'İnsan türü doğadaki ayak izlerini en aza indirmeli...'

12 Mayıs 2010 01:23  

 

'İnsan türü doğadaki ayak izlerini en aza indirmeli...'

İSTANBUL- Üniversite bünyesinde kurulan 'Doğaya ve Hayvanlara Saygı Topluluğu' (OKANDOHAY) tarafından düzenlenen "Bu dünya yalnız bizim değil-2010" temalı etkinlik; Okan Üniversitesi Akfırat Yerleşkesi'ndeki Güzel Sanatlar Fakültesi salonunda yapıldı.

Etkinlik kapsamında, sinema sanatçısı ve biyolog Ediz Hun, "Dünya Yalnız Bizim Değil Platformu" (DYBD) kurucusu, "Yaşam savunusu" kitabının yazarı gazeteci-yazar Yalçın Ergündoğan ve Yaşam Hakkına Saygı Derneği Yönetim Kurulu üyesi, müzik sanatçısı Sarp Sanin'in konuşmacı olarak çağrılı olduğu 'Türcülük ve Hayvan Hakları' konulu panel öğrenci ve öğretim üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.

"DOĞADAKİ AYAK İZLERİNİZİ AZALTIN"

Ediz Hun'un mazereti nedeniyle katılamadığı panelde konuşan hak savunucusu gazeteci-yazar Yalçın Ergündoğan sunumunda, hayvan hakları savunucularının sadece sokakta yaşanan kentlerin eski sakinleri kedi ve köpeklere uygulanan zulümle kendilerini sınırlı tutamayacaklarına vurgu yaparak; "Hayvan hakları savunucuları, hayvanları yiyecek ya da giyim malzemesi, eğlence ya da deney aracı olarak kullanmanın yanlış olduğuna inanır. Bütün hayvanların çıkarlarının en iyi şekilde gözetilmesi gerektiğini ve bir hayvanın çıkarlarının gözetilmesi için mutlaka şirin, insanlara yararlı ya da soyu tükenme tehlikesi içinde olmasının ya da herhangi bir insanın onları sevmesinin gerekmediğini savunur" dedi.

ergündoğan, tüm dünyada, hayvan hakları mücadelesinin çok daha geniş boyutlar kazandığını, bu mücadelenin tıpkı insan hakları mücadelesi gibi, cinsiyet ayrımcılığına, ırkçılığa karşı mücadele ve benzeri hak mücadelelerine eklemlendiğini, Türkiye'de de aslında bunun mücadelesinin verildiğinin" altını çizdi. Ergündoğan, konuşmasında "Sanayi tipi hayvan üretimini görmemezlikten gelen, bunun üzerine gitmeyen bir hayvan hakları mücadelesi olamayacağını belirterek; "her gün binlerce tür yok oluyor. Oysa ki en akıllı, en zeki olduğunu iddia eden, diğer canlı türlerine mesafeli duran, kibirli ve benmerkezci insan türünün yapması gereken en önemli şey doğadaki ayak izlerini en aza indirmektir.

Tıpkı ırkçılığa karşı mücadele ettiğimiz gibi, cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele ettiğimiz gibi, savaşlara, nükleerin her çeşidine, işkencelere, baskılara, sömürüye, soykırıma karşı çıktığımız gibi türcülüğe de bir türün bir başka tür üzerinde tahakküm kurmasına da karşı çıktığımızı haykırmanın tam zamanıdır" dedi.

"HAYVAN DENEYLERİ ÇOK GEREKSİZ"

Hayvan deneylerinin de gerksizliğine vurgu yapan Yalçın Ergündoğan; "Tıp tarihçileri, yaygın bulaşıcı hastalıklara bağlı ölüm oranlarında 1900’lerden bu yana yaşanan düşüşün, beslenme ve hijyen standartlarının yükselmesine bağlı olduğunu, hayvan deneylerinden elde edilen bulguların bu gelişmede hiçbir payının olmadığına" dikkat çekti. Ergündoğan, merkjezi ABD'de bulunan 2 milyon üyeli PETA (People For The Ethical Treatment of Animals /Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler Derneği)'nın derlediği verilerden örnek vererek; "Tıp alanındaki önemli gelişmelerin büyük kısmı hayvan deneylerinden bağımsız buluşlar sayesinde gerçekleşmiştir: Anestezi, stetoskop, morfin, radyum, penisilin, yapay solunum, röntgen ışını, antiseptikler, CAT, MRI ve PET taramaları; bakteriyoloji ve mikrop/bakteri (germ theory) çalışmaları; kolesterol ile kalp hastalığı, sigara ile kanser arasındaki bağın keşfi; HIV virüsünün saptanması vb. Hayvan deneyleri bu ve benzeri gelişmelerde hiçbir rol oynamamıştır" dedi.

Panelde konuşan, Yaşam Hakkına Saygı Derneği Yönetim Kurulu üyesi, müzik sanatçısı Sarp Sanin ise; "doğayı, çevreyi ve bunun ayrılmaz bir parçası olan hayvanların haklarına saygı ve koruma bilincinin tüm dünya ile birlikte Türkiye'de de yükseldiğine vurgu yaparak, eğitim kuruluşlarına bu bilincin yükseltilmesinde büyük görev düştüğünü vurguladı.

Nicolaas G. Pierson Foundation desteğiyle gerçekleştirilen "Küresel Isınma Tabağınızda", "Küresel Isınma ve Et Gerçeği" filminin Yaşam Hakkına Saygı Derneği'nin, "Hollanda Hayvanlar Partisi (Partijwoor de dieren)'nin girişimi ile Türkçe seslendirilerek Türkiye'de de gösterime sokulduğunu da belirten Sanin; filmin, "gözden kaçan ya da bilinçli kaçırılan bir gerçeğe parmak bastığını" ifade etti. Sanin, "belgeselde de vurgulandığı gibi, et tüketimindeki düşüş; ormanların yok edilmesi, su kıtlığı, adaletsiz yiyecek paylaşımı ile savaşımda olumlu sonuçlar yaratabilir. Et tüketiminin neden olduğu yüksek toplumsal maliyetler göz önünde bulundurulduğunda et gerçeği asla ihmal edilmemelidir" dedi.

Okan Üniversitesi'nde düzenlenen etkinlikte, panelin ardından, 'Doğaya ve Hayvanlara Saygı Topluluğu' (OKANDOHAY) tarafından Türkçeleştirilen
'Earthlings' (Dünyalılar) filminin gösterimi yapıldı.


Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0