'Çukur' Evimiz Oldu!

07 Nisan 2018 00:14 / 1341 kez okundu!

 

 

Her topluluk, aidiyet baðýyla kendini baðlý hissettiði, o baðlýlýktan güç aldýðý kendi çukurunda yaþýyor bir anlamda.

 

******

 

'Çukur' Evimiz Oldu!

 

Çukur, neredeyse dört aydýr bir özel televizyon kanalýnýn büyük kalabalýklarý kendine baðlayan dizisi. Ülkede haylidir dizi bölümleri birer sinema filmi uzunluðunda çekiliyor. Oyuncularý, set çalýþanlarý dahil sitem edenler, dert yananlar, protesto edenler hayli! Ama sonuç deðiþmiyor. Çünkü “müþterisi” var. Ve daha da olacak.

Alýþýldýk bir öyküden yola çýkarak farkýndalýk yaratmaya çalýþan bir hikayesi var Çukur’un.

Görünürde Ýstanbul’un bir semtinde ama aslýnda kendi ifadesiyle “her yerde” karþýnýza çýkmasý muhtemel bir yaþam alaný, adýna “Çukur” denen mekanlar manzumesi.

“Çatapatlý” bol aksiyonlu sahnelerini bir yana koyarsak! Gündelik hayatta insana deðen bir çok mevzuun, hatta “yýlda bir kez” günü olmasý itibariyle “anýmsanan”larýn dahi dile getirildiði bir güncelliðe dokunuyor. Mesela son bölümünde Otizm, Çukur’un duvarlarýna konuk olmuþtu.

Uyuþturucuyu mahalleye sokmamak, sattýrmamak üzerinden bir sempatiye kapý açarken! Metropolün diðer “açýk kapýlarý”nýn adeta meþruiyeti üzerinden filmografik bir görsellik sunuyor Çukur dizisi.

Daha önce kimi dizilerde (en son “Ýçerde”) uyumlu birliktelikler yaratmýþ karakterler Çukur’da da ayný performansý, hatta daha da týrmanarak sergiliyorlar.

Ýkisi var ki çýtayý hayli yükseltmiþler. “Vartolu Sadettin” karakteriyle Erkan Kolçak Köstendil ile “Aliço” karakteriyle Rýza Kocaoðlu; fanlarýný yarattýlar gibi.

Çok uzak durduðu anlarda bile her þeyden haberdar Çukur’un “Ýdris Baba”sý; klasik, eriþilmez, ulaþýlmaz her an koru(n)ma zýrhýyla görüntü veren mafyatik baba tipi yerine, haftada bir gün pazarcýlýk yapan, kahvede çayýný içen, küçüðünden büyüðüne mahallesinin derdi ile hemhal bir sahici baba halinde “Ýdris Baba”.

Berberi, çaycýsý, otoparkçýsý, þöförü, nerdeyse bütün karakterleri için sanki özel rol yazýlmýþ bir dizi gibi okudum (izledim / izliyorum) Çukur’u.

Bir türlü adýnýn önüne “Kürt” olduðu eklemlenmemiþ “Vartolu” karakterinin ilk bölümlerde uyuþturucu iþi ile Çukur’a müdahil olmasýna dair neden “Varto”lî sorusunu soraduruyordum orta yere. Bir kaç bölüm sonra Vartolu’nun mahallenin çocuðu olduðu, bir þekilde dýþlandýðý için öç alma duygusuyla mahalleye yönelmesi sorumdan vazgeçmeme sebep oldu.

Çukur’da anlatýlan aslýnda geniþ perspektiften bakýldýðýnda sahici bir ülke tragedyasý. “Ýdris babamýz” rolüyle Ercan Kesal neredeyse dizinin her bölümünde “biz bir aileyiz, aile dediðin her þeydir” derken! Aslýnda büyük kentlerin, metropollerin her birinin bir yerlerinde onlarcasý kurulan ve hep varolan “sistem dýþýlýk / sistem karþýtlýðý” üzerinden kendini var eden yasadýþý ama meþru mahal’lere, gettolara iþaret ediyor.

Her topluluk, aidiyet baðýyla kendini baðlý hissettiði, o baðlýlýktan güç aldýðý kendi çukurunda yaþýyor bir anlamda.

Ülke baðlamýnda aidiyet baðý ile demokratik kültürle bað kurarak kendini var eden bir yapý yerleþmedikçe / yerleþtirilmedikçe! Çukur / çukurlar birer dizi film heyecanýný aþarak gündelik, sokaktan ve hayatýn içinden gerçeklikler olarak hep varolacak. Yürüdükçe, dönüp dolandýkça, baktýkça ve gördükçe çukurdan sahneleri gündelik hayatýmýzda hep göreceðiz sanki!

Çünkü Çukur mekanýmýz. Çukur hikayemiz ve bizim hali pür melalimizi anlatmýþ / anlatýyor. 

 

Þeyhmus DÝKEN

07.04.2018, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.