Ben Çingene adından gocunmam; kendim Çingene olsaydım yine gocunmazdım. Hatta 'Çingene' adı çok sempatik gelir bana. Bu isme ne türküler, ne şarkılar, ne şiirler yazılmıştır. İlk ağızda aklıma gelenler Nicola di Bari'nin II Cuore e Uno Zingaro su ve Karadutum, çatal karam, Çingene'm. Bunun sözleri de Bedri Rahmi Eyüpoğlu'na ait. Romanlar müzisyen yetiştirir. Roman müziğinin adı ise 'Çıgan Müzik' tir. 

 

******

 

DÜNYA ROMANLAR GÜNÜ

 

Ben Çingene adından gocunmam; kendim Çingene olsaydım yine gocunmazdım. Hatta 'Çingene' adı çok sempatik gelir bana. Bu isme ne türküler, ne şarkılar, ne şiirler yazılmıştır. İlk ağızda aklıma gelenler Nicola di Bari'nin II Cuore e Uno Zingaro su ve Karadutum, çatal karam, Çingene'm. Bunun sözleri de Bedri Rahmi Eyüpoğlu'na ait. Romanlar müzisyen yetiştirir. Roman müziğinin adı ise 'Çıgan Müzik' tir.

Ama Çingeneler artık bu isimle anılmak istemiyor. Kendilerini Roman olarak tanımlıyorlar. Onlar böyle istiyorsa o zaman bizim de yapacağımız onların tercihine saygı göstermektir.

8 Nisan 'Dünya Romanlar Günü'dür. Bu artık ülkemizde de açıktan kutlanıyor. Hatta siyasetçiler bile bu kutlamalara katılmaktalar. Geçtiğimiz 8 Nisan'da da 'Dünya Romanlar Günü' vesilesiyle ana muhalefet lideri ve Cumhurbaşkanı, ayrı ayrı Romanlarla bir araya geldi ve Romanlara konuşmalar yaptılar. İki konuşmayı da dinledim. Romanların da bütün diğer etnik, dinsel, mezhepsel topluluklarda olduğu gibi değişik siyasi görüşleri benimsemesi normal. Bazıları, sadece bizde değil, tüm dünyada, belirli grupların belirli siyasetleri desteklemesi gerektiğini öne sürer. Bunun gerçeklikle ilgisi yok. Onları kendi taraflarına çekmek için yapıyorlar. En açık kanıtı sosyalistlerin ve komünistlerin 'işçi sınıfı partisi' olma iddiasıdır. İşçiler bu partilerden başka partilere ilgi gösterdiğinde bu durumu izah için bin dereden su getirirler.

Kılıçdaroğlu, 'ben sizin ayağınıza geldim, Cumhurbaşkanı ise sizi ayağına çağırıyor' diye ucuz popülizm yaptı. AK Parti'nin Romanları Sulukule'den çıkararak mağdur ettiğini öne sürdü. Hatta onları Romalılarla karıştırarak, 'Fatih İstanbul'u aldığında siz oradaydınız' dedi. Bilindiği üzere İstanbul (o zamanki Bizans) Doğu Roma'nın başkenti idi.

Erdoğan ise 'ben Romanların arasında büyüdüm' dedi. Yani Kasımpaşa'da. Romanlar da ona 'en büyük Roman, Recep Tayyip Erdoğan' diye karşılık verdi. Yetiştiği Kasımpaşa'da Romanlarla olan anılarından bahsetti. Bu arada Kılıçdaroğlu'nun aklına bile gelmeyen (belki de o konuda bilgisi bile yok) Nazilerin yaptığı Roman kırımından söz etti. Lanetledi.

Naziler kitle kırımına çok yaygın olarak bilinen Holocost'tan önce Roman katliamı ile başlamıştır. Binlerce Roman vahşice öldürülmüştür. 2 Ağustos da, Dünya Romanları Soykırım Günüdür. Romanlar bu katliama karşı isyanlarını dile getiren pek çok ağıt yakmıştır. Ederlezi bunlardan en çok dillerde dolaşanıdır.

Ben de Dünya Romanlar Günü dolayısıyla, Romanların bu mutlu gününü kutluyorum. Ve Nazilerin yaptığı Roman kırımını lanetliyorum.

EDERLEZİ...!

Son bir söz; Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanıdır. Bütün yabancı devlet misyonları onun 'ayağına' gider. Hatta ülkemize gelen yabancı devlet adamları Cumhurbaşkanı tarafından 'kabul' edilir. Mevkidaşları 'ağırlanır'; konuk edilir. Romanların Cumhurbaşkanının 'ayağına' gitmiş olmaktan gocunacaklarını hiç sanmam. Kaldı ki Tayyip Erdoğan'ın da, Cumhurbaşkanı 'kibri' taşımadığını bilen biri olarak yeri geldiğinde sadece onların değil, elitlerin pek de 'müsavi' görmediği pek çok kişi ve grubun ayağına gitmekten gocunmayan biri olduğunu bilirim.

 

Firuz TÜRKER

17.04.2018

 

 

Yorumlar
Uyarı
Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız. Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz. Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.