Tanrının gözyaşları - Ahmet Altan

27 Şubat 2008 06:37 / 2068 kez okundu!

 

İnsan, bu ülkenin gazetelerini okuyup televizyonlarını seyrettiğinde kaçınılmaz olarak soruyor kendine: Bu toplumun bir vicdanı yok mu? O sarp kayalıkların, karlı yamaçların, karanlık kuytuların arasında çocuklar vurulurken, bombalarla parçalanırken nas

Sesiyle bütün bu toplumu sarmış, yaralarını iyi etmiş bir kadın şimdi tanrının ve vicdanın sesi olarak bir şarkı söylüyor.


"Bu korkunç bataklık

Yutuyor körpe tomurcukları

Dört kitap yazıyor

Eşittir tanrının çocukları"


Etraftaki insanlar, ev, içinde bulunduğumuz kent, bütün bu coğrafya bu sesle silinip kayboluyor sanki.

Oradaki herkes daha bir kaç gün önce bestelenmiş bu şarkıyı dinliyor.

Ölen çocuklar için duyulan keder, o çocuklar için şarkı söyleyen bir sese, bir vicdana raslamanın sevinciyle kamaşıyor.

Bu toplumun da bir vicdanı var.

Tanrının sesine benzeyen bir sesle ağıt yakıyor.

Bunu herkes duysun istiyorsunuz.

Ve, yalvarıyorsunuz, "İzin ver bunu duysunlar."

Şimdi bir ümidim var işte.

Bu ses, bu toplumun yok olmaya hazırlanan vicdanını yeniden canlandıracak.

Bütün kadınlar, bütün anneler bu sesle ayaklanacak.

"Bırakın çocuklarımızı" diyecekler,

"Bırakın yaşasınlar."

Kabuslu bir uykudan uyanır gibi uyanacaklar.

Çığlıklarla...

Ve, çocuklara sarılaacaklar.

"Bu benim çocuğum, bu senin çocuğun"

demeden bütün çocuklara.

Kurtaracaklar onları.

Şimdi buna inanıyorum.

Duyduğum ses Sezen Aksu'nun sesi değil, duyduğum ses kuru bir toprak gibi sessizleşmiş

toplumun ta derinlerinden gelen ortak bir ses.

Gittikçe yükseleceğini biliyorum şimdi.

Bu toplumun bir vicdanı olduğunu hatırlayacak.

Vicdanın, insanın tanrıya en yakın yeri olduğunu anlayacak.

Ne garip, bu insanların vicdanını daldığı derin uykudan uyandırmak yine kadınlara düşüyor.

Kalabalıkların sesinden ayrılmaktan korkan o korkak erkeklerin arasında cesaretleriyle ışıldıyorlar.

Bülent Ersoy'un çığlığını duyduk, Pakize Suda'nın, Yasemin Çongar'ın, Pakize Barışta'nın, Perihan Mağden'in çığlığını duyduk.

"Öldürmeyin" diye haykıran sesler bunlar.

"Öldürmeyin, onlar çocuk."

Bizim insanlarımızın vicdanını onlar temsil ediyor.

Sadece vicdanının değil...

Cesaretinin de temsilcisi onlar.

Onlarsız biz korkak ve vicdansızız.

Onlarsız biz, başkalarının çocuklarının ölümüne alkış tutan, avuçları yağlanmış bir cellatlar kalabalığıyız.

Bu sesler...

Bu kadın sesleri...

Tanrının sesine ne kadar da benziyorlar.

Bu toplumun da bir vicdanı var.

Var işte bir vicdanı.

Şarkı, "Tanrının gözyaşları" diyor.

Tanrı var mı bilmiyorum...

Eğer varsa..

Ve, çocuklar ölürken...

Bu şarkı gibi ağlıyorsa...

Ben bu toplumun vicdanına inandığım gibi...

Tanrıya da inanıyorum.



Ahmet Altan

Taraf Gazetesi

27 Şubat 2008

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.