Petkim, İzmir ve ihracatın geleceği… Fikri Türkel
03 Ağustos 2010 01:56
Aliağa’da Petkim tesislerinden yazıyorum. Konu ihracat ama İzmir’e gelince birkaç değerlendirme yapmadan edemiyorum. İzmir için ne yapabilirsek azdır. TİM’in her ay açıkladığı ihracat rakamlarını, bölgeden iyi ve kötü haberlerle yorumlamak istiyorum.
Keşke Kemal Kılıçdaroğlu, 35. Madde değişiklik teklifini 35’i yani İzmir’i değiştirmek için söyleseydi. Şehrin sorunları her geçen gün kronik bir hal almaya devam ediyor.
Malum İzmir limanı için 3 yıl önce ihale yapılmıştı ve süreçle ilgili olarak Danıştay 30 ay sonra özelleştirmeyi iptal etmişti. Devletin cebine girecek olan 1 milyar 275 milyon dolar girmediği gibi şimdi yenileme ve genişleme çalışmalarıyla ilgili olarak da 500 milyon dolara yakın para harcanması gerekiyor.
İzmir’in ihracattan aldığı pay her geçen yıl azalıyor. 2001 yılında yüzde 8,8 pay alırken bu rakam 2009’da yüzde 6’ya düştü. İlk 6 ayın rakamlarına bakarsak 6’nın da altına inmiş durumda.
Türkiye, cumhuriyetin 100. Yılında 500 milyar dolar ihracat yapacaksa, sadece İzmir limanı değil, pek çok limana daha ihtiyaç duyacak ve yeni lojistik yolları bulmak zorunda kalacak.
Bu açıdan bakınca Petkim, başarılı bir örnek olarak daha da öne çıkıyor. Türk - Azeri girişimi olan Socar – Turcas konsorsiyumu olarak özelleşen Petkim’de yeni yatırımlar gündemde.
Petkim niye önemli?
Türkiye, dünyanın 16. büyük ekonomisi ve Avrupa’nın 6. büyüğü durumunda. Goldman Sachs’ın 2050 projeksiyonuna göre de dünyanın dokuzuncu büyük ekonomisi olacak. Ancak petkokimya sektöründeki büyüklüğü 33. Sırada yer alıyor.
Başka bir ifadeyle Amerika’nın petrokimya büyüklüğü yanında 60’da bir, Suudi Arabistan’a göre 20’de bir, Singapur’a göre de beşte bir oranında bir üretim kapasitesine sahip. İhracat potansiyeli olmasına rağmen kendi kendine bile yetemiyor.
Bu amaçla Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırım projesini hayata geçirmeye başlanmış durumda. Bu gerçekleştiğinde petrokimya tesisi, ham petrol işlemesi, liman ve depolarıyla lojistikte ve rüzgar enerjisi de içinde olmak kaydıyla enerji yatırımlarıyla iddialı bir konumda olmak istiyor.
Aliağa yarımadası yeni konumuyla Avrupa’nın örnek petrokimya merkezi olmasının yanı sıra, İzmir için yeniden çıkış noktalarından biri olacak.
Petkim’in Genel Müdürü Hayati Öztürk, 2018 yılında Türkiye’nin cari açığına 5 milyar dolar katkı yapacak bu yarımadadaki ekonomik değeri şöyle açıklıyor: “10 ila 15 milyon ton petrol işleyen, 1 milyon ton konteyner parkı, 10 bin doğrudan istihdam ve 5 milyar dolar katma değer üreten bir tesis bir değer merkezi”.
Petkim, İzmir ve Türkiye için önemli. Bu stratejik öneminden dolayı da TİM, bu ayki ihracat rakamlarını buradan açıklayarak destek oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin demeçlerini haberlerden takip ediyorsunuzdur. Kur sorunu hala önemli bir gündem maddesi ve hedeflerin değişmesine sebep oluyor.
TİM, Cuma günü TEPAV’ın ihracatla ilgili çalışmasına bir açıklama gönderdi. Açıklamaya göre; “İhraçatta Eksen Kayması Yaşanmamıştır” hükmü öne çıkıyor. Son aylarda politikada gündem maddesi olan “Eksen Kayması” iddiaları açısından iyi incelenmelidir.
Krizin etkilerinin en yoğun hissedildiği Avrupa’daki ihracat rakamları verileri sağlıklı sonuç vermeyebiliyor. Daha önemlisi, Avrupa’da ne olup bittiği anlaşılmadan ihracat stratejisi yapılandırılmaz. Şimdilik hala ihracattaki payda AB ülkeleri yüzde 46’dır. Kriz öncesi bu oran 2008’de ise yüzde 56 olarak gerçekleşmişti.
Asıl sorun bundan sonrasıyla ilgilidir. AB’de Yunanistan başta olmak üzere her ülke tasarruf tedbirlerine gitmektedir.
Bunun yanı sıra euro – dolar paritesinde esnek kur sistemi ithalatı özendirmektedir. Büyükekşi, Merkez Bankası’nın günlük döviz alımında 50 milyon dolar ve 50 milyon euro alımıyla kurların desteklenmesini istemektedir.
Bu yılın Şubat ayından beri çift hanelerle büyüyen ihracat bu ay yüzde 10 hedefini tutturamamış ve yüzde 5.97 gerçekleşmiştir. Sebep olarak kurlar gösteriliyor.
Sonuçta Türkiye, hem istihdam hem de ihracat hedeflerini yeniden belirlemeli ve buna bağlı olarak parasal dengeleri yeniden oturtmalıdır.
Politikadan bireysel yatırımlara kadar, her şey birbiriyle ilişkilidir. İzmir veya başka bir yerdeki yatırımlarla ihracat hedefleri arasındaki ilişkiyi de hiç unutmamız gerekiyor.
Taraf/02.08.2010
Son Güncelleme Tarihi: 03 Ağustos 2010 23:35

