Eklenme Tarihi: 24.04.2010 10:34
Facebook'ta paylaş
0

 

Yorumlar
24 Nisan 2010 12:25

hurkus

25 NİSAN KADIKÖY MİTİNGİNE ÇAĞRI

ÇERNOBİL'İN 24. YILINDA

Yaşamı yok edecek enerjilere izin vermemek için

25 Nisan'da Kadıköy'de buluşuyoruz...



ÇERNOBİL felaketinin, başta Karadeniz kıyıları olmak üzere Türkiye'yi radyasyon yağmuruyla kirletmesinin üzerinden 24 yıl geçti. Zamanın yöneticileri hiçbir önlem almadığı gibi radyasyonlu çayları insanlara içirdiler, radyasyonlu fındıkları halkımıza dağıttılar. Bugün, Karadeniz'in her evinde, insanlar yakınlarını kanserden kaybediyorlar. Yetmezmiş gibi şimdi de nükleer santral belası için seçtikleri yerlerden biri Çernobil kurbanı Karadeniz'in Sinop kenti. Hükümetin nükleere karşı 40 yıldır direnen Mersin Akkuyu için planladığı dört nükleer reaktör projesi de sürüyor. Bugün Türkiye'yi nükleer karanlığa mahkum etmek isteyenlere karşı sesimizi her zamankinden daha yüksek çıkartmak zorundayız. Akkuyu'da, Sinop'ta, dünyanın hiçbir yerinde nükleer santral istemiyoruz.

Akkuyu ve Sinop Çernobil olmasın demek için Kadıköy meydanındayız.

Karadeniz'in el değmemiş vadileri, Ege ve Akdeniz'in dere ve çayları, Türkiye'nin her yerindeki akarsular, doğayı yok etme pahasına kâr peşinde koşanların saldırısı altında. Sadece Doğu Karadeniz’de 750'ye varan HES projesiyle, enerji bahanesiyle sularımızın kullanım hakkı şirketlere devrediliyor, sular tünellere hapsediliyor, yatağında akan su bırakılmıyor, Artvin, Rize, Trabzon, HESlerin, maden ve taş ocaklarının, yayla yollarının çok yönlü saldırısı altında: Dünyanın en nadide yağmur ormanları, doğal eski ormanları, akarsu vadileri tarümar ediliyor, üstelik bir de enerji nakil hatlarının yayacağı radyasyonla adeta her vadi bir Çernobil’e dönüştürülüyor.

Çoruh’tan Senoz Vadisi’ne, Yuvarlakçay’dan Fındıklı'ya, Görele'den Alakır'a , Loç Vadisi'ne kadar Karadeniz, Ege ve Akdeniz'de derelerinin kurutulmasına, vadilerin yok edilmesine, HES inşaatları için ağaçların kesilip ormanların tahrip edilmesine karşı yöre insanları direniyor.

Doğayı yok eden HES'lere karşı hareketlerimizi büyütmek için 25 Nisan'da Kadıköy’deyiz.

Barajlar sadece akarsuları ortadan kaldırıp vadileri yok etmekle kalmıyor, insanları yerinden yurdundan ediyor ve tarihi mirası sulara gömüp ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda milli park olan MUNZUR vadisini yok edecek sekiz baraj projesi Dersim halkının yıllardır süren mücadelesine rağmen devam ediyor. Yüzyılların mirası Küre Dağları Milli Parkı içinde akan Devrekani Çayı üzerine altı adet baraj projesi monte edilmeye çalışılıyor ve dünyanın ikinci büyük kanyonu olan Valla Kanyonu da HES'lerle tehdit ediliyor. ALLİANOİ'yi kurtarmak için yapılan girişimler dikkate alınmıyor ve Bergama'da yapılan Yortanlı barajı Allianoi antik kentini sular altında bırakmak için gün sayıyor. Tarihin en önemli tanıklarından HASANKEYF antik kentini sonsuza kadar baraj sularına gömecek olan Ilısu barajı bütün dünyaya mal olan dirençli mücadelelere rağmen sürdürülüyor.

Munzur ve Devrekani özgür aksın, Hasankeyf ve Allianoi yaşasın demek için 25 Nisan'da Kadıköy’ deyiz.

Termik santraller sadece iklim değişikliğini geri dönüşsüz noktaya yaklaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda bacasından çıkan zehirli dumanlarla çevresinde yaşayan insanlarda ciddi hastalıklara yol açıyor, ormanları ve tarım alanlarını tahrip ediyor. Buna rağmen hükümet 50'yi aşkın yeni kömürlü termik santral projesiyle Gerze'den Bartın, Erzin, Yalova, Çanakkale'ye kadar Türkiye'nin her yerinde hem halkın sağlığını, hem doğayı, hem de yeryüzünün geleceğini tehlikeye atmaya devam ediyor. Doğaya ve yaşama sahip çıkmak için kömüre hayır diyoruz.

Termik santrallere karşı çıkmak, iklim değişikliğini durdurmak için 25 Nisan’da Kadıköy'deyiz.

Yaşama kasteden projeler enerji yatırımlarıyla da sınırlı değil. Bergama, Eşme, Havran, Ulukışla gibi yerlerde altın madenleri, İstanbul'da üçüncü köprü, yeni otoyollar, taşocakları, çimento fabrikaları, golf sahaları gibi ormanlara, sulak alanlara, tarım alanlarına ve insan yerleşimlerine zarar veren, kentsel dönüşüm adı altında insanları yaşadıkları yerden koparan bütün yanlış projelere karşı Türkiye'nin her yerinde protestolar ve kampanyalar yükseliyor.

Hepimiz 25 Nisan’da Sinop’ta, Mersin’de ve Kadıköy’de meydanlarda buluşuyoruz.

Tüm doğayı ve yaşamı savunanları 25 Nisan'da Kadıköy meydanına davet ediyoruz.


25 Nisan Pazar – Saat:12.00

Kadıköy- Tepe Nautilus önü

25 Nisan Mitingi İrtibat Bürosu: Süslü Saksı sok. No:13/2 Beyoğlu Tel:0212 293 67 38

25nisanmitingi@gmail.com


ÇAĞRICILAR

EGEÇEP-ALLİANOİ GİRİŞİM GRUBU

CİDE-LOÇ VADİSİ KORUMA PLATFORMU

HASANKEYF'İ YAŞATMA GİRİŞİMİ

KARADENİZ İSYANDADIR PLATFORMU

MUNZUR KORUMA KURULU (DEDEF)


İMZACILAR

ANKARA ARTVİN KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ

ARTVİN'LİLER HİZMET VAKFI

BARTIN ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ

BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİ

BASIN-İŞ

BURSA ARTVİN SU PLATFORMU

CİDE GÖKÇELER KÖYÜ DERNEĞİ

ÇUKUROVA ANTİ-NÜKLEER İNSİYATİF

ÇORUH HAVZASI GRUBU

DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK HAREKETİ

DEMOKRASİ İÇİN BİRLİK HAREKETİ

DOĞA DERNEĞİ

DOĞAL VE KÜLTÜREL YAŞAM İÇİN ÇEVRE GİRİŞİMİ

DUTLAR EKOKÖYÜ GİRİŞİMİ

EGE DOĞAL YAŞAMI KORUMA DERNEĞİ

EKOLOJİK ÜRETİCİLER DERNEGİ

EMEP

EMEKÇİ HAREKET PARTİSİ

ERZURUM İSPİR AKSU VADİSİ DOĞAL YAŞAMI KORUMA DERNEĞİ

ESİTLİK VE DEMOKRASİ PARTİSİ

FEMİNİST KADIN ÇEVRESİ

GEBZE ARTVİNLİLER DERNEĞİ

GÖRELE EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU

HAVA-İŞ

HALKIN TAKIMI DERGİSİ

HALK EVLERİ

HEMŞİNLİLER EĞİTİM VE KÜLTÜR DERNEĞİ

İSTANBUL TABİP ODASI

İSTANBUL ECZACILAR ODASI

İMECE EVİ

İZMİRİZMİR.NET

KASTAMONU AZDAVAY DERNEKLER FEDARASYONU

KAYYDER

KİBELE EKOLOJİ VE ÇEVRE KOOPERATİFİ

KÜRESEL EYLEM GRUBU

KÜLTÜR VE SİYASETTE FEMİNİST YAKLAŞIMLAR

K. ÇEKMECE SİNOPLULAR KÜLTÜR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ

NKP İSTANBUL

NÜKLEERE KARŞI ORGANİK İNİSİYATİF

PETROL-İŞ

PAPART DERELERİ PLATFORMU

PALOVİT VADİSİ DUYARLILIK PLATFORMU

RED DERGİSİ

SİNOP ÇEVRE DOSTLARI

KAĞITHANE SİNOPLULAR DERNEĞİ

BAYRAMPAŞA SİNOPLULAR DERNEĞİ

ZEYTİNBURNU SİNOPLULAR DERNEĞİ

SON IRMAK DOĞA PLATFORMU

SIRTÇANTAM GEZİ KÜLTÜRÜ DERGİSİ

SOSYALİST PARTİ

SOSYALİST DEMOKRASİ PARTİSİ

SOSYALİST GELECEK SİYASETLERİ

TOPLUMSAL ÖZGÜRLÜK PLATFORMU

TÜRKİYE GERÇEĞİ PLATFORMU

YERYÜZÜNE ÖZGÜRLÜK DERNEĞİ

YEŞİL VE SOL

YEŞİLLER PARTİSİ

YUVARLAKÇAY KORUMA PLATFORMU

78 LİLER

14 MAYIS PLATFORMU

---------


CALL FOR THE APRIL 25 KADIKÖY MASS MEETING

24 YEARS AFTER CHERNOBYL

Let’s meet at Kadıköy on April 25th to say no to energies that destroy life.


It has been 24 years since the CHERNOBYL disaster polluted foremost the Black Sea coast and Turkey in general with radiation rain. Not only did the administrators at the time take no precautions, they also allowed the people to drink radioactive tea and handed out radioactive hazelnuts. Today, in every house at the Black Sea region, people are loosing their loved ones to cancer. As if all this wasn’t enough, one of the places chosen for a pesky nuclear power plant is the Black Sea coast city of Sinop, itself a victim of Chernobyl.

Mersin Akkuyu has been resisting nuclear energy for 40 years now but the government’s plan to build four nuclear reactors there is still under way. Today more than ever, we have to raise our voices against those who want to drag Turkey into nuclear gloom. We don’t want nuclear power plants in Akkuyu, Sinop or anywhere else in the world for that matter.

We will gather in Kadıköy Square to prevent Akkuyu or Sinop from becoming a new Chernobyl.

The virgin vallies of the Black Sea, the streams and creeks of the Aegean and Mediterranian and the rivers all over Turkey are under the attack of those who are in the greedy persuit of profit at the expense of destroying nature.

In order to hold the right to control our waters, raving companies want to build a hydroelectric power plant on every stream and river, and leave lands and settlements under the waters of dams wherever they see profitable. With the excuse of supplying energy, about 750 hydroelectric power plant projects are on the way; handing over to companies the right to utilize our water supplies, locking our waters are up in tunnels and not allowing them to flow in their beds. And that’s just in the Eastern Black Sea region. Artvin, Rize and Trabzon are under the all round attack of hydroelectric power plants, mines, quarries and plateau roads: The world’s rarest rain forrests, natural old forrests and river vallies are all being plundered. Making matters worse, the radiation that will radiate from the energy transmission lines will virtually turn every valley into a Chernobyl.

From Çoruh to Senoz Valley, from Yuvarlakçay to Fındıklı, from Görele to Alakır and the Loç Valley, local residents everywhere are fighting against the drying up of rivers, the destruction of vallies and the demolition of forrests by cutting trees for hydroelectric power plant constructions in the Black Sea, Aegean and Mediterranian regions of Turkey.

We will be at Kadıköy on April 25th to further expand our movement against hydroelectric power plants.

Dams not only abolish rivers and destroy vallies, they also displace people and bury our historical heritage under deep waters. Despite the struggle by the people of Dersim that has been going on for years, plans to build eight dams at MUNZUR Valley, which is a national park, continue.

Six dams are planned to be built on Devrekani Stream located in the Küre Dağları National Park, a part of our heritage for hundreds of years. Furthermore the Valla Canyon, the second biggest in the world, is under the threat of hydroelectric power plants. Initiatives to save ALLIANOI are not taken seriously by authorities and it’s a matter of days now until the ancient city of Allianoi will be burried under the waters of the Yortanlı Dam. Moreover, HASANKEYF, one of the most important witnesses of history, still seems destined to be engulfed by the waters of the Ilısu Dam, despite the resistant struggle championed worldwide.

We will be at Kadıköy on April 25th to set Munzur and Devrekani free and to keep Hasankeyf and Allianoi alive.

Thermal power plants not only steer climate change to the point of no return, but also cause serious illnesses for the people living in their vicinity and destroy forrests and agricultural areas because of the poisonous smoke emanating from their chimneys. Despite these events, the government continues to jeopardize the people’s health, nature and the future of our world with projects to construct over fifty coal powered thermal power plant all over Turkey; from Gerze to Bartın, Erzin, Yalova and Çanakkale. For the protection of nature and life, we say no to coal.

We will be at Kadıköy on April 25th to apposee thermal power plants and to stop climate change.

Projects directed against life are not only limited to energy investments.

Gold mines in places like Bergama, Eşme, Havran and Ulukışla; the third bridge, new highways, stone quarries, cement plants, golf courses in İstanbul; all of which cause serious damage to forrests, wetlands, agricultural areas and human settlement; inproper projects that tear people away from their lands, under the disguise of urban trasformation… Protests and campaigns against all these are on the rise everywhere in Turkey.

We will all be gathering in the squares of Sinop, Mersin and Kadıköy on April 25th.

We invite all advocates for nature and life to Kadıköy Square on April 25th.


*** EGEÇEP - Allianoi Girişimi

*** Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi

*** Karadeniz İsyandadır Platformu

*** Cide - Loç Vadisi Koruma Platformu

*** Munzur Koruma Kurulu ( DEDEF )


Sunday, April 25th 12:00 a.m.

In front of Kadiköy- Tepe Nautilus


Office : Süslü Saksı sok. No:13/2 Beyoğlu Tel: 90.212. 293 67 38

25nisanmitingi@gmail.com

----

EINLADUNG ZUM KADIKÖY MEETING AM 25 APRIL

ANLÄSSLICH DES 24. JAHRESTAGES VON TSCHERNOBYL

Um lebensgefährlichen Energien Einhalt zu gebieten,

treffen wir uns am 25. April in Kadıköy


Es ist 24 Jahre her, dass die Katastrophe von Tschernobyl die Türkei und insbesondere die Schwarzmeer Region mit radioaktiven Wolken überdeckt hat. Die Regierungsführer der damaligen Zeit haben keine geeigneten Maßnahmen ergriffen, noch dazu haben sie unserem Volk verstrahlten Tee und verstrahlte Nüsse verkauft. In der Schwarzmeer Region verliert heute jede Familie einen Angehörigen durch Krebs. Als sei dies nicht genug, haben sie sich nun Sinop als Standort für den Bau eines Atomkraftwerks ausgesucht, eine Stadt am Schwarzmeer, die bereits ein Opfer der Tschernobyl-Katastrophe war. Trotz des seit 40 Jahren anhaltenden Volkswiderstandes, wird das vier Kernreaktoren umfassende Regierungsprojekt, welches bei der Stadt Mersin Akkuyu geplant ist, fortgesetzt. Heute sind wir dazu gezwungen, mehr als je zuvor, unsere Stimmen gegen die zu erheben, welche die Türkei in eine radioaktive Dunkelheit einhüllen möchten. Weder in Akkuyu, noch in Sinop - nirgendwo auf der Welt sollten Atomkraftwerke stehen.

Lasst uns am Kadıköy Platz treffen, damit Akkuyu und Sinop nicht zum Tschernobyl werden.

Die unberührten Täler der Schwarzmeer Region, die Flüsse und Ströme der Ägäis und des Mittelmeeres, die Gewässer sowie die Natur der Türkei werden von der Profitgier bedroht. Unter dem Vorwand Energie zu produzieren, sollen allein in der Schwarymeerregion ca. 750 Wasserkraftwerke gebaut werden. Das Nutzungsrecht für die Flüsse und Bäche wird an gierige Firmen verkauft, das Wasser wird durch Tunnel abgeleitet und der Lebensraum ist dadurch gefährdet. Die Städte Artvin, Rize, Trabzon, Giresun werden duch den Bau der Wasserkraftwerke und den Abbau der Bodenschätze, sowie den Bau der dazu gehörigen Zufahrtstrassen bedroht: Einzigartige Regenwälder, Urwälder und Flusstäler werden vernichtet. Noch dazu werden durch die Energielieferung über Hochspannungsleitungen die Täler verstrahlt und zu einem neuen Tschernobyl.

Von Çoruh bis zum Senoz Tal, von Yuvarlakçay bis Fındıklı, von Görele bis Alakır halten die Einwohner der Schwarzmeer Region, der Ägäis und des Mittelmeeres gegen die Trockenlegung unserer Flüsse, die Vernichtung unserer Täler und die Waldrodung für den Bau von Wasserkraftwerken Wiederstand.

Wir werden am 25. April in Kadıköy sein, um unsere Bewegung gegen Wasserkraftwerke auszubreiten.

Staudämme beseitigen nicht nur Flüsse und überschwemmen nicht nur die Täler, sondern führen auch zur Auswanderung der regionalen Bevölkerung sowie zur Überschwemmung kostbaren historischen Erbes. Trotz des jahrelangen Widerstandes der Einwohner von Dersim, werden die acht Staudamm-Projekte, mit dessen Umsetzung der Nationalpark MUNZUR überschwemmt und vernichtet wird, gleicherweise fortgesetzt. Während die zweit größte Bergschlucht Valla Canyon unter der Bedrohung von Wasserkraftwerken steht, wird die Errichtung von sieben Staudämmen auf den Devrekani Fluss im Nationalpark Kugelgebirge geplant, einem Jahrhunderte alten Naturerbe. Die für die Rettung der ALLIANOI unternommenen Aktionen bleiben unbeachtet. Der Countdown läuft für die Überschwemmung der antiken Stadt Allianoi durch den in Pergamon gebauten Staudamm Yortanlı. Die antike Stadt HASANKEYF, einer der wichtigsten Zeitzeugen der Geschichte, wird für immer unter die Gewässer des Staudamms Ilısu begraben. Trotz des internationalen Widerstands wird das Staudamm-Projekt fortgesetzt.

Lasst und am 25. April in Kadıköy treffen, um lauthals zu sagen: Munzur und Devrekani sollen frei fliessen - Hasankeyf und Allianoi sollen am Leben bleiben.

Wärmekraftwerke führen nicht nur zu einem unwiderruflichen Klimawandel, sondern führen durch die Emissionen giftiger Gase auch zu ernsthaften Erkrankungen sowie zur Vernichtung des Wald- und Feldlandes. Den Widerständen zu Trotzt, arbeitet die Regierung zügig weiter am Projekt von über 50 Kohle betriebenen Wärmekraftwerken und plant von Gerze, bis Bartın, Erzin, Yalova, Çanakkale über die gesamte Türkei hinweg die Gesundheit des Volkes, die Natur und die Zukunft unserer Erde zu gefährden. Wir stehen zu unserer Natur und sagen deshalb NEIN zur Kohle.

Wir versammeln uns am 25. April in Kadıköy, um uns gegen Wärmekraftwerke zu stellen und den Klimawandel zu stoppen.

Die lebensgefährdenden Projekte sind leider nicht mit Investitionen in die Energie begrenzt. Wir sind gegen alle Projekte, die unter dem Namen des städtischen Wandels unsere Sumpf-, Landwirtschafts- und Siedlungsgebiete vernichten und die Einwohner zum Auswandern zwingen; wie beispielsweise die Goldgruben in Gebieten wie Bergama, Eşme, Havran und Uluşka, die dritte Brücke in Istanbul, neue Autobahnen, Steinwerke, Zementfabriken und Golfanlagen.

Am 25. April treffen wir uns alle in den Versammlungsorten von Sinop, Mersin und Kadıköy.

Wir laden alle Lebens- und Naturschützer dazu herzlich ein, sich am 25. April mit uns auf dem Marktplatz in Kadıköy zu versammeln.


*** EGEÇEP - Allianoi Girişimi

*** Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi

*** Karadeniz İsyandadır Platformu

*** Cide - Loç Vadisi Koruma Platformu

*** Munzur Koruma Kurulu ( DEDEF )


Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.