Kalekol, ya duvarlar!

08 Haziran 2014 23:19 / 1104 kez okundu!

 

 

Bu gidiþat hayra alamet deðil. Karakol, kalekol, muhkem duvarlar, tel örgüler, kameralar, askeri güvenlik noktalarý bir yere götürmez.

Geçen yýlýn (2013) Ocak ayýnýn üzerinden nerdeyse bir buçuk yýl geçti. Çatýþmasýzlýk hali “yol kazalarý” dýþýnda sürüyor. Kirli savaþýn maðduru Kürtler olanca fedakârane davranýþlarý ve vakarlarýyla zamanýn bütün aðýrdan alma dayanýlmazlýðýna raðmen bekliyor.

Devlet ise zamana yayýyor barýþý ve barýþ sürecini, çözümü ve artýk adý her ne ise!

Kürdistan’ýn daðlarýna, ovalarýna, yollarýna, sarp doruklarýna, vadilerine kalekollar yapýlýyor. Aldýðýmýz bilgilere göre 300 civarýnda dört baþý muhkem güvenlik noktasýnýn yüz’ü þimdiye kadar yapýldý bile. Geriye kalan ikiyüzünü ise ne pahasýna olursa olsun devlet yapmaktan yana!

Halk ne pahasýna olursa olsun Kalekollara karþý direniyor ve yaptýrmamaktan yana. “Madem Barýþ sürecindeyiz diyorsunuz Müstahkem Kaleler benzeri Kakekollar da neyin nesi.” Deyip direniyor.

Kürt siyaseti halkýn bu duyarlýlýðýna cepheden sahip çýkarak destek oluyor.

Bu çok anlamlý…

Bir ayaðý eksik yalnýz!

Devlet sadece kýrsalda kalekol benzeri Karakol yapmýyor.

Þehir merkezlerinde de duvarlar örüyor.

Çok deðil bundan 10-15 yýl öncesine kadar Diyarbakýr Daðkapý Meydanýndan eski Yýldýz sinemasýna (þimdiki Büyükþehir Belediyesi ve Diyar Galeria civarý) doðru yürüdüðünüzde saðlý sollu iki devlet binasýnýn önünden geçerdiniz. Soldaki halk arasýnda Gökdelen diye tabir edilen Momozgilin (Tatlýcýlarýn) oteli idi. Karþýsýndaki de Ordueviydi. Oteli de asker satýn aldý ve subay orduevi yaptý.

Ýki binanýn önünden geçtiðinizde bahçesini, avlusunu þeffaf bir þekilde görürdünüz. Önce cam bölümleri iptal edildi duvar yapýldý. Sonra yol boyu en az üç metrelik duvarla yükseltildi. Ardýndan duvarýn üzerine tel örgü çekildi. Sonra güvenlik kameralarý yerleþtirildi. Duvarlara da askeri bölge girilmez ve fotoðraf çekilmez levhasý çakýldý.

Sadece bu mu! Deðil elbette. Seyrantepe yolu üzerindeki MÝT binasý ve diðerleri de öyle. Kale gibi mübarek.

Yani anlayacaðýnýz Kürdistan coðrafyasýnda sadece kýrsal coðrafya deðil, þehirlerde de devlet, mekânlarý ile halk arasýna duvar örüyor.

Devlet, adeta kendini korumak, güvenceye almak gibi bir arayýþ ve çaba içerisinde.

O duvarlar ve güvenlikli alanlar içerisinde kendilerine ait bir dünya örüyorlar. Ne oluyor ne bitiyor oralarda yerel halkýn pek haberi yok, ilgisi de yok sanki. Doðunun doðusuna doðru gidildikçe bu kopuþ daha bir belirginleþiyor. Kum torbalarý, korunaklý kýyafetler, elleri her an tetikte güvenlik mensuplarý görüntüleri.

Sanki olasý bir savaþýn öncesindeki hazýrlýk evresi görüntüleri.

Hakkâri giriþinde bir park dikkatimi çekmiþti. Surma Haným Parký. Fotoðrafýný çektim yolun öte yakasýndan. Parkýn önünde duran sivil giyimli biri koþarak aracýmýzýn yanýna geldi ve sordu. Benim fotoðrafýmý mý çektiniz diye. Hayýr dedik, parkýn fotoðrafýný çektik, sizin fotoðrafýnýzý ne diye çekelim ki! Ben polisim de fotoðraf karesine girmemiþsem mesele yok deyiverdi.

Bu gidiþat hayra alamet deðil.

Karakol, Kalekol, muhkem duvarlar, tel örgüler, kameralar, askeri güvenlik noktalarý bir yere götürmez.

Ýnandýrýcýlýðýnýzý yitirmiþ durumdasýnýz.

Benim bu satýrlarý yazdýðým gün ve saatlerde; bir yandan çözüm süreci deyip medyada sürekli boygösteren þahsiyetlerinizi Diyarbakýr’a toplayýp bilindik laf-ý güzaf-ý bir kez daha dillendireceksiniz. Öte yandan hýzla güvenlik harcamalarýna devam edeceksiniz.

Böyle Barýþ gelmez…

 

Þeyhmus DÝKEN

07.06.2014, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.