Kedinin hayatını kurtardı, Savcılığı harekete geçirdi...

04 Ağustos 2010 23:35  

 

Kedinin hayatını kurtardı, Savcılığı harekete geçirdi...

AKÇAY- ÖZEL- Tiyatro sanatçısı Sibel Nançin, tatilini geçirmekte olduğu Akçay'da bir kedinin, zorla bir köpeğe parçalattırılması girişimine tanık oldu. Bir yaşam savunucusu olarak olaya müdahale etti. Hem kedinin canını kurtardı hem de Savcılığı harekete gçirip, kediyi, köpeğe zorla öldürttürmek isteyen kişi hakkında dava açılmasını sağladı.

Sibel Nançin, tanık olduğu olayın nasıl geliştiğini Sesonline.net'e anlattı:

Doğanın ve hayvanların ne kendini savunacak 'avukatları', ne çıkarlarını koruyacak 'sendikaları', ne de 'oy hakları' var.
Tam da bu nedenle; tüm canlıların 'yaşam haklarını' savunan, onlarla birlikte, yaşamı eşit ve adilce paylaşabilmek için, 'türcülüğü' reddeden bir noktadan baskı ve sömürüye karşı çıkan duyarlı insanlara, yaşam savunucularına çok iş düşüyor. Unutmayalım, DÜNYA YALNIZ BİZİM DEĞİL..."
(Gazeteci- yazar hak savunucusu, Yalçın Ergündoğan'ın YAŞAM SAVUNUSU -Belge Yayınları- kitabından...)

"3 Ağustos Salı akşamı, Saat: 20.30'da Akçay, Sarıkız Zeyninli'ye doğru yürürken birinci köprü başı, Plaj Caddesi Akpet önünde solda göl içinde bulunan küçük bir teknede bir adam, canlı bir kediyi küpeli sokak köpeğinin ağzına verip, köpeği kediyle top gibi oynatmaya zorladı. Kendisi de karşısına geçip kahkahalar atarak zevkle izledi. Ben ilk şokumu atlatır atlatmaz hemen bağırdım ve müahale ettim. Müdahalem üzerine, köpek kediyi bıraktı. Adam ise; köpeğe vurup, kediyi ağzından bıraktığı için kızmaya başladı. Ben de olayın birinci dereceden tanığı olduğum için, adama müdahale ettim ve "sen ne yapıyorsun kardeşim, köpeğe vurma ve kendini göle at ve boğul" dedim. "Neden böyle yapıyorsun, senin vicdanın yok mu, bu bu nasıl bir zevktir" şeklinde tutum aldım. Etrafta pek çok kişi vardı. Ama, benim çığlıklarıma ve müdahaleme kimse destek olmadı. Kediyi uzun süre bulamadım. Sonra sazlıkların arasında korkuyla dururken gördüm ve hemen polisi aradım. Bu arada, polisle konuştuğumu görünce adam kayboldu. Polislere durumu anlattım. Önce, pek ciddiye almadılar. Ama ben Hayvanları Koruma Yasası'ndan, hukuktan, yaşam hakkından söz edip, görevlerini yapmadıkları için onlardan da şikayetçi olacağımı söylediğim zaman, hemen kendilerine geldiler. Kedi için itfaiye çağırdık 15-20 dakika sonra, henüz itfaiye gelmeden kedi sazlıklardan topallayarak kaçtı. Ardından, kediye bakan, aynı zamanda olayın yaşandığı teknenin sahibi olan kişi yanımıza geldi. O da kendi mülküne habersiz girdiği için o adamdan şikayetçi olacağını söyledi. Söz konusu kişinin telefon numarasını aldım. Kediyle ilgili bilgi vermesini istedim. Polislerle beraber Akçay Emniyet müdrülüğü'ne gidip müşteki olarak ifademi verdim. Nöbetçi savcı arandı ve savcı suçun tam adını bilmediğini Türk Ceza Kanunu'na bakıp adını koyacağını söyledi ve bu arada, polisler bu olayı kapatmak için sonsuz enerji harcarken; ben de şüpheliyi getirtmek için çaba harcadım ve sonunda kazandım. Sonunda, bu hafta içinde evrakların savcıya ulaşağını söylediler..."

SAVCILIĞA DİLEKÇE KAMPANYASI

Öte yandan, yaşanan olayla ilgili olarak "Yaşam Hakkına Saygı Derneği" de savcılığa bir dilekçe yazarak, "bu vahşeti gerçekleştiren kişi hakkında gerekli işlemlerin acilen yapılarak, cezalandırılması" talebinde bulunduğu bir dilekçeyi imzaya açtı.

Dilekçeye imza atmak için tıklayın: YAŞAM HAKKINA SAYGI


Sesonline.net


Son Güncelleme Tarihi: 05 Ağustos 2010 12:26

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0