Bir dosta cevap...
13 Eylül 2011 14:36 / 1851 kez okundu!
"Ýþte erkeklerin kadýnlardan ricasýdýr, dediðiniz sorularýnýz ve bizim yorumlarýmýz…!" diyen mailinizi aldým ve okudum. Düþündüm taþýndým, edep, adap ve hitap kurallarý içinde gönlümden geçenleri yorumladým. Sizden ricam, sizler de yorumlar yapýnýz.
Elbette herkes, farklý düþünecektir. Farklýlýðý kabul etmek, insan olmayý kabul etmek demektir. Herkes, illa benim gibi düþünsün ve davransýn demeye kalkarsak çatýþmalardan kurtulamaz ve huzuru yakalayamayýz.
Medeni insan, huzurlu ve mutlu olmayý hedefleyen ve amaçlayan insandýr. MUTLULUÐUNU, BAÞKALARININ MUTSUZLUÐU ÜZERÝNE KURAN VEYA KURMAYA çalýþanlardan daha sorumsuz kim olabilir ki…
Öyleyse; “SORUMLULUK, SORUYU ÖNCE KENDÝMÝZE SORMAKLA BAÞLAR” demeliyiz.
Baþkalarýný mutlu etmeye çalýþan insan, aslýnda kendini mutlu etmeyi amaçlayan insandýr.
Bu ailede de böyledir. Ben hanýmý ne kadar mutlu etmeyi hedeflersem o da beni o kadar mutlu etmeye çalýþýr.
Bazen ne kadar buðday ekersek ekelim, DÝKENLER EKÝLMEDEN ÇIKAR VE ÜRERLER.
Dikenleri ýslah edeceðim derken, buðdaya zarar vermemek gerekir. Deðilse hanýmý veya beyi düzelteceðim derken, bir de bakarýz ki yuva yýkýlývermiþ…
Kendini düzeltmeyi ve deðiþtirmeyi amaçlamayan insanlarý, kimse ama hiç kimse, deðiþtiremez ve de düzeltemez.
Kendini deðiþtirmeyi ve yenilemeyi amaçlamayan insandan daha zor insan yoktur.
Güzellik, fiziki görünüþte gibi görünse de aslýnda ahlaktadýr. Zira nice güzel ahlâk sahibi insanlar, kendilerine yapýlmasýný istemediklerini, baþkasýna yapmazlar. Kendilerini daima karþýsýndakinin yerine koyma asaleti gösterirler.
Unutulmasýn ki; ASÝL ÝNSAN ÝDARE EDER, ACÝZ ÝNSAN ÞÝKÂYET EDER, BASÝT VE CAHÝL ÝNSANLAR ÝFTÝRA EDER.
Ýdare etmesini bilmek asalettendir. Çünkü asil insanlarýn, sabýr ve hoþ görüleri de asil olur, dayanma güçleri de yüksek olur.
BÝZÝM SABRIMIZ, BAÞKASININ ÝNADINDAN ÜSTÜN OLMALI KÝ, ASÝL OLDUÐUMUZ BELLÝ OLSUN. Yorumlamaktan yorulmayalým.
Ne istediðini veya ne istemediðini, taa baþýndan söylemesini bilen insanlar mutluluðu en çok hak edenlerdir.
“GÜZEL ÝNSAN BULACAÐIM” sevdasýndan kurtulup, “GÜZEL ÝNSAN OLACAÐIM” þuur ve sorumluðunu taþýyanlardan olmak gerekir. “Güzel eþ, güzel evlat, güzel patron, güzel iþçi, güzel amir, güzel memur ve güzel komþu vs. bulacaðým demek yerine; olacaðým demeyi hedeflediðimiz ve uygulamaya koyduðumuz zaman, iliþkilerimizde çatýþmalar en aza iner. En az çatýþmalarla kurulan iliþkiler, en çok mutluluk veren iliþkilerdir. Tabii kurmasýný ve yaþamasýný bilene.
1- (Kadýnlar için) 8 hafta süren baþ aðrýlarý baþ aðrýsý olamaz, bir doktora gidin, diyorsunuz.
Cevabi yorumum (C.Y.): Eþinin, 8 hafta süren baþ aðrýsýný ciddi gören ama, doktora götürmekten kaçýnan erkeðe, hanýmý ne diye deðer versin ki.
Arabasý arýzalanýnca hemen tamirciye giden erkeðin, karýsý hastalanýnca, doktora git deme mantýðýný anlayamýyorum ve paylaþamýyorum.
2- Alýþveriþ yapmak zevkli deðildir ve asla da olmayacaktýr, diyorsunuz.
C.Y.: “Zevk almasýný bilmeyene hoþaf ne yapsýn” desem, edep sýnýrlarýný zorlamýþ mý olurum.
3- Beni seviyor musun?" diye sormayýn. Emin olun ki sevmesek yanýnýzda bir saniye bile durmayýz, diyorsunuz.
C.Y.: Ýbadetler, nasýl kulluðun yaratana tekrarý ise, sevgiler de; insanlýðýn tekrarýdýr. Sevgisini tekrarlayandan gocunanlarýn insanlýðýndan þüphe mi edelim? Kullanmadýðýmýz deðerler bizim deðil demektir. Her þey sevgi üzerine yaratýlmýþtýr. En güzel sevgi, canlý, diri ve kullanýlan sevgidir.
4- Bir probleminiz olduðunda bizden sorunu çözmek için yardým istemeyin. Bizden sizinle ayni üzüntüyü çekmemizi de beklemeyin, o sizin kýz arkadaþlarýnýzýn iþidir, diyorsunuz.
C.Y.: Sevgiyi paylaþmayacaksýn, üzüntüyü paylaþmayacaksýn, problemin çözümüne katkýda bulunmayacaksýn, peki ne diye evlendin ve hangi sorumluluðu paylaþýyorsun anlayamadým. Herhalde sorumsuzlu-ðu paylaþmak istiyorsun öyle mi? Peki, sorumsuzluðu paylaþanlar mutlu olabilir mi?
5-- Bir yere gittiðimizde, hangi kýyafeti giyerseniz giyin, size çok yakýþýyor, yemin ederiz. O yüzden bir daha sormayýn, diyorsunuz.
C.Y.: Kýyafet kiþiliðin aynasýdýr. Erkek ve kadýn bu aynanýn çerçevesi gibidir. Çerçevesiz aynalar, çabuk çatlar ve kýrýlýrlar. Eþler de birbirlerini çatlayýp kýrýlmaktan koruyan, kiþilik çerçevesine deðer vermesini, bilmelidirler. En güzel takdir ve taltif, layýk olana, zamanýnda sunulan takdir ve taltiflerdir. Bundan mahrumlarýn davranýþýný, doðruymuþ gibi algýlamak, doðru mudur acaba? Elbette basit çerçeveler, kristal aynalara yakýþmaz…!
6- Biz erkekler basitizdir. Mesela sizden ekmeði getirmenizi istiyorsak, aslýnda ekmeði getirmenizi istiyoruzdur. Bundan "ekmek masada deðil" diye bir iðneleme yaptýðýmýz sonucunu çýkarmayýn, diyorsunuz.
C.Y.: Basit tanýmlamasýna katýlmýyorum. Sade düþünür ve konuþuruz. Alýngan davranýþlarý, kadýnlar gibi erkekler de gösterebilir. Bunu, sadece kadýnlara indirgemek ne derece doðru acaba…?
7- Eðer 2 deðiþik þekilde anlayabileceðiniz bir þey söylemiþsek ve bunlardan biri kötü ve sizi üzecekse, kesinlikle öbür anlamýnda söylemiþizdir, boþuna bizi sýkýntýya sokmayýn, diyorsunuz.
C.Y.: Deveye sormuþlar: “Yolun iniþini mi seversin çýkýþýný mý ? Düz yola ne olmuþ” demiþ. Doðru anlaþýlacak konuþma varken, neden insaný
üzecek ve kötü anlaþýlacak ifadeye yer verme ihtiyacý duyuluyor.Kadýnlar erkeklerin, ya da erkekler kadýnlarýn beyin temizleme süzgeci mi acaba..?
8- Eðer bir þey istiyorsanýz sormanýz yeterli. Bir þeyi açýklýða kavuþturalým. Biz erkekler öyle farklý anlamlar taþýyan dolaylý sorularý anlamayýz. Ne istiyorsanýz doðrudan söyleyin, diyorsunuz.
C.Y.: Tabii ki kimse öküzün altýnda buzaðý aranmasýndan hoþlanmaz. Bunun kadýnlara þamil kýlýnmasýný anlayamadým..
9- Eðer þiþmanladýðýnýzý düþünüyorsanýz büyük ihtimalle þiþmanlamýþsýnýzdýr zaten. Bize sormayýn, cevap vermeyi reddediyorum diyorsunuz.
C.Y.: Ýnsanlarý etkileyen, insanlar olduðu gibi, insanlarýn da etkilendiði insanlar vardýr. Önemli olan, hayýrlý etkileþime vesile olabilmektir. Deðilse eþ olmanýn önemi nerde kalýr ki..
10- En karmaþýk durumda bile bizim için temel kural þudur: "En kolayýný seç". Bizden komplike þeyler beklemeyin, diyorsunuz.
C.Y.: Aslýnda her insan eþinden, mükemmelliði bekler. Bunun neresi neden kötü olsun. Özentisi olmayan, olduðu gibi görünen, göründüðü gibi olan insandan daha mükemmelini düþünemiyorum...
11- Erkekler en fazla 16 renk görürler. Þampanya bir renk deðil, bir içkidir diyorsunuz.
C.Y.: “Dam baþýnda saksaðan vur beline kazmayý, sen kimden öðrendin böyle þiir yazmayý,” derler adama…!
12- Erkeklerin çoðunun en fazla 3 çift ayakkabýsý vardýr. Biz basitizdir. O yüzden 30 çift ayakkabýnýzdan hangisinin kýyafetinize uyacaðýný sormayýn, bilmiyoruzdur. Sormayýnýz, iþte, diyorsunuz.
C.Y.: Ýstisnai hayat yaþayanlarýn hayatýný, genelin hayatýymýþ gibi göstermenin, mantýðýný anlayamadým. Sonra, yiyeceðini, içeceðini, giyeceðini paylaþmayanlar neyi paylaþmak için evlenirler bilmem ki. “Yiyin için ama israf etmeyin, çünkü israf haramdýr” emrini bilmeyen herkes bir gün hüsranla tanýþýr...
13- Bir kadýn ayda bir yumurtlar, bir erkek ise en kötü ihtimalle her gün milyonlarca... Bizi anlamaya çalýþýn lütfen, fazla abartmayýn ama... diyorsunuz.
C.Y.: Külli iradeyi yargýlayan bir ifade ki, ciddiye almaya bile deðmez…
14- Evi temizleyip yorulduktan sonra, yüzünüze bakýlmayacak haldeyseniz, yaptýðýnýz temizliðin bizim için bir anlamý yoktur, takdir beklemeyin. Temiz bir evden önce, en azýndan güzel ve bakýmlý görünen bir kadýnla bir evi paylaþmak daha anlamlýdýr, diyorsunuz.
C.Y.: Kimi kadýn “ev hanýmlýðýna” önem verir, kimileri de “er hanýmlýðýna”. Önemli olan dengeyi saðlamasýný bilmektir. Eþler evi; sevgi, saygý ve sorumluluk deðerleriyle paylaþmayý öðrenebilirlerse, yapýlan her þey ve herkes güzel görünür. Zira hüner arayan göz, rahmani bakar ve kusur görmez. Kusur arayan göz de þeytani baktýðý için hüner görmez.
15- Ev iþlerinden sonra yattýðýnýz yerde sýzýp kalýyor ve her türlü kur çabasýna yorgunum diyorsanýz bu bizi bozar... Bir erkeðe temiz evden önce temiz bir eþ ve hatta sadece bir eþ lazýmdýr, diyorsunuz.
C.Y.: Doðru, önceliðin ve inceliðin karýþtýrýlmasý hiç de güzel olmuyor.
16- Temizlik bir temizlikçi tarafýndan da yapýlabilir ama bazý þeyler temizlikçi ile yapýlmaz, diyorsunuz.
C.Y.: Aynen katýlýyorum…!
17- Size "neyiniz var?" diye sorduðumuzda, "hiçbir þeyim yok" derseniz size inanýrýz, bizim için olay bitmiþtir. O yüzden bir þeyiniz varsa doðrudan söyleyin sonra bizi anlayýþsýz durumuna düþürmeyin, diyorsunuz.
C.Y.: Dostlara hatýr sormak bir edepse, eþlerimize de sormak daha güzel edeptir. Unutulmasýn ki her kadýn kocasýndan, nazýna katlanmasýný bekler ve umar. Bu o kadýný daha cazip hale getirir. Ancak fazla naz da aþýk usandýrýrmýþ derler ya…!
18- Yeteri kadar ayakkabýnýz ve elbiseniz varken bizi iflas ettirmek bir sevgi gösterisi deðildir, diyorsunuz.
C.Y.: Sahip olduklarýmýz mý bizi yönetir, yoksa biz mi, sahip olduklarýmýzý yönetmeliyiz?
Hz. Ali (r.a) “Para, iyi bir köle, kötü bir efendidir.” buyuruyor. Güzel insanlar, sahip olduklarýný doðru yönetmesini bilenlerdir.
Yani huzur; hazýrda olaný kullanmasýný bilmekten doðar. Bunu da ancak kanaatkâr insanlar baþarabilir. Ýnsaný yoran ve periþan eden þey ise; hazýrda olmayaný kullanmaya kalkmaktýr. Buna da tamahkârlýk denir.
Kârýný kanaatte arayanlara, kanaatkâr denirken, tamahta arayanlara da tamahkâr dendiðini unutmayalým.
Gerçek sevgiler; tamahkâr, isyankâr ve sorumsuz ortamlarda beslenip geliþemezler, diyor, bu yorumu okuyup, yorumlayanlara da, selam, sevgi ve saygýlarýmý sunuyorum
Mahir EYÜBOÐLU
Aðustos 2011