Savaşın tarafları aynı zamanda barışın da taraflarıdır

03 Aralık 2007 02:07 / 1545 kez okundu!

 

BBC'nin internetteki sayfalarında Sevgili Tarık Demirkan'ın Macaristan'daki bir günük genel grev haberlerini okurken bir başka sayfada "Barış İçin Savaşın Yolu başlıklı" bir yazı gözüme takıldı. Buradaki acıklı öyküyü okudukça insana umut bağlamanın ne ka

Barış için savaşın yolu



Eski Filistinli miltanlarla İsrail askerlerini bir araya getiren Barış Savaşçıları adlı derneğin yaklaşık 200 üyesi var. Dernek üyeleri, "Çözüm çatışmada değil, diyalogda" diyor.



Üyelerinden İsrail'de yedi yıl hapis yatan ve 10 yaşındaki kızı öldürülen, dernek üyesi Bessam Eramin, öyküsünü ve geleceğe nasıl baktığını anlatıyor.


Bessam Eramin, birinci Filistin ayaklanması, intifadaya katıldığı için yedi yıl hapis cezasına çarptırılan bir militana benzemiyor. Otuzlarının sonlarında, ağırbaşlı, geçirdiği çocuk felci sonrası bir ayağı aksayan biri. Barış Savaşçıları adlı derneğin kurucu üyelerinden... Eski Filistinli militan ve İsrail askerlerini bir araya getiren 200 üyeli dernek, geleceğin çatışmada değil diyalogda olduğuna inanıyor.


Bessam beni çok sıcak karşıladı. Ama sakin tavrı sanki içindeki birşeyleri gizliyordu. Biraz sonra anladım...


"Savaşçı değildi" dedi, Batı Şeria'nın Aram köyündeki bürosunda konuşurken.
"El Fetih ya da Hamas üyesi de değildi. 10 yaşında bir çocuktu. İsrailli ve Filistinli çocukların birlikte gittiği iki yaz kampına katılmıştı. İsrailli arkadaşlarıyla anlaşabilecek kadar İbranice öğrenmişti. Zekiydi. Onu başından vurdular..."


Bessam, Ocak ayında, okula giderken başından vurulan kızı Abir'den bahsediyordu.


İsrail sınır polisi olay sonrası bir soruşturma başlatmış ancak Abir'in nasıl öldüğünü tespit etmenin mümkün olmadığı sonucuna varmıştı. Ama Bassam kızının nasıl öldüğünü bildiğini söylüyor. Abir'i, 15 metre uzaklıktaki sınır polisinin silahından çıkan plastik mermi öldürmüş.


"Bu mesafeden, gerçek mermi etkisi yapar" diyor. "Mermi kafatasını parçalamış."

Kızının ölüm trajedisi, Bessam'ın barışa bağlılığı açısından ciddi bir imtihana dönüşmüş.
Bessam'ın militanlıktan barış eylemciliğine geçme süreci 1986-1993 yılları arasında İsrail hapishanesinde kalırken başlamış.


Hapishanede bir akşam Filistinli mahkumlara Yahudi soykırımıyla ilgili bir film izletmişler. Bassam, toplama kampında ölüme giden Yahudilerin görüntülerini izlerken gözyaşları içinde kalmış.
Şimdiye kadar düşmanı bellediği insanlara karşı ilk kez yakınlık hissetmiş.


Bessam hapishanede, bir İsrailli ile de ilginç bir dostluk kurmuş.

Kiryat Arba adlı Yahudi yerleşiminde yaşayan ve İsrail'in Batı Şeria'yı işgal etme hakkı olduğunu savunan İsrailli gardiyan, Bessam'a "Sen terörist olamayacak kadar kibar ve ince bir adama benziyorsun" demiş. Bessam, kendisinin değil Yahudi yerleşimcilerin terörist olduğunu söyleyerek gardiyana karşılık vermiş. Bu sarsıntılı başlangıca rağmen, Filistinli mahkum ve İsrailli gardiyan zaman içinde sohbetlerini ilerletmiş, birbirlerine kendilerini, inançlarını, toplumlarını anlatmaya başlamışlar.



Bu sohbetlerin başlamasından yedi ay sonra gardiyan, Filistinlilerin niçin ayrı devlet kurmak istediklerini anlamaya, hatta bu hakkı teslim etmeye başlamış. Bessam da şiddeti terkederek diyaloğa yönelmenin daha yapıcı bir yol olacağına kanaat getirmiş. Sonunda birbirlerini mahkum ve gardiyan ya da İsrailli ve Filistinli olarak değil arkadaş olarak görmeye başlamışlar.


Bessam'ın şimdi birçok İsrailli arkadaşı var.

Ortak bir kader..


Belki en yakını Kudüs'te grafik tasarımcılık yapan Rami Elhanan...

Bu iki adamı sonsuza kadar birbirine bağlayan şey, ikisinin de kızlarını şiddete kurban vermeleri...
1997'de Rami'nin 14 yaşındaki kızı Smadar, bir intihar bombacısının kalabalık bir caddede düzenlediği saldırıda ölmüş. Rami daha sonra aile üyelerini kaybeden Filistinli ve İsraillilerin oluşturduğu sohbet gruplarına katılmış, kızının öldürülüşünden sonraki 10 yıl içinde Filistinlilerle İsrailliler arasında diyaloğun ilerletilmesi için çaba harcamış.


Rami'yle Beyt Şumuel'de buluştum. Burası liberal gelenekten gelen Yahudilerin ağırlıkta olduğu bir yer. Avluda otururken bana Bessam'la dostluğunu anlattı. Bessam, kızı yaralandığında Rami'yi aramış. Abir ameliyattayken, Rami hastaneye gelerek Bassam ve karısı Selva'ya eşlik etmiş.
Abir iki gün sonra ölmüş. Abir'in son saatlerinde Bassam, Rami'ye bunun barış kararlılığı konusunda bir sınav olduğunu söylemiş.


Bessam'la karşılaştığımda bu kararlılığın hiç azalmadığını gördüm.
Bana şöyle dedi; "ilk andan itibaren, işlenen bu suçun, barış mücadelemizi güçlendirmesi gerektiğine inandım. Abir sanki benden intikam almamamı istiyor."


Kuşkuşuz Bessam'ın barış konusundaki kararlılığı onun adalete duyduğu ihtiyacı azaltmıyor.

Kızının ölüm nedeninin belirlenmesi için yapılan soruşturmanın yeniden açılmasını sağlamak için temyiz başvurusunda bulundu.


Bessam'ın bürosundan ayrılırken, hem onun hem de Rami'nin intikam duygularına nasıl gem vurabildiklerini düşünüyorum.


Engelleri aşarak birbirlerini kucakladılar ve siyasi liderler için emsal oldular."

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.