BÝZ SADECE ARKADAÞIZ (!..) - Mustafa Cengiz Bilir

08 Aðustos 2008 10:46  

 

BÝZ  SADECE  ARKADAÞIZ  (!..) - Mustafa Cengiz Bilir

Sonraki gün kulaðýn telefonda heyecanla beklersin. Telefonun zili her çaldýðýnda titrersin. Ondan gelmesi umuduyla açarsýn. Onu, elinde olmadan tanýdýðýn diðerleriyle kýyaslarsýn. Onunla ilgili her ayrýntýyý merak eder, giderek onu kýskandýðýný hissedersin...



Sonra gelen günlerde, bir tür suçluluk duygusuna kapýlýr, olan biteni bilen yakýn arkadaþlarýna günah çýkartýrsýn. Hissettiklerinin sýradan bir dostluk duygusu olduðunu kanýtlamaya ve bu þekilde rahatlamaya, ruhunu bu sýra dýþý, aykýrý duygudan arýndýrmaya çalýþýrsýn. Aslýnda, söylediklerine onlar inanýr. Sen inanamazsýn. Çünkü, insan kendisine yalan söyleyemez. Çünkü, olan olmuþtur ve yapýlabilecek fazla bir þey yoktur...



Artýk, okyanusta; gizemli bir serüven peþinde yeni dünyalara keþfe çýkmaktan kendini alamayan bir denizci gibisindir…



Hissettiklerin belki dostluk, belki arkadaþlýk, belki de aþktýr. Ama bunu hiçbir zaman bilmek istemezsin. Bu duygunun adýný koymaktan kaçýnýr ve korkarsýn. Duygularýnla yüzleþmekten çekinirsin. Çünkü bu, ayný zamanda kendinle yüzleþmektir. Kendini inkar ya da kendini kabuldür..
Mantýðýn, kulaðýna, yaþadýklarýnýn doðru olmadýðýný fýsýldar. Ama sen yine de, hýzla akan bir nehrin sularýnda sürüklenen yaprak gibi, duygularýnýn peþinden umarsýz bir þekilde sürüklenir gidersin. Derken, duygularýnla mantýðýn arasýnda baþlayan ve henüz su yüzüne çýkmamýþ bu gizli çekiþme, bir meydan savaþýna dönüþür. Artýk duygularýn, kölelikten kurtularak baðýmsýzlýðýný ilan etmiþ bir ülkenin halký gibidir. Denetimden çýkmýþ, her þeye ve herkese meydan okumaktadýr..
Hissettiklerin, belki gelenek, görenek ve içinde yaþadýðýn toplum tarafýndan kabul gören tüm kurallara aykýrýdýr. Bu durum, belki ahlaki de deðildir. Hatta, aranýzda, ekonomik, sosyal, kültürel ve politik farklar da vardýr. Duruþlarýnýz bile çoðu kez baþka baþkadýr.



Mantýðýn, tüm bu önyargýlar ve toplumsal baskýlardan oluþan aðýr silahlarýyla duygularýna karþý büyük bir saldýrýya geçer. Bu durumda bazen durup, beklersin. Yüzlerce “acaba”dan oluþan bir ikilem içerisinde kalýrsýn. Bir yanda duygularýn, diðer yanda ise mantýðýnýn dayatmalarý durmaktadýr. Ortalarýnda umarsýzca sýkýþýr kalýrsýn. Hem kendinden yana, hem de kendine karþý olduðunu hissedersin. Ýçin acýr. Kendi silahýnla kendini vurmak üzere olduðun bir andýr bu. Bu yüzden, bazen süngün düþer. Mücadele etmek yerine, kolayý seçer, mevcut duruma razý olursun. Ve, ruhuna dayadýðýn silahýnýn tetiðini çekiverirsin. O zaman yaþadýðýn duygu, tam bir teslimiyet, iç ezilmesi, kýrýlmýþlýk, öfke, piþmanlýk ve özsaygý yitimidir. Bazen de, tam tersini yapar; gizemli bir serüven peþinde yeni dünyalara keþfe çýkmýþ o denizci gibi, her þeye ve herkese meydan okursun. Okyanusun ortasýndaki gemini terk etmezsin. Ýþte o zaman, duygularýnla ve kendinle yüzleþebilir, onlardan utanmaz, sadece sahiplenirsin. Bu ise, cesaret ve göze almakla olur. Sonunda hissettiðin þey ise, sonsuz bir özgüven ve özgürlük duygusudur.



08.08.2008


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0