Her daim bisiklet - Sevin Okyay

26 Temmuz 2010 12:52  

 

Her daim bisiklet - Sevin Okyay

Bu sporu sevenlerin, bir de Fransa kır manzaralarına düşkün olanların her yaz bir ay boyunca başından sonuna kadar izledikleri Fransa Turu’yla bu yıllık da vedalaşıyoruz. Nefis yerlerden geçiyorlar doğrusu, hele şatolar bölgesi... Her yıl olduğu gibi, müthiş bir mücadele vardı. Bu yazının yazılış günü itibariyle Contador ile Schleck’lerin sağlam olanı Andy, neredeyse burun buruna gelmişlerdi. Ancak, geçen yılki Tur’da İspanyol’un ardından ikinci gelen Schleck’in zamana karşı yarışlarda daha zayıf olması, Contador’un ekmeğine yağ sürüyor. Lance Armstrong’a gelince, düşme ve çarpışmayla bezeli talihsiz bir tırmanışın ardından şansını kaybetti ama gerçek bir sporcu olarak yarışa devam etti, takımı Radioshack’i birinci yapmaya çalıştı.
Manzara deyince, aklımıza Hasan Söylemez geliyor. İlle de manzaralı yerlerde dolaştığı için değil, fotoğraf çekerek 10 bin km. gideceği için. Gazeteci ve fotoğrafçı Hasan Söylemez, cüzdanındaki banka kartlarını kırıp son parasını da çocuklara dağıtarak, yanına hiç para almadan yola çıktı. Türkiye’nin sınır bölgelerini bisikletle gezecek gittiği yerlerde fotoğraflarını sergileyecek. Haberlerini almaya başladık, merak edenler için: www.hasansoylemez.com
Ankaralı Gürkan Genç ise, Nisan’da Samsun’dan başladığı ve küresel ısınmaya dikkat çekmeyi amaçladığı bisiklet turunda 13 bin 500 kilometre pedal çevirerek Japonya’ya ulaşmayı hedefliyor. Yola çıkmadan önce güzergâhını Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Rusya, Moğolistan, Çin ve Japonya olarak belirlemişti. Sekiz ayda toplam 13 bin 500 kilometre gitmeyi planlıyor. En son, güzergâh listesinde yer almayan Tacikistan’dan haberini aldık. Askerler kampını basmış, terörist sanmışlar. Neyse, sonra gene yola koyulabilmiş. Onun ilerleyişini de fasılalı olsa bile (internet’e telefondan bağlanıyor) internetten izleyebilirsiniz.
Ama benim en çok ilgimi çeken, Perşembe Akşamı Bisikletçileri. Böyle, örgütlü bir durum varmış gibi büyük harfle yazdığıma bakmayın. Sadece bisikleti sevme, bisiklete binmeyi isteme durumu var. Perşembe akşamları kendi şehirlerinde toplanıp, belirledikleri mini bir güzergahta pedal çeviriyorlar. Genelde, “Ne işiniz var akşam akşam?” tepkisi alıyorlarmış. Kimileri de “Aa, yarış var,” diyormuş. “Görüp alkışlayanlar da var, yolda sıkıştıranlar da,” diyorlar. Perşembe akşamı bisiklete binme düşüncesi, İzmirli Muhlis Dilmaç’tan çıktı. Dilmaç, hafta sonları yapılan turlarla yetinmeyip bundan üç yıl önce, Temmuz’da, tek başına İzmir Göztepe sahil yolunda turlamaya başladı. Hafta sonu birlikte turladığı dostları da ona katıldı. Amaçları, bisikleti insanlara sevdirmek ve bisiklet dostlarını daha çok kaynaştırmaktı. Başlangıçta sadece üç-beş bisiklet sevdalısı varmış, şimdi sayıları 50’leri buluyor.
Hal böyle olunca da, Perşembe akşamları sadece İzmir’de değil Türkiye’nin başka şehirlerinde de pedal çevirmenin daha etkili olacağını anlamışlar. Ankaralılar zaten çarşambaları şehir içi mini turlar yapıyormuş, İzmir ekibiyle yandaşlık olsun diye bu turları Perşembe’ye taşımışlar. Her Perşembe birbirlerini uzaktan uzağa selamlayarak turlara başlıyorlar. Bu turlara katılmak için bir koşul yok. Yeter ki, makul durumda bir bisikletiniz olsun, kask takın, eldiven giyin, ayrıca da trafikte fark edilecek şekilde giyinin. Ön-arka flaşörü de ihmal etmeyin derler. Bir de, bisikleti sevin, tabii ve mücadeleci olun. Çünkü malum, istisnai yerler hariç Türkiye’de bisiklet yolu yok, dolayısıyla bisikletliler trafiğe çıkmak zorunda ve trafik de onları sevmiyor. Olsun, birlikten kuvvet doğar.
Eğer pedal erbabına katılmak ya da başka şehirlerde böyle bir şey başlatmak isterseniz, buyurun, haberleşin. Adresleri, www.persembeaksamibisikletcileri.com. Rüzgâr sizinle olsun!


Sevin Okyay/Radikal

Son Güncelleme Tarihi: 26 Temmuz 2010 13:10

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0