GENÇ EKİPTEN DİNAMİK BİR YORUM… 'Rezervuar Kanişleri'
19 Aralık 2009 23:15 / 3068 kez okundu!
İzmir Devlet Tiyatrosu, 2009-2010 Tiyatro Sezonu’nda iddialı oyunlarla seyircisini kıskıvrak yakalıyor… Konak Sahnesi’nin aslına uygun olarak restore edilmesi gibi sevindirici bir kararın paralelinde, sahne yılbaşına kadar hazır hale gelemeyeceği için Konak’taki Atatürk İl Halk Kütüphanesi Melek Ökte Sahnesi kullanıma uygun hale getirildi…
Devlet Tiyatrosu, bu hamleyle İzmir’imizin sanat yaşamına yeni bir sahne kazandırmış oldu. 60. Yıl heyecanıyla 1 Ekim’de perde diyen İzmir Devlet Tiyatrosu ekibi bu küçük, ama güzel sahnenin hazırlığı için yaz boyunca çalıştı. Kısıtlı bütçeye rağmen, Müdür Hülya Savaş’ın yoğun çabaları ve tiyatro destekçileri sayesinde Melek Ökte Sahnesi kent yaşamına kazandırıldı.
Rezervuar Kanişleri…
Yazan: Bülent Usta
Yöneten: Hakan Boyav
Dekor Tasarım: Yıldız İpeklioğlu
Giysi Tasarım: Funda Çebi
Işık Tasarım: Kemal Gürgün
Asistan: Ece Kılınç
Sahne Amiri: Müjde Bilir
Kondüvit: Nilgün Tüzün
Işık Kumanda: Zeki Kayar
Suflöz: Didem Dizdaroğlu
Rol Dağılımı: Şuayip Ünsal, Musa Zindan, Fatih Paşalı, Mustafa Kılıkçı, Serel Çapacı, Ece Kılınç
Sezon başında Melek Ökte Sahnesi’nde seyirciyle buluşan Rezervuar Kanişleri adlı oyun, dinamik bir sezon olacağının ilk müjdecisiydi… Bülent Usta adlı genç bir yazarın imgeleminden çıkan oyun, sistem karşıtları, entrikalar, işkence kabusları üzerinden Rezervuar Köpekleri filmine ve ünlü Hollywood yönetmeni Quentin Tarantino’ya gönderme yaparak terör, birey-sistem çatışması, işkence, adalet gibi olguları absurd komedi türüne yer yer yaklaşarak tartışıyor…
İddialı Bir Yönetmenlik Anlayışı ve Hakan Boyav…
Oyunun yönetmeni, Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü mezunu, sinematografik yüzü ve çarpıcı oyunculuğunu beğeniyle takip ettiğimiz bir büyüğümüz olan Hakan Boyav… Devlet Tiyatrosu oyunculuğunun yanı sıra, son yıllarda televizyon dizilerindeki karakteristik rolleriyle kariyerinde farklı bir yöneliş içinde olan Hakan Boyav bu kez yaratıcı rejisör kimliğiyle karşımıza çıkıyor… İronik isimli bu renkli oyuna getirdiği farklı ve eğlenceli bakış açısı, zekice buluşlarıyla şaşırtıcı bir sahne düzeni yaratmış yönetmenimiz… Bir yanda, Orhan Kemal’in Hanımın Çiftliği adlı romanından uyarlanan bir televizyon dizisinde başarıyla canlandırdığı üç kağıtçı ve çıkarcı Cemşir karakterinin temposu, diğer yanda İzmir Devlet Tiyatro’sundaki rejisörlük performansı, Hakan Boyav’ın sınırsız yaratıcılığını bir kez daha gözler önüne seriyor… Zıtlıkların uyumlu birliği ve tempolu aksiyonla gelen kahkaha tufanı seyirciyi oyuna bağlayarak heyecan uyandırıyor… Daha oyunu izlemeden merak ögesini ön plana çıkartan “Rezervuar Kanişleri” ismi ise seyirciyi tereddütsüz gişeye yönlendiriyor. Şiddet ve romantizmi bu denli estetik bir biçimde iç içe geçirebildiği için Hakan Boyav’ın keskin zekasını bir kez daha ayakta alkışlıyorum. Bu zıtlıktan keyifli bir komedi doğurarak bizlere kahkaha terapisi uygulayan tüm oyuncuları da yürekten kutluyorum… Devlet Tiyatrosu’nun başarılı isimleri Şuayip Ünsal, Musa Zindan, Fatih Paşalı, Mustafa Kılıkçı, Serel Çapacı ve Ece Kılınç, maesto Hakan Boyav eşliğinde eşsiz bir komedi senfonisi sunuyorlar…
Rezervuar Kanişleri…
Başrollerini Harvey Keitel, Tim Roth, Edward Bunker gibi oyuncuların paylaştığı, Quentin Tarantino’nun senaryosunu yazıp yönettiği ilk filmi “Rezervuar Köpeklerine” atfen yazılan oyunda, filmdeki karakterlerin etkisinde kalan sistem karşıtı üç çılgın adam, eylem planları yapmak üzere bir hücre evinde saklanırlar… Aralarındaki absürtleşen diyaloglarla ve gelişen olaylarda “saçma” nın doruğa ulaşmasıyla sağlanan komedinin düzeyi iyi dengelenmiş. Her oyunu illa ki bir tür çerçevesine sokmak gerekmediğini düşünen biri olarak, Rezervuar Kanişleri için modern tiyatronun başarılı bir örneği diyebilirim… Mutlaka sınıflandırmak gerekiyorsa; tutarlı bir anlatım çizgisi ve olay birliği sağlanarak absürd tiyatro türünden uzaklaşan, fakat karikatürize oyun kişileriyle ve abartılı saçmalıklar silsilesiyle de absürde yaklaşan yorum, renkli bir sahneleme ve dozu iyi ayarlanmış oyunculuk yöntemiyle türler arası bir kara komedi diyebiliriz… Burada bir yanlış anlaşılmaya engel olmak isterim; abartılı saçmalıklar silsilesi derken, absürdün komedi malzemesinden söz ediyorum, kaldı ki oyunun komedi düzeyi ince bir çizginin üzerinde zekice adımlarla ilerliyor ve hedefi onikiden vuruyor. "Komedi" türünün, düzeyi aşağı çekmekten, "yoz" ve "zırva"dan ibaret olmadığını vurgulamak için Rezervuar Kanişleri oyunu yetkin bir örnek. Aynı şekilde eleştirinin yüksek dozu da hedefe ulaşıyor...
Kavram sorgulamalarının mizah yoluyla yapıldığı, "saçma" nın "normal" olanı hedefleyerek güldürürken düşündürdüğü, modern yaşamın hızına ayak uydurabilen bir oyun... Sahnenin tamamında dikkati uyanık tutan bir oyun alanı yaratan ve baştan sona temposu hiç düşmeyen performanslarıyla hayranlık uyandıran oyuncu arkadaşlarımız, Şuayip Ünsal, Musa Zindan, Fatih Paşalı, Mustafa Kılıkçı, Serel Çapacı ve Ece Kılınç'ı bir kez daha kutluyorum. Sahnelerimizde yüksek tempolu oyunlar görmek ne kadar sevindiriciyse, Hakan Boyav gibi değerli tiyatro insanlarının İzmir'in tiyatrosuna emek vermeleri de bir o kadar mutlu ediyor bizleri. Sevgili Hakan Boyav, bizi bu tempoya şimdiden alıştırdınız, bu durumda her yıl sizden bir İzmir çıkartması bekleyebiliriz...
Son söz…
Ekim ayı başında prömier yaparak kısa bir süre oynadığı halde her temsilde salonu dolduran Rezervuar Kanişleri’nin gelecek aylarda da seyirciyle buluşmasını heyecanla bekliyoruz…
İyi seyirler…
Başak SAKIZLIOĞLU