Teþhis eksik, tedavi yanlýþ

25 Kasým 2012 11:51 / 1530 kez okundu!

 


Kendilerini "gönüllü vatansever genç" olarak adlandýran bir grup genç tarafýndan Selçuk’a davet edilen gazeteci-yazar Banu Avar, esti gürledi. 1939 yýlýndan itibaren, tüm kurumlara sýzma olduðunu, Lozan’dan sonra yapýlan anlaþmalarda en önemli konunun uzmanlar konusunda ele alýndýðýný belirmiþtir.

Bu konuda Ýngiltere, Fransa ve Türkiye’nin yaptýðý üçlü anlaþma ile uzmanlarýn her alana rahatça girebilmesinin saðlandýðýný açýkladý, aslýnda bu anlaþmalarýn önce milleti borçlandýrdýðýný, ortam yaþanamaz hale getirilince kültürel olarak iðdiþ edilmeye baþladýðýný somut örneklerle anlattý.

Banu Avar bu konuda daha da derinleþerek, 1940'tan beri gelen giden tüm hükümetlerin batý ne derse yaptýðýný, gelen emirleri yerine getirdiklerini iddia etti.1947'de önce Marshall ile ekonomi anlaþmasý yapýldýðýný, sonra da eðitim komisyonu kurulduðunu, bu komisyonda A.B.D’li üyelerin çoðunlukta olduðunu anlatan Banu Avar, o zamandan beri eðitimimizin A.B.D’nin elinde olduðunu açýkladý. Tüm bunlarýn karþýsýnda Nutuk'tan parçalar okuyarak, Mustafa Kemal’in "Namus Cephesi" dediði, partiler üstü bir politika ile "Bu vatandan yana mýsýn deðil misin?" anlayýþý ile hareket etmemizi önerdi.

Sayýn Banu Avar’ýn söylediklerinin çoðunluðu doðru, katýlmamak elde deðil. Ama sayýn Avar, olaylarýn bir kýsmýný kendi bakýþ açýsýndan resmi tarih ve o dönemin ideolojisinden aralýyor. Kendi kýrmýzý hattýný çekiyor. Yýl 2012, ülkenin bir numaralý gündemi terör ve Kürt sorunu. Yazar Banu Avar, doðru dürüst bu konuda laf etmeden sadece Nutuk'taki yöntemle bu sorunun halledileceðini, aslýnda o dönem olsaydý böyle bir sorun yaþanmayacaðýný söylüyor. Ýþte sorun burada; dürüstçe, tarafsýzca, þeffaf bir þekilde o dönemi halka açýn bakalým.

Sayýn Avar, hadi þimdi, sizin partiler üstü dediðiniz düþünce ile görüþ ayrýlýðýný öne çýkarmadan o dönemin yöntemlerini kullanarak terör sorununu halledin bakalým. Ýddia edildiðine göre bir kýsmý kendiliðinden bir kýsmý bir takým yöntemlerle asimile olmuþ, Laz ve Çerkezleri hiç dikkate almasak dahi, benim tahminime göre 10- 15 milyon Kürt halký dünyanýn bu durumdaki konjonktürel ortamýnda sizin bu partiler üstü sonu belirsiz öneri ve þoven söyleminize katýlýr, sorun çözülür mü?

Aslýnda baþa dönüp tarafsýz bir gözle bakalým. 1923'de toplanan Ýzmir Ýktisat Kongresi ile Türkiye KAPÝTALÝST yolla kalkýnmayý seçmedi mi? Bir tane bile köylü delegesinin çaðrýlmadýðý, sadece göstermelik iki-üç iþçinin katýldýðý bu kongre kimin adýna yapýldý? Bu sistemin kendisi zaten her yol mübah anlayýþýnda bir sistem. Neden bundan bu kadar yakýnýlýyor anlaþýlýr deðil. Bu kongreden sonra iktidar olan CHP, DP, AP, ANAP, DYP, SHP, MHP, MSP, RP hepsinin kapitalist sistemin kurallarýna uygun hareket etmeleri en açýk ispatý. Hem de en acýmasýzca, en sömürgen yöntemleri ve anlaþmalarý uygulayarak.

Sayýn Avar ülkeyi bu günlere getiren, size göre, pislik yuvasý dediðiniz Meclis, 1939'dan beri, emperyalistlerle tüm anlaþmalarý, sözleþmeleri, uzlaþmalarý imzalamadý mý? Ýmzalayanlar da ‘’KUVAYÝ MÝLLÝYE RUHU’’ taþýmýyorlar mýydý? Ýnönülerin, Celal Bayarlarýn, Mendereslerin kökeni neresi? Ýnönü, Mustafa Kemal’in silah arkadaþý, baþbakan ve cumhurbaþkanlýðý yapmýþ. Celal Bayar 1924'te Mustafa Kemal’in emri ile Ýþ Bankasý kurucusu, baþbakan ve daha sonra cumhurbaþkaný olmuþ, Adnan Menderes’in, ilk partisi CHP ve baþbakanlýk yaptý. Darbeden sonra Celal Bayar ve Menderes’in takipçisi Süleyman Demirel yýllarca baþbakanlýk yaptý. Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel'in yol arkadaþý, Rahmetli Ecevit, Erbakan da ülkede baþbakanlýk yaptýlar, Alpaslan Türkeþ, T.C ordusunda asker ve baþbakan yardýmcýlýðý yaptý. En son da Recep Tayip Erdoðan, Necmettin Erbakan’ýn yol arkadaþý ve þu anda baþbakan. Burada baþka bir þey var. Ýttihatçýlýk, askeri vesayet, komploculuk.

Askeri darbeciler, vesayetçiler de yaptýklarý her þeyi Atatürkçülük, milliyetçilik, Cumhuriyet adýna yapmadýlar mý? Her darbenin arkasýnda A.B.D’nin olduðunu söylüyorsunuz. Yaptýrmasalardý, nerede darbelere karþý dik duracak irade, nerede partiler üstü sivil irade. Hala Ergenekoncularýn koruma altýna alýnmak istenmesini nasýl açýklarsýnýz? Bu ülke 10-15 yýlý hariç Cumhuriyet tarihini, sýkýyönetimlerle, olaðanüstü hallerle, ilan edilmemiþ iç savaþla geçirdi. Bu halk yýllarca baský altýnda yaþadý, ezildi, dövüldü, korkutuldu, bölündü ödlek hale getirildi. Sonra da Aziz Nesin üzerinden bu halk "cahil, bir þeyden anlamaz, % 60'ý aptal" yorumlarý yapýldý. Oysa bu halk hani sizin, bu partilerden bir þey olmaz deyip partiler üstü olunmasý için örnek gösterdiðiniz, Salihli'de halkla çok iyi baðlarý olan, dürüst, çalýþkan adayý genel merkezin aday gösterilmediðini, sevilmeyen, þýmarýk yeteneksiz birisini seçtiklerini, Gaziantep'te, lümpen tipli, ukala birisini aday gösterdiler dediðiniz, Ýstanbul'da her tarafý boyalý, parlak takým elbiseli partililerin, gecekondu bölgelerindeki evde bile güneþ gözlüðü takýp halký aþaðýlayan partililerin, sizin de bu seçim çalýþmalarýný "iðrenerek" izlediðiz partiyi halk 62 yýldýr iktidara getirmiyor zaten.

Bu ülkede terör olayý çözülmeden, nispi de olsa demokratik bir ortam yaratýlmadan hiçbir þey yapamazsýnýz. Bunun için de geçmiþle hesaplaþmadan, yüzleþmeden, özeleþtiri yapmadan, halktan özür dilemeden sorunlarýn çözüm yolu açýlamaz. Hele de böyle havaya atýlmýþ, bazý grup ve halký öteleyen suni ve temelsiz slogan niteliðinde "Bu vatandan yana mýsýnýz, deðil misiniz?" gibi yüzeysel ifadeler yeni bir bölünme, çatýþma getirmekten baþka bir iþe yaramayacaktýr. Hele de CHP Genel Baþkaný ve Parti Meclis üyesi, BÝNNAZ TOPRAK’ýn TESEF üyesi olduklarý, Tesef’in de bir SAROZ kuruluþu olduðunu, yine ayný þekilde MHP milletvekili Mithat Melen’in Saroz'la ayda bir konuþtuðunu söylemesi de içinde bulunduðumuz bu dönemin sorun çözümünde hiç katkýsý olmayacaktýr. (SAROZ; Banu Avar’ýn tanýmýna göre; küresel parayla oynayan, iktidarlarýn batmasýný çýkmasýný saðlayan bir kuruluþun baþý.)

Sayýn Avar, sivil toplum örgütlerinin, meslek örgütlerinin, odalarýn veya örgütsüz insanlarýn yerel mahalli ve kültürel örgütlerde örgütlenip din, dil, cins, etnik yapý ayrýmý yapmadan, demokrasi, eþitlik, adalet, özgürlük temelinde ülke yönetiminde söz sahibi olunmasý, partileri etki alanýna almasý, iþsizlik, yoksulluk, eðitim, saðlýk gibi sorunlarda çözümler üretmesi, gerekirse yeni oluþumlar örgütlenmesi gibi önerilerde bulunmasý daha anlaþýlýr ve doðru olurdu. Ama daha baþtan dominant bir tavýrla eþitlikten, demokrasiden, özgürlükten, adaletten söz etmeksizin, Türkçe bile olmayan vatan kelimesi üzerinden ayýrým yapmasý yeni bir öteleme, ayrýþtýrma yöntemidir. Sizin bu havada önerinize katýlmayanlar hýyanet içinde mi olacaklar? Ne kadar kolay bir suçlama. Gerçi konuþma yaptýðýnýz salonun kapýsýndan çýkan dinleyiciler, dediklerinizi o an unutup, evli evine köylü köyüne partili partisine gidecektir.



Sabahattin ÝZCÝOÐLU

25.11.2012


Son Güncelleme Tarihi: 27 Kasým 2012 11:57

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.