Hak savunucuları yürüdü: Hayvanlara yönelik şiddet kabahat değil, 'suç...'

18 Ekim 2010 01:54  

 

Hak savunucuları yürüdü: Hayvanlara yönelik şiddet kabahat değil, 'suç...'

İzmir, Bornova'da bir üniversite öğrencisinin sokakta yaşayan bir kediyi ayağıyla başına vura vura ezerek öldürmesi başta İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir'de Cumartesi günü yapılan yürüyüşler ve gösterilerle ile protesto edildi. Protestolarda, hayvan hakları savunucuları ve hayvan korumacıların ortak talebi; 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası'nda hayvanlara yönelik şiddetin 'Kabahatler Kanunu'ndan çıkarılıp, Ceza Yasası kapsamına alınması oldu.

Göstericiler, "hayvanlara eziyet eden, şiddet uygulayan, tecavüz eden ve vahşice katleden insanların, hiçbir şey yapmamış gibi toplum içinde dolaşmalarından son derece rahatsızız" dedi. Yürüyüşlerde, sık sık "Sessiz kalma, suça ortak olma", "Bugün hayvana, yarın insana" sloganları atıldı.

Gösterilerde yapılan açıklamalarda, "İzmir Bornova’da üniversite öğrencilerinin kendini müdafaa edecek durumda dahi olmayan, dişleri dökülmüş yaşlı bir sokak kedisini, sahibi olduğu köpeğine saldırtmak için sığındığı küçücük bir kutudan çıkması için zorlaması ve beceremediğinde vahşice döverek, başını ezmek suretiyle öldürmesinin görüntüleri basında yer almış ve toplumda infial yaratmıştır.
Saldırgan olarak tanıtılmaya çalışılan Pitbull cinsi köpeği bile, sözde insan olan sahibinin vahşetine ortak olmamıştır. vurgusu yapılarak; Hayvanlara eziyet eden, şiddet uygulayan, tecavüz eden ve vahşice katleden insanların, hiçbir şey yapmamış gibi toplum içinde dolaşmalarından son derece rahatsızız" denildi.

Yurt düzeyinde yapılan protesto gösterilerinin ortak talebi ise, 5199 sayılı 'Hayvanları Koruma Yasası'nda gerekli değişiklerin yapılarak, hayvanlara yönelik şiddetin 'Kabahatler Kanunu' kapsamından çıkarılarak, Ceza Yasası'na alınması oldu.

* * *

‎"Tıpkı ırkçılığa, cinsiyet ayrımcılığına, savaşa, nükleere, işkencelere, baskılara, sömürüye, soykırıma karşı çıktığımız gibi, 'türcülük' zihniyetine, 'bir türün başka bir tür üzerine tahakküm kurmasına' da karşı çıktığımızı haykırma zamanı.

Doğanın ve hayvanların ne kendini savunacak 'avukatları', ne çıkarlarını koruyacak 'sendikaları', ne de 'oy hakları' var. 'İnsan merkezci' saplantılarımızı, 'kibrimizi' terk edebildiğimiz ölçüde diğer türlerle yaşamı daha eşit paylaşabilmeye yaklaşabileceğiz. Hayvanların merhamete, acınmaya, korunmaya değil, haklarının tanınmasına ve saygı gösterilmesine ihtiyacı var.
Unutmayalım, Dünya Yalnız Bizim Değil..." [Yalçın Ergündoğan'ın 'Yaşam Savunusu' kitabından... / Belge Yayınları]


Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0