Hayatınızdan Rosemary eksik olmasın!

19 Mart 2010 01:20  

 

Hayatınızdan Rosemary eksik olmasın!

İzmir'de yepyeni bir mekan, yepyeni lezzetler... İş hayatına bulaşıkçılıkla başlayıp, yıllardır pek çok ünlü restoranın yöneticiliğini yaptıktan sonra kendi mekanını açan Volkan Piyale, çok özel bir başarı öyküsünün kahramanı. İzmirizmir.net, herkesin ilgisini çekecek bu öykü için Volkan Piyale ile görüştü.


VOLKAN PİYALE VE ROSEMARY

“Her çiçek kendi kokusuyla,
her meyve kendi tadıyla,
her insan kendi adıyla anılır.
Ve her mekan kendi anlamı ile kalır aklımızda...”


Geçtiğimiz şubat ayında bir yaş günü kutlamasını 19 kişi ile birlikte Rosemary'de kutladık.

Başlangıçta Sevgili Volkan Piyale'nin eskiden yönetici olduğu Home Store restoranını dikkate alarak ve Volkan beyin güleryüzü ve misafirperverliğini düşünerek "bakalım Volkan'ın yeni açtığı yeri ziyarete gidelim, hatta iyi bir yer olmuşsa dostlarımızı da davet edelim” demiştik.

Bir pazar günü Ege Park alışveriş merkezine "Rosemary"ye gittik. Yatay binaların ve alışveriş merkezlerinin olduğu yerde Balçova'da Kipa'dan hemen önce, Koçtaş'tan hemen sonra onların yeri. Hani dikine bir bina. Hani tamamı Best Buy’mış gibi duran. Henüz bitmemiş çarşı, ancak son hızla hazırlıyorlar anladığım kadarı ile bahara. Rosemary, yürüyen merdivenlerden çıkınca karşınızda. Daha içeriye girmeden İzmir'de pek rastlanamayacak mimarisi ile OOOO dedirten cinsten. Bahçesi denize nazır. İçerisi 80 konuk için, dışarısı da yaklaşık o kadar. Rosemary adıyla, mimarisi ve sıcak mekan duygusu ile çok çarpıcı ve etkileyici idi. Kafesler biçiminde yaratılan yuvarlak oturma bölümleri, çok şık lambalarla dekore edilmiş büyük dikdörtgen masası ile ve ayrı ayrı bölümlerdeki farklı aksesuar ve seperasyonları ile ve elbette geniş ve ince zevke, modern anlayışa uygun pırıl pırıl tuvaletleri ile her şey çok gelişmiş ve çok zevkli idi.

Ortam ve mekan bu kadar iddalı olunca daha da ürktüm. Acaba yemekler nasıl diye?

Bir gün sonra, orada ağırlayacağımız dostlarımıza "sürpriz" tatlar sunmamalıydık. Akşam yemeğimizi orada yemek en doğru hareket olacaktı. Şarap ve Rosemary'deki akşam yemeğimiz bizi çok mutlu etti. Her şey olağanüstüydü. Tadında, dozunda, ayarında ve lezzetindeydi herşey.

Ertesi gün pazartesi akşamı Rosemary'deki davetlilerimiz alakart servis aldılar. 19 kişinin her biri yemeklerin lezzetine, görüntüsüne, servisine, mekanın şıklığına hayran kaldı. Volkan Piyale muhteşem bir iş başarmıştı. İzmir'e çok güzel bir restaurant ve cafe-mekan hediye etmişti. O, bizim vazgeçilmez mekanlarımızın müdürü idi zaten. Ama şimdi kendi mekanının sahibi olmuştu ve başarı onundu.

Merak ettim; Volkan Piyale kimdi? Bu başarı öyküsünü hazırlamak en zor kısmıydı işin. Çünkü karşımızda çok çalışkan ve bir o kadar mütevazı bir insan duruyordu. Yaptıklarının normal olduğunu düşünen, bundan bir paye çıkarmayan biri vardı.

Yıllardır tanıdığımız Volkan Piyale'yi işte ilk defa o gün merak etmiştim. Yepyeni bir mekan yepyeni lezzetlerle buluşmuştu. İşte sizlere çok özel bir başarı öyküsü. O az konuşan, çok çalışan bir adam. Çok çalışması da bir tesadüf değil; zirveye tırmanma meraklısı bir Oğlak o. Hayatında vazgeçemediği birkaç şey var; birisi Beşiktaş. Diğeri ise en büyük GÖZDE’si eşi. Sizlerin ilgisini çekecek öyküsü de örnek herkese.

Biz sorduk o cevaplandırdı, biraz mahçup biraz utangaç ama içtenlikle cevapladı tüm sorularımızı.

Böyle binbir titizlikle ve özenle yaratılmış mekanları kuranlar onlar, yaşatacaklar bizler. Bakın bakalım nasıl oluyor bu işler?

Nasıl başladınız iş hayatınıza?
13 yaşımda İkiçeşmelik’te deri taşıyarak başladı iş hayatım. Bir tür deri hammallığı yani. 1989 sonunda ise Grand Otel Plaza’ya bulaşıkçı olarak girdim. Lise bittikten sonra, yani 17 yaşındaydım o zamanlar…

Ne tür deneyimler kaldı aklınızda? Nasıl sürdü hayatınız daha sonra?
En fazla yediğim dayaklar kaldı aklımda. Ustalardan elbette. (gülüşmeler) Bir de günde 5000 adet çatal, bıçak, tabak yıkadığımı hatırlıyorum. 13 ay dayanabildim. Sonunda kovuldum zaten.

Peki ne yaptınız işsiz kalınca?
Ustalar beni kovduktan sonra Bar’a düştüm. (Gülüşmeler) Yine orada bulunan Casino Cesars’ta başladım işe. Slot makinelerin yanındaki (oyun makinelerinin yanında bulunan kül tablaları, boş bardakları toplayıp, taşıyordum. 1993 yılına kadar yani askere gidene kadar da orada komilik yapmaya devam ettim. Askerden 1995’te döndüm. Kuşadası, Bodrum ve Çeşme’de çalıştım. Villa Sunset’de, Paparazzi’de, 3 yıl Bodrum, 4 yıl Kuşadası ve sonra Çeşme zamanları.

Doğru ya, biz seni Paparazzi’den de tanıyoruz...
Evet Bülent Gülcen ile birlikte çalıştık. Ve onun sayesinde çok güzel insanlarla tanıştım. Çok özel insanlarla çalışma imkanı buldum. Bugünlere gelişimde elbette Bülent abinin payı çok büyüktür.

2003‘ten sonra Kamran Bey’le (Habif) Home Store, Mandolin Cafe, Ada Beyi benim son altı yıldır hayatımdaki en önemli dönemlerdir. İzmir’in en nitelikli ve gözde mekanlarında işletme müdürlüğü yapabilmiş olmamı da sayın Kamran Habif’e borçluyum. Çünkü her zaman benim büyük öğretmenim ve gerçek babam gibi oldu. O bana gerçekten babalık yaptı. Bunları hiç bir zaman unutamam, unutmam. Kamran Bey sayesinde bugün bu projeleri gerçekleştirebiliyorum. Bugün için ne öğrendiysem, neredeyse tamamını onun sayesinde öğrendim. Saygım, sevgim sonsuz kendilerine.

Rosemary nasıl çıktı ortaya?
Konak Pier’de Home Store’da çalışırken bir gün dışarıdaki müşterilerin masasına yemek servisi götüren kominin elindeki tabaktan Rosemary’nin uçtuğunu gördüm. Bizim Biberiye’nin yani. Hatta bütün garnitürlerin uçuştuğunu gördüm. Komiyi azarladım. Ama o anda bu ROSEMARY ismi de takıldı aklıma. Bir hayali başlattı. Tabaktan uçan rosemary benim düşlerime girdi. Burası işte o düşen biberiyenin mekanı. Burada sunduğumuz tatlar ise o dayağını yediğim ustalardan süzülen, Bülent beyden ve Kamran beyin engin deneyimlerinden bana kalan hisseler, kıssalar.

Bence o Rosemary’i uçuran komiyi de alsaydın işe...
Çok iyi bir ekibimiz var. Biz bir bütünüz. Ortağım, mutfak personeli ve garsonlarla birlikte ve her zaman büyük desteğini aldığım yöneticimiz Aytül (Öküzcüoğlu) hanım ile birlikte gerçek bir aileyiz.

Hangi mutfaktan yemekleriniz?
Bizim lezzetlerimiz dünya mutfağından seçmeler ancak galiba İtalyan mutfağı ağırlıkta. Güveçte ve odun fırınında hazırlanan Akçaabat köftemiz ise bizim damak tadlarımıza özel bir yemek. Risotto ve pizzada gerçekten iddialıyız. Bonfile, dana pirzola ve beyaz et gözde spesiyallerimizden.



İçerisi görünen, harika bir işlik mutfağınız...
Mutfak şeffaflık üzerine kurulu. Sağlıklı, lezzetli ve güzellik üzerine kurulu bir yer. Rosemary, adı üstünde büyüleyici tadlardan yapılma. Hedef müşteri memnuniyeti, kahvaltı servisimiz sabah saat 10.00’da başlıyor. Çarşamba, cuma, cumartesi günleri canlı müziğimiz var. Keman, gitar, kontrabas üçlüsü bu mekana çok yakışıyor. Önceden rezervasyon elbette tercih edilmeli.

Bahçeniz deniz manzaralı ve iç açıcı, dışarıda oturmalar başladı mı?
İzmir her zaman dışarıda oturmaya elverişli. Biz deniz sevdalısıyız. Dışarısı da içerisi kadar keyifli, hem gündüzleri hem de akşamları.

Eğer bir mahsuru yoksa yaz projenizi de bizlerle paylaşır mısınız?
Elbette, sır değil zaten. Alaçatı Rosemary için yoğun çalışmalarımız var. Alaçatı’nın merkezinde tüm Türkiye ile tanıştıracağız Rosemary’nin tadlarını. Şimdiden bir çok yerden franchising istekleri var, ama önce bu iki Rosemary otursun. Sonra bakalım kısmette ne var?

Kolay gelsin Volkan Piyale’ye, onun ismini çok duyacağız, çok alkışlayacağız inşallah hep birlikte.

Hem artık bu mekanı unutmak mümkün değil. Adı üstünde Rosemary yani Biberiye. Pek çok yararının yanı sıra hafızamızı koruyan, hatırlamayı ve hatırlanmayı ölümsüzleştiren efsanevi bitki.


İzmirizmir.net ailesi olarak kendisine ve ekibine başarılar diliyoruz.

***

ROSEMARY Brasserie için tıklayın.



 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0