Forumİzmir'in Köpüleri  Yeni Konu 

Çeşme'de köpekler ağlıyor

15 Ekim 2008

hurkus




Çocuk kokusu ve aile sevgisiyle büyütülmüş bir köpek, dün Çeşme’de yolumuzu kesti. Küçük kızımın ayaklarına sarılıp ağlamaya başladı. Dili olsaydı, kendilerini burada terk eden villaların sahiplerine, bütün köpekler adına şunu söyleyecekti:

Ey insanlar.

Biz köpeklerde, yalan, ihanet, ikiyüzlülük yoktur. Ekmeğini yediğimiz kapıya ömür boyu hep sadık kaldık.

Çocuklarınıza sevgi aşıladık. Sevmeyi, paylaşmayı öğrettik, yalnızlığınızı giderdik, korkularınıza ortak olduk, canımızdan çok sizin malınızı koruduk. Bahçenizin bekçiliğini yaptık.

Ey insanlar.

Yaz akşamları Çeşme sahillerinde hep beraber gezdik.

Ilıca, Boyalık, Dalyan, Büyük limanı, Paşa limanını, Çiftlik köyde anılarımız var. Pırlanta, Kum beach plajlarında kumsallarda oyunlar oynadık.

Çocuklarınızın kokusuna alıştık. Kendimizi de onlardan biri sandık. Onlarla birlikte büyüdük.

Şimdi ise bütün anıları, geçmişi yok sayarak bizleri terk ettiniz.

Sokaklarda aç ve açıkta kaldık. Sizde sıcak kışlıklarınıza döndünüz.
İnsanlık bu mudur?

Evet,

Dün 6 yaşındaki kızımın ayaklarına sarılan, bir çocuk gibi ağlayan, gözyaşları döken köpeğin dili olsaydı aynen bunları, belki daha fazlasını söyleyecekti.

Çeşme’de binlerce yazlık vardır. Sadece 3 ay kullanılır. Türkiye’nin dört bir yanından aileler buraya gelir. Bazıları köpeklerini getirir, bazıları da, burada yeni köpekler, kediler edinir. Çocuklarına hayvan sevgisi aşılamayı amaçlarlar.

Bahçeler, her ırktan, cinsten köpeklerle dolup- taşar. Caddeler, köpekleriyle dolaşan çocukların şölenine dönüşür.

Sonra 3-4 aylık tatil dönemi sona erer ve herkes evine döner. Çoğu ailenin bu köpekleri, kedileri beraberinde götürme imkânı yoktur. Sayıları binlerle ifade edilen zavallı hayvanlar ise ilçede kaderine terk edilir.

Sonbahar da Çeşme’de kalanlar daha iyi bilir. Bütün gece açlıktan ağlayan, uluyan, sahibini arayan köpeklerin sesi uykunuzu kaçırır.

Havalar soğudukça bu sesler daha da çoğalır.

Bir şeyler yapmalıyız (!)

Projesi olan lütfen bana yazsın.



Hz. Süleyman bir karıncanın bir sene boyunca ne yiyeceğini sormuş.

- “Bir Buğday” demişler.

O da denemek için bir karıncayı bir kutuya koymuş ve içine de bir tane buğday atmış.

Bir sene sonra kutuyu açıp baktığında karıncanın, buğdayın sadece yarısını yediğini görmüş.

O’na “Sen, senede bir buğday tanesi yemez miydin?” diye sorunca karınca:

- “Ya Süleyman! O rızkımı Rezzak’u Kerim verirken öyle idi. Ama rızık senin vasıtanla gelince, senin ileride ne yapacağını bilemedim. Ya beni unutursan -ki sen unutabilirsin. Ama Rabbim, mahlûkatından kimseyi asla unutmaz. İşte onun için ihtiyatlı davrandım” demiş.(alıntı)

14.10.2008
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0