdý. Ermeni Diasporasý’na genel bakýþýmýzý altüst edecek bir yazýydý. Devlet adamlarýna, sivil toplum örgütlerine yol gösterecek bir yazýydý. Yazýnýn bir yerinde þöyle deniyordu:
“Madalyonun iki yüzü var, tabii... Ermeni lobisinin Türkiye’yle iliþki kurmasý, Ermeni diasporasýnýn da Türkiye toplumuyla diyaloga girmesini gündeme getirecek. Bu, özünde bir “eve dönüþ” adýmýdýr ve bunun böyle olduðunu Ankara’nýn da kavramasý gerekiyor. Baþka deyiþle, Türk diplomatlarý için, bunca yýl “düþman” saydýklarý Ermeni diasporasýnýn aslýnda kendi diasporalarý olduðunu idrak etmekten baþka seçenek kalmayacak bundan böyle.
Ermeni diasporasý, “Ermenistan’ýn diasporasý” deðil, aslýnda “Türkiye’nin diasporasý”dýr... Ermeni diasporasýnýn mensuplarý, Güney Kafkasya’dan deðil, Anadolu’dan, Trakya’dan göç etmek zorunda býrakýlmýþ ailelerin çocuklarýdýr. California’nýn Glendale, Massachussetts’in Watertown gibi bugün Amerika’da “küçük Ermenistan” diye adlandýrýlan kentlere gidin. Tanýþacaðýnýz “Ermeniler” memleketlimizdir bizim, hemþehrimizdir; Elazýðlý, Adapazarlý, Malatyalý, Ýstanbulludurlar... Aðýzlarý, Batý Ermenicesine yatkýndýr; yemekleri Anadolu mutfaðýndandýr; “eski memleket” diye Aðrý’nýn doðusunu deðil batýsýný anlatýrlar.”
Bu gerçekleri kavramaya baþlarsa Türkiye kazanacaktýr, Ermenistan kazanacaktýr, Ermeni diasporasý kazanacaktýr.
Çongar’ýn yazýsýnýn tamamý þurada: http://taraf.com.tr/makale/7931.htm
Ýlhami Mýsýrlýoðlu
18 Ekim 2009, Ýstanbul