|
hurkus
|
Çalışmaya geç başladık. Türkiye’de bir yaprak kımıldatmak için dağ gibi işler yapmak gerekir. Ama yaprak kımıldamadan hiçbir şey değişmez, dönüşmez. Biz yaprağı kımıldattık.
Üç aylık bir çalışmanın sonucunda aldığımız 2450 oyun her biri bize olan güvenin, bize duyulan umudun bir armağanıdır. Genç avukatların toplantı sonrası yaptıkları değerlendirmeyi arkadaşlarına aktardıkları maili hatırlayın: “Oyun boşa gider, diyorlar. Oyum boşa gitse de KAV’ın yaşamasını istiyorum. Onların alacakları oy, benim yarına umut bağlamam için önemli.” Aldığımız oyların arasında, alışkanlıkları, vefa duyguları, eli gitmediği halde, bölünürsek Hukukun Üstünlüğü gelir korkusuyla, oyum boşa gitmesin saikleriyle atılmış tek bir oy yoktur. Yine hatırlayın, son iki gün içinde ne çok avukat geldi ‘Gönlüm sizinle ama....’ diye başlayan cümleler kurdu.
Bize verilen her oy, KAV’ın fikirlerine, programına, adalet ve hakikat duygusuna, gülmeyi bilen yüzüne, geçmişin ve bugünün bütün ağırlığını omuzlarında taşırken bakışlarına hüzün yerleşmiş olanlara, yaydığımız sevgi enerjisine, bize yöneltilen bütün eleştirilerin arkasındaki gönül kırgınlığını anlayarak, bundaki kendi payımızı sorgulayarak öfkelenmemeyi başarmış olmamıza verilmiştir. Verilen her oy, tek tek avukatların güven oyudur, bu oylar arasında parti kararlarına uyularak atılan; grup olunduğu için atılan; cemaate üyelik nedeniyle atılan tek bir oy yoktur. Verilen her oy, aslında bir disiplin suçunun kanıtı olan matruşka afişlerine, büro büro dolaşılarak, basın mensupları aranarak, TV programı öncesi tanıtımlarına eklemeler yaptırttırılarak “O DTP’nin kapatma davası avukatıdır, bölücüdür, aman ha” uyarılarına cevap olarak verilmiştir. Atılan her oy aynı zamanda çatışmacı dilin değil; kardeşliğin, barışın diline atılmıştır.
Bunun karşılığını, ancak daha çok çalışarak verebiliriz.
Kötü politikacılar kaybettikleri her zaman kazandıklarına yönelik bir işaret bulurlar. Ben de kaybettik ama kazandık edebiyatı yapıyor gibi algılanmaktan çekiniyorum şu anda. Unutmayalım ki yalnızca ilk seçimde böyle bir şey söylenebilir. Bir sonraki seçim kaybedilmiş ise sonuç, tamamen bizim yanlışlığımızla ilgilidir. İlk seçimde ise seçimi alıp almamak dışındaki ölçüler de önemlidir. 2450 oy, KAV’ın azalan oylarını değil, yoktan var olduğunu gösteriyor. Üç aylık bir oluşumun oyların %15’ine yakınını almış olması önemlidir.
KAV, rüştünü ispatladı. Şimdi bizi zorlu bir süreç bekliyor:
» Dostlarımızdan başlayarak bizimle ilgili tüm soru işaretlerini gidermeli, » Web sayfamızı hepimizin istekle, merakla takip etmeye devam edeceği şekilde tutmalı, » Bilim kurulunu hemen toplamalı, » Türkiye’nin hukuk hayatına nasıl katkı sunacağımızı, hukuksuzlukları nasıl izleyebileceğimizi, hukuk temelli bir muhalefeti nasıl gerçekleştirebileceğimizi; Baro’da nasıl bir muhalefet görevi üstlenebileceğimizi, bu izleme faaliyetlerini kimlerle birlikte yapabileceğimizi, » Ve daha neler yapabileceğimizi konuşmalıyız..."
İstanbul Barosu'nun Genel Kurulu kapsamında, 26 Ekim 2008 günü, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde yapılan seçimlere 23 bin 573 kayıtlı avukattan, 16 bin 870 avukat katılmış (%71,56) ve seçimlerde şu sonuçlar elde edilmişti:
» ÖNCE İLKE ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU 5.619 oy (%33,31),
» ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU 4.362 oy (%25,86),
» HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ PLATFORMU 3.649 oy (%21,63),
» KATILIMCI AVUKATLAR (KAV) 2.450 oy (%14,52),
» ÇAĞDAŞ AVUKATLAR BİRLİĞİ 559 oy (%3,31),
» SAVUNMA AVUKATLARI 231 oy (%1,37)
http://www.sesonline.net/php/genel_sayfa.php?KartNo=52315
|