Hayvan dostları kaça bölünür
21 Ekim 2013 00:40 / 1929 kez okundu!
Bugün hayvansever arkadaşlarımızın kaç gurupta toplandığını yazmaya karar verdim. Hayvanseverler son zamanlarda yaptıkları çalışmalar, masum hayvanlara yapılan haksızlıklar karşısında çıkışlar ile sürekli gündemde kalıyor... Kimdir bu hayvanseverler, hayvan sevmeyi, hayvan korumayı, hayvan savunmayı ne şekilde benimsediler diye çok kez düşündüğünüzü biliyorum... Hatta sorunun cevabını vermekte zorlandığınız için bir kenara bıraktığınız ama bir türlü gündeme getiremediğimiz hayvan severler hakkında sizlere kısaca bilgi verelim...
Hayvan savunucuları çocukken ailesi tarafından iyi eğitim almış, tüm canlıların yaşam hakkına saygı duyulması aileleri tarafından öğretilmiş çocukların hayvan savunucusu olarak yetişmesiyle oluşur. Öyle ki çevrede bir hayvana veya bir bitki türüne yapılan haksızlığa tahammül gösteremez... Böylece doğanın dengesi az da olsa korunmuş olur. Neden az da olsa diyeceksiniz… Çünkü iyi ve adil insanlar tüm dünyada çok değiller efendim...
Fikrimce tüm hayvan savunucuları seçilmiş kişilerden oluşur. Onlar dünyaya tanrının lütufu olarak bağışlanmışlardır... Asla et yemeyenleri olduğu gibi, et yiyen hayvan sevenlerimiz de vardır. Şahsen mezbaha denen cehennemden bir iki kareyi gördükten sonra ben de asla et yemeyenlerdenim... Charles Bukowski’nin “Ben dostlarımı yemem” sözüne içtenlikle katılıyorum...
İkinci etapta sadece kedi veya sadece köpek seven hayvan severleri görüyoruz... Öyle ki sadece bir cinste odaklanan hayvan dostu kişiler sadece o cinse yaşam hakkı tanır. Aslında bu konu gerçekten çok önemli ve vahim... Neden mi efendim? Hem hayvan hakları açısından hem de insanların ruh sağlığı açısından...
2004 Nisan ayında uygulanmaya başlayan ve 5199 sayılı hayvanları koruma yasası olarak yaşamımıza giren yasadaki en önemli madde “Belediye veterinerleri tarafından kısırlaşan, aşılanan, işaretlenen hayvanlar tekrar bulundukları bölgeye bırakılır” diye bir madde vardır... Çoğu belediye de buna uyar... Biliyoruz ki barınaklar tüm köpekleri alacak durumda değildir. Barınaklar doğum yapmış, güçten düşmüş, özürlü hayvanların kalacakları mekanlardır... En önemlisi de “üzerini çizerek yazıyorum; ”SALDIRGAN VE TOPLUMA UYUM SAĞLAYAMAYAN” köpeklerin alınması çok önemlidir.(5199 sayılı yasanın 1.md.b.bendi). Köpekler rehabilite edilmek amacıyla alınır ve tekrar aynı bölgelerine bırakılır... Eğer uyumlu duruma gelmişlerse ne ala... Yok eski saldırgan ve agresif durumu devam ediyor, çevredeki diğer hayvanları yok etme eylemleri sürüyorsa, bu tür köpeklerin yeri barınaklardır... Ama ne yazık ki biraz önce de sözünü ettiğim sadece "köpeksever" kişiler saldırgan, gece diğer hayvanları parçalamak için ava çıkan köpekleri savunuyorlar... Hem de ne savunma… Cahilce ve inatla... Ne derler cahil insan inatçı olur… Sonunda ne oluyor peki? Parçalanan onca kedi, yavru köpek ve geceleri uykusu kaçan, sinir krizi geçiren insanlar… Sonra ben hayvan savunucusuyum diye piyasada dolanıp reklamlarını yapıyorlar...
Arkadaşlar böyle hayvan sevmek olmaz, sizin bağlandığınız ve savunduğunuz köpekler gece ava çıkıp kedi ve yavru köpek avlıyorsa orda duracaksınız... Sizin sadece egonuz yüzünden bir çok insan hayvan sevmekten nerdeyse vazgeçecek duruma geldi... Kendi ortamınızda, sosyal paylaşım sitelerinde sizin görüş doğrultusunda olan kişilerin şak şaklarıyla hayvan sevilmez... Canlılara adil olacaksınız, 4-5 köpeğin bir araya gelerek adeta top gibi oynayıp parçaladığı kedi karşısında suskun kalıp, hala bu tür köpeklerin aynı bölgeye gelmesinde ısrar ediyorsanız, ben o zaman sizin hayvan sevginizden şüphelenmeye başlarım... Bu işler yere ayağını vurup ter, ter tepinmekle olmaz... Hayvanseverlik, tüm canlılar ve insanlarla hayvanlar arasında dengeyi sağlamakla olur... Saldıran, katliam yapan köpekleri geri getirtiyorsunuz ne oluyor? Ürken halk problemi kendi çözüyor... Eski alışkanlıklar birden gündeme geri dönüş yapıyor. Tarım ilaçları ile zehirliyi veriyorlar... Sonra bu kadar şikayet ve sizin mantıksız direnişiniz karşısında hükümet önlem almak zorunda kalıyor... Ne diyor; ”Olur mu canım köpekler ile insanlar bir arada mı yaşasın!!!”... Biz ormanlara dev barınaklar yapacağız orda yaşayacaklar diyor ve siz ister yürüyüş yapın, ister pankart açın kimsenin umuru da olmuyor...
Bakacaksınız bir sabah uyandığınızda mahallenin sakin hayvanları da olmayacak. Bir gecede buhar olup uçmuşlar!!!.. Konuşamayacaksınız bile... Peki sorumlusu kim olacak!!! Sadece köpek sever, ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın, 5199 sayılı yasanın 1. md. b. bendine rağmen baskı kurarak saldırgan köpekleri bölgeden aldırtmayan, diğer hayvanları parçalamasına göz yuman, insanların ruh sağlığını bozan bencil insanlar sorumlu olacak... Üstelik kendilerine hayvan savunucusu diyen bu insanlar hayvanları sadece taşın altına iten kişiler olacak... O nedenle çevredeki dengeyi korumak için tüm haksızlıklara göz yummayın... O telef olan, parçalanan hayvanların kanı sizi boğar… Adınız hayvansever de olsa, adalet her zaman denge için olmalıdır… Diğer canlılara yaptığınız haksızlık için olmamalı…
Funda Bayrı ERSOY
DOHAYDER Bşk. Yrd.
21.10.2013
Son Güncelleme Tarihi: 31 Ekim 2013 15:07