Kim haklý, Ýmam Gazzali mi Ýbni Rüþd mü?

12 Nisan 2017 15:40 / 4340 kez okundu!

 

 

Urla Felsefe Günlerinde, Ekim 2016'da bir konuþma yapmýþtým. Hollanda’da yaþadýðým muhacirlik günlerinde biriktirdiklerimi paylaþýp, Ýslam, felsefe, Avrupa Merkezci anlayýþ, Oryantalizm üzerine sorular sormuþtum 

Felsefeye karþý tavýr almak, bir çaðý açýp, bir çaðý kapatmýþtý. Bu konferansta sorduðum sorular, belki de aradaki geçmiþle aramýzdaki 1000 yýllýk kopukluðun giderilmesinde yeni yaratýcý katkýlarýn kapýsýný açar. Bu sorularý sorup yeni sorular üretecek, yeni yanýtlarla daha da heyecanlanacak bir kaç kiþiyi bile etkilemek hoþ olur.

 

Marksistler doðu felsefesine ne zaman ilgi duyacak?

 

Ben, ütopyasýný yitirmiþ eski bir Marksistin yeni bir ütopya arayýþýnda kendini, doðuyu keþfetmesine deðineceðim...

Hikayem, yeni ütopyada Marksizm, feminizm, çevrecilik, din gibi konularýn yeni yorumlarla hemhal edilmesinin hikayesi… Ve ütopyalarýn tutuculuðunu görerek “ütopya gibi olmayan ütopya” arayýþýna devam etmesi.

Avrupa merkezci bakýþ açýsýndan, oryantalizmin doðu þubesi gibi düþünmekten kurtulma çabasýnýn hikayesi…

Bu topraklarýn kaotik gerçeðini, birikimini, derinliðini, 100 yýllýk yanýlgýlara raðmen inatla aramaya, hatta 1000 yýl geriye giderek öðrenmeye devam ediþin hikâyesi…

 

Felsefe odaklý, geçmiþe doðru bir arayýþ ve öðrenme hikayesi...

 

Sevgili Mahmut Tolon’un “kiþisel hikâyene deðil, meselenin felsefe yanýna odaklan” uyarýsýna raðmen; bir felsefeci deðil felsefe meraklýsý olduðum için kiþisel hikâyeme aðýrlýk vereceðim.

 

Herkesi heyecanlandýracak yanýtlarým yok ama sorularým var ve kimi zaman sorular, yanýtlar kadar deðerlidir.

 

Kýsaca hikayem þudur

 

Ben kimim?

Köy Enstitüsü mezunu bir babanýn yatýlý okullarda büyümüþ solcu oðlu. Lisede Çayan sempatizanlýðý ama hemen ardýndan þiddetten uzak durmak için, iþçi sýnýfýna meyleden Yusuf küpeli’yi takip; TSÝP, GSB, ÝGD, TKP… Fotoðraflarla aranma… Sahte pasaportla Hollanda’ya kaçma (1983), 10 yýl mülteci hayatý ve 141-142. maddeler kalkýnca 1992 sonunda ülkeye dönüþ…

 

 

Bir Hollanda hikayesi....

 

Lahey’e yerleþtiðim gece evinde misafir olduðum cam iþçisine yöremizin önce adýný, öðrenince de anlamýný sordum… Bilmiyorum denince de ertesi gün ikinci kuþak üniversiteli bir Türkiyeli genç ile kütüphaneye gittik çünkü o sýralarda Google amca henüz doðmamýþtý ;-) Kartotekstten çýkan iki kart ile raflardan aradýðýmýz kitaplarý bulduk. Ýsmin anlamýna baktýk. Roma’nýn yasaðýna raðmen, Averos’un makalelerini Leiden’da üniversitede okutmakta ýsrar eden ve sonunda da yakýlarak öldürülen bir profesörün adý verilmiþ çok sonralarý.

 

Averrosun keþfi (Tehâfütü’t-tehâfüt) kitabý ve Ýbni Rüþd (1126-1198) (Endülüs)

 

O sýrada Averros kimdi bilmiyordum. Onu da araþtýrdýk kütüphanede… Endülüslü bir Ýslam bilgini olduðunu gördüm. Avrupalý bir bilim adamý olarak yer alýyordu ansiklopedide ve Arapça adý da Ýbn-i Rüþd idi.

1993’te tanýdýðým Ýbn-i Rüþd’ü bugüne kadar hala okumaya, anlamaya çalýþýyorum.

 

Ýlk merak ettiðim konu Roma’nýn Averros’u neden yasakladýðýydý? Araþtýrýnca gördüm ki Ýbn-i Rüþd’ün felsefe, bilim ve ilahiyat üzerine yazdýklarý Avrupalý müridleri tarafýndan tüm kýtaya kendi dillerine çevrilerek yayýlýyordu. Roma’nýn kilise ve engizisyon baskýsýndan kurtulmak isteyenler için onun makaleleri tanrýyla insan arasýna yerleþen kurumlara karþý bir manifesto olarak kullanýlýyordu. Roma’yý kýzdýran en temelde buydu.

 

Ýmam Gazzali (Tehafüt-el felasife) (1058-1111)

 

Ansiklopedide tüm eserlerinin listesinde en öne çýkan kitap Tehâfütü’t-tehâfüt-l felasife (Felsefecilerin Tutarsýzlýðý’nýn Tutarsýzlýðý) idi. Bu kitap baþka bir kitabý eleþtirmek üzere yazýlmýþtý. Geriye doðru sürecek araþtýrmalarým beni Ýmam Gazzali’nin Tehâfütü’l-felâsife (Felsefecilerin Tutarsýzlýðý) kitabýna götürdü.

 

Ýbn-i Sina (Avicena) (980-1037) (Buhara-Hemedan), El Farabi (872-951) (Kazakistan-Þam)

 

Geriye doðru araþtýrdýkça Ýbn-i Sina (Avicena) ve El Farabi’ye ulaþtým. Bu iki filozof kendi dönemlerindeki Ýslam felsefesine Yunan felsefesinin “aþýlanmasý”nýn sembol isimleriydi. Gazzali ilk önce bu çizgiyi izlerken, bir inziva döneminin ardýndan Tehâfütü’l-felâsife (Felsefecilerin Tutarsýzlýðý) kitabýný özellikle Ýbn-i Sina’nýn fikirlerini temel alarak yazmýþtý.

 

Abbasilerin yarattýðý bilim, felsefe ve dini bilgilenme heyecaný; çeviri ordularýnýn kuruluþu

 

En baþta Aristo’nun keþfi ve Ýslam felsefesine taþýnmasý sürecini anlamada Yunanca Düþünce, Arapça Kültür - Kitap Yayýnevi (Dimitri Gutas) kitap yararlý olabilir.

 

Abbasilerle baþlayan adýmlar tüm dünyayý etkileyecek bir süreci baþlatmýþ oldu. Batý dünyasýnýn Ortaçað’ý karanlýktý. Roma’nýn egemenliði altýndaki “barbarlar”ýn yasaklarla, engizisyonlarla, cadý avlarýyla “yönetilmeye” çalýþýldýðý bu zamanlarda Doðu’nun Ortaçað’ý aydýnlýktý, üniversitelerdi; cebirin, geometrinin, astronomi’nin, týp biliminin çok yönlü felsefi tartýþmalarýn çaðýydý.

 

Bu süreçteki en önemli kýrýlma noktalarýndan biri 900 yýl kadar önce Ýmam Gazzali’nin iþte bu kitabý, "Felsefenin Tutarsýzlýðý"ný yazmasýydý.  Ardýndan medreselerin cebir, geometri, astronomi, týp, felsefe bölümlerini kaldýrýp, yerine Kuran'a dönüþün ikame edildiði dönemler yaþadý bu topraklar, unutmayalým :( O sýralarda da Selçuklu’da baþvezir Nizamülmülk siyasi kararlarla ayný çizgiyi perçinlemekte, adem-i merkeziyetten, merkeziyetçiliðe ilerlemenin tohumlarýný ekmekteydi.

 

40-50 yýl kadar sonra Endülüs'ten ses geldi, "Felsefenin Tutarsýzlýðýnýn Tutarsýzlýðý” diye... Batý Averos'u izleyip Reform ve Rönesansýný yaptý, Doðu ise dünyanýn bir numarasý olmaktan aðýr aðýr vaz geçip Ýmam Gazali'yi izledi esas olarak... 

 

“Ýmam Gazzali mi haklýydý, yoksa Ýbni Rüþd mü?”

 

Fatih, Ýstanbul’u aldýðý için mi büyüktür, yoksa aldýktan sonra kendi alimlerine þu soruyu sorabildiði için mi: “Ýmam Gazzali mi haklýydý, yoksa Ýbni Rüþd mü?”

 

Bu konuyu baþka bir yazýmda daha detaylý anlatmýþtým.

http://www.izmirizmir.net/ilhami-misirlioglu-imam-gazzali-mi-hakliydi-ibni-rusd-mu-y186.html

 

Politik hayatýmýn bundan sonraki bölümünde yukarýdaki soru hep baþ rolde oldu.

O sýralardaki komünist arkadaþlarým incelediðim bu konularý asla merak etmediler. Hatta “ Ýlhami yakýnda namaza baþlar” diye dalga geçen kötü ateistler olarak, benim gibi agnostik birini hiç anlamadýklarýný beyan etmiþ oldular. Oysa o sýrada Hollanda’daki Ýslamcý çevreden çok sayýda konferans daveti aldým ve yerine getirdim. Benim geriye dönük 1000 yýl üstündeki farklý yaklaþýmlarým onlarýn daha ilgisini çekmiþti…

 

Kafamdaki sorularý çevreme bulaþtýrmaya devam ettim.

 

Felsefe bizim coðrafyamýzda bir zamanlar neden çok önemliydi, 1000 yýl önce neden baþ üstündeydi ve sonra neden “aforoz” edildi?

1000 yýl öncesinde bu topraklarý dünyada 1 numara yapan iradede felsefenin payý neydi? Bugün o iradeyi arayan politik akýmlar var ama ondaki felsefe etkisinin farkýnda deðiller. Bunlara nasýl ulaþýlýr?

 

Gezi eylemleri sýrasýnda çok az kiþi fark etti; hükumetin bir tasarýsýna karþý ayný dönemde Ýlahiyat fakültelerinin hocalarý da ayaða kalkmýþtý; felsefe derslerinin kaldýrýlmasý söz konusuydu.

Çok az sayýda farkýndalýk sahibi insan o dönemde onlarýn yanýnda oldu. Ben de bu çabanýn içindeydim. 

Hükumet büyük bir yanlýþtan döndü ve tasarýyý geri çekti. 

1000 yýl sonraki üçüncü felsefe katliamýnýn kenarýndan döndük.

Bir zamanlar yanlýþ ve eksik içeriklerle de olsa liselerimizde baþ tacý olan felsefe gittikçe daha çok üvey evlat oluyordu… Bu nedenle felsefenin ihya edilmesine baþ koyan Urla Felsefe Günlerine ve emek verenlere gönül borcumuz var.

 

Hayatýmýn 34 yýlýnda yürüdüðüm yolda Þimdi 3 sorum cevap bekliyor:

 

1. 1100 yýl önce Ýslam'a felsefe aþýsýyla onu o dönemde dünyanýn bir numarasý yapan bu topraklar, bu inisiyatifi baþka hangi adýmlarla destekledi? Yani onu bir numara yapan neydi?

 

2. Avrupa engizisyonlar, cadý avlarýyla Ortaçað'ýn karanlýk yüzüyken; Ýslam coðrafyasý üniversiteler, felsefeciler (Farabiler, Ýbni Sinalar-Avicena) ile Ortaçað'ýn aydýnlýk yüzüydü. Bunu ne zaman, nasýl ve neden yitirdi?

 

3. Ýslam coðrafyasý bu inisiyatifi yeniden geri alabilir mi? Bunun için ne yapýlmalý?

 

Din ve bilimi birbirinin alternatifi olarak görmüyor isek, felsefenin ikisi arasýndaki köprü olduðunu da akýlda tutarak soralým; 

Üçüncü soruya yanýt arama sürecinde felsefeye düþen tarihsel bir rol var mýdýr? Bugün burada bu soruya çok katký yapýldý ne güzel ki… 

 

Mesele 1000 yýllýk, bu yüzden hacimli :) Süre kýsýtlý, bu yüzden söylediklerim genellemelere, kabalaþtýrmalara, eksik ve hataya açýk... Bunlar için baðýþlayýn... Ýbni Rüþd’ün eleþtirilmesi, Ýmam Gazzali’nin de sahip çýkýlmasý gereken yanlarýnýn da olduðunu unutmadan; önemli olan bu topraklara, onun deðerlerine sahiden inanmak ve onu keþfetmeye çalýþmaktýr. Doðru sorularla uzayýmýzý geniþletmeye devam. Sorularýnýz da, yanýtlarýnýz da çok deðerli. 

 

Batý Felsefesinin dibine dalan ama Avrupa Merkezci bakýþtan kurtulamadýðý, doðuyu bilmediði, çalýþmadýðý için, batýnýn oryantalizm þubesi olmaktan kurtulamayan eski Marksistlerimiz, klasik "aydýnlanmacý"larýmýz keþke bu konulara biraz daha ilgi gösterebilseler :(

 

Feuerbach, Hegel, Marx, Engels'i yeniden gözden geçirmek iyidir ama El Farabi, Ýbni Sina, Gazzali, Ýbn-i Rüþd eksik halkalarýný da tamamlamak koþuluyla… Anadolu aydýnýnýn eksik halkalarýný yani…  

 

Uzun yýllardýr bir partiye, ideolojiye körü körüne baðlý olmayý hayatýmdan çýkardým. Kendimce sorduðum sorularýn, kendimce bulduðum yanýtlarýn pusulasýna býraktým yönümü.

 

Benim sorumu sormaya cesaret eden her cenahtan insaný önemli buluyorum.

Benim yanýtlarýmý anlamlý bulan her kiþiyi, hareketi, partiyi önemsiyorum. O doðrultuda atýlmýþ adýmlara destek veriyorum, tersine akýþý kendimce eleþtiriyorum.

 

1.     BÝLGÝ neredeyse ara, sindir, yorumla, üstüne çýk; bilgi yollarýný daima açýk tut

2.     FELSEFE, Din ve Bilim arasýndaki köprüdür; onu baþ tacý yap

3.     SENTEZi önemse

4.     ADALET daðýt, adil yönetim biçimlerini izle 

5.     ÇOÐULCULUK (Türk, Kürt, Süryani, Ýranlý, Arap, Yahudi) baþ tacýn olsun

6.     HOÞGÖRÜ sana hep yol göstersin

7.     TÝCARET YOLLARIný açýk tutanlarý önemse (baharat, ipek, bilgi; doðal gaz, petrol, internet); açýk tutan devletler uzun yaþýyor

8.     SU meselesini önemse; önemseyen devletler uzun yaþýyor

9.     ADEM-Ý MERKEZÝYETi önemse

 

Sorularýmýn, bulduðumu sandýðým yanýtlardan daha anlamlý olduðunu hatýrlatarak sözlerime son veriyorum.

Vesselam.

 

Ýlhami MISIRLIOÐLU

 

Kaynaklar:

 

Harun Aykut Göker – Yaratýcýlýk ve Yenilikçiliðin Kültürel Kökenleri ve Bizim Toplumumuz – ARAÞTIRMA

Yunanca Düþünce, Arapça Kültür – Dimitri Gutas – Kitap yayýnlarý

Fernand Braudel _ Akdeniz – Metis yayýnlarý

B. Brentjes, S. Brentjes : Ibn-i Sînâ, Avicenna. Pencere Yayýnlarý, 

https://sorularlaislamiyet.com/ibn-rusd-imam-i-gazaligazzali-hakkinda-ne-dusunuyor

http://www.tded.org.tr/bir-ovuncumuzu-daha-takdim-ederken-ibni-sina-hayati-ve-eserleri

http://www.inovasyon.org/pdf/AYK.Yar.Yen.II.Surum.pdf

http://www.izmirizmir.net/ilhami-misirlioglu-imam-gazzali-mi-hakliydi-ibni-rusd-mu-y186.html

http://www.izmirizmir.net/ilhami-misirlioglu-oryantalist-felsefecilerimizin-tutarsizligi-y4403.html

http://www.izmirizmir.net/nuhungemisi-dogu-imam-gazalinin-bati-ise-ibn-i-rusdun-pesinden-mi-gitti-y2667.html

 

Son Güncelleme Tarihi: 15 Nisan 2017 12:58

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
12 Nisan 2017 23:56

fatih

Marksistlere verdiðiniz tavsiyeye katýlmakla birlikte Ýbn-i Rüþd- Ýmam Gazali ikileminde sizin de Marksistler gibi Oryantalist bir tuzaða düþtüðünüz kanýsýndayým. Ýbn-i Rüþd kendi karanlýðýný yaþayan Batý için bir çýkýþ yolu göstermiþ olabilir ancak ayný karanlýðý yaþamayan Ýslam Alemi için Ýbn-i Rüþd sadece Ýbn-i Sina ve Farabi'nin yaptýðý hatanýn devamý demektir ki siz bu hatanýn ne olduðunu da yazmýþsýnýz aslýnda: Yunan Felsefesi'ni Ýslam 'Felsefe'si'ne aþýlama çabasý.
Ýmam Gazali'nin önemli bulduðu üç meseleden örneðin Külliler meselesinde ben de Ýmam Gazali gibi düþünüyorum. Bu konudaki görüþleri ile sizin tabirinizle din ile bilim arasýnda bað kuran bir görüþ ortaya atmýþ olmuyorlar meþþailer aksine bilim uðruna dinin en temel naslarýndan birini törpülemiþ oluyorlar. Þimdi böylesi bir saçmalaýða karþý dini bilgiyi koruyan bir refleksin eleþtirisini bu kadar kutsamanýz da oldukça garip geliyor bana.
Bir türlü anlayamam kökü Antik Yunan dili, dini, coðrafyasý, kültürü, ekonomisi... olan Felsefe'yi ýsrarla neden "felsefe" haline getirmeye çalýþýyoruz? Ve bunda nasýl oluyorda Oksidentalist bir aþaðýlýk kompleksi göremiyoruz? Üstelik artýk bi kaç yüzyýl öncesinde olduðu gibi Antik Yunan mantýðýna, "bilimsel bilgisine" kayýtsýz þartsýz iman etmek zorunda olmadýðýmýz halde...? Artýk Puslu Mantýk ve Kuantum Mekaniði konuþulurken Ortaçað Skolastiðinin Aristo'ya olan imaný gibi bir imanla Aristo'ya olan bu baðlýlýðýmýzýn devamý neden? Neden hala hayýflanýyoruz meþþaileri eleþtirdiðimiz için?
Felsefe ne menem birþey ki sadece Felsefe olarak kalamýyor da her kültür de farklý bir aklediþ tarzý varken onlarý bir köþeye sýkýþtýrýp onlarýn yerini "felsefe" olarak alabiliyor.
Geniþ bir konu ama sizin de konuya bakýþýnýzýn hazýr üretilmiþ olarak bulduðunuz bazý kavramlara fazla yaslanarak (Felsefe, Ýbn-i Rüþd, bilimsel bilgi...) Oksidentalist bir kompleksle Doðu'yu kurtarmaya çalýþmaktan ibaret olduðunu düþünüyorum.
Tek çýkýþ yolu Felsefe deðildir. Kur-an'ý Kerim "Akledin" der. Ben olumsuz bir sürü çaðrýþýmý olan Felsefe yapmak ifadesi yerine olumlu bir çok çaðrýþýmý olan Akletmek ifadesini kullanmakla baþlayalým diyorum.
Kendi dillerimiz (Türkçe, Arapça, Farsça...), kültürümüz (özetle Anadolu kültürü), coðrafyalarýmýz ve elbette dinimizi temele alarak kendi kavramlarýmýzla kendi ihtiyaçlarýmýza çözümler düþünelim. Býrakalým Kuzey Avrupa'nýn temel olarak gördüðü Antik Yunan onlara temel olsun, Ortaçað Karanlýðý dediði Kilisesi onlarýn kilisesi olarak kalsýn... Biz baþka türlü bir tarih yaþýyoruz. Lütfen farkýna varýn Marksistler kadar Oksidentalist bir Batý- Doðu algýnýz olduðunun. Sizinki sadece biraz daha örtülüsü...

Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.