Ýyi ki gitmiþim

07 Mart 2013 11:36 / 1510 kez okundu!

 


Müzisyen, söz yazarý, insan haklarý savunucusu Þanar Yurdatapan’ýn fikir babasý olduðu TkMM (Türkiye küçük Millet Meclisi)nin 1 Mart 2013 tarihinde yapýlan Ýzmir oturumuna yazarý olduðum izmirizmir.net internet gazetesinin davetlisi olarak katýldým.

Bu oluþum, kýsaca SIK SIK ‘’dört yýlda bir’’ deðil, DÜZENLÝ, her ayýn ilk hafta sonu, ARACISIZ, doðrudan, yüz yüze, ÖN YARGISIZ, farklýlýklarýmýza saygýlý, SANSÜRSÜZ, filitresiz DÝYALOG için ilkeleri ile oluþmuþ bir oluþum. Gerçekten de bu oturum da hemen hemen bu ilkelere uyularak gerçekleþtirildi. Konuþmacýnýn tarafýný belli edecek, destekleyecek alkýþ, tezahür gibi hareketlerin de yapýlmadýðý toplantýda, konuþmacýlara sürenin adaletli uygulanmasýna da hassasiyet gösterildi.

Þanar Yurdatapan’ýn moderatörlüðünde ve Pervin Mýsýrlýoðlu’nun ‘’Hamallýðý’’nda yapýlan bu toplantýya CHP’li milletvekili Musa Çam, baþta kadýnlar kolundan olmak üzere CHP liler, BDP, MYK üyesi, Hayri Ateþ, Yeþiller ve Sol Gelecek Partisi eþ baþkaný Arif Ali Cangý, Diyarbakýr’dan sadece bu toplantý için gelen Eyüphan Kaya, AKP ve MHP örgüt olarak katýlmamakla beraber AKP’ li olarak kiþisel katýlýmcýlarýn yanýnda birçok sivil toplum örgütü, dernek de bu toplantýya katýldý.

Gündem doðal olarak barýþ süreci. Önce söz isteyen tüm sivil toplum örgütleri ve derneklere ikiþer dakikalýk sürece iliþkin söz hakký verildi. Ardýndan parti adýna katýlanlara beþer dakikalýk konuþma hakký, ardýndan tüm diðer katýlýmcýlara, kimin tarafýndan cevaplamasýný istiyorsa ona 15 saniyelik soru sorma hakký, bu sorulara karþýlýk vermek içinde 2'þer dakikalýk cevap hakký verilmesi suretiyle toplantý üç saatte tamamlandý.

Doðal olarak konuþmacýlarýn tümü, toplantýya katýlanlarýn hepsi barýþ istiyor. Akan kanýn durmasýný istiyor. Huzur ve güven ortamýnýn saðlanmasýný istiyor. Barýþ saðlandýðýnda bu iþten zararlý çýkacaklar bile bu toplantýya katýlsalar idi, onlar da ar belasýna barýþ istemek zorunda olacaklardý. Gerçi bu toplantýda konuþmacýlar ve katýlýmcýlar zorlama bir barýþ isteðinde bulunmadýlar. Ýçtenlikle, samimiyetle bu isteklerini dile getirdiler. Doðuda duvarda oturan iki kardeþin, bir çocuðu devlette asker olduðunu, diðerinin çocuðunun da daðda PKK'li olduðunu bunlardan birisinin öleceðini, duygusal ve duyulara hitap eden somut örneklerle ne denli barýþ yanlýsý olduklarýný anlattýlar. Fakat barýþ örtüsünün altýný sorularla kaldýrýp bakmaya baþlayýnca sürecin ne kadar zor olduðu ortaya çýkmaya baþladý. Süreçte her an ince kýrýlganlýklar, üstü örtülü kýzgýnlýklar olabileceði açýkça sezinlendi.. çocuðuna kýzan bir babanýn, yediðin önünde yemediðin ardýnda daha ne istiyorsun der gibi (yanlýþ anlaþýlmasýn böyle bir soru sorulmadý benim yorumum) ‘’cumhurbaþkaný olabiliyorsunuz, meclis baþkaný olabiliyorsunuz, vekil oluyorsunuz, daha ne istiyorsunuz?’’ gibi sorular barýþýn içeriðinin hala anlaþýlamadýðýnýn ve sorunu bilerek veya bilmeyerek kavranamadýðýnýn iþaretleri olarak ortaya çýktý. Ayný þekilde Türkiye’nin sosyal demokrat ana muhalefet partisinin anadilde tek dili kabul etmesi, farklý dillerde eðitime karþý olmasý, vatandaþlýk tanýmýna açýklýk getirememesi barýþ sürecinin önündeki handikaplarýn en açýk ifadesi olarak burada da karþýmýza çýktý

Peki Kürtler ne istiyor? "Türkiye’nin bölünmesine karþý olduklarýný, demokratik bir Türkiye istediklerini, tüm kimliklerin eþitçe ve özgürce ifade edilmesini istiyoruz" diyorlar. Türkçe'nin resmi dil olmasýný kabul ederek, anadilde eðitim ve öðretimi temel hak ve istek olarak gördüklerini söylüyorlar. Tüm isteklerinin de A-4 kaðýdýný doldurmayacak kadar 6-7 maddelik istekleri olduklarýný 1921 Anayasasý'ndaki isteklerini dile getiriyorlar. Daha açýkçasý anladýðým kadar ile ‘’Kürt’’ olduklarýný ifade etmek istiyorlar.

Aslýnda bir kere daha gördüm ki bu süreç, barýþ sürecinden daha önemli olan demokrasi sorunu, demokrasinin içselleþtirilmesi sorunu olarak karþýmýza çýkýyor. Dil, din, ýrk hepsi evrensel insan haklarý konusu. Dünyanýn bu evresinde insan haklarý olarak hele de insan haklarý evrensel bildirisine imza atmýþ bir ülke olarak bu sorunlarýn pazarlýk edilmesine, tanýmlar yapýlmasýna, tartýþýlmasýna, hatta anayasaya girmesine, yasal maddeler haline getirilmesine bile gerek yoktur. Bu evrensel hakka göre herkesin dilini özgürce öðrenmesi, eðitim görmesi, dini inancýný yerine getirmesi bir haktýr. Nasýl ve neden insan olduðumuz tartýþýlamazsa, bu söz konusu tartýþýlan konular da insan olma hakký gibi tartýþýlmamalýdýr, herkes eþit ve özgür olarak kendini en mutlu olacaðý þekilde ifade edebilmelidir.

Toplantý sonrasý katýlanlarýn düþüncelerinde çok büyük deðiþiklikler olduðunu zannetmiyorum, ama Mazlum-Der'li baþý örtülü bir kadýnýn ‘’Benim kadýnlýk, Müslümanlýk, Sünnilik, politik görüþ olarak bir sürü kimliðim var, tüm bu kimliklerimi bir kenara býrakarak, insan haklarý savunucusu olarak akan kanýn durdurulmasý için Ýzmir de ne yapýlmasý gerekiyorsa yapmaya hazýr olduðunu" açýk yüreklilikle bildirmesi toplantýnýn en dikkate deðer ifadesi idi... Bir de Talat Ulusoy’un ‘’Hükümetin bu konuda bir adým attýðýný, muhalefetin iki adým atarak hükümetin önüne geçemez mi?‘’ sorusunu umarým muhalefet özellikle toplantýya katýlan ana muhalefet milletvekilinin kanalý ile düþünür ve gündemini yeniden belirler. Bu toplantýda öðrendiðim yeni bir kelime de Kürtçe'de barýþýn karþýlýðý ‘’AÞÝTÝ’’ kelimesi oldu. On beþ yýl önce bu kelimeyi deðil böyle yazmak aðzýmýzdan çýktýðý an 7.5 yýl hapis yerdik. Neyse, daha ileri Demokratik bir Türkiye için amasýz, fakatsýz ‘’AÞÝTÝ’’ için herkese büyük sorumluluk düþtüðü, bu toplantýda açýkça bir daha görüldü.


Sabahattin ÝZCÝOÐLU

06.03.2013

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.