Yarınlarımız da yüreklerimiz gibi olsun!..

16 Mart 2010 12:06 / 1942 kez okundu!

 


Geçen üç yıl içinde de öğrendim ki her yaşım ve izmirizmir.net‘in her yeni yaşı, benim için yeni bir sınıf ve izmirizmir.net mezun olamayacağım bir okul artık benim için. Bu güne kadar oluşmuş ve her geçen gün yeni katılımlarla zenginleşen yazar kadrosunun her biri de ayrı bir dersin öğretmeni.


***

Yazmayı çok seviyorum. Çünkü hayatı çok seviyorum. İnsanı çok seviyorum. İnsanın hayatla kavgasını çok seviyorum ve hayatın insanla durmaksızın zenginleşmesini çok seviyorum. İnsanın hayata kattığı en önemli zenginliklerden birinin de yazı olduğuna inanıyorum. Yazmak beni zenginleştirdiği kadar hayatımı da zenginleştiriyor. Yazdığım her satırda kendimi ve hayatı yeniden keşfediyorum adeta. Her satır insanı anlama çabama olağanüstü katkı sağlıyor.

Yazma çabam olağanüstü sıkıştırılmış bir günlük yaşam içinde gerçekleşiyor. Bu nedenle de hatalarım ve yanlışlarım da olmuyor değil. Mısırlıoğlu kardeşlerin bana katlanıyor olmalarına çok teşekkür ediyorum. Onların dostlukları ve sabırları daha verimli ve üretken bir sorumluluk yüklüyor bana.

Çok uzun yıllar süren zorunlu ayrılıkların ardından, internet ortamının sağladığı iletişim olanaklarıyla sevgili İlhami‘yi bulmuştum ki; adeta kucağıma izmirizmir.net’i atıverdi.

Şimdi bu satırları yazarken aklıma yazdığım ilk yazı geliyor. Çınarlı Endüstri Meslek Lisesi‘nde okurken okul radyosu yayınları ile ilgili yazı yazmamı istedi benden İlhami. Yazıyı Liseli Gençlik dergisinde yayınlamayı düşündüğünü, yazının altına adımı yazıp yazmamamız konusunda bana fikrimi sormuştu. Yazımın altında adım yazılı bir biçimde yayınlanınca tahmin edilebilecek malum süreçleri yaşadık.

İlk yazım o yazıdır. Edebiyat derslerinde yazdığım kompozisyonları saymıyorum tabii. İlk yazımda da doğrudan bir katkısı vardır sevgili İlhami‘nin. Hele izmirizmir.net’in ilk günlerinde yazılarımdaki karakter sorununu, uzun yıllar Türkçe‘den ayrı kalmanın verdiği eksiklikleri, dikkat edilmesi gereken yazmı kurallarını sabırla anlatma çabalarını, gerekli olan bilgisayar kullanım tekniklerinin bir çoğunu da ondan öğrendiğimi söylersem sanırım izmirizmir.net‘in benim için bir okul olduğunu anlayabilirsiniz.

Geçen üç yıl içinde de öğrendim ki her yaşım ve izmirizmir.net‘in her yeni yaşı, benim için yeni bir sınıf ve izmirizmir.net mezun olamayacağım bir okul artık benim için. Bu güne kadar oluşmuş ve her geçen gün yeni katılımlarla zenginleşen yazar kadrosunun her biri de ayrı bir dersin öğretmeni.

Belki bazılarına uzaktan gazel okumak gibi gelecek yazılarımın bir çoğu, aslında onyıllar geçse de memleketten kopamamanın, büyük hasretimin yürek çırpıntılarıdır.

Türkiye‘nin geleceği adına çok önemli bir dönemin başlangıcı ile çakıştı izmirizmir.net‘in hayatla buluşması. Daha ilk sayfaları internet ortamında yayınlanmaya başladığı günlere denk gelen; Hrant Dink dostumuzun alçakça bir saldırı sonucu katledilmesi ile başlayan sürecin hemen her dönemecinde site yöneticisi dostlarım Mısırlıoğlu kardeşlerin, İlhami-Pervin ve Hürriyet'in bir yandan bütün zorluklara karşı siteyi yaşatabilmeyi başarmakla birlikte, yenilenmesini de gerçekleştirebilmelerini çok önemsiyorum ve onları bu başarılarından dolayı tek tek kutluyorum. Bu süreci birlikte yaşarken aynı zamanda da; birlikte içinde yaşadığımız politik geçmişimizi paylaştığımız yoldaşlarımıza karşı tutumlarındaki tutarlılıklarını, yaşananlardan gelecek adına insana dair çıkarılacak önemli derslerle dolu olduğunu görmek, geçmişten kan yerine gül çıkarmadaki ısrarlarında ve ustalıklarında gösterdikleri hoşgörü ve sevgi bu okulu bugünlere taşıyan en önemli özellikleridir diye düşünüyorum.

Ne yazık ki, üçüncü yılı tamamlarken gerçekleşen kutlamalara katılamıyorum. Onurlu bir üç yıl yaşadık hep beraber. Bu onuru hepimiz paylaşıyoruz diyeceklerdir üç kardeşler. Dördüncü yıla başlayacak olmanın sorumluluğunu taşıyor olmalarından dolayı en başta editörümüz Pervin Mısırlıoğlu, sitemizin karıncası Hürriyet Mısırlıoğlu, sevgili İlhami Mısırlıoğlu bu onuru haketmişlerdir.

Dördüncü yaşımıza başlarken Dünya ve Ülke gündeminin ne kadar sıcak olacağını şimdiden kestirmek mümkün. Yaşanan yılların deneyimiyle yeni yaşımızın hepimize Demokrasi ve Barış ve halkların kardeşliği adına yeni umutlar yaratması dileği ile sizleri sevgi ve hasretle kucaklarım…

Yarınlarımız da yüreklerimiz gibi olsun…


Ali Rıza Üleç
06 Mart 2010-Almanya

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
17 Mart 2010 13:53

kizilcam

Ben,
bütün elmaları seviyorum;
elmaların beni sevmesini
istemeden,
beklemeden.
"O" da
bütün elmaları seviyor.
Ben de
"O"nu,
bütün elmaları sevdiği için seviyorum...
ister elma ol...
istersen O.
ya da istersen sen
Sen ol;

Ben seni de seviyorum...

Ali Rıza




16 Mart 2010 23:47

deren

İlhami, Pervin ve Hürriyet Mısırlıoğlu kardeşler..

İlginç değil mi üç kardeşin kurduğu bir portal ya da sanal dergi diyelim.

İsterseniz ciddiye almayabilirsiniz onları. Kendim çalar, kendim oynar, kardeşim alkışlar, abim kıskanır, babam kızar, annem sever olsun bu işin adı. Mesela yani..

Üç kafadar yola çıksa, filanca partinin temsilcileri, falanca aktivist ekibin bir komitesi veya bir aile şirketi kurulsa ya da big brothers filan olsa,olurdu yani. Olup duruyor zaten..

Ama bu çocuklar anadan babadan sahici kardeş.Onların yaptığı bambaşka birşey; Aralarındaki o en samimi halkayı dalga dalga büyütmek, herkese sunmak. Hem ayrımsız, hem de hiç sakınmasız. Ve de en cömert, en rezervsiz haliyle, bahçede top oynar gibi sevmek herkesi. Diplomasi yapmadan, sözünü sakınmadan, şımartmaktan, yanlış anlaşılmaktan korkmadan. Yok böyle dertleri onların. En iyi bildikleri şey sevmek, güvenmek, desteklemek ve onu gerçekleştirmek.

Eleştirmek, kötülemek çok kolaydır biliriz. Başkasında kusur bulmak, burun kıvırmak da aynı soydandır. Sevgili İlhami, Pervin ve Hürkush zorun yolcuları. Kanadı kırık kuşu, en silik ışığı, belli belirsiz ümitleri büyütmek peşinde onlar. İzmirizmir.net bana göre içtenliğin portalı ve unutmadan eklemeliyim, kardeşliğin!
16 Mart 2010 22:42

terzi

izmir izmir net kuruldu ve gelisiyor daha da gelisecek, emek verenlerine cok tesekkürler bunlarin en basinda editör arkadas geliyor diye düsünüyorum. Ilhami bana ah Ilhami ah ah dedirtiyor. Keske ondan beklentim bu kadar olmasaydi diye kendime kiziyorum ama elimde degil o bir liderdi, en okuyanimiz tartismalardaki kozumuzdu.
Ben artik Aliriza gibi düsünmüyorum, sinifta kalmis eski bir yoldasin kendine yeni sürecten biraz daha anlamli rol üstlenmesini beklerdim.
Acikcasi Ilhami burda diye buraya gelmek bile istemiyorum artik, ayaklarinin ucunda yükselerek bize moral veren yoldas cok eskide kaldi, benim icin siradan bir insan biri.
Senin icin cok önemli biri oldugu kesin ona sözüm yok zaten sevgiye bire bin veren biri oldugundan ne desen o sana az bile.
Biz de ''geçmişten kan yerine gül çıkarmadaki ısrarlarında'' olmak istiyoruz öyle güller olacak dostun bahcesinden derlenmis kipkizil simsicak, baska türünden haz duyamiyorum bagisla yoldasim.
Niye taktin dersen, bir Ahmet abi (Kardam) bir de izmirin, isci sinifinin savas yolundan kosturmus militani yolundan yan ciziyorsa, dostluk adina söylediklerin pek yerini bulmuyor diye düsünüyorum.
icimden böyle geliyor istersen daril.
Ilhamiyi artik sevmiyorum.
Izmir izmir net'e basarilar diliyorum, Demokrat izmire yakisan bir uzun yolculuga devamini yürekten destekliyorum.
yeni yasin kutlu olsun
sevgiler
izmirli Terziahmet
15 Mart 2010 16:47

demokritos


Bir fragman..(okuma yazma ve doğuşu hazzın)

Okuma yazma süreci, her insanın yarıölümlü olmaya aday olduğu süreçtir.

O andan başka bir anda sen, sen olamazsın.
O anın dışındaki sen, değilsin sen olan.
Yazarak tanıyacaksın o sendeki sen olmayanı.
Onunla anlaşmanın başka bir yolu yok.
İki tane sen varsın birbiriyle sürekli çatışan.
Onları uzlaşır bir durumda tutmak ancak onları tanıyabilmekle olur.
Bu insan; birey olmanın en temel yasasıdır.

Yazın da içinde,sanat bir bütündür.
Bir bilinç biçimidir kuşatan insanı.
Eyleminde öyle bir içselleşme vardır ki;
Zaman durur. Mekan durur. Dönmez olur.
Durmaz aslında:
Bir başka zaman ölçüsü çalışmaya başlar.
Kendi zamanımız…

İnsanın kendisiyle ruhsal ve bedensel olarak karşılaştığı an.
Orasıdır kavganın en derin olduğu ya da en yaman.

Bu kavgadan, bir bütün olduğunu kavramandan yani;
Bir bütün halinde görmekten kendini.
Haz duyumu bu görüngüden uç verir.
Ve haz; zamanın kendisi olur. Tanımadığın.
Farklılaşmış olur sende us.
Çünkü insanın kendisiyle çatıştığı durum haz durumu değildir.
Oradaki bütünleşmedir onu filizlendiren, ve yeşerten umudu.
Ve insan o anın hiç bitmemesini diler.
Çünkü ilk cümle insandır..

Sedat Akıncı..
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.