Altı çizilecek tarihi gerçeklik
13 Ekim 2024 17:05 / 75 kez okundu!
Önce şu tarihi gerçekliğin altını çizip şuraya koyalım ; Bu ülkede ‘Kürt Sorunu’nun mimarı daha ilk günden Kürtleri yok hükmünde sayıp inkar ve asimilasyon politikaları altında ezmiş CHP’dir.
Bugün gelinen noktada ise Kürt sorununun mimarı CHP ile, yıllarca Kürt sorununun arkasına sığınıp bu ülkeye saldırmış, bu milletin evlatlarının kanını dökmüş HDP`nin şimdi aynı kaptan beslenip, aynı korodan şarkılar söylüyor olmaları da sadece traji-komik
*****
Altı çizilecek tarihi gerçeklik
Önce şu tarihi gerçekliğin altını çizip şuraya koyalım; Bu ülkede ‘Kürt Sorunu’nun mimarı daha ilk günden Kürtleri yok hükmünde sayıp inkar ve asimilasyon politikaları altında ezmiş CHP’dir.
Bugün gelinen noktada ise Kürt sorununun mimarı CHP ile, yıllarca Kürt sorununun arkasına sığınıp bu ülkeye saldırmış, bu milletin evlatlarının kanını dökmüş HDP`nin şimdi aynı kaptan beslenip, aynı korodan şarkılar söylüyor olmaları da sadece traji-komik
Andımız kaldırıldığında, Kürtçe alfabe, Kürtçe okullar, Kürtçe isimler, yayınlar vb. yüzlerce demokratik reform hayata geçirildiğinde hükümeti topa tutanlar, bölücülük dahil herşeyle suçlayanlar örgüt yeniden kan dökmeye başladığı günden sonra en sağlam destekçisi oldular.
Barış ve çözüm sürecinde örgüt "silah bırakıyorum" dediğinde homurdanan, ateşkese bin türlü kulp takan, başlamış süreci itibarsızlaştırmaya çalışıp, reformları hedefe koyup iktidara sallamış bütün beyaz mahalle bugün Kürt-Sever olmuş ağızlarından Kürt meselesi düşmüyor
Ayrıca ‘Kürt meselesi’, `Kürt Sorunu` ifadesi Kürtleri sorun olarak gören zihniyetin ürünü, miadı dolmuş bir ifadedir. Asla benimsemiyorum. Kürtler sorun değil `Kurucu Unsur`dur.
Evet, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bir devlet politikası olarak tercih edilen `İnkar Ve Asimilasyon Politikaları` sonucu ötelenmiş, kimlikleri, isimleri, kültürleri, dilleri yok hükmünde sayılmış, inkar edilmişlerdir.
Evet, daha sonraki yıllar, bütün Cumhuriyet tarihi Kürtler için hak arayışlarıyla geçmiş, Yaşadıklarını, varolduklarını, kendilerine ait dilleri, kültürleri olduğunu ispata çalışmışlardır evet.
Ta ki Erdoğan`a kadar.
2002 yılında iktidar olup, inkar ve asimilasyon politikalarını sonlayan Erdoğan ile Kürtler 100 yıl sonra yeniden kavuştukları kimlikleri, ana dilleriyle birlikte bölgesel kalkınma, ekonomik refah, sosyal adalet ve huzurun da tadını almışlardır.
Dolayısıyla herkes beyinlerinin F5 tuşuna tıklayıp önce bilgilerini sonra da jargonlarını bir güncellemeli.
Şimdi ne kaldı geriye?
Farklı kimliklere hak temelli yaklaşılarak, Erdoğan`ın `Çoklukta birlik` yaklaşımıyla kaleme alınacak bir Anayasa işimizi görür.
Ondan sonrada hala Kürt siyaseti yapmak isteyenlere sadece Özerklik/Bağımsızlık vb. taleplerle `ayrılıkçı` politikalar kalıyor ki bu Türkiye Kürtlerinde hiç bir zaman rağbet görmemiştir.
Son olarak;
Türkiye’nin terör sorununun ‘Kürt sorunu’ şeklinde ifade edilmesi, PKK üzerinden bir Kürt okuması, teröristle kürdün bir tutulması sinsi tuzaklardır.
Teröristlere gelince;
Ya silahları bırakıp teslim olacak ve bundan sonra siyasette sadece demokratik yol ve yöntemleri kullanacaklar ya da tükenecekler. Üçüncü bir yol yok.
Mehmet ÇEK
10.10.2024