Üniversite kuran sektör
12 Şubat 2009 18:34

Uluslararası rekabette eğitimin önemini fark eden lojistik sektörü, İstanbul, İzmir’in de arasında bulunduğu bazı üniversitelerde ‘Lojistik Bölümü’ kurulmasına öncülük etti
Teknolojideki hızlı gelişmeler ve küreselleşme uluslararası ticaretin de giderek daha hızlı ve düşük maliyetle yapılmasını gündeme getirdi. İhracatçı firmalar için Çin, Hindistan gibi ucuz işgücüne sahip ülkelerle gerçekleştirilecek rekabet, ürünlerin hızlı, düşük maliyetli ve güvenli teslimatından geçmeye başladı.
Böylece, ürettiği malı kendi bünyesindeki araçlarla nakleden firmalar yerine tüm sektörlerin lojistik ihtiyacını karşılayacak yeni bir sektör oluşmaya başladı. Lojistik sektörünün dünyadaki gelişmeleri ve ülkenin ihtiyacını karşılaması için de eğitimli insan kaynağının oluşturulması gündeme geldi. 10-15 yıl öncesine kadar Türkiye'de ürün lojistiğinin, üretici ya da satıcı tarafından yapıldığını belirten Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Erdal Nebol, bu hizmeti veren şirketlerin daha çok yeni olduğunu ifade etti.
Nebol, lojistiğin neden bu dönemde ayrı bir sektöre dönüştüğünü şöyle açıkladı: "Lojistik her türlü ürünün servis hizmetinin ve bilgi akışının kaynaktan, nihai tüketiciye kadar olan tedarik zinciri içindeki hareketinin verimli şekilde planlanması, uygulanması ve depolanması zor. 90'lı yılların ortalarında bilgisayarlar, bilgi teknolojilerindeki gelişmeler ve bunların iş dünyasında kullanılması lojistiği daha kolay planlanır hale getirdi. Böylece, sadece lojistik hizmeti sunan şirketler ortaya çıktı. Eskiden herkes lojistik faaliyetlerini, kendi işinde, kendi imk‚nlarıyla sağlardı."
Nebol, bu hizmeti veren şirketlerin ortaya çıkmasıyla üretici şirketlerin üzerindeki maliyet yükünün hafiflediğini dile getirdi.
Risk yöneticisine ihtiyaç var
Nebol, sektörün akademik eğitime ihtiyacını, 24 saat işleyen lojistik faaliyetlerde kısa sürede en doğru kararı alabilecek profesyonel yöneticilere duyulan ihtiyaçla açıkladı. Nebol, "İşin içine risk yönetimi, analitik düşünebilme, problemi doğru tespit edip çözme, işi ve operasyonları iyi bilme giriyor" dedi.
Sektör okulunu kendi kurdu
Nebol, sektörün eğitimle daha da gelişebileceğini farkeden Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin 1999-2000 döneminde İstanbul Üniversitesi'nde lisans düzeyinde lojistik eğitimi verilmesi için girişimde bulunduğunu ve Lojistik Bölümü'nün kurulduğunu belirtti. Nebol 1996-2002 yılları arasında ön lisans seviyesinde lojistik eğitimi veren Yeditepe Üniversitesin'de, dört yıllık Lojistik Bölümü'ne ilk olarak 2000 yılında öğrenci alındığını ve 2001'de de bölüm derslerinin başladığını belirtti. Nebol, daha sonra Okan Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde de açılan bölümlerle sayının bugün dörde yükseldiğini söyledi. Lojistik eğitimin eksikliklerine de değinen Yrd. Doç. Erdal Nebol, lojistik eğitimi verecek ‘eğitici kadro’ bulmakta sorun yaşadıklarını söyledi.
Lojistikte işsizlik sorunu yok
Türkiye'de lojistik bölümü mezunlarının iş bulmak gibi bir sorun yaşamadıklarını vurgulayan Nebol bunu, mezunların, sektörün ihtiyaç duyduğu eğitimli insan kaynağından az olmasıyla açıklıyor. Türkiye'de bu sektörde faaliyet gösteren 1000'in üzerinde firma bulunduğunu belirten Nebol, buna karşılık, Türkiye genelinde bir yılda sadece 100-150 civarında mezun verildiğini, bundan dolayı lojistik mezununun işsizlik sorunu yaşamayacağını söyledi.
Yasaların artık lojistik sektöründe, eğitimli insan kaynağını şart koştuğunu hatırlatan Erdal Nebol, yasada; sürücü, orta kademe yönetici ve üst kademe yönetici olmak üzere üç tür personelin tarif edildiğini, dört yıllık bölümlerin, sektöre orta kademe yönetici yetiştirdiğini kaydetti. Nebol, bu personellerin alması gereken eğitimi ise şu şekilde ifade etti: 'Şoförün, uluslararası trafik kurallarını, tehlikeli maddelerin elleçlenmesi, taşınması, yüklemesi yapılırken nelere dikkat edileceğini bilmesi gerekiyor. Orta kademe yöneticinin bilmesi gerekenleri, organizasyon, pazarlama, lojistik olarak sıralayan Nebol, üst kademe yöneticinin payına da karar alma, risk yönetimi gibi konuların girdiğini belirtti.
Teknolojideki hızlı gelişmeler ve küreselleşme uluslararası ticaretin de giderek daha hızlı ve düşük maliyetle yapılmasını gündeme getirdi. İhracatçı firmalar için Çin, Hindistan gibi ucuz işgücüne sahip ülkelerle gerçekleştirilecek rekabet, ürünlerin hızlı, düşük maliyetli ve güvenli teslimatından geçmeye başladı. Böylece, ürettiği malı kendi bünyesindeki araçlarla nakleden firmalar yerine tüm sektörlerin lojistik ihtiyacını karşılayacak yeni bir sektör oluşmaya başladı. Lojistik sektörünün dünyadaki gelişmeleri ve ülkenin ihtiyacını karşılaması için de eğitimli insan kaynağının oluşturulması gündeme geldi. 10-15 yıl öncesine kadar Türkiye'de ürün lojistiğinin, üretici ya da satıcı tarafından yapıldığını belirten Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Erdal Nebol, bu hizmeti veren şirketlerin daha çok yeni olduğunu ifade etti.
Nebol, lojistiğin neden bu dönemde ayrı bir sektöre dönüştüğünü şöyle açıkladı: "Lojistik her türlü ürünün servis hizmetinin ve bilgi akışının kaynaktan, nihai tüketiciye kadar olan tedarik zinciri içindeki hareketinin verimli şekilde planlanması, uygulanması ve depolanması zor. 90'lı yılların ortalarında bilgisayarlar, bilgi teknolojilerindeki gelişmeler ve bunların iş dünyasında kullanılması lojistiği daha kolay planlanır hale getirdi. Böylece, sadece lojistik hizmeti sunan şirketler ortaya çıktı. Eskiden herkes lojistik faaliyetlerini, kendi işinde, kendi imk‚nlarıyla sağlardı."
Nebol, bu hizmeti veren şirketlerin ortaya çıkmasıyla üretici şirketlerin üzerindeki maliyet yükünün hafiflediğini dile getirdi.
Risk yöneticisine ihtiyaç var
Nebol, sektörün akademik eğitime ihtiyacını, 24 saat işleyen lojistik faaliyetlerde kısa sürede en doğru kararı alabilecek profesyonel yöneticilere duyulan ihtiyaçla açıkladı. Nebol, "İşin içine risk yönetimi, analitik düşünebilme, problemi doğru tespit edip çözme, işi ve operasyonları iyi bilme giriyor" dedi.
Sektör okulunu kendi kurdu
Nebol, sektörün eğitimle daha da gelişebileceğini farkeden Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin 1999-2000 döneminde İstanbul Üniversitesi'nde lisans düzeyinde lojistik eğitimi verilmesi için girişimde bulunduğunu ve Lojistik Bölümü'nün kurulduğunu belirtti. Nebol 1996-2002 yılları arasında ön lisans seviyesinde lojistik eğitimi veren Yeditepe Üniversitesin'de, dört yıllık Lojistik Bölümü'ne ilk olarak 2000 yılında öğrenci alındığını ve 2001'de de bölüm derslerinin başladığını belirtti. Nebol, daha sonra Okan Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde de açılan bölümlerle sayının bugün dörde yükseldiğini söyledi. Lojistik eğitimin eksikliklerine de değinen Yrd. Doç. Erdal Nebol, lojistik eğitimi verecek ‘eğitici kadro’ bulmakta sorun yaşadıklarını söyledi.
Lojistikte işsizlik sorunu yok
Türkiye'de lojistik bölümü mezunlarının iş bulmak gibi bir sorun yaşamadıklarını vurgulayan Nebol bunu, mezunların, sektörün ihtiyaç duyduğu eğitimli insan kaynağından az olmasıyla açıklıyor. Türkiye'de bu sektörde faaliyet gösteren 1000'in üzerinde firma bulunduğunu belirten Nebol, buna karşılık, Türkiye genelinde bir yılda sadece 100-150 civarında mezun verildiğini, bundan dolayı lojistik mezununun işsizlik sorunu yaşamayacağını söyledi.
Yasaların artık lojistik sektöründe, eğitimli insan kaynağını şart koştuğunu hatırlatan Erdal Nebol, yasada; sürücü, orta kademe yönetici ve üst kademe yönetici olmak üzere üç tür personelin tarif edildiğini, dört yıllık bölümlerin, sektöre orta kademe yönetici yetiştirdiğini kaydetti. Nebol, bu personellerin alması gereken eğitimi ise şu şekilde ifade etti: 'Şoförün, uluslararası trafik kurallarını, tehlikeli maddelerin elleçlenmesi, taşınması, yüklemesi yapılırken nelere dikkat edileceğini bilmesi gerekiyor. Orta kademe yöneticinin bilmesi gerekenleri, organizasyon, pazarlama, lojistik olarak sıralayan Nebol, üst kademe yöneticinin payına da karar alma, risk yönetimi gibi konuların girdiğini belirtti.
Taraf