ERGUN BABAHAN ÝSTÝFA ETTÝKTEN SONRA ÝLK ÝÞ TEKLÝFÝNÝ KÝMDEN ALDI?

Sabah’ýn genel yayýn yönetmenliðini býrakan Ergun Babahan, gazeteden neden ayrýldýðýný, Doðan Grubuna bakýþýný, Baþbakan’ýn Davos’taki çýkýþýný, Hýncal Uluç’la yaþadýðý polemiði, kendisini ilk kimin arayarak teklifte bulunduðunu ve Sabah’ýn yayýna giren yeni imaj kampanyasý hakkýndaki fikirlerini MediaCat'a verdiði röportajda anlattý.


Ergun Babahan, Sabah’tan ayrýlma nedenini MediaCat’e anlattý

2008 Aralýk ayýnýn sonunda istifa ederek Sabah’ýn genel yayýn yönetmenliðini býrakan Ergun Babahan, gazeteden neden ayrýldýðýný açýkladý. Doðan Grubuna bakýþýný, Baþbakan’ýn Davos’taki çýkýþýný, Hýncal Uluç’la yaþadýðý polemiði, kendisini ilk kimin arayarak teklifte bulunduðunu ve Sabah’ýn yayýna giren yeni imaj kampanyasý hakkýndaki fikirlerini anlattý. Türkiye’deki siyasi ortamý deðerlendiren Babahan, yeni projelerinden de bahsetti.

Sabah’tan neden ayrýldýnýz bunca yýldan sonra? Yeni patronla beraber ne deðiþti?

Mutlaka bir deðiþiklik olmuþtur tabii. Sonuçta 25 yýlýnýzý verdiðiniz bir iþ. Karýnýzdan boþanmanýz gibi birþey bu. Elbette bazý deðiþiklikler oldu ki sonunda bu noktaya geldim. Medyaya yeni girmiþ bir patronla, yönetim biçimi konusunda ayný fikirde olamadýk. Kadrolaþma konusunda farklý görüþler çýktý ortaya. Gazete bir tekstil fabrikasý deðildir. Ýyi çýkmak zorundadýr. Ýyi çýkmasý için de bu iþin doðru insanlarla yapýlmasý, iyi bir yazý iþleri masasýnýn oluþturulmasý gerekir. Dinç Bilgin ekolünden geldiðim için biraz farklý bakýyorum ben bu tarz olaylara. Masadakileri sevip sevmemenden çok, iyi bir masa yapýp yapamamak önemlidir gazetecilikte. Yazý iþleri masasýnýn gücü, olduðu gibi gazetenin yüzüne ve içeriðine yansýr. Baþarýlý bir noktaya getirdiðim gazetemden baþarýsýz olarak ayrýlmak istemedim. O þartlarda baþarýlý olamazdým.

Ahmet Çalýk’la orta noktada buluþmak için çaba sarfettiniz mi?

Bir kaç yerde taviz verdim ama sonu yoktu bunlarýn. Bu kararý bir kaç ayda verdim, bir günde deðil. Onlar için de, benim için de gerekliydi bu ayrýlýk. Terk edip gitmedim, anlaþamadýk. Yazarlýkla ilgili deðildi sýkýntým. Yayýn yönetmeni konumuyla, yönetimle ilgiliydi. Benden sonra yeni bir yapýlandýrmaya girebilirler artýk.

Nasýl görüyorsunuz gidiþatýný Sabah’ýn?

Sabah’ýn çizgisi deðiþmez. Gazetenin kaçýncý sahip deðiþtiriþi bu… Asýl sahip okurdur. Sabah’ýn bir süre daha sýkýntýsý devam eder, sonra rahatlar. Yaza doðru kimliði tam oturur.

Dinç Bilgin’in yorumu nedir kararýnýza?

“Yanlýþ yaptýn” dedi. “Sabah bizim çocuðumuz, niye böyle birþey yapýyorsun?” dedi.

Bu kararý vermeden önce diðer yazarlarla tartýþtýnýz mý bunu?

Bir yayýn yönetmeninin istifasý bana göre kiþisel olmalýdýr. Diðer türlü patronaja karþý bir ortak eylem olur. Ama süreç içinde zaten sürekli konuþuyorduk bunu. Zorluklarýný, sýkýntýlarýmý Hýncal (Uluç) baþta olmak üzere bir sürü yazarla konuþmuþtum.

Hýncal Bey ne dedi o dönem?

“Benim iyileþmemi bekle, geliyorum ben” dedi. Ben bekleyemedim ama.

Hýncal Uluç’la bir dönem sert polemikleriniz oldu. Yöneticiliðiniz konusunda rahatsýzlýklarýný dile getirdi yazýlarýnda. Ayrýlýklardan sonra hemen geçiyor mu bu tartýþmalar, unutuluyor mu herþey?

Hýncal herkese sert eleþtiri yapar. Ama kendisine biri eleþtiri yaparsa “Sen benim için yoksun artýk, haydi yoluna” yapýyor. Böyle bir üslubu var. Köþe yazýsý eleþtiriye dayalý birþey. Kendiniz baþkalarýný eleþtirirken, sizi de eleþtirmeleri doðal. Gazetede ciddi bir patronaj deðiþikliði oldu. Hýncal’ýn da bundan rahatsýz olup, bizim yaptýðýmýz gazeteyi, manþetlerimizi patronaj deðiþikliðine baðlamasý normal. Ama her yerde söyledim. O manþetlerin hepsi inanarak attýðým manþetlerdi. Kimseye yaranmak veya hoþ görünmek için deðil. Hatta bazý manþetlerimden Ahmet Çalýk’ýn bile çok memnun kalmadýðýný biliyorum. Sert ve köþeli buldu.

Bu kararýnýzdan sonra ilk kim aradý?

Mustafa Karaalioðlu aradý.

Düþünüyor musunuz onunla çalýþmayý?

Tabii Mustafayý severim. Çalýþýrým onunla. Ama kriz yýlý bu yýl. Herkesin sýkýntýlarý var. Herkesin en azýndan Mart’ý bir görmesi lazým.

Orada mý baþlayacaksýnýz yani?

Daha henüz bir þey yok ortada. O benim yakýn arkadaþým. Dostluk adýna da aradý. Gerçi Ertuðrul da (Özkök) aradý. Sohbet ettik, olup bitenleri anlattým. Ýnsani bir telefondu daha çok. Ertuðrul Özkök’le atýþmalarým olmuþtur, Sabah-Hürriyet kavgalarýmýz olmuþtur. Ama dostumdu da ayný zamanda. Yemek yediðim, þarap içtiðim, sohbet ettiðim, haftada 1-2 kere telefonla konuþtuðum bir insandý. Aramýzda bir sorun yoktu.

Hürriyet’te yazmanýzý ister mi Ertuðrul Özkök?

Kiþisel olarak isteyebilir. Ama ben Hürriyet’e ne kadar uygun bir yazarým, orasý tartýþýlýr.

Sabah’ýn yeni reklam filmini nasýl buldunuz?

Yanlýþ bir kampanya olmuþ. Negatif. Savunma yapýyor. Pozitif bir reklam olmalýydý. Sabah’ýn gücü savunmada deðil, kendi gücünü anlatmakta olmalýydý. Kendi adýna zarar verecek bir kampanya bu. Suçlamalarýn muhatabý olduðunu, ezildiðini ama aslýnda suçlandýðý gibi bir gazete olmadýðýný vurguluyor. Halbuki gazeteler için ne olduðunuzu anlatacak en iyi þey kendi ürününüzdür. Yanlýþ bir strateji olmuþ.

Nasýl hissediyorsunuz þu an kendinizi?

Ýþsiz. (Gülüyor)

Röportaj: Selin AKINCI

Röportajýn tamamýný MediaCat’in Mart sayýsýnda okuyabilirsiniz.

Medyatava