hurkus
|
Enerji tasarrufuna dikkat çekmek için Türkiye'ye gelen ünlü yazar Brown, bir enerji kaynaðý olarak rüzgârýn avantajlarýný anlattý: Kimse rüzgâra ambargo koyamaz ya da fiyatýyla oynayamaz; Lester Brown, Türkiye’nin enerji politikasýný da, “Almanya elektriðinin yüzde 30’unu rüzgârdan saðlýyor. Siz hidrolikten baþka hiçbir þey yapamadýnýz” diye eleþtirdi.
Washington Post onu “Dünyanýn en etkili düþünce insanlarý” arasýnda gösteriyor. Telegraph’a göre ise, o “çevreci hareketinin gurusu.” Lester Brown, kariyerine New Jersey’in güneyinde bir çiftlikte domates yetiþtirerek baþladý. Ziraat okudu, Hindistan’a giderek gýda ve nüfüs üzerine araþtýrmalar yaptý. 1974 yýlýnda küresel çevre sorunlarýna çözüm üretmeyi hedefleyen Worldwatch Institute’ü kurdu ve uzun yýllar bu kurumun Yönetim Kurulu Baþkanlýðý’ný yürüttü. 2001 yýlýnda ise kar amacý gütmeyen ve disiplinlerarasý bir araþtýrma örgütü olan Yeryüzü Politikasý Enstitüsü’nü (Earth Policy Institute) hayata geçirdi ve halen bu örgütün baþkanlýðýný yürütüyor. 40 dile çevrilmiþ yaklaþýk 50 kitap yazmýþ, sayýsýz ödül kazanmýþ 74 yaþýndaki delikanlýyla, TEMA Vakfý’nýn davetlisi olarak geldiði Ýstanbul’da Türkiye ve dünyanýn geleceði üzerine konuþtuk. Brown Taraf’ýn sorularýný yanýtladý.
Geçen birkaç yýlda gördüðümüz þu ki; dünya tahýl talebi ikiye katlanmýþ durumda. Bunun nedeni de ABD’de büyük miktarda tahýlýn otomobillerde yakýt olarak kullanýlmak üzere üretilmesi. Bu olay potansiyel olarak çok tehlikeli bir durum, tahýlýn fiyatý yakýtýn fiyatýna baðýmlý hale geliyor. Yani, yakýt fiyatlarý arttýkça tahýl fiyatlarý da bunu izliyor. Tahýlýn fiyatý da düþük olduðu için, tahýl enerji sektöründe kullanýlýyor. Bu nedenle biyoyakýt üretimi sürdükçe tahýl ve yakýt fiyatlarý birbirine baðlý bir þekilde artýþ gösterecek ve buradaki risk de geliþmekte olan ile tahýl ithal eden ülkelerde siyasi istikrarsýzlýða sürükleyecek olmasý. Bu ülkeler umutsuz hale gelecek ve umutsuz insanlar her kötülüðü yapabilir.
Siyasi istikrarsýzlýk sonucu, güvenlik sorunlarý baþ gösterebilir ve bu durum ülkeleri dönüþü olmayan yollara itebilir.
Bütün dünyayý gezen biriyim ve gittiðim ülkelerde görüþtüðüm politikacýlarýn çok azý çevreyle ilgili acil önlemler almýþ durumda. Bugünkü sorunu çözmek için yapýlacak çok þey var. Bunlarýn en önemlisi de yenilenebilir enerji kaynaklarý. Türkiye ve ABD bu konuda çok þanslý, çünkü bunlar rüzgârýn bol olduðu ülkeler. Rüzgâr gücünü kolaylýkla enerjiye çevirebiliriz. Rüzgâr enerjisinin heyecanlý tarafý da kimse rüzgâra ambargo koyamaz ve kimse fiyatlarýyla oynayamaz. Bu yüzden daha güvenli bir enerji kaynaðý istiyorsak, rüzgârý kullanmalýyýz.
Türkiye Akdeniz ülkesi. Ýklimi gereði çok güneþ alan bir ülke. Jeotermal enerjide de þanslýsýnýz. Bu potansiyelinizi kullanmalýsýnýz.
Türk hükümetleri, yenilenebilir enerji kaynaklarý kullanma konusunda bugüne kadar çok yavaþ davrandý. Tam olarak nedenini bilmiyorum ama Türkiye AB’ye katýlmak isteyen bir ülke. AB de bu konuda çok hýzlý. Mesela Danimarka, elektiriðinin yüzde 20’sini rüzgârdan, Almanya yüzde 30’unu rüzgârdan üretiyor. Türkiye ise yenilenebilir enerjide hidro elektrik hariç fazla bir þey yapmýþ deðil.
Türkiye Kyoto Protokolü’nü imzalamakta geç kaldý. ABD daha da geç kalmýþ durumda ama dürüstçe konuþmak gerekirse, Kyoto Protokolü çok fazla bir þey deðiþtirmeyecek. Çevre hakkýndaki sorunlar o kadar çabuk büyüyor ki; bu uluslararasý anlaþmalar sonucu alýnacak önlemler, büyümenin çok gerisinde kalýyor.
Ýki aday da George W. Bush yönetimine göre iklim deðiþikliðine daha ilgili görünüyor. Yine de Demokratik Parti adayý Barack Obama, özellikle karbon salýmýnýn azaltýlmasýnda Cumhuriyetçi aday John McCain’e göre daha azimli ve kararlý çizgide. Obama’nýn “Küresel Ýklim Hareketi” adýnda planý var ve bunu kasýmdaki seçim öncesi baþlatmayý planlýyor. Bu da onun konunun ciddiyet ve aciliyetini farkettiðinin kanýtý.
Bu konuda hiç þüphem yok. Obama iklim deðiþikliði ve çevresel konularda daha güçlü diye demiyorum bunu; genel olarak onun dünyaya bakýþý açýsýndan da bunu söyleyebiliyorum ve inanýyorum ki seçildiðinde, ABD’nýn enerji, çevre, iklim konusundaki dünya liderliði statüsünü geri kazandýracaktýr. ABD bu konularda liderlik etmeye yeniden baþlarsa, tüm dünya da onu takip edecektir.
Gazetelerin geri dönüþümü gibi bireysel önlemlerden bahsetmeyeceðim artýk. Acil ve etkili bir çözüm bulmamýz gerekli. Bu da küresel enerji ekonomisini baþtan þekillendirerek sistemi deðiþtirmekle olacak. Bunun için de çok hýzlý olmamýz lazým. Taraf Gazetesi 21.06.2008
|