Ermeni Diasporasý, Ermenistan’ýn mý yoksa Türkiye’nin mi diasporasýdýr?

19 Ekim 2009 00:50 / 1978 kez okundu!

 


Sözlük Yazýlarý - 7 

Bu yazý 23-07-2008 tarihinde Uludað Sözlükte yazýlmýþ bir yazýnýn gözden geçirilmiþ, güncellikler eklenmiþ biçimidir.

http://www.uludagsozluk.com/e/3709803/

Diaspora nedir?

~ Fr/Ýng diaspora bir ulusun ve özellikle Yahudilerin dünyaya daðýlmasý < EYun diaspōrá saçýlma, tamamen yayýlma ß EYun diá baþtan baþa + EYun speírō, spor- saçma, tohum ekme " dia+, sperm (Kaynak: Niþanyan sözlüðü)

Ermeni Diasporasý

Osmanlýnýn, Ýttihat Terakki`nin yaptýðý `Ermeni Katliamý`yla tüm dünyaya hallaç pamuðu gibi daðýtýlmýþ Ermenilerin, Ermenistan dýþýndaki varlýðýna verilen addýr. Diasporalarýn en bilinenlerindendir.

Bu diaspora bir bütün deðildir. Ýçinde Türk ve Türkiye düþmanlýðý taþýyanlar da vardýr, küçük bir özür ile Türkiye ile barýþmaya hazýr olanlar da, haksýzlýklarýn giderilmesini, bu topraklarda kalmýþ mallarýnýn bedelinin ödenmesini bekleyenler de, büyük Ermenistan hayal edenler de... 

Çeþitli düþünceler içindeki bu topluluktan birileriyle yurt dýþýnda tanýþýrsanýz, hiç Türkiye'ye gelmeden Türkçe konuþtuklarýný görürseniz þaþýrmayýn. Bazýlarý "bizim evde Türkçe konuþulurdu. Annem babam baþka dil bilmezdi. Evde kendiliðinden öðrendik bu dili" diye anlatýrlar size. Yeme içme kültüründen, esprilere, kimi adetlere kadar ne kadar Anadolu koktuklarýný anladýðýnýzda birden yüreðinize bir daralma gelir, boðazýnýz düðümlenir. Size güvenirlerse konuþurlar. Her ailenin geçmiþinde acý öyküler gizlidir. Bunlarý da çoðunlukla komþu komþusunun tavuðunu öldürmüþ gibi anlatýrlar. Bu sizi daha da yýkar. Ýþte o zaman Diaspora gerçeðini anlarsýnýz. Bu insanlarýn atalarýný kendi öz yurtlarýndan kovanlarla akrabalýðýnýzý anýmsarsýnýz. Acý duyarsýnýz. Bilmeden nasýl yetiþtirildiðinizi, ‘Ermeni mezalimi’ denince sadece Ermenilerin yaptýklarýný -ki yapmýþlardýr; o dönem bu çatýþmalarda 100.000 de müslüman öldürülmüþtür- öðrenerek büyüdüðümüzü, bu nedenle bu cahilliðin tüm hayatýmýza, tüm satýrlarýmýza nasýl sýzdýðýný yavaþça anlamaya baþlarsýnýz. Nereden bileceksiniz ki bazý gerçekleri sonradan, iþin baþýndaki adamýn (Talat Paþa) günlüðünden öðreneceksiniz... Ki bu sayý bile 600 000 ile 800 000 arasýndadýr- elinizden bir þey gelmez o an, kahrolursunuz. Karþýnýzda duran Diaspora Ermenisi de, ilk kez kendi gerçeðine üzülen bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaþý görerek bir anlamda tedavi olur. Bu onun için de belki ilktir...

Bulgaristan gerçeði

Diaspora gerçeði, toptan bir çuvala doldurularak, nefret edilerek anlaþýlamaz. Diaspora'nýn kýzgýnlýðýný, acýsýný ya da nefretini ise anlamaya çalýþmak gerekir, bu gerçek öðrenilmelidir. 

Örneðin, 1989 yýlýnda pasaport alýp Bulgaristan'dan kaçmaya çalýþan müslümanlar için, (Bulgaristan Türkleri) Jivkovcu zihniyet þöyle diyordu: "Turist olarak çýkanlar, ülkeden ayrýlanlar, göç edenler...." Yani kimse onlarý göndermiyor, onlar kendileri gitmek istiyorlar, demek istiyorlardý. Oysa hemen ardýndan Sosyalizmin de ne yazýk ki adýný kirleten, demokratik olmayan rejimin çökmesiyle gerçekler açýða çýkmýþtý. Anlaþýlmýþtý ki, asimilasyon var, katliam var, mallarýna el konularak zorla ülkeden atma operasyonu var... 

Bulgaristan’dan dýþarý “gidenler” için doðal bir hedef vardý: Türkiye. Yani ayrýca Diasporaya ihtiyaç yoktu. Gelenlerin bir kýsmý sonradan geriye döndü. Artýk `AB vatandaþý` olmak için Bulgar pasaportlarýný haklý olarak yenilemeye gidiyorlar çünkü kendilerinin oluþturduðu bir parti artýk iktidarýn koalisyon ortaðý. Orada haklarý var, alýnanlar geri veriliyor, verilemeyenlerin karþýlýðý ödeniyor.

Bir de bu yaþananlarýn 100 katý kadar bir korkunçluðun bir zamanlar bu topraklarda yaþandýðýný varsayýnýz. O zaman Ermeni diasporasýnýn ne demek olduðunu daha iyi anlayabiliriz. Bu diasporayý asýl kimin yarattýðýný (Osmanlý, Ýttihat ve Terakki) ve Ermenilerden býrakýn özür dilenmesini, býrakýn mallarýnýn ya da karþýlýðý kadar paranýn geri verilmesini, onlardan bir kuru özrün bile çok görüldüðünü anlamak için geç deðil.

Türkiye Cumhuriyeti’nin hatasý

Osmanlýnýn yol açtýðý bu korkunç trajediyi halýnýn altýna süpürerek bizim cumhuriyetimiz bir anlamda ona sahip çýkmýþ oldu ve büyük bir hata yaptý. Üstelik yeni cumhuriyetin vatandaþ kimliðini bir anlamda Ermeni ve Kürt karþýtlýðý üzerine oturtmuþ oldu. Sonra da okullardaki eðitim ile bir resmi tarih oluþturdu. Herkesi tek tip düþünmeye zorladý. Uzun yýllar böyle geçti... Son dönem bu hatadan nasýl kurtulacaðýmýzý kara kara düþündük. Ancak bugünlerde saðduyulu kimi adýmlar atýlabiliyor ama zorluklar da büyük.

Bir yanda soykýrým sözünün þehvetine sýðýnanlar, bir yanda girilmiþ bu çýkmazdan nasýl çýkýlacaðýný bilemeyenler, çýkmaya çalýþanlarý engelleyenler, bugün olsa ayný katliamý yine yapacaðýný tekrarlayanlar, bugün baþka halklarý asimile etmeye çalýþarak, topraklarýndan sürerek Türkiye'nin alnýna yeni lekeler sürmeye uðraþanlar, bu kirli savaþý ve eski kirlilikleri gizlemeyi sürdürmek için darbelerden, suikastlardan çekinmeyenler var. Hatta yol gösterici, demokratik kimi konferanslarda konuyu ele almaya çalýþanlarý da “Bizi sýrtýmýzdan hançerlediler” diye hedef gösterenler, Diaspora’yý, Türkiye’yi, Ermenistan’ý en iyi anlayan dürüst aydýnlardan olan ve bugünkü açýlýmýn mimarlarýndan sayabileceðimiz Hrant Dink’i hedefe koyan, onun ölümünün yolunu döþeyen, sonrasýnda da konunun üstünü örtenler var. 

Bu nedenlerle en iyi niyetlilerimiz bile diaspora denince bunu ancak resmi tarihin verileri içinde ve onun kelimeleriyle anlýyor, anlatýyor. ‘Empati’ye en ihtiyaç duyulan noktada, ondan çok uzak durmak hala yaygýn bir tavýr ne yazýk ki... Ne acý deðil mi? 

Son söz

Geçtiðimiz günlerde Taraf gazetesinin yönetici ve yazarlarýndan Yasemin Çongar harika bir yazý yazdý. Ermeni Diasporasý’na genel bakýþýmýzý altüst edecek bir yazýydý. Devlet adamlarýna, sivil toplum örgütlerine yol gösterecek bir yazýydý. Yazýnýn bir yerinde þöyle deniyordu:

“Madalyonun iki yüzü var, tabii... Ermeni lobisinin Türkiye’yle iliþki kurmasý, Ermeni diasporasýnýn da Türkiye toplumuyla diyaloga girmesini gündeme getirecek. Bu, özünde bir “eve dönüþ” adýmýdýr ve bunun böyle olduðunu Ankara’nýn da kavramasý gerekiyor. Baþka deyiþle, Türk diplomatlarý için, bunca yýl “düþman” saydýklarý Ermeni diasporasýnýn aslýnda kendi diasporalarý olduðunu idrak etmekten baþka seçenek kalmayacak bundan böyle.

Ermeni diasporasý, “Ermenistan’ýn diasporasý” deðil, aslýnda “Türkiye’nin diasporasý”dýr... Ermeni diasporasýnýn mensuplarý, Güney Kafkasya’dan deðil, Anadolu’dan, Trakya’dan göç etmek zorunda býrakýlmýþ ailelerin çocuklarýdýr. California’nýn Glendale, Massachussetts’in Watertown gibi bugün Amerika’da “küçük Ermenistan” diye adlandýrýlan kentlere gidin. Tanýþacaðýnýz “Ermeniler” memleketlimizdir bizim, hemþehrimizdir; Elazýðlý, Adapazarlý, Malatyalý, Ýstanbulludurlar... Aðýzlarý, Batý Ermenicesine yatkýndýr; yemekleri Anadolu mutfaðýndandýr; “eski memleket” diye Aðrý’nýn doðusunu deðil batýsýný anlatýrlar.”

Bu gerçekleri kavramaya baþlarsa Türkiye kazanacaktýr, Ermenistan kazanacaktýr, Ermeni diasporasý kazanacaktýr.

Çongar’ýn yazýsýnýn tamamý þurada: http://taraf.com.tr/makale/7931.htm



Ýlhami Mýsýrlýoðlu
18 Ekim 2009, Ýstanbul

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
19 Ekim 2009 16:06

nuhungemisi

Türkiyeli Ermenilerden Hayko Baðdat soruyor: Türkiye'nin bütün konularýnda 'cesur, ilerici' bir hükümet var iken neden Hrant Dink davasýnda durum hâlâ ayný? Baðdat Türkiye toplumuna da sesleniyor: Türkiye'nin iklimi hâlâ ayný. Hrant Dink ismini kullanmak hâlâ tehlikeli. Vicdani açýlým gerekli.

Hayko Baðdat 33 yaþýnda. Türkiyeli Ermenilerden. Babadan kalma matbaacýlýk mesleðini devam ettiriyor. Baðdat'la, Hrant Dink'i, Türkiye toplumunun Ermenilere bakýþ açýsýný, son dönemde gündemin sýcak noktalarýndan Ermeni Açýlýmý'ný Tokatlýyan Han'da konuþtuk. Baðdat, açýlýmýn vicdani olmasý gerektiðini söylüyor ve tüm kesimleri özeleþtiri yapmaya çaðýrýyor. Hrant Dink cinayetinin üçüncü yýlýna yaklaþýyoruz. Baðdat'ýn bu konuda da çaðrýsý var: 'Varsa bu toplumda hala vicdaný kanayan Hrant Dink cinayetinin mahkemeleri devam ediyor.'

»Türkiye toplumun Ermenilere bakýþ açýsý nasýl?

Genel anlamda Ermeniler üzerinde konuþurken bir þeyin kökeninde Ermeni bulmak, 'zamanýnda neler vardý' diye konuþulan bütün hikâye -bunu ancak yaþayan bilir- beni rahatsýz ediyor: Bu bitmiþ tükenmiþ, kapatýlmýþ bir Çin lokantasý, nostaljik bir unsur gibi hissettiriyor bana. Konuþtuðumuz konularda naftalin kokan ibareler benim yaþamýmda bir baský hissettiriyor. Bazen lehimizeymiþ gibi, yapýlan 'bunlar esnaf adamlardýr sözünde dururlar. Zamanýnda benim babam yanýnda çalýþmýþ, hiç hakkýný yememiþ' gibi sözler, kaybettiðimiz bir deðer ya da 'oh oldu iyi ki kaybettik' gibi bir bitmiþlik düþüncesini beraberinde getiriyor. Geçmiþ zaman kipiyle konuþuluyor Ermenilerden. Oysa 60 bine yakýn Ermeni var bu ülkede. Biz hâlâ varýz, hâlâ bu topraklardayýz, bu topraklarda üretiyoruz, kazanýyoruz, çocuklarýmýz burada. Gidecek yer de yok çünkü biz buralýyýz. Birtek ben bile kalsam bu ülkede ben de hâlâ yaþýyorum ve varým. Bugünü ve yarýný konuþan yeni þeyler söyleyecek olan bir kimliðim var benim. Ermenilerle konuþurken onlara karþý kiliþeler var.

»Resmi ideoloji de bu yönde...

Ermeni meselesindeki devletin tavrý, Dünyada eþi benzeri az görülür 'baþarýlý' bir operasyondur. Bursa'ya gittim konuþmacý olarak. Ýnsanlara, 'Ýçinizde daha önce Ermeni gören var mý?' diye sordum. 'Yok' dediler. 'Ýçinizde daha önce Ermeni kalýntýsý, kilise, ev veya okul gören var mý?' diye sordum. Yine ayný cevap 'yok' dediler. Hayatlarýnda ilk defa bir Ermeniyi karþýlarýnda görüyordu oradaki insanlar. Osman Köker'in 'Yüzyýl Önce Ermeniler' diye bir karpostal çalýþmasý vardý. Orada yüzyýl önce 80 bin olan Bursa nüfusunun 37 bini Ermeniydi. Þimdi ben Bursa'ya gittiðimde, ayný kitleye "Karesioðullarý'ný tanýyormusunuz?" diye sorduðumda biliyor çocuklar. Nasýl olur? Anadolu'nun en kadim halklarýndan bir tanesi bu topraklarýn yerlisi Ermeniler nasýl olur da bugünkü durumda olur? Nasýl olur da insanlarýn arkeolojik kazýlarda bile izine rastlanamayacaðý kadar algýsýndan silinir? 'Türkiye Ermenilerinin en büyük problemi nedir?' diye çokça sorulur. Bence hafýzadan ve algýdan silindik. Ve yerine baþka bir þey inþaa edildi. Ermeni kavramýnýn yerine içi baþka bir þeyle dolduruldu. Mesela Cünety Arkýn'ýn filmleri buna çok katký saðlamýþtýr. Sýradan insanýn gözünde haç olan her þey aynýdýr. Filmlerde kötü adam oldu. Hâlâçoðlu'nun söylediði gibi bugün bütün bölücü unsurlarýn çakma Ermeniler olduðu iddia edildi. Yerine, -bir dönem hiç konuþulmadý-daha sonra baþka kötü bir þey inþa edildi.

HRANT RESMÝ ÝDEOLOJÝYÝ KIRDI

»Ne zaman kýrýldý bu inþa? Ya da kýrýldý mý?

'Ermeniler yoktu varsa da kötüydü' denilen yerde 90 yýllýk resmi ideolojiyi kýran tek bir Ermeniydi aslýnda: Malatya aðzýyla konuþan, hareketleri bir Malatyalý gibi olan Hrant Dink bütün hafýzayý deðiþtird: "Vardýk, varýz, bildiðin Malatyalýyýz" dedi.

»Aslýnda bütün kesimleri deðiþtirdi...

Tabii ki... Ermeni toplumunun kalaný da bütün baský ve ifade biçimleri yüzünden kemikleþmiþ, kafasýný topraða gömmüþ, susmuþ, mümkün olduðu kadar kamufle olmuþ bir kitleydi. Çok baþarýlý bir operasyonun aslýnda kolayca çökebileceðini gösterdi Hrant Dink. Sen 90 sene boyunca Ermenilerin adýný aðzýna almamýþsýn, tarih kitaplarýndan çýkarmýþsýn, yok saymýþsýn ve varlýðýný silmiþsin. Sadece bir kiþinin çýkýp kendi bireysel hikâyelerini anlatmasý bile bunun yýkýlmasýna neden oldu. Niye tehlikeliydi Hrant Dink? Ýþte bu yüzden. Tarihi bilgiyle deðil, bellekle çözülmesine yol açtý. Bellek anlatan insanlar olursa iþte o daha tehlikelidir.

»Hrant Dink'ten sonra çoðaldý mý bellek anlatýcýlarý?

Evet. Hrant ölene kadar... Ben 2003 yýlýnda radyo programý yapmaya baþladým Yaþam Radyo'da. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Ermeni kendi kimliðiyle radyo proðramý yapýyordu. Yaþlý bir kadýn arayýp, "Ermenistan Radyosu zannettim. Normal bir Türkiye radyosundan Ermenice þarký duydum. Ölsem de gam yemem artýk" demiþti. Yaþadýðýmýz duruma bakýn: Bu topraklarýn bir insaný kendi dilinde radyodan bir þarký duyduðu için "ölsem de gam yemem artýk" diyor. Kitaplar basýlýyordu. Gençler bir þeyler yapýyordu.O zaman açýlmýþ yürüyen bir yol vardý. bir þeyler deðiþiyor, biz de 'artýk kafamýzý kumdan çýkarabiliriz' diyorduk. Hrant Dink'e bir þey olursa dünya ayaða kalkar diye düþünürken, Hrant Dink'e 'bir þey' oldu. Dünya da ayaða kalktý. Sonra... Sonra büyük bir hezeyanla, vicdan duygusu bu toplumu ayaða kaldýrdý. Üçüncü yýl geliyor. Pazartesi 12. duruþma var. Bütün faaliyetlerimizi 'Hrant için adalet için' kurduk. Ve adalet taleplerimizin asla gerçekleþmeyecek olduðunu görüyoruz yavaþ yavaþ, bu benim bireysel fikrim. Dava duruþmasýnda Dink'in ailesine hâlâ hakaret ediyorlar, hakimle þakalaþýyorlar. Dýþarý çýkýyorsun 'plan yapmayýn plan' þarkýsýný söylüyor birisi. Türkiye'de bir þeyler deðiþiyor bunun farkýndayýz. Fakat bizim reflekslerimiz ve referanslarýmýzla gerçekleþmiyorki. Türkiye'nin bütün konularýnda 'cesur, ilerici bir hükümet' var iken hepsine 'risk aldýk çýktýk yola' derken - önemli sözlerdir bunlar Türkiye'de biliyoruz ne risk aldýðýný- neden Hrant Dink davasýnda durum böyle deðil? 'Namus borcudur' denmiþti Hrant Dink'in evinde. Ben bunlarý konuþmak istiyorum. Üçüncü yýla yaklaþýyoruz. Adalet talebimiz karþýlanmadý. Türkiye'de iklim ayný. Bugün beni Türkiye'nin herhangi bir yerine götür, 'Ermeni var' diye baðýr. Öldürürler. Türkiye'de bir Ermeni en kolay gözden çýkarýlabilecek kiþidir. Türkiye'nin kýrmýzý çizgisi Ermeni olmak. Her an birisi seni iki cümleyle toplumun hedefi haline getirebilir. Sarý Gelin diye bir belgesel yapýlýp okullara gönderildi. Bu her okuldan 25 tane benim yarýnki katilimi çýkarmak demek. Türkiye'de yaþayan insanlarýn hâlâ bazýlarý üzerine atýþ serbesttir. Baþbakan, Adalara geldi söz verdi. Teknik, Vakýflar sorunlarý var dedi. Fakat acil iklim deðiþikliðine ihtiyaç var.

»Ermeni Açýlýmý iklimi deðiþtirebilir mi? Kapýlarýn açýlmasý da gündemde.

Ýliþki kurulur. Sanatsal kültürel faaliyetler yapýlýr. Mutlaka faydasý olur. Fakat Ermeni meselesinde açýlým vicdani açýlýmdýr. Türkiye'de yaþayan Ermeniler üzerindeki ambargonun, ablukanýn düzeltilmesi yaralarýn sarýlmasý nasýl olur bilmiyorum. Fakat, mesela Hrant Dink'in 'Ali topu Agop'a at' hikâyesi önlemli ve bir formüldür. Bu kurtlar vadisi toplumunda insanlar sýrf Ermeni olduðu için normal hayat yaþayamýyorsa ben açýlýmý vicdanen beklerim.

»Yani açýlým bu topraklardan çýkmalý?

Ermeni meselesinin, diaspora, Ermenistan, Türkiye hatta Azerbaycan ayaðý vardýr. Rusya, Amerika var. Çok boyutlu. Burada çözümü nerde arayacaðýz? Kimin en çok barýþa ihtiyacý var? Benim. Neden buradaki insanlarýn, Hrant Dink'in söylediði bu kadar önemlidir? Çünkü buralýdýr. Açýlým istiyorsak çok daha fazla iþ lazým. Her devlet kurumundan. Ýadeyi itibar lazým.

»Türkiyeli Ermeniler açýlým hakkýnda ne düþünüyor?

Bir üst kuþak çok fazla badire yaþadýðý için þuna ikna olmuþ: Bu ülkede yaþýyorsan güçlü iktidarla yakýn iliþkiye geç. Bir sýkýþýklýðýn olduðunda gidip meramýný anlatýrsýn. Ölümü gösterip zatürreye ikna olursan olursun. Ermeni meselesinde deðiþmiþ bir Türkiye diðer bütün konularda deðiþmiþtir. Normalleþmiþ bir algý diðer bütün algýlarý deðiþtirir. Türkiye'de bize mütekabiliyet diyen bile var. Savaþ esiri yani... Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaþýyýz. Genelkurmay baþkanýyla, Baþbakanla anayasa karþýsýnda ayný haklara sahip insaným ben. Bu topraklara düþmanlýk üretmeyen aleyhine olmayan fikirleri var insanlarýn. Hepimizin ortaklaþa daha özgür yaþamasýný öngörüyoruz. Bu meselenin çözümü diðer bütün her þeyi etkileyecek. Yabancý gibi görülmek sanýrým en zoru.Vakýflara bile yabancý vakýflar diyorlar. Meseleye yabancýlar.

»Çok karamsar bir tablo çizdiniz genel olarak umut bu tablonun neresinde?

Sembolik adýmlar var. Baþbakan Adalarda konuþtu. Durmadan etnik milliyetçiliðe kaþý olduðunu söylüyor. Ezber cümle var. Ben de Baþbakan, Türk, Kürt, Gürcü, Arap hepimiz kardeþiz diye sayarken, üçüncü sýraya Ermeniyi koymasýný istiyorum. Türk, Kürt, Ermeni desin mesela. Yüzleþilmesi gerekiyor. Zehirlenen Türkiye toplumu algýsýnýn yerine, tamir edilecek iþler yapýlmasý gerekiyor. Milli Eðitim Bakanlýðý'na iþ düþüyor. Bakanlýk, çocuklara Ermenileri bir kaþýk suda boðacak CD göndereceðine, Ermenileri anlatmasý gerekiyor. Geçmiþte neler yapýldýðýný herkes biliyor, þimdi neler yapýlmasý gerektiðini konuþmamýz gerekiyor. Asýl doðru sözü ve yol haritasýný verebilecek insanlar Türkiyeli Ermenilerdir. Bir psikoloð denetiminde konuþmak gerekiyorönce. Oradan da toplum mühendisleri, sosyologlar nasýl bu insanlarý normal hale getirebiliriz diye oturup çalýþma yapmalarý gerekiyor.

»Fakat en son söz verilenler Türkiyeli Ermeniler...

En çok tedavi edilmesi gereken algýlardan bir tanesi bu. Baþbakan'a Türkiye'de önemli insanlara suikast yapmayý planlayanlar þimdi içeride. Planý yapýlmýþ ve bitmiþ bir cinayetin hakkýnda bir þey yok. 'Kan adaletle susar' dedi Rakel Dink. Bari bunu bize sembolik olarak yaþatsýnlar. Ben, Hrant Dink öldürüldüðü için üzülen bir hükümet, ordu, emniyet ve toplum görmek istiyorum. Hrant Dink ismini kullanmak hâlâ tehlikeli. Anadolu'nun herhangi bir yerinde 'Hrant Dink öldürüldü yazýk oldu' demek hâlâ tehlikeli. Nasýl tarif edeceðimi bilemiyorum. Açýlým iklimi deðiþtirmektir. Deðiþtireceðin iklim Ermeniyi kendi içerisinde eþit, onurlu bir yurttaþ gören bir iklim olmalý. Mümkünse bu arada o iklim yaratýlmalý. Sonrasý biraz daha zor olabilir. Milli maçtan sonra bizim okulun camlarýný kýrdýlar Ermeni okulu diye. Bir halkýn bir toplumun derdini çevresindeki iyi insanlar duyarlý olduklarý için çözemezler.Benim talep etmem gerekiyor. Sen de benim yanýmda yoldaþým olacaksýn. Fakat bu talebin çýkabilme kabiliyetini de elinden alýyorsun. O zaman gidelim mi gitmeyelim mi sorusu karþýmýza çýkýyor. Ben nereye gideyim. Hep Hrant Dink'in cümlelerine benzer cümleler kuruyoruz: Gitmek ama nereye? Bu toplumun vicdaný varsa bunu harekete geçirebilecek duygular varsa bu bir tek cenazelerimizde olmaz. Biraz da düðünlerimize gelin. Zamanýnda çok iyi bilinen tanýdýk gelen, Anadolu'da her yerde üçte bir nufusu olanlar yok artýk. Tarihi bilgiyi, enformasyonu deðiþtirebilirsin fakat bellekteki sýzýyý deðiþtiremezsin.
Hiç kimse bir þey bilmese de aslýnda bir þey biliyor. Türkiye'deki muhalif kesiminde turnusol kaðýdý Ermenilerdir. Solda da Ermeni düþmanlýðý var. Ermeniye gelince o da muhafazakâr, milliyetçi olabilir. Makbul olarak da görülür üstelik. Türkiye toplumu neyle yüzleþti ki bu meseleyle de yüzleþsin? Bütün kesimler kendi aralarýnda özeleþtiri yapmalý. Varsa bu toplumda hâlâ vicdaný kanayan, Hrant Dink cinayetinin mahkemeleri devam ediyor. 19 Ocak geliyor, tavrýný koysun, kendini göstersin.

söyleþi: ozan bilir
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.