|
SADECE SU - SADECE SU - SADECE SU... LÜTFEN
25 Haziran 2008
|
hurkus
|
"Gecen hafta aracımla Ataşehir'den Çevreyolu'na çıkmaya çalışırken, yolda şeridin ortasinda duran birşeyi son anda farkettim ve kenarda durdum. Küçük bir serçe oldugunu gördüm ve herhalde araba çarpmış ve ölmüş diyerek kenara koymak icin yanına gittiğimde gözlerinin kapalı ama hala nefes aldığını gördüm. Hemen kutuya koyup yola koyuldum ve yakınlarda bir veteriner buldum. Uzatmayayım, minik kuş susuzluktan bayılmış ve öylece yol ortasında kalmış... 5cc'lik enjektörle su içirdik, gagasına damlatınca kana kana içmeye başladi ve yorulmadan içti, içtikcç de kendine geldi gözleri açıldı ve kliniğin içinde uçmaya başladı. Bir süre sonra veteriner hekim ile dışarı çıkıp ağaçlık bir yerde bıraktık, uçtu... Bizim "şehirleşme"mizden dolayı küçücük bir kuş bile, günlük ihtiyacı olan suyu bulamadan tüm günü geçirip günün sonunda yol ortasında bayılıp kalıyorsa diğer felaketleri beklemeye gerek yok, bırakalım yaşamayı buralarda hayatta kalmak bile bir mucize."
http://www.haytap.org
*******************
Hürkuş olarak bir ekleme yapmak istiyorum; sadece sokaktaki sıradan insan değil, , ya da biliyordu da unuttu!
Dünya yalnızca bizim için dönüp durmuyor oysa... Kedisi, köpeği, kuşu, tavuğu, börtü böceği ile hepimizin. Bunlardan bir tanesi çekip çıkarıldığında denge nasıl da bozuluyor. Kenelerin arttığı, kabus haline geldiği şu günlere bakmak bile yeterli.
[/u:1ae7fa042e]
Umutla,
Hürkuş
|
|
|
25 Haziran 2008
|
hurkus
|
Biz öyle mahluklarız ki bazen melekler insan yaratılmadıklarına üzülür, bazen de şeytanlar bizden olmadıklarına şükrederler...
Mevlânâ C.R.
|
|
25 Haziran 2008
|
hurkus
|
Realage sayfasından "evcil hayvan beslemek sağlığa yararlıdır."
http://www.realage.com.tr/tr/fotohaber/Evcil-Hayvan-Beslemek-Sagliga-Yararli-Mipgnmbrpgnmbrsf1;49.html
|
|
26 Haziran 2008
|
hurkus
|
!
http://www.yeniasir.com.tr/haber_detay.php?hid=4037
Faytoncularin en buyuk sorunu susuzluk Atlarina icecek su bulmakta zorlanan faytoncular, kendilerine bir an once gereken imkanlarin saglanmasini istiyor
Tarih oncesinden gunumuze kadar uzanan faytonculuk, kulturel miraslarimizdan sadece biri. Izmir'de yasayanlar cok iyi bilir; Kordonboyu denince aklimiza gelenlerden biri de fayton sefasidir. Ozellikle de o sicak yaz gunlerinde, denizden esen ruzgar esliginde faytonla atilan Kordon turu, tadina doyum olmayan dakikalar gecirmenizi saglar. Sahlanarak buyuk bir heybetle giden puskullu ve suslu atlar da gorulmeye deger dogrusu.
Ilk olarak milattan once 2800'li yillarda Misir'da kullanilmaya baslanan faytonlar, Turkiye'de ise ilk defa Istanbul'a Sultan Abdulmecit doneminde saray ve konak arabasi olarak getirilmis. Sultan Abdulaziz doneminde kiralanmaya, sonralari da yavas yavas yayginlasmaya baslamis. Buraya kadar her sey cok guzel ancak gunumuzde nostaljik olan faytonculuk yok olma asamasina kadar gelmis.
Kordonboyu'nda yerlilerin yani sira ozellikle de yabanci turistleri mistik bir hava esliginde gezintiye cikaran faytoncular, mesleklerinin eskisi gibi ragbet gormedigini ve gun gectikce tukendigini soyluyor. Ozellikle de atlarina icecek su bulmakta zorlanan faytoncularin dertleri baslarindan askin.
Ben de faytoncularin yasadigi sIkintilari, islerinin nasil gittigini, kisacasi onlarin dunyalarini ogrenmek icin Kordonboyu'nun yolunu tuttum. Cumhuriyet Meydani'nin hemen girisinde, 'bir musteri gelse de ekmek parami cikarsam' dercesine uzaklara dalmis Necdet Amca'nin yanina yaklastim.
Necdet Gulcudur 53 yasinda ve 35 yildir faytonculuk yapiyor. "Baba meslegini surduruyorum" diyor ve ekliyor: "Babam at cambazligi yapiyordu. Ben de onun yaninda cekirdekten yetistim. 35 yildir gecimimi bu meslekten saglamaya calisiyorum ama nerede o eski gunler..." Faytonculugun eskiyle kiyaslandiginda su anki durumunu sordugumda derin bir nefes aliyor Necdet Amca: "Eskiden isler coktu. O zaman Amerikalilari bile tasiyorduk. Parasi azdi ama musteri coktu. Simdi bir turu 20 YTL'ye attiriyoruz ama isler kesat. Bir suru masrafimiz da cabasi. Hayvanlarin yem parasi, nal bakimi, dam parasi... Bizim isimiz sezonluk. Nisan ayi gibi isler basliyor, fuar kapaninca isimiz bitiyor. Kisin da gunesli havalarda cikiyoruz ise."
Necdet Amca, gunluk kazancinin hic belli olmadigini, gunden gune degistigini soyluyor ve ekliyor: "Kimi zaman 10 YTL ile gunu kapatip masrafimi bile cikaramiyorum, kimi zaman da 50-60 YTL kazaniyorum. Fayton, ne taksiye ne de otobuse benzer. Bizimki zevk isi oldugu icin gariban kesim binemiyor. Genelde yabanci turistler ilgi gosteriyor, ozellikle de Italyanlar.
" Faytoncularin yasadigi sIkintilar konusunda da bir hayli dertli olan Necdet Amca soyle konusuyor: "En buyuk sIkintimiz su sorunu. Atlarimiza verecek su bulamiyoruz. Ozellikle de yazin sicaginda atlarimiz cok zor durumda kaliyor. Belediyeye de bu sorunumuzu bildirdik ama cozum bulunmadi. Bizle ilgilenmiyorlar. Diger sorunumuz da dam sorunu. Gece olunca faytonlarimizi bahcelik bir yere koyuyoruz. Orasi da acik alan oldugu icin faytonlara zarar veriyorlar. Zaten gunluk 20-25 YTL masrafimiz oluyor, ekmek parasini zor cikariyoruz, bir de bu sorun oldu mu iyice zor durumda kaliyoruz. Yetkililer bize kapali bir alan temin etseler cok rahat edecegiz."
Necdet Amca'nin musterisi gelince yanindan ayrilip Gundogdu Meydani'na dogru yola koyuluyorum. Meydanda 6-7 tane fayton arka arkaya siralanmis. Yanlarina yanasip ne icin geldigimi soyledigimde de butun faytoncular etrafimda toplaniyor. Hepsinin de sorunu ortak: Susuzluk... 55 yasinda olan ve senelerdir bu isi yapan Kadir Sahin hemen soze basliyor: "Eskiden fayton sevgisi vardi, simdi kalmadi.
En buyuk sorunumuz suyumuzun olmamasi. Belediye su verecegini soyluyor ama vermiyor. Buraya bir tane su cesmesi yapmalarini istedik ama yapmadilar. Cesme olsa hem atlarimiz susuz kalmayacak, bulundugumuz alan tertemiz olacak hem de etrafta kotu koku kalmayacak. Yeter ki belediye bize bir tane cesme yaptirsin, biz su parasini odemeye bile raziyiz."
40 yasinda olan Bilal Tecik ise hemen soze giriyor: "Susuzlugun yani sira lagim sorunumuz var. Buraya mazgal koymalarini da istiyoruz. Atlarin bulundugu yeri yikadigimizda pis sular oraya gitsin ki etraf kotu kokmasin. Biz turizmi temsil ediyoruz. Turistler faytona cok merakli. Ozellikle Kemeralti'na gittigimizde, turistler alisveris yaparken bize beklememizi soyluyorlar ancak trafik bizi 10 dakika bile bekletmiyor. Biz tum bu konularda belediyeden destek bekliyoruz."
Kucuklugunden beri faytonculuk yaptigini soyleyen Alp Yesilkoy ise bu nostaljiyi yasatmak istediklerini soyluyor ve ekliyor: "Yer sIkintisi da yasiyoruz. 'Faytonlari oradan alin, suraya goturun' diyorlar. Turistler sehir icine girmek istiyor, belediye ve trafik izin vermiyor. Rehberler de turistleri bizden kaciriyor. Kisacasi, faytonculugu artik onemsemiyorlar. Tum bu sorunlardan dolayi isimiz bitiyor. Biz bu kulturu yasatmak istiyoruz."
|
|
Uyarı
|
Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.
Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.
Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.
|
Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
0
|